Eşler Arası Çatışma Ve Çözme Yöntemi

Eşler Arası Çatışma Ve Çözme Yöntemi

Aile, her yönden etkileşim içerisinde olan, yaşayan bir organizmadır. Nasıl ki bedenimizdeki bir sorun diğer organların ritmini, işleyişini ve fonksiyonelliğini etkilerse, ailede de durum aynıdır. Ailede iletişim ve bununla beraber etkileşim en önemli konudur. İletişimin olmadığı aile üyeleri içinde yetki paylaşımı vardır. Aile içi ilişkilerde uyum ve işbirliği sorunları, sevgiyi, saygıyı ortadan kaldırmakta iletişim çatışmalarına yol açmaktadır.

Çatışma Nedenleri

Evliliği eğitim, sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyleri etkilemekle birlikte, geniş aile ve toplum çiftlerin kararlarında belirleyici olduğunu görmekteyiz. Aile ve sosyal çevre, çiftler arası iletişimi olumlu yönde etkileyebileceği gibi çatışmaya neden olabilecek risklerde beraberinde içermektedir. Aşırı müdahale edici otoriter baskıcı veya koruyucu aile yapısında yetişen bireyler, uyum sorunu yaşarlar.

Eşlerin kişilik özelliklerinde farklılık, birbirleriyle ilgili beklentilerini ortaya koymada yaşadığı güçlük, eşini baskı altına alarak beklentilerine uygun düşünmeye ve davranmaya zorlaması çiftler arasında iletişim sorunlarına yol açar.

Aile yaşam döngüsünün ilk evresinde sen ve ben çatışması yaşayan çiftler, çocuklarının doğumu ile anne ve baba rol paylaşımında uyum sağlayamazlar. Böylece ilk evreden itibaren iletişim sorunları yaşarlar.

Eşler arası çatışmanın psiko-sosyal analizi

Sağlıksız baskıcı iletişim kültüründe erkek,  gücü ve otoriteyi temsil eder. Kadının duygu, düşünce ve davranışlarını yön verme ve belirleme yetkisi kendisinde görür. Erkek kendini merkeze alarak kadını ötekileştirir. Özellikle “erkeklik fobisi” olarak tanımladığımız otoriteyi kaybetme korkusuyla, kadın üzerindeki kontrol ve denetim arttırır.

İletişimde kaygı ve korku egemen olur.  Çiftler, karşılıklı güven yerine birbirleri üzerinde baskıyı kurma yönünde ilişkiye yön verirler. Çiftler birbirinden uzaklaşır. Geleceğe mutsuz ve karamsar bakar. Yaşamdan zevk almayarak ayrılmayı düşünürler. Boşanma sürecini kabullenmekte zorlanan erkek ve/veya kadın öz saygısını kaybeder ve depresyona girebilir. Sağlıklı değerlendirme yetisi kaybeden, kendi duygularını ifade etmede güçlük yaşayan, öfke ve kızgınlıkla tepkilerini ortaya koyan çiftler, çatışmalı bir ilişkiye kapı ararlar.

Çatışma yapısı gereği her iki tarafa zarar vermektedir. Bireylerin duygusal, fiziksel örselenmesine yol açar. Çatışma ve şiddet, kocanın kadını küçümsemesi, özgüvenini yitirmesine yol açması, aşağılayıcı sözler söylemesi, kadını çocukları konusunda kendini suçlu hissetmesine yol açması, dayak yâda ölümle tehdit etme, terk etme tehdidi aile ya da arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermemek şeklinde erkekten kadına yönelik şiddet gözlenebilir. Şiddet kadının erkekten uzaklaşmasına ve içe kapanmasına yol açar.

Ailedeki İletişim ve Etkileşimi Engelleyen Faktörler

Aileyi ve bireyleri ilgilendiren konular üzerinde yüzeysel konuşma.

Aşırı soru sorma, yersiz şüphe ve tereddütler.

Yapay ilgi gösterme.

Konuşma ve izah etme olmadan, karşı tarafın hareketlerini, düşüncelerini yorumlamaya ve tahmin etmeye çalışma.

Geçmişteki üzücü ve tatsız olayların sık sık gündeme getirilmesi.

