Her şehir kadar olmasa da Zonguldak da değişiyor. Ancak değişime aldırmayan güzel nadir şeylerden biri, deniz feneri… Fener şimdiye kadar kaç şairi aydınlatmıştır, kaç yazar