Eklem Ağrıları İğneli Tedavilerle Çözülmez!

İnsan eklemlerindeki kıkırdakta çok özel bir tabaka vardır. Bu kıkırdak tabaka zaman içinde aşınmaya başlar. Kimi kişide kıkırdaklar doğuştan kaliteli olmadığı için hızlı aşınır, kimilerinde ise romatizmal hastalıklar nedeniyle kalitesi bozulur. Sonuçta tabaka kimi yerlerde incelir kimi yerlerde yok olur.

Prof. Dr. Önder Kılıçoğlu

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

Türk Ortopedi-Travmatoloji Eğitim Konseyi Üyesi

İğneli tedavilerle de eklem ağrıları sorunu çözüme kavuşmaz. Kireçlenme ile ilgili halkın yanlış bir algısı var. Kalsiyumun gelip ekleme yerleşmesi ile hareketin kısıtlandığı sanılıyor. Kireçlenme hastalığının oluşumunda bir şey gelmez, bir şey gider.

İnsan eklemlerindeki kıkırdakta çok özel bir tabaka vardır. Tabaka bulunduğu yere göre özelleşmiş; kalınlaşmış ya da inceleşmiştir. (Kimi yerde 1,5 mm, kimi yerde 2 mm, kimi yerde 4 mm kalınlığındadır.) Dokusu değişir ama sonuçta gerekli yere gerekli tipte kıkırdak tabakası koyularak; yükü dağıtması ve kayganlaşması sağlanır. Bu tabaka bütün vücuttaki bağ dokusu gibidir; içinde yer alan hücreler birbirlerine çok sıkışık ve serttir. Üst tabakalar daha sert, alt tabakalarda ise temel olarak her dokunun içinde kolajen vardır. Bu kıkırdak tabaka zaman içinde aşınmaya başlar. Kimi kişi de doğuştan kıkırdaklar kaliteli olmadığı için hızlı aşınır, kimilerinde ise romatizmal hastalıklar nedeniyle kalitesi bozulur. Sonuçta tabaka incelir kimi yerlerde yok olur. Dolayısıyla bir şey yapışmaz var olan gider. Olayın bir şeyin gitmesi ve aşınmasından kaynaklı olduğu anlaşıldığında; iğne yaparak bu sorun çözülmeyeceği de fark edilir.

Ağrı atağı yaklaşık üç ay devam eder…

Osteoatrit yani kıkırdak aşınması zamanla ilişkidir, durdurulamaz, yavaş yavaş artmaya devam eder. Yangı-inflamasyon başladığında ağrı olur, hasta gece uyuyamaz, yürüdükçe çile çeker. Yangı bittiğinde koşuşturma tekrar başlarsa ağrı yine başlar. Bu bir kısır döngüdür. Başlar, yükselir, yavaş yavaş biter. Hasta ilacını alır, buz uygular, üstüne basmaz ya da değnek kullanırsa ağrı azalır. Ataklar ilaç kullanılsa da- kullanılmasa da yaklaşık üç ayda devam eder. Atak sıklığı röntgen sonucunda tespit edilebilir. Tedavide amaç atak dönemlerinin rahat geçirilmesini sağlamaktır ve iki aşamada ele alınmalıdır;

*var olan kıkırdak ile idare etmek

*protez veya kemik kesip yönü değiştirme cerrahisi.

Dizin suyu bitmez çünkü dizde su YOKTUR!

Dizde çok kullanıma bağlı olarak sürtünme kötüleştiğinde kat-küt sesler gelir, inflamasyon-yangı başlar. Sürtünme kat sayısı çok düşük olan kıkırdak aşındığında vücut kendisini tamir etmek- korumak için reaksiyonlar yapar. (ki bunlar röntgende görünen çıkıntılar ya da diz şişmesi) Vücut anında savunma hücreleri gönderir, onlarla birlikte gelen su da bölgede yığılır. Diz içinde kıkırdağı besleyen, çok özel ve yoğun 2 cm3 civarında sıvı vardır, su yoktur. Dolayısıyla ‘dizin suyu bitmiş’ diye de bir kavram yoktur. Suyu bitmiş iğne yapmak gerekir! Bunu duyunca gülümsüyoruz.

Yaşlanma ile ataklar arasındaki süre kısalır.

Atakların daha şiddetli ve kısalan zaman dilimlerinde tekrarlaması durumunda ameliyat gündeme gelebilir. Protez ameliyatı kararı alınırken hastanın doğru seçilmesi, gerçekten fonksiyonları azalmış duruma gelmesi gerekir. Ayrıca doğru-gerçek hedefler konulmalıdır (500 metre yürüyemiyorsa, çorabını giyemiyorsa, gece ağrısı varsa) Çok ağrılı hayat geçiren hasta ameliyat sonrası mutlu olur. Günlük yaşamdaki engelleri azalır, ağrısı yüzde 95 geçer, dizde hareketi olur, çömelip namaz kılınmaz ama rahat merdiven inip-çıkabilir.

Ağrısız yaşam mümkün…

Günümüzdeki teknoloji ile üretilen protezlerle ameliyat sonrası yüzde 80 hasta 20-30 yıl rahat yaşar. Diz protezli hastanın bazı kısıtlamaları vardır. Dizini tam bükemez. Çok başarılı hastalarda 150, hedeflenen ise 130-110, merdiven çıkmanın sıkıntısız olması içinse 95 derece bükülme olması gerekir.

Eğer ameliyat sonrasındaki bir -iki yıl içinde ağrı devam ederse o zaman bölgede sorun var demektir. En sık ve sıkıntılı sorun enfeksiyondur. Damar tıkanıklığı ya da kalça protezlerinde çıkık olabilir (tekrar ameliyat olması gerekebilir) bir de açıklanamayan ağrı tabloları vardır.

Kilo vermek çok önemlidir…

Kireçlenme obezite sıklığı ile doğru orantıda artış gösterir. Çünkü iki kilo verildiğinde bile ağrıda 50 kat azalma görülür. Merdiven çıkarken diz kapağının arkasına vücut ağırlığının yaklaşık 10 katı yük biner. Bu yük değnekle ya da kilo vererek azaltılmalıdır.