Sorulan soruları cevapsız bırakma.

Bireylere söz ile baskı kurmaya çalışma.

Abartılı bir şekilde onaylama veya reddetme.

Sık sık öneride bulunma veya kişisel düşünceleri kabule zorlama.

Suçlama, eleştirme, olumsuz değerlendirmeler yapma.

Emir verme, tehdit etme. Samimiyetten uzak kalma, yalan söyleme.

Alay etme, küçük düşürmeye çalışma, fikirlere değer vermeme.

Olayların olumsuz yönlerini çıkarmaya çalışma. Küçük hataları çok abartma. Fedakârlığı devamlı karşı taraftan bekleme.

Ortak faaliyetlere gereken önemi vermeme ve Karşıdakini ifade etme imkânı tanımama.

İlişkilere kendi dünyaları, algıları, düşünceleri ve beklentileri doğrultusunda bakmak kadını hayal kırıklığına sürükleyebilir.

Beklentileri erkek tarafından karşılanmaması kadını erkekten uzaklaştırır.

Erkeğin tepkisi öfke ve kızgınlık patlamaları şeklinde olabilir.

Kendini değersiz ve önemsiz hissedebilir. Birbirini anlama çabası yerine birbirini yargılama ve suçlama eğilimi içerisinde olabilirler.

Çatışma Çözme

Kadın ve erkek genetik, aile ve toplum yaklaşımları açısından farklı kişilik özelliklerini içerir. İlişkilerde farklı kişilik özellikleri bilmek, bu özelliklere uygun yaklaşımlarda bulmak birçok sorunun önlenmesinde yardımcı olabilecek tutumları içerir. Eşinizi anlayabilmek, tutumlarının sebepleri doğru analiz edebilmek için öncelikle dinleme becerisi gösterebilmek gerekir. Dinleme becerisi için, rahat bir ortamda sakin duygu ve beden duruşu ile kendinizi eşinize vererek anlama çabanızı ortaya koyabilmektir. Dikkatli bir dinlemede eşler birbirlerinin sözlerine içtenlikle kulak verirler. Dinlemenizin amacı bilgi edinmektir bilgi edinmek için dinlemenin karşıtı, itiraz etmek için dinlemektir.

Duygularınız eşinizle paylaşmanız gereken önemli bilgilerdir. Aynı zamanda duygularımızı düşüncelerimiz için bir başlangıç noktası olarak almamız gerekir. Duygular, düşünceler ve eylemler birbirinden ayrılmazlar. Bir duygunuzun farkına vardığınızda, aldığınız mesajı doğru değerlendirebilmeniz için, o duygu hakkında iyice düşünmeniz gerekir. Duygularınızı bu şekilde kullanabilirseniz, kaygılarınızın, korkularınızın ve  “Duygular tercihlerinizin neler olduğunu anlamanızda yol gösterirler.

Çatışma çözme yaklaşımları

Çiftlerin ortaya çıkan çatışmayı çözümleyebilmek için öncelikle iç görü geliştirerek, eşinin değişmesini beklemek yerine kendi tutumunda değişim meydana getirmelidir. Sorunun çözümünü eşinde aramak yerine çözüm için kaynaklarını keşfetmeli ve harekete geçmelidir.

Değişim için aşağıdaki iletişim tekniklerini kullanmalarını tavsiye edebilirim.

Açık İletişim Kurmak

Aklınızdan geçen her şeyi söyleyin kaygılarınızı, korkularınızı ve isteklerinizi dile getirin. Sizin için önemli konulara eşinizin de önem vermesi için tercihlerinizi ortaya koymanız gerekir. Her duygunuzu açıklıkla paylaşmak, aranızda bir yakınlık bağı oluşturur.

Duyguları İfade Edebilmek

Duygularınız eşinizle paylaşmanız gereken önemli bilgilerdir. Aynı zamanda duygularımızı düşüncelerimiz için bir başlangıç noktası olarak almamız gerekir. Duygular, düşünceler ve eylemler birbirinden ayrılmazlar. Bir duygunuzun farkına vardığınızda, aldığınız mesajı doğru değerlendirebilmeniz için, o duygu hakkında iyice düşünmeniz gerekir. Duygularınızı bu şekilde kullanabilirseniz, kaygılarınızın, korkularınızın ve  “Duygular tercihlerinizin neler olduğunu anlamanızda yol gösterirler.

Sınırları Oluşturabilmek

Bir başkası adına konuşmak, ona ne yapması ya da kendisini nasıl hissetmesi gerektiğini söylemek, o insanların sınırlarını zorlamak anlamına gelir. Bu tür sınır ihlalleri hiç farkına varmadan gerçekleşir ve ters bir tepkinin bedeli çok ağırdır. Sadece kendiniz hakkında konuşmanız ve eşinize hakkında açık uçlu sorular sormanız anlamak açısından yararlı yaklaşımlardır. Eşiniz hakkında konuşmak, eşinizin özerkliğini tehlikeye atar ve benlik saygısını olumsuz etkiler.

Yorumlardan Kaçınabilmek, Anlamaya Çalışmak

İletişimde küçük düşürücü yorumlar, yaşanılan olayı anlamadan yapılan değerlendirmeler eşiniz de eleştirilme, suçlanma duyguları oluşturabilir. Özellikle eşinizi olumsuz bir şekilde yorumladığınız zaman onun hemen savunmaya geçebilir, benlik saygısına zarar verildiğini düşünebilir.

Dinleme Becerisi Gösterebilmek

Eşinizi anlayabilmek, tutumlarının sebepleri doğru analiz edebilmek için öncelikle dinleme becerisi gösterebilmek gerekir. Dinleme becerisi için, rahat bir ortamda sakin duygu ve beden duruşu ile kendinizi eşinize vererek anlama çabanızı ortaya koyabilmektir.  . Dikkatli bir dinlemede eşler birbirlerinin sözlerine içtenlikle kulak verirler. Dinlemenizin amacı bilgi edinmektir bilgi edinmek için dinlemenin karşıtı, itiraz etmek için dinlemektir.

Farklı Özelliklerin Farkında Olabilmek

Kadın ve erkek genetik, aile ve toplum yaklaşımları açısından farklı kişilik özelliklerini içerir. İlişkilerde farklı kişilik özellikleri bilmek, bu özelliklere uygun yaklaşımlarda bulmak birçok sorunun önlenmesinde yardımcı olabilecek tutumları içerir. İlişkide saygı ilkesinin yerine getirebilmesi farklılıklarımıza hassasiyet, anlayış göstermemize bağlıdır.

Sağlıklı iletişimin temel yaklaşımı, farklılıklarımızın farkında olmaktır. Erkek kadının, kadın erkeğin farkında anne-baba çocuğun farkında olmalıdır. İlişkide erkek kadının kişilik, duygusal, sosyal ve gelişimini tamamladığı ailenin sosyo-kültürel özellikleri hakkında bilgili olmalı ve uyum göstermelidir.

Çiftler birbirini tanımlamak zihinlerinde oluşturdukları şablonlara uygun beklentiler geliştirmek yerine birbirlerini tanımaya ve anlamaya çalışmalıdırlar. İlişkilerinde uyum, ahenk ve bütünlük geliştirmek için birbirine zaman tanımalılardır. Özellikle kadın açık ve net sınırlarını belirleyerek eşinin duygu, düşünce ve davranış düzeyinde sınır ihlalleri karşısında durdurmalı, hayır diyebilmelidir.

Şiddetsiz İletişim

Eşler karşılıklı iletişimde kaygıları, korkuları ve istekleri dile getirebilmeli, duygular açık iletişimle ortaya konulursa tercihlerinin neler olabildiğine anlamasına yardımcı olmaktadır. İletişimde küçük düşürücü yorumlar, yaşanılan olayı anlamadan yapılan değerlendirmeler eşiniz de eleştirilme, suçlanma duyguları oluşturabilir. Özellikle eşinizi olumsuz bir şekilde yorumladığınız zaman onun hemen savunmaya geçebilir, benlik saygısına zarar verildiğini düşünebilir. Karşılıklı iletişimde sadece kendiniz hakkında konuşmanız ve eşinize hakkında açık uçlu sorular sormanız anlamak açısından yararlı yaklaşımlardır.

Fatih Kılıçarslan/ Sosyal Hizmet Uzmanı/ Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi