Eyvah Çocuğum Uyuşturucu Kullanıyor!

Madde kullanmaya başlamasının sebepleri nelerdir?

Madde bağımlılığına başlamanın, merak, arkadaş grubunun yönlendirmesi, çocukların arkadaşlarına hayır diyememesinin birçok nedeni var. Çocuğun arkadaşları tarafından sürekli kullanılması ya da çocuğun örtülü bir depresyon geçirmesi, aile içi sorunlar, aile içerisinde anne ya da babadan birinin madde bağımlısı olması, alkol bağımlısı olması çocuğun madde bağımlılığında bir etkendir. Bu nedenlerin hepsi ya da sadece biri bile çocuğun yönlenmesinde etkilidir. Madde kullanmayı özellikle çocuğun modelleme ilişkisine bağlayabiliriz. Çocuk ya arkadaşından birini ya da anne babasından birisini model alır. Çocuğun çevresinde ve ailesinde böyle modeller varsa, maddeye yönelme riski çok daha yüksektir. Ailede sigara içen ebeveynin olması, çocuğu sigara bağımlılığına yatkın hale getiren en etkin sebeplerden birisidir.

Uyuşturucu kullanımının belirtileri nelerdir?

Madde ve uyuşturucu kullanan bir çocuğun her şeyden önce tutum, davranış ve psikolojisinde belirgin değişikler yaşanır. İçine kapanabileceği gibi, aşırı hareketlilik gözlenebilir. Öfke, kızgınlık patlamalarının yanı sıra yalan söyleme gibi uyum ve davranış sorunları baş gösterebilir. Çocuğun ders kalitesinde düşme, sınıfta kalma ya da okulda öğretmenleri tarafından sürekli uyarı cezaları aldığı gözlenir. Bedeninde belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Aşırı kilo kaybı, kollarında iğne izleri, sürekli öksürmesi, gözlerinde kızarıklık, uyku düzeninde bozukluk oluşur. Arkadaş grubu değişir, giyim tarzı değişir, kollarında dövme ya da kesikler görülür.

Aile içi ilişkilerin madde kullanımına etkisi!

Madde bağımlısı çocukların anne ve babalarının tutumlarında, çocukluk dönemi gelişim sürecinde ciddi olumsuz, yanlış yaklaşımlar olduğu anlaşılıyor. Madde bağımlılığının, çocuğun yaşadığı birçok olumsuzluğun sonucu olduğunu bilmek gerekiyor. Bunun sebeplerini önce aile içerisinde, anne ve babanın çocukla ilişkilerinde aranmalı. Eşler evlilik yaşantısında bir ahenk sağlayamazsa, ilişkilerini duygusal anlamda uyumlu yürütemezse, bu durum çocukların doğumuyla birlikte ortaya çıkan anne ve babalık rolüne de olumsuz yansıyor. Özellikle ekonomik ve eğitim düzeyi yüksek ailelerde eşler arasındaki iletişim sorunları, boşanmış anne-baba sorunları neticesinde çocuklar psikolojik olarak etkileniyor. Anne-babasının çatışma alanı haline gelen çocuk onlardan uzaklaşıyor. Eşler, kendi aralarındaki çatışma ve problemi çocuk üzerinden gidermeye çalışıyor. Çocuk, sorunun bir parçası haline geliyor. Eşiyle ilişki sorunu yaşayan bir kadın, çocuklarını evi bırakıp gitmekle tehdit ediyor. Anne-baba arasında işbirliği yoksa ilişki problemlerini çocuklar üzerinden gidermeye çalışıyor, çocuklarını kendi sorunlarına alet ediyorlar. Bu yaklaşım çocukları duygusal, ruhsal yönden, kişilik gelişimi yönünden olumsuz etkiliyor.

Ana-Babalar nasıl davranmalıdır?

Ebeveynlerin çocuklarıyla açık, duygularını anlamaya dönük ve güvenli iletişim kurabilmeleri gerekiyor. Çocuğun ergenleşme sürecinde yaşadığı ruhsal değişimlerinde destekleyici, yol gösterici yaklaşımlarda bulunulmalı, ihmal ve şiddetten kaçınılmalıdır. Ayrıca çocuğun sınırlarını, yaşamın kural ve değerlerini oluşturabilmesi için rehberlik etmeli ve sağlıklı model oluşturulabilmelidir. Klinik tecrübelerime göre madde bağımlısı çocuklar, çevresinde var olan kötülük karşısında sınırlarını belirleme ve kendisini madde kullanımına teşvik eden arkadaşlarına hayır diyebilme konusunda güçlük yaşıyor. Burada ana-babanın koruyucu, bağımlı, otoriter ve baskıcı tutumlardan kaçınmaları, hayatın sorumluklarını gelişimine uygun olarak vermeleri, yanlışlıklar karşısında önce ebeveynlerin ‘hayır’ diyerek örnek olmaları önemli rol oynar. Çocuğumuza hayır diyebilmeyi, sınırlarını oluşturmayı eğiterek öğretmeliyiz. Aksi halde yanlış ebeveyn tutumlarımız çocukları riskli hale getirecek ve birçok olumsuz alışkanlık karşısında çocuğumuzu koruyamaz hale geleceğiz.

Risk Altında Korunması Gereken Çocuklar Çalıştayı

İlçemizde Başakşehir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu çok önemli bir çalışmaya öncülük ederek, Başakşehir Kaymakamlığı, Başakşehir Belediyesi ve Başakşehir Kent Konseyinin’de desteklediği, toplumun en önemli sosyal sorunlarından biri olan risk altında ve korunması gereken çocuklarla ilgili bilimsel bir çalıştay düzenledi. Kurulduğu günden bu yana Başakşehir’in ve Türkiye’nin toplumsal sorunlarına karşı çözüm arayışlarında olan Başakşehir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu’nun gündemini Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar oluşturdu.Çalıştay ilerisk oluşturan çocuklara yönelik kamu kurum, sivil toplum, uzmanlar ve bilim insanları arasında işbirliği ile ortak projeler gerçekleştirilmesi hedeflenerek 33 maddelik sonuç bildirgesi yayınlandı.

Madde bağımlısı çocuklara rehabilitasyon!

Sonuç bildirgesinde, Başakşehir İlçesi’nde risk altında çocuklar tespit edilerek rehberlik, danışma ve destek hizmetlerinin verilebileceği koruyucu/önleyici sistemlerin geliştirilmesi,
Risk altında çocuk ve ailelerine yönelik güçlendirme, rehabilitasyon ve izleme yönünde sosyal hizmet çalışmaları planlanması,

Başakşehir ilçesinin her mahallesine kadın, erkek, anne, baba ve çocuklara yönelik eğitim, rehberli ve danışmanlık çalışmalarının yürütüldüğü “Aile Danışma ve Yaşam Merkezleri” kurulması,

Madde bağımlısı çocuklara yönelik rehabilitasyon projesi yürütülerek, ilk adım, rehabilitasyon ve aileye geri dönüş sürecini sağlayıcı kurumsal yaklaşıma yönelmek amacı ile çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Madde bağımlısı çocuklar tedavisi!

Anne-babalar, madde kullanan çocuklarda meydana gelen davranış ve fizikî değişiklikler konusunda bilgi sahibi değil. Birçok aile çocuğunun madde bağımlılığını geç fark ediyor. Bir, hatta iki yıl sonra çocuğunun madde kullandığını fark eden anne ve babalar var. Dolayısıyla bu geç kalış, tedavi sürecini de olumsuz etkileyerek, güçleştiriyor. Tedaviyi öncelikle çocuğun istemesi, tedavi sürecine anne ve babanın da katılması gerekiyor. Madde bağımlılığı tedavisi bir ekip işidir. Psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire ve aile birlikte çalışır. Tedavide koruyucu ve önleyici aile ruh sağlığı yaklaşımlarını önemsiyorum. Madde bağımlılığı tedavisinde sürece aileyi katmadan, ailenin tedavide etkin rol oynamasını desteklemeden kalıcı bir tedavi olması mümkün değil. Öncelikle aileyi tedavi sürecine katılmaya inandırmak lazım. Aile buna inanırsa çocuğuna sonuna kadar yardımcı olur. Madde kullanan çocuklar kendilerini sorunlu hissediyor, problemin kendilerinde olduğunu sanıyorlar. Burada sorunu dışsallaştırmak gerekiyor. Çocuğu soruna madde kullanmanın ittiğini kabul ettirmek gerekiyor. ‘Ben sorunlu değilim, madde beni sorunlu hale getirdi, ailemle ilişkilerimi bozdu’ diye düşünmesini sağlamak lazım.

Fatih Kılıçarslan/ Sosyal Hizmet Uzmanı/ Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi