Egzistansiyalizm Varoluşçuluk Felsefi Akımı özellikleri Temsilcileri

İçindekiler

varoluşçuluğun ortaya çıkışı

Ondokuzuncu yüzyılda ortaya çıkan felsefi bir sanat akımıdır. Saniye. Dünya Savaşı ve sonraki yıllarda daha geniş kitlelere ulaşmaya başlamış ve birçok sanat dalında etkisini göstermiştir. Felsefeden türeyen bu akımın temel amacı, insan varlığını anlamaktır.

Varoluşçuluğun genel özellikleri

Eserlerini varoluşçu felsefenin etkisinde üreten sanatçılardan bazıları: André Gide, Paul Valéry, Jean-Paul Sartre, William Faulkner, Albert Camus…

varoluşçuluğun önemli temsilcileri

Jean-Paul Satir (Önemli Yapıtlar: Varlık ve Hiçlik, Diyalektik Aklın Eleştirisi, Varoluşçuluk Hümanizmdir, Duvar, Özgürlüğe Giden Yollar, Kirli Eller) André Gide (Önemli Yapıtlar: Evrensel Nimetler, Kalpazanlar, Pastoral Senfoni), André Mallraux (Önemli Yapıtlar) Eserler: Kağıt Ayılar), İnsanlığın Durumu, Sanatın Psikolojisi) Simone de Beauvoir Önemli Eserler: İsyan Kanı, Yaralı Ağızlar, Varoluşçuluk ve Ulusların Bilgeliği, Kadın Nedir, Genç Bir Kızın Anıları) Albert Camus Önemli Eserleri: Yabancı, Veba, İsyan Eden Adam)

Jean-Paul Sartre – roman, tiyatro, felsefe
AlbertCamus – Roman, Deneme
Simone de Beauvoir – roman, drama, deneme
André Malraux – Roman

Türk edebiyatında varoluşçuluğu bir dünya görüşü olarak benimseyen sanatçı yoktur.

başka bir kaynak

Bu akım (varoluşçuluk) ilk olarak 1927 yılında Alman düşünür Martin Heidegger tarafından ortaya atılmıştır. Daha sonra 2. Dünya Savaşı sırasında Fransız düşünür ve ressam Jean-Paul Sartre tarafından geliştirilerek edebiyata uygulanmıştır.

Varoluşçu hareket aslında eski Yunan edebiyatına ve felsefesine kadar uzanır. Descartes’ın “düşünüyorum öyleyse varım” fikrine dayanmaktadır. Dadaizm gibi depresyon edebiyatıdır. İkinci Dünya Savaşı’nda, insanlığın neredeyse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı ve tüm değer sistemlerinin yıkıldığı bir dönemde, karamsarlık ve umutsuzluk koşullarında kendisine uygun bir ortam bulmuştur. Varoluşçuluk akımına göre “varlık” insanın fiziksel özünden önce gelir. İnsan dünyaya gelip var olduktan sonra kendi özünü ve değerlerini oluşturur. Bu süreçte insana yol gösterecek olan da odur. Bu yüzden ücretsiz olmalıdır. Depresyonlarının kaynağı, özünü ve değerlerini oluştururken farklı seçimler için duyduğu sorumluluktur. Varoluşçu sanatçılar yaşlarından sorumludur. Toplum yön vermeli, toplumsal sorunlara karşı duyarlı olmalı ve siyasal yapıyla iç içe olmalıdır. Varoluşçu eserlerde karakterler değil, belirli durumlarda birbiriyle karşılaşan insanlar vardır. Kahramanların belirli kişilikleri olmadığı için ne yapacakları kestirilemez. Okuyucunun merakı sürekli uyanıktır.

Diğer akımlar:

«Romantik Recaizade Mahmoud Akram»

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]