Bilindiği üzere asbest; asbestoz ve mezotelyoma gibi hastalıkların yanı sıra, akciğer, gırtlak ve sindirim sistemi kanserlerine yol açan bir kimyasaldır. Madde, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından, kanserojen maddeler listesinde “kesin kanserojen” tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılmıştır. Asbestin her türünün çıkarılması, işlenmesi, satılması ve ithalatı, asbest içeren her türlü ürünün ithalatı ve satılması ile asbest ürünlerinin veya asbest ilave edilmiş ürünlerin üretimi ve işlenmesi 2011 yılında yürürlüğe giren yönetmelik ile ülkemizde yasaklanmıştır.
Ne var ki, 20 yıllık bir süreç için planlanan ve yaklaşık 7 milyon binanın yenilenmesi veya yıkılmasını kapsamında tutan kentsel dönüşüm süreci, yıkımlar esnasında ortaya çıkacak asbestin toplum sağlığı açısından büyük bir risk arz etmesi nedeniyle, maddeden korunmanın en az 50 yıl daha Türkiye gündeminde yer alması gerektirmektedir. Sendikamız YOL-İŞ, yıkımlar ve yıkım sonrası ortaya çıkan artığın kaldırılması ve depolanması süreçlerinde çalışan inşaat işçilerinin asbestten korunma ile madde ile temaslarında etkin sağlık ve güvenlik koşullarının tesisi hususlarında harekete geçmiştir.
Bu itibarla, uluslararası üst kuruluşumuz Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) ve Avrupa İnşaat Endüstrisi İşveren Federasyonu (FIEC) tarafından Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle gerçekleştirilen beş oturumluk seminerler dizisinin 3. ayağına ev sahipliği yaptık. İSG Yönetim Sistemi Geliştirme Kılavuzu ve Asbestle Güvenli Çalışmaya Yönelik Bilgi Modülü Bilgilendirme Seminerimizi 30 Eylül 2014, Salı günü İstanbul’da gerçekleştirdik.
Toplantıya Genel Başkanımız Ramazan Ağar, Genel Başkan Yardımcımız İsmet Tan, Genel Sekreterimiz Tevfik Özçelik, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz Mehmet Yolasığmazoğlu, Genel Eğitim Sekreterimiz Ahmet Kılıç ve Genel Mevzuat Sekreterimiz Recep Karakaşlı ev sahipliği yaparken, Sendikamız YOL-İŞ’in İstanbul Şubeleri Yönetim Kurulu Üyeleri ile uzmanlarımız da etkinlikte hazır bulundular. Kardeş sendikalarımızdan AĞAÇ-İŞ Genel Başkanı Mürsel Taşçı, ORMAN-İŞ Genel Başkanı Baki Yüksel ve TARIM ORMAN-İŞ Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş ile beraberlerindeki heyet üyeleri de seminerimizin diğer katılımcıları idi.
Ağar, “Taşeronlaştırma, Üyelerimizin
Sağlıklı Çalışma Hakkını Tehdit Etmektedir”
Seminer Genel Başkanımız Ramazan Ağar’ın açış konuşması ile başladı, “Üyesi bulunduğumuz Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu ile Avrupa İnşaat Endüstrisi İşveren Federasyonu öncülüğünde ve Sendikamız YOL-İŞ’in ev sahipliğinde düzenlenen “Bilgilendirme Semineri’ne” hoş geldiniz. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusu çerçevesinde gerçekleştiriyor olduğumuz bu önemli etkinliğimizde bizlerle olduğunuz için mutluluk ve onur duyuyoruz.
Kuruluşundan itibaren, aynı hedefle mücadeleye koyulmuş olan Türkiye Yol-İş Sendikası, üyelerinin en temel hakkı olan sağlıklı yaşama ve çalışma hakkı için, bu mücadelesini ülke sınırlarının ötesine taşımış, İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali (BWI), Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI), Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) ve Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu (EPSU) bünyesinde üstlendiği görevler, ortaklaşa gerçekleştirdiği eylem ve etkinlikler ile değeri yadsınamaz mesafeler kat etmiştir. Seminerimizin, bu yolda önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyacağına olan inancım tamdır.
Başta taşeronlaşma olmak üzere, geleneksel istihdam biçimlerinin yanında ortaya çıkan yeni ve esnek istihdam türleri, üyelerimizin sağlıklı çalışma hakkının yanı sıra, işletmelerin verimlilik ve ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini her geçen gün daha büyük bir tehditle karşı karşıya bırakmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıklarına zemin hazırlayan bu tehdit, gerekli önleyici tedbirlerin alınmasını, bu tedbirlerin eksiksiz uygulanması ise tüm paydaşların sosyal diyalog ve işbirliği içerisinde olmasını gerektirmektedir.
Seminerimizin, Türkiye’den ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden işveren temsilcilerini, aynı amaç etrafında bizlerle bir araya getirmiş olması nedeniyle bir emsal teşkil ettiğini, önemle vurgulamak isterim. Bugün burada, değerli konuklarımızın yapacakları sunuşların ve siz değerli katılımcıların görüş ve önerilerinin, iş kazaları ve meslek hastalıklarını minimum düzeye indirecek olan sağlık ve güvenlik kültürünün, daha üst seviyelere taşınmasına katkıda bulunmasını temenni eder, ülkemiz ve dünya işçileri için hayırlara vesile olmasını dilerim”.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği İçin
Avrupa Sosyal Diyalogu
Sendikamız YOL-İŞ İnşaat Birimi’nden Mimar Hakan Özçelik’in moderatörlüğünde gerçekleşen ilk oturum “Avrupa Sosyal Diyalogu” başlığını taşıyordu. Bu oturumda Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) İSG Politika Sekreteri Rolf Gehring üst kuruluşumuz ile FIEC’in 2012 yılından bu yana sürdürdükleri müşterek faaliyetleri 3 ana başlık altında takdim etti. Gehring’in sunumunda; mesleki eğitim üzerine çalışmalar kapsamında asbest ve duvar örücülere yönelik hazırlanan bilgi modülleri ve oluşturulan Avrupa Birliği İnşaat Sektörü İçin Mesleki Yeterlilik Konseyi, sağlık ve güvenlik üzerine çalışmalar kapsamında inşaat endüstrisinde nano ürünler, İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Rehberi ve inşaat sektörünün psiko – sosyal riskleri araştırması ile istihdam üzerine çalışmalar kapsamında hileli serbest mesleklerle mücadele ve inşaat sektörü için kimlik kartı girişimleri ortak aktiviteler olarak sıralandı.
Aynı oturumda bir sunum gerçekleştiren Avrupa İnşaat Endüstrisi İşveren Federasyonu (FIEC) Sosyal Komisyon Direktörü Domenico Campogrande ise inşaat sektörü için belirlenecek sosyal politika aşamalarının müzakeresinde ve sosyal taraflar arasında hazırlanarak yürürlüğe konulacak bağımsız anlaşmalar hususunda sosyal diyalogun önemine vurgu yaptı. Campogrande, “İnşaat sektöründe çalışan işçilerin sağlıklı ve güvenli çalışma ve yaşam standartlarına kavuşabilmesi için tüm sosyal paydaşların eksiksiz bir işbirliği uygulamaya geçirmeleri şarttır” sözlerine yer verdi. Direktör bu itibarla, EFBWW ile 1998 yılından bu yana yakın bir işbirliği içerisinde olduklarını ve sağlık – güvenlik konuları da dâhil olmak üzere, inşaat sektörünün güncel sorunları üzerine 43 adet komiteyi ilgili çalışmalar yapmak üzerine tesis ettiklerini belirtti.
İSG Yönetim Sistemi
Geliştirme Kılavuzu
Seminerin ikinci oturumu EFBWW ve FIEC üyesi örgütlerden uzmanların oluşturduğu komite vasıtasıyla hazırlığı gerçekleştirilen “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi Geliştirme Kılavuzu” hakkında bilgilendirme bölümüne ayrılmıştı. Oturumun açışını yapan EFBWW İSG Politika Sekreteri Rolf Gehring, “AB üyesi ve aday ülkeleri içerisinde inşaat sektörünün ölümlü iş kazaları riski açısından ilk sırada yer almaktadır. İşçiler, çeşitli faktörleri muhteva eden risklerle karşı karşıyadırlar ve çoğunlukla fiziki tahribata maruz kalmaktalar. Bu nedenle, üye örgütlerimiz ve işveren federasyonundan temsilcilerin katkılarıyla hazırladığımız İSG Yönetim Sistemi Geliştirme Kılavuzu ile risk faktörlerinin azaltılması ve bu yolla iş kazalarının önlenmesini amaçlamaktadır” sözlerine yer verdi.
Bu bölümde söz alan İspanya İnşaatçılar ve Müteahhitler Birliği (FCC) Önleyici Hizmetler Direktörü Cristina Garcia Herguedas ve İngiltere Ulusal Müteahhitler Birliği (NFB) Politika Danışmanı Alexander McKenna ise ülkelerine ilişkin deneyimlerini seminer katılımcılarıyla paylaştılar. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi Geliştirme Kılavuzu, 2015 yılı ilk çeyreğinde Türkiye Yol-İş Sendikası Teşkilatı’na dağıtımı yapılmak üzere Sendikamız bünyesinde hazır bulunacaktır.
Albracht, “İş Teftişine Yapılan Yatırım
Kat ve Kat Fayda Sağlar”
Üçüncü oturum “Kamu İş Teftiş Kurulları ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kuruluşlarının Görevleri” başlığını taşımaktaydı. Bu bölümde bir sunum gerçekleştiren Uluslararası Çalışma Müfettişleri Birliği (IALI) Uluslararası Danışmanı Gerd Albracht, güvenli iş yerleri açısından iş denetim kurumları ile işçi sağlığı ve iş güvenliği kuruluşlarının görev ve deneyimleri, sosyal ortaklar ile işbirliği konusunda iyi uygulama örneklerine dair bilgiler aktardı. Albracht, “1972 yılında kurulan ve 100 ülkeden üyesi bulunan IALI; işçiler için daha iyi çalışma koşulları, İSG konularında müzakere hakkı, adil çalışma standartları, yükseltilmiş haklar, insan onuruna yakışır işler ve çalışma yaşamında saygı tesis etmek için mücadele eder” sözlerine yer verdi.
Asbestle Güvenli Çalışmaya
Yönelik Bilgi Modülü
Türkçe ’ye çevirisi Sendikamız Dış İlişkiler Departmanınca gerçekleştirilen eğitim modülüne ilişkin bilgilendirmeyi Danimarka Yapı, İnşaat ve Ağaç Endüstrisi Sendikaları Birliği’nden (BAT) İSG Danışmanları Ulrik Spannow ve Lars Vedsmand yaptı. Uzmanlar, asbestin tüm AB ülkelerinde yasaklı olmasına rağmen hali hazırda binalarda, trenlerde ve gemilerde bulunduğuna ve bu maddenin kanserin en ölümcül türlerinden biri olan mezotelyoma da dâhil olmak üzere pek çok hastalığa neden olması itibariyle işçiler için büyük risk taşıdığına dikkat çektiler. Sendikamız teşkilatına dağıtımı için basım aşamasında olan Asbestle Güvenli Çalışmaya Yönelik Bilgi Modülü ’nün, maddeye maruz kalmayı önleyici tedbirlerin pratik bir şekilde uygulamaya alınması için işçilere ve sendikalara kılavuz niteliği taşıyacağını belirttiler.
Doç.Dr. Gürcanlı, “Asbest
Kanser Patlamasına Yol Açabilir”
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Gürkan Emre Gürcanlı, Sendikamızın davetlisi olarak katıldığı seminerimizin bu bölümünde “Kentsel Dönüşüm Süreci: Yıkımlar ve Asbest Riski” başlıklı bir sunum yaptı. Gürcanlı sunumunda asbestin zararları, ülkemizdeki yasal mevzuat ve asbestle mücadelede gerekli adımlara ilişkin bilgileri seminer delegasyonu ile paylaştı. Sözlerini şu cümleleri ile sonlandırdı, “Asbestin sadece çalışanlar için değil, çevredeki halk için de büyük bir risk olduğu unutulmamalıdır. 6.5 milyon konutu yıkacağız diyen bir kentsel dönüşüm süreci karşımızdayken, çevre güvenliğinden ve sağlığından söz etmemek kabul edilemez. Mahallelerdeki her yıkıntı, toz demek, asbest demek, kanser riski demektir. Yıkıntı, hafriyat asbestli malzemeden ayrıştırılıyor mu sorusunun yanıtı maalesef olumsuzdur. Maalesef, mevcut asbest yönetmelikleri kapsamında çevrede yaşayanların tahliyesi, korunması, kendilerine yer sağlanması gibi koşullarda ne yapılacağına dair hususlar yoktur ve şu an binlerce inşaat işçisi ile birlikte binlerce de mahalle sakininin asbeste maruz kalması, 15-20 yıl sonra ülkemizde kanser patlamasına yol açabilir”.