Elektrikli Araçlarda Yakın Gelecek
[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Elektrikli otomobiller, büyük ölçüde ulaşım alanında fosil yakıt kullanımından doğan ve iklim krizini artıran karbon emisyonunu ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir icat ve çevreci bir teknoloji. Ancak elektriğin yenilenemeyen enerji kaynaklarından elde edilmesi problemi, elektrikli araçların sürdürülebilir kalkınmadaki rolünü örtüyor. Elektrikli otomobiller, iklim krizinin büyümesine engel olmak üzere alınan en önemli sürdürülebilirlik tedbirlerinden biri olarak, daha çevreci akıllı şehir uygulamalarına öncülük edebilmek üzere tasarlanıyor. Diğer yandan uluslararası ticaret ve istihdam gibi ekonomik etkilerin de farklı boyutlara taşınmasını sağlayacak bir sektör yaratıyor.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Elektrikli Araçlara Talebin Yükselişi
[vc_column_text]Günümüzde Norveç gibi yenilenebilir enerjileri çoğunlukla kullanan ülkeler ümit vaat ediyor. Norveç, elektriğinin neredeyse tamamını yenilenebilir olarak kullanıyor. Dolayısıyla sürdürülebilirlik anlamında çevresel bazda gelişmeler yüzleri güldürüyor ve prize takılabilir araçların ulaşımda %85’i aştığı tahmin ediliyor. İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin bu konudaki hedefleri hakkındaki açıklamaları, 2030-2040 yılları arasında fosil yakıtlı araçlardan elektrikli araçlara geçişin büyük ölçüde ivmelenmesini işaret ediyor. Pazardaki gelişmeler, Hem küresel hem de yerel düzenleyici makamlar, elektrikle çalışan araçlara geçişi hızlandırmak adına alınan kararlar ve üretim operasyonları ve birçok ülkenin konuya ilişkin ortaya koyduğu düzenlemeler ve geleneksel içten yanmalı motorlu (ICE) araçların kullanımdan kaldırılması adına sevindirici gelişmeler arasında sayılıyor. Bu gelişmelerin alt yapısında elbette, tüketici tarafındaki talebin önemi yadsınamaz. Küresel iklim kriziyle ilgili alarma geçen ülkeler, vatandaşlarının farkındalık geliştirerek duyarlı tüketime yönelmelerini teşvik eden regülasyonlar sundu. Küresel gündem, düşük karbon emisyonu için adeta küresel alarma geçti. Yoğun talep karşısında otomotiv sektörü bu talebe cevap vermenin formüllerine yoğunlaştı. Tüketici, elektrikli araçların karbon ayak izini ve emisyonunu azaltmak ya da minimum seviyeye indirgemek üzere güncel bir formül olduğu konusunda bilinçlendi. Hükümetlerin yaptırımları ve lobi faaliyetlerinin de etkisiyle, ulaşımda elektrikli araçların yaratacağı fayda üzerine küresel bilinç pekiştirildi.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Elektrikli Araç Ekosistemi Nedir?
[vc_column_text]E-mobilite terimi, İngilizce adıyla “E-mobility” ve açık yazımıyla “elektromobilite”, elektrik enerjisiyle çalışan otomobillerin genel adıdır. E-mobilite; tam elektrikli, hibrid elektrikli ve hidrojen yakıt hücresi teknolojisini kullanan araçların tamamını kapsar.
E-mobilite denilince akla, otomobil üreticileri ve tüketiciler, sektörün iki ucundaki önemli aktörler geliyor. Peki, başka kimler var? Örneğin, elektrikli araçlar için oluşturulan şarj noktalarının operatörleri ya da kamu hizmetleri de birer operatör olarak sıralanıyor. Ayrıca, servis sağlayıcılar, filo sahipleri, şarj istasyonu sağlayıcıları bu sistemde yer alıyorlar. Diğer yandan, bina sahipleri ve yöneticileri, elektrikli araç sürücüleri dâhil olmak üzere çok çeşitli oyuncular günümüzün e-mobilite ekosistemini oluşturuyor. Dolayısıyla e-mobilite’nin geleceği, tüm bu ekosistemdeki gelişmelerle şekillenecek. Ancak tek gelişim unsuru elbette bu değil.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Elektrikli Araçlarda Gelecek Eğilimleri
[vc_column_text]Taşıt ve batarya üreticileri, enerji sağlayıcılar ve siyasi otoriteler birbirleriyle yarışarak, e-mobilite potansiyelini hayata geçirmek için iş birliği kurdu. Elektrikli araç pazar paylarının bu minvalde büyümesi bekleniyor. McKinsey’in araştırma verilerine göre, önümüzdeki 5 yıllık süreçte, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Almanya’da potansiyel e-mobilite araç taleplerinin yaklaşık %40’ının, Uluslararası Enerji Ajansı’nın yaptığı araştırmaya göreyse Çin’deki potansiyel araç sahiplerinin yaklaşık %40’ının elektrikli araçlara geçmesi bekleniyor.
Devlet destekli seçenekler, kolay ödeme imkânları ve piyasadaki üretimin hızlanmasına ve rekabete ilişkin doğacak kampanyalar sayesinde araç fiyatlarının gelecek yıllarda küresel çapta düşmesi bekleniyor. Henüz yaygın kullanımda olmayan şarj istasyonu alt yapılarının geliştirilmesi, yolların ve ulaşımın teknik düzenlemeleriyle ilgili dönüşümler yakın gelecekte yaygınlaşacak. Ayrıca batarya teknolojilerinin gelişmesi ve şarj sürelerinin kısalması gibi üretim gelişmeleri de e-mobilite’nin ulaşımdaki hâkimiyetini sağlamlaştıracak.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]