Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar- Tevfik Kızgınkaya

Her çalışan insanın hedefinde emekliliği yaşayacağı yıllara ulaşmak vardır.

Okul yılları sonrasında başlayan çalışma yaşamının getirdiği yorgunluk ve yıpranmanın ardından,

İnsanın kendine, ailesi, evlatları, torunları ve arkadaşlarına zaman ayıracağı,

Dinleneceği, fırsat bulamadığı hobileriyle uğraşacağı, özlemlerini gidereceği,

Yaşamını sürdürebilmek için çalışmak zorunda olmadığı bir dönemdir, emeklilik.

Çalışırken maaşından kesilen ya da gelirinden ödediği primlerin karşılığında verilen emekli maaşı ile kira, su, elektrik, gaz gibi temel gereksinimlerini karşılayacak, beslenmek için gıda maddeleri alacak, sağlık hizmetlerine ulaşacak ve özlemlerini, hobilerini gerçekleştirecek.

Olması gereken emeklilik, işte böyle bir şey…

Bugün emeklilerin ülkemizdeki durumu böyle mi?

Kendisine mikrofon uzatılan emeklilerin bu soruya verdikleri yanıt, siyasi iktidarın emeklilere bakışını gösteriyor.

Sanki emekli olan, artık yaşamın dışında kalan bir insan.

Emekliye verilen maaş devlete ve bütçeye YÜK olarak görülüyor.

Türkiye’nin dününe imza atanlar bugün geleceklerine endişe ile bakıyorlar.

Kendilerine layık (!) görülen ve yaşatılan bu koşullara da itiraz ediyorlar.

*

On bir emekli gurubu bir araya geldiler ve ülkemizi yönetenlere seslendiler.

“İşçi, Memur ve Esnaf Emeklileri olarak,

Ülkemizin neredeyse tüm yapay taşınır ve taşınmaz varlıklarını bedensel ve zihinsel emekleriyle üretenler olarak, bugün ekonominin içine düşürüldüğü durum karşısında ülkemizin, Halkımızın, özellikle de emeği ile geçinen çalışanların ve biz Emeklilerin yaşamı ve geleceği açısından büyük bir üzüntü ve kaygı duymaktayız.

TÜİK tarafından açıklanan gerçeklerden uzak Ekim ayı enflasyon rakamları bile bu kötü gidişi saklayamamaktadır.

Ekim ayında Tüketici Fiyatlarındaki (TÜFE) aylık yüzde 2,39’luk artışla yıllık enflasyonun yüzde 19,89’a yükselmesi Halkımızın temel tüketim maddelerine bile ulaşamayışının nedenini göstermektedir.

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık yüzde 5,24, yıllık yüzde 46,31’e yükselerek TÜFE ile arasında yüzde 26,42 gibi büyük bir farkın oluşması, zorunlu tüketim maddelerinin her geçen gün daha da pahalanacağını göstermektedir.

Ülkemiz ekonomisinin ve Halkımızın içinde bulunduğu durumu daha gerçekçi bir şekilde ortaya koyan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre,

TÜFE Ekim ayında yüzde 6,90, yıllık ise yüzde 49,87 olmuştur.

Biz emeklilerin zorunlu harcamaları olan,

Yıl içinde SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına temmuz ayında yapılan yüzde 8,45 zammın hiçbir geçerliliği kalmamıştır.

Açlık sınırının altında kalan emekli maaşlarımızla hiç de hak etmediğimiz yokluk ve yoksulluk koşullarında yaşamımızı sürdürme çabası içindeyiz.

Ayrıca elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 53,37, su temininde yüzde 32,40 maliyet artışının neredeyse her ay yapılan zamlarla yaşamımıza yansıması biz emeklileri ısınma, aydınlanma ve temizlik gibi en doğal insan hakkına bile sahip olamamakla karşı karşıya bırakmaktadır.

Böylesi hak etmediğimiz koşullarda yaşam mücadelesi veren emekliler olarak görüşülmeye başlanan 2022 yılı bütçesinde;

2021 yılı içinde açlık sınırının altında kalan aylıklarla yaşadığımız yokluğu önümüzdeki yıllarda da yaşamak istemiyoruz.

Biz emekliler bu isteklerimizle hiçbir kimseden bağış, yardım, iyilik ya da lütuf beklentisi içinde değiliz.

Emeklilik, 35-40 yıllık bir çalışmanın ve emeğin devamı niteliğinde ve yasalarda belirtilen sürelerde çalışmaya bağlı olarak elde edilen bir haktır.

Bizler, emekli olduğumuz zaman hiç kimseye muhtaç olmaksızın yaşamak için, çalıştığımız dönemlerde emeğimizle kazandığımız maaşlarımızdan ve gelirlerimizden kesilen ödentilerin karşılığını istiyoruz ve bekliyoruz.

Fabrikada, tarlada, dükkanda, kamuda ve özel sektörde ülkemize hizmet etmiş yurttaşlar olarak emeğimizin karşılığını istiyoruz ve bekliyoruz.

Unutulmasın ki, Herkes Bir Gün Emekli Olacaktır.

Unutulmasın ki, geçmişine sahip çıkmayanların geleceği de olamaz.

Cumhuriyetimizin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sözlerinin ülkemizi yönetenlere yol gösterici olmasını dileriz.

“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kudretiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.”

Kamuoyunun bilgisine, İlgililerin dikkatine sunarız.

*

Emekliler olarak hak ettiğimiz insanca bir yaşama ulaşabilmek için isteklerimiz:

İsmail TUTOĞLU

Tüm Emekliler Eşgüdüm Kurulu Dönem Sözcüsü