Engelli ve Yaşlılar İçin Kentsel Çözümler

Ülkemizde 18-24 Mart Yaşlılar, 10-16 Mayıs ise Engelliler haftası olarak belirlenmiştir. Bu haftalarda başta eğitim kurumları olmak üzere çeşitli kuruluşlarda, yaşlı ve engellilere yönelik etkinlikler düzenlenmektedir. Tellal’in okumakta olduğunuz yeni sayısında bu özel haftaları göz önünde bulundurarak yaşlı ve engellilerin kentsel alanlarda yaşamakta oldukları sorunlar çerçevesinde bir çalışma yaptık.

“Engelli” sözcüğü, bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayan kişiler için kullanılmaktadır. Kaynağı ya da sebebi ne olursa olsun tüm engelli kişilerin ortak sorunu, toplumsal yaşama uyum sağlamada ve günlük gereksinimlerini karşılamakta güçlük yaşamalarıdır. Bu nedenle korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duymaktadırlar. Engelli nüfusun dünya nüfusuna oranı %10 (Yaklaşık 650 Milyon) iken Türkiye’de bu oran %12’dir (Yaklaşık 8.5 Milyon). Nisan 2013’te kabul edilen 6462 Sayılı Kanun ile ilgili kanun ve kanun hükmündeki kararnamelerde yer alan “Özürlü” ifadesi yerine “Engelli” ifadesinin kullanılması karara bağlanmıştır. Engelliler gibi temel ihtiyaçlarını karşılama ve günlük hayata uyum aşamalarında sorunlar yaşayan bir diğer kesim de yaşlı kişilerdir. Yaşlılık, insanın yaşam bölümlerinden sonuncusu olarak ifade edilebilir ancak kişiden kişiye değişkenlik gösterdiği için bu dönemi ifade eden bir yaş sınırı belirtmek mümkün değildir.  Son yüzyılda gelişen sağlık imkanları ve iyileştirilen bakım süreçleri ile yaşlı nüfus oldukça artmıştır. Bugün dünya nüfusunun %10’unu 65 ve üzeri yaşlardaki bireyler oluşturmaktadır. Doğal bir süreç olan yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan fiziksel değişiklikler birçok sorunu da beraberinde getirmektedir.  Yaşlanma sürecindeki insanlar, bu süreçte ortaya çıkan fiziksel ve psikolojik sorunları nedeniyle desteğe ihtiyaç duyabilmektedir.

Karşılaşılan Sorunlar

Engelli ve yaşlıların günlük hayatta karşılaştıkları olumsuzlukların büyük bölümü ulaşım, fiziksel koşullar ve konut gibi faktörlerdir. Bu sorunların tamamı doğru kent planlamaları ve mimari çözümler üretilerek iyileştirilebilecek niteliktedir.

Kentsel alan ifadesi; konut, işyeri, okul gibi yapılar, parklar ve bahçeler, yollar ve ulaşım araçları gibi ortak alanlar olmak üzere oldukça geniş bir alanı temsil etmektedir. Kamu binaları, alışveriş merkezleri, hastaneler, oteller, konutlar, okullar, turistik tesisler, yollar, parklar ve bahçeler, ulaşım araçları ve bunun gibi daha birçok alanda, yaşlı ve engellilerin topluma katılmasını engelleyen unsurlar bulunmaktadır. Kentsel alanda engelli ve yaşlılar için sorun çıkaran unsurlara örnek olarak; dik merdivenler, dar kapılar, bozuk yüzeyli ve yüksek kaldırımlar, engebeli yollar, güvenlik tedbiri alınmayan alt yapı çalışmaları, yaşlı ve engellilerin kullanımına uygun olmayan tuvaletler, asansörler, turnikeler, döner kapılar ile gerekli uyarıcılar olmadığı için yaşlı ve engellilere hizmet edemeyen toplu taşıma araçlarını sayabiliriz. Ülkemizde yaşlı ve engellilerin bu alanlarda kolay hareket etmesini sağlayacak yeterli düzenlemeler yapılmamıştır.

Ülkemizde engelli ve yaşlılar için rampa ya da asansör olmadan yapılan geçitler, uygun olmayan kaldırımlar ve bozuk yüzeyli yollardan çok daha önemli bir sorun bulunmaktadır. Belki de tüm bu sorunların temel nedeni, yaşlı ve engellilerin de toplumun bir parçası olduğunu görmezden gelmeye devam ederek; yaya geçitlerinde karşıya geçmelerini bekleyecek kadar sabır gösteremeyen, alışveriş merkezlerinde engelliler için ayrılan yerlere ya da kaldırımlara araçlarını park etmekte sakınca görmeyen toplumsal bakış açısıdır. Bu sorunun giderilmesi de şüphesiz eğitim ile ilgilidir.  Yaşlı ve engellilerin daha kolay hareket etmesi için;  yollar, caddeler, sokaklar, meskenler, kamu kuruluşları, alışveriş merkezleri, iş merkezleri, yeşil alanlar, eğitim tesisleri, sağlık tesisleri, kültürel tesisler ve dini yapılar gibi kenti oluşturan unsurların tümünde gerekli planlamalar yapılmalıdır. Kentsel alanlarda kullanılan tuvalet, durak, çöp kutuları, banklar gibi alanlar da yaşlı ve engelliler düşünülerek tasarlanmalıdır. Ulaşım imkanları düşünülerek otobüs, metro, tren, tramvay gibi toplu taşıma araçlarının yaşlı ve engellilerin faydalanabileceği şekilde tasarlanması gerektiği unutulmamalıdır.

İlgili Yasal Düzenlemeler Nasıl?

Anayasamızın 61. maddesinde “Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır” ifadesi yer almaktadır. 2010 yılında gerçekleştirilen referandum ile de Anayasanın 10. maddesine  “Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz “ ibaresi eklenmiştir.

Bunun dışında engellilerin istihdamı, eğitimi, rehabilitasyonu, devlet memuru olmaları gibi konularda çeşitli yasalar yürürlüğe girmiştir. Ancak engellilerin kentsel alanda karşılaştıkları sorunlara ilişkin ilk düzenleme 1997 yılında yürürlüğe giren İmar Yasası olmuştur. Nisan 1999’da Türk Standartları Enstitüsü’nce (TSE) hazırlanan “Şehir İçi Yollar – Özürlü ve Yaşlılar İçin Sokak, Cadde, Meydan ve Yollarda Yapısal Önlemler ve İşaretlemelerin Tasarım Kuralları” standardı kentsel alanlara ilişkin proje hazırlayanlar için rehber nitelikte bir çalışma olmuştur. Farklı yasaların içinde dağınık olarak bulunan engellilere yönelik kanunlar, 2005’te çıkarılan 5378 Sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun“ ile bir bütünlük kazanmıştır.

Yasal düzenlemeler bazında değerlendirildiğinde ülkemizin de gelişmiş ülkelerle aynı düzeyde olduğu görülmektedir. Ancak bu ülkeler ile ülkemiz arasındaki temel fark bu yasaların uygulanması noktasında ortaya çıkmaktadır. Tüm dünyada, yaşlı ve engellilerle ilgili olarak yapılan düzenlemelerde öne çıkan kavram “Ulaşılabilirlik” ifadesidir. Bu ifade ile anlatılmak istenen; yaşlı ve engellilerin günlük yaşamlarını sürdürebilmeleri, işlerine gidip gelebilmeleri, sosyal, kültürel, spor, sağlık, dini faaliyetler gibi aktivitelere katılabilmeleri için gerekli uygulamaların yapılmasıdır.

Kentsel alanlarda yaşlı ve engellilerin hareketini kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması ve yollardaki engellerin kaldırılması her zaman temel kural olmuştur. Aynı şekilde konut ve kamusal binalarda da ulaşabilirliği göz önünde bulunduran uygulamalara yer verilmelidir.

5378 Sayılı kanunda da; resmi binaların, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar,   spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel altyapı alanlarıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapıların” engellilere uygun hale getirilmesi öngörülmektedir.  Yine ilgili kanunda umuma açık hizmet veren her türlü yapının 2005 yılından itibaren 7 yıl içerisinde engellilerin erişimine uygun hale getirileceği belirtilmiştir. Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte mimari projelerde rampa, engelli asansörü, engelli tuvaleti gibi unsurlara planlamalarda mutlak yer verilmeye başlanmıştır. Ancak kentsel alandaki uygulamalar çoğu zaman işlevsel olmaktan ziyade sadece yapmış olmak için yapılan görme engellilere yönelik kaldırımların ötesine geçememiştir. Büyük şehirlerimizde görme engelliler için kaldırımlara yapılan sarı şeritlere ilişkin birçok hatalı uygulama görmek mümkündür.

Yaşlı ve Engellilere Özel Projeler

Yaşlı ve engelliler için kentsel alanlar içinde değerlendirilerek uygun şartlarda düzenlenmesi gereken en önemli alan konutlardır.  Günlük yaşamları içerisinde, vakitlerinin çoğunu geçirmekte oldukları konutlarında, temel ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilmek tüm bireylerin temel hakkı olmakla birlikte, yaşlı ve engellilerin uygun niteliklere sahip konutlarda yaşamaları günümüz şartlarında çok mümkün olmamaktadır.

Öncelikle alışveriş, eğitim, sağlık, bankacılık hizmetlerine erişimin kolay olduğu bir bölge de yaşıyor olmak yaşlı ve engelliler için büyük önem taşımaktadır.  Buna göre, kentsel yaşam alanları ile konut arasında yaşlı ve engellilerin kolaylıkla bağlantı kurabilecekleri planlamalar yapılarak, uygulanmalıdır. Bina girişleri, asansör ve koridor genişlikleri, rampaların eğimleri, konutların içinde kullanılan kapıların ebatları, banyo-tuvalet ölçüleri, mutfak ekipmanları, elektrik-su tesisatları gibi unsurlar TSE tarafından belirlenen standartlara uygun olmalıdır. Tüm bu detaylar planlamalarda belirtilmiş olsa da proje ve inşaatların standartlara uygunluğu iyi denetlenmelidir.

Ülkemizde kamu ve özel sektör tarafından yaşlı ve engellilere yönelik bakım ve rehabilitasyon hizmetleri verilmektedir. Bu amaçla kullanılmakta olan binalar ve hastaneler, mimari uygulamaların standartlara en uygun olduğu yapılardır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak 57 ilde hizmet vermekte olan 109 huzurevi bulunmaktadır.  Kamunun yanı sıra özel 130, belediye, dernek ve vakıflara ait 58 huzurevi ile birlikte yaklaşık 20 bin kişiye hizmet verilmektedir. Yine kamuya bağlı 84 Özel Bakım Merkezi’nde yaklaşık 6 bin, özel 150 Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde de 15 bin engelliye yönelik hizmet verilmektedir.

Yaşlı ve engelliler için kamunun yanı sıra yerel yönetimler, üniversiteler, ilgili dernek ve vakıflar gibi sivil toplum kuruluşları tarafından da önemli çalışmalar yapılmaktadır. Yaşlı ve engelliler için rehabilitasyon çalışmalarının yürütülmesi amacıyla Konya Selçuk Üniversitesi bünyesinde kurulacak olan Yaşlı ve Engelli Bakım, Araştırma ve Uygulama Merkezi (YEBAM) ülkemiz için bir ilk niteliğindedir.  100 bin metrekarelik alana inşa edilmesi planlanan YEBAM’da 160 yaşlı ve 320 engelli için konut alanlarının yanı sıra hobi ve diğer sosyal alanların da bulunması planlanmıştır.

Pendik Belediyesi de engelliler için özel olarak tasarlanacak evlerin üretimini teşvik amacıyla, 20 bağımsız bölümden fazla olan projelerde toplam daire sayısının yüzde 5’inin engelliler için özel olarak tasarlanması ve indirimli satılması şartıyla iskan ve ruhsat ücretlerinde  yüzde 20 oranında indirim uygulamayı taahhüt etmiştir.

Engellilere yönelik faaliyetler gerçekleştiren sivil toplum kuruluşlarının da benzer çalışmaları bulunmaktadır.

Engelli ve yaşlılar için gerçekleştirilen bu tür projelerin planlanmaya başlaması ülkemiz adına sevindirici olmakla birlikte yeterli değildir.  Kamu binalarında son yıllarda yapılan çalışmalarla nispeten ilerleme kaydedilmiştir. Ancak özellikle konut projeleri geliştirilirken bu konuya daha çok özen gösterilmelidir. Ülke nüfusunun %8’inin 65 yaşın üzerinde , %12’sinin de engelli olduğu düşünüldüğünde; yaşlı ve engelli kişilere uygun koşulların sağlanacağı konutlara talebin büyük olması beklenebilir. Bu talep yoğunluğuna bağlı olarak, yaşlı ve engelli kişilere uygun koşulları sağlayan konutların değeri de artacaktır.

Bu makalemiz, görme engellilerin de faydalanabilmeleri amacıyla,

Altı Nokta Körler Derneği’nin Sesli Kütüphanesi’ne eklenmiştir.

Tellal, Mayıs 2014