Eziyet Suçu ve Cezası

Eziyet Suçu ve Cezası, TCK 96 ile koruma altına alınan ve kanunda Kişilere Yönelik Suçlar bölümünde ele alınan suç tipidir. Eziyet suçunda korunan hukuki değer, işkence suçunda olduğu gibi kişinin vücut bütünlüğü, sağlığı, şeref ve haysiyetidir. Ancak işkence ile farklı olarak TCK 96’da belirtilmiş olan eziyet suçunu işleyen kişinin kamu personeli olmadığı görülür.

Eziyet Suçunun Oluşması

Eziyet suçunun oluşmasını TCK 96 göstermemiştir. Buradaki eziyet olarak adlandırılacak fiiller olaylardan farklı olarak çıkarılabilir. Eziyet, belirli bir düzene göre bir kişiye karşı insan şerefi ve haysiyetine yakışmayacak şekilde fiziksel veya ruhsal acı çekmesine yol açılan fiiller olarak gösterilebilir. TCK 96’nın yani eziyet suçunun işleyebilmesi için suçu işleyen failin kamu personeli değil sivil kimselerin işlemesi gerekir. Aksi halde suçu TCK 96 açısından değil TCK 94-95 açısından değerlendirmek gerekecektir. Eziyet suçunu işleyen kimse TCK 96’da:  ‘’Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi’’ şeklinde tanımlanmıştır. Eziyet sayılan olaylar aynı işkence suçunda olduğu gibi bir defa olmakla tükenen değil sistemli şekilde yürütülen hareketler olması eziyet suçu oluşması için aranmaktadır.

Eziyet Suçunun Maddi Unsurları

Eziyet suçunun maddi unsurlarını tek tek ele alacak olursak;
Fail: Eziyet suçunun (TCK 96) faili sivil olan herkes olabilir. Eziyet suçu (TCK 96) işkence suçundan farklı olarak işleyeni kamu personeli olmayan suç tipidir. Bu sebeple eziyet, özgü suç değildir.

Mağdur: Eziyete maruz kalan herkes eziyet suçundan dolayı mağdur olabilir. Burada eziyete maruz kalmaktan kasıt sistematik şekilde kişinin onur ve haysiyetini zedeleyerek eziyet etmek, acı çekmesine yol açmaktır. Mağdurun durumuna göre TCK 96/2’de yer alan eziyet suçunun nitelikli halleri de oluşabilmektedir.

Suçun Konusu: Eziyet suçunun konusu TCK 96’da da belirtildiği üzere kişinin vücudu, insanlık onuru, şeref ve haysiyetidir.

Fiil: Eziyet suçunun fiili TCK 96’da tam olarak belirtilmemekle birlikte pek çok şekilde karşımıza çıkabilecektir. Fiilin sistematik şekilde gerçekleştirilmesi esas husustur. Aksi halde TCK 96’ya dayanmak mümkün olmayacaktır. Eziyet yaralama, tehdit veya hakaret gibi pek çok şekilde karşımıza çıkabilir. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma şeklinde de karşımıza çıkabilmesi mümkündür.

Eziyet Suçunun Nitelikli Halleri

Eziyet Suçunun nitelikli halleri TCK 96/2 de yer almıştır. TCK 96/2’de sıralanan bu halleri:

Eziyet Suçunun Cezası

Eziyet suçunun cezası TCK 96 kapsamında belirlenmiştir. Buna göre bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışlarda bulunan kimseye verilecek olan ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olacaktır.

TCK 96/2’de belirtilen nitelikli hallere göre bu cezada artırım meydana gelebilecektir. Buna göre, eziyetin bir çocuğa yönelik olması halinde (18 yaşından küçük bireylere) verielcek olan ceza 2 ila 5 yıl değil 3 ile 8 yıl arasında hapis cezası şeklinde olacaktır. Bunun gibi eziyet suçunun kendisini koruyamayacak durumda olan kimselere karşı (yaşlı, zihinsel veya fiziksel engelli ve benzeri…) işlenmesi halinde de verilecek olan ceza TCK 96/2 gereği 3 ile 8 yıl arasında hapis cezası şeklinde olacaktır.

Yine suçun gebe bir kadına işlenmesi halinde de verilecek olan ceza 3 ila 8 yıl arasında hapis cezası şeklinde olacaktır.

Eziyet suçunun alt veya üst soya karşı (anne, baba, dede, nine, çocuk, torun…) işlenmesi halinde TCK 96/2 verilecek olan hapis cezasının 3 ile 8 yıl arasında olacağına hükmetmiştir.

Eziyet suçunun üvey anne, üvey baba (analık-babalık) veya evlatlık çocuğa karşı işlenmesi halinde de TCK 96/2’ye göre verilecek olan ceza 3-8 yıl hapis cezası olacaktır. Eziyet suçunda mahkeme Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verebilecektir. Eziyet suçunda mahkeme hapis cezası ile ilgili cezanın ertelemesi kararı verebilecektir. Eziyet suçunda mahkeme hapis cezanın adli para cezasına çevrilmesi kararı veremeyecektir.

Eziyet Suçunda Hukuka Uygunluk Nedeni

Eziyet suçunda hukuka uygunluk nedeni yani hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir durum olamaz. Çünkü kişiye eziyet etmek insanlık onuruna yönelik işlenen bir suç olduğu için bu suçun hukuka uygunluk nedeni de olamayacaktır.

Eziyet Suçunda Zamanaşımı Süresi

Eziyet suçunda zamanaşımı süresi, işkence suçunda belirtilen istisnai hal kapsamına girmez. Yani TCK 96’da zamanaşımı süresine dair bir düzenleme yapılmadığı için eziyet suçunda zamanaşımı süresi TCK 66 kapsamında değerlendirilecektir. Eziyet suçunun ana şeklinde dava zamanaşımı süresi 8 yıl iken nitelikli hallerin işlenmesi halinde dava zamanaşımı süresi 15 yıl olacaktır.

Eziyet Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Eziyet suçunda görevli ve yetkili mahkeme suçun gerçekleştiği yerde bulunan Asliye Ceza Mahkemesidir.

Eziyet Suçu ile ilgili Yargıtay Kararları

T.C. YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ

E. 2011/3608 K. 2012/20031

ÖZET : Sanıkların muhtelif zamanlarda katılanın 13 aylık çocuğu olan mağdurun vücudunda sigara söndürmek, ısırmak ve olay günü de arabada saatlerce tek başına aç susuz bırakıp bakımını da yapmadan, dövüp kolunu kırmak suretiyle süreklilik gösteren eylemlerinin, eziyet suçunu oluşturduğu ancak; işkence suçunda netice sebebiyle ağırlaşmış halleri düzenleyen maddesine benzer bir düzenlemenin eziyet suçunda yer almayıp nitelikli hallerin belirtilmiş bulunması karşısında, sonuçta meydana gelen yaraların niteliği gözetilerek sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde nitelikli eziyet suçunu (TCK 96/2-a maddesinde yaptırıma bağlanan )ve yaraların ağırlığı nedeniyle orantılılık ilkesi ile asgari haddin üzerinde ceza tayini gerektiği gözetilmelidir. Ayrıca yaralama suçundan ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır.

KARAR : Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,

Ancak; Oluşa, dosya kapsamına, B… Devlet Hastanesinin 27.10.2007 günlü ve B… Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 08.11.2007 tarihli raporları kapsamına göre, sanıkların muhtelif zamanlarda katılan A.’in 13 aylık çocuğu olan mağdurun vücudunda sigara söndürmek, ısırmak ve olay günü de arabada saatlerce tek başına aç susuz bırakıp bakımını da yapmadan, dövüp kolunu kırmak suretiyle süreklilik gösteren eylemlerinin, eziyet suçunu oluşturduğu, ancak;

işkence suçunda netice sebebiyle ağırlaşmış halleri düzenleyen TCK 95. maddesine benzer bir düzenlemenin eziyet suçunda yer almayıp TCK 96. maddesinin 2. fıkrasında nitelikli hallerin belirtilmiş bulunması karşısında, sonuçta meydana gelen yaraların niteliği gözetilerek TCK’nın 44. maddesi uyarınca sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde TCK 96/2-a maddesinde yaptırıma bağlanan eziyet suçunu oluşturacağı ve yaraların ağırlığı nedeniyle TCK’nın 3. maddesinde yer alan orantılılık ilkesi ile 61. maddesinde yazılı ölçütler gözetilerek asgari haddin üzerinde ceza tayini gerektiği gözetilmeden, ayrıca yaralama suçundan da ceza tayini,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA ), 18.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.