Mindset isimli kitabında Stanford Üniversitesi Psikoloji profesörlerinden Carol Dweck iki farklı zihin yapısından söz ediyor; Sabit Zihin Yapısı (Fixed Mindset) ve Öğrenen Zihin Yapısı. (Growth Mindset)
İki zihin yapısı arasındaki başlıca farklılık zekâ ve yetenekler konusundaki temel bir inanışla başlıyor. Sabit zihin yapısı, zekâ ve yeteneklerin genetik olarak edinilen özellikler olduğuna inanırken, öğrenen zihin yapısı zekâ ve yeteneklerin çalışarak ve pratikle güçlendirilebileceğine inanıyor. Pozitif Psikoloji konusunda çalışmalar yürüten Profesör Barbara Fredrickson, Positivity isimli kitabında, “ Nöroplastisite ” denilen bir kavrama dikkat çekiyor ve yeni düşünce alışkanlıkları geliştirildiğinde, beynin bu alışkanlıklara uyum sağladığını ve artık yolun bu yeni alışkanlıklarla devam edebileceğini ifade ediyor. Olaya liderlik açısından baktığımızda öğrenen zihin yapısına sahip liderler, sonuçtan ziyade sürece daha fazla odaklanma eğilimindedir ancak sabit bir zihniyete sahip liderler sonuç odaklıdır. Öğrenme ve gelişme fırsatını tanımak yerine, tüm çabaların boşa gittiğine inanarak, zorlukları başarısızlık olarak yorumlama eğilimindedirler. “ Bildiğimiz yoldan şaşmayalım”, “Hata yapmayalım, çünkü hata felakettir”, “Ben zaten biliyorum, o yüzden benim bildiğim yolu yürüyelim”, “Aman risk almayalım” diyen bir lider sabit zihin yapısına sahip bir liderdir ve böyle bir liderin büyüme zihniyetli bir liderlik için kendini geliştirmesi gerekmektedir.
Sabit zihin yapısında olan bir lider şirketi de bu doğrultuda yöneteceği için bu şirkette korku kültürü hüküm sürecektir zira sabit zihniyetli lider olumsuz bir durum yaşandığında bunu başarısızlık olarak algılayacak ve mutlaka suçlayacak birilerini arayacaktır. Bu da hata yapmaktan ve risk almaktan korktukları için tam potansiyellerini gösteremeyen motive olamamış bir ekip demektir.
Bunun aksine büyüme zihniyetini benimseyen bir lider de ekibinin potansiyelini artıracak, kriz zamanlarını büyümek için bir fırsat olarak görecek ve herhangi bir zorluğu aşmak için ekibinin büyümesini hızlandırmak için elinden gelen çabayı gösterecektir.
Peki bir lider büyüme zihniyetini nasıl benimser?
Etkin bir lider her şeyin hızlıca değiştiği dijital bir dünyada yaşanıldığının farkında olan biri olarak değişime direnmek yerine değişimi kucaklayarak şirketin sistemlerini, yapılarını, ekiplerini hatta iş akışını ve vizyonunu değiştirmeye hazır olan kişidir.
Birtakım değişiklikler yapmadan önce başlangıç noktamızın ne olduğunu anlamamız önemlidir. Burada kendini iyi tanımak devreye girer ve bu kendini tanıma hali bize sınırlarımız, motivasyonlarımız ve duygu durumlarımız hakkında daha net biliş sağlar. Bu bilme durumu da bir lider olarak öz farkındalıkla kararlar verme yetisini bize sağlayacağı için etkili kararlar almak ve işi büyütmek için fırsatları keşfetmek için daha donanımlı hale geliriz.
Kendinizin farkındalığı sizde oluştuktan sonra kendinizi geliştirmek için kendinizi bozmak istersiniz. Kendini bozma ihtiyacı ve dolayısıyla değişim alanı sizi nereden vurursa kendinizi duruma uyum sağlamak için mücadele ederken bulursunuz ancak durumu yönlendiren siz olursanız oyunun kurallarını değiştiren kişi de siz olursunuz. Kendinizi bozma ve değişime hazırlama, öğrenen bir zihin yapısı geliştirme alışkanlığı için kendinize şu soruları sormanız faydalı olacaktır:
1. Hayatımdaki hangi alışkanlıkların ve uygulamaların biraz sarsılması gerekiyor mu?
2 .Eskiden başarılı olan ama artık işe yaramayan şeyler yapıyor muyum?
3 .Verimsiz faaliyetlere zaman harcıyor muyum?
4 .Hayal kurmam ve günlük yaptığım işler arasındaki oran nedir? Enerjimi daha önemli hedeflere odaklamak için neler yapabilirim?
5 .Beni olumsuz etkileyen biriyle ilişkimi değiştirmem, sınırlarımı çizmem veya ilişkimi sona erdirmem mi gerekiyor?
6 .Benim yaşam stilim içinde hangi zihin yapısı daha baskın?
7. Hata yapmanın bendeki karşılığı ne?
8. Ne kadar çok “asla ve mümkün değil” derken kendimi yakalıyorum?
9 .Yeni şeyler öğrenmeye ve onları denemeye ne kadar zaman ayırıyorum?
Büyüme zihniyetine sahip olmanın önemli bir parçası da sadece sonuca değil sürece odaklanmaktır. Hiçbir şirketin mükemmel bir şekilde kusursuz olarak sonuca ulaşamayacağı gerçeğinden yola çıkarsak, sonuçların beklentileri karşılamadığı zamanlar yaşanacaktır dolayısıyla sürece de odaklanmak önemlidir. Sürece odaklanarak, yol boyunca sürekli iyileştirmeler elde etmek için ekibinizle beraber verimli yollar denemeye devam edersiniz.
Kaynaklar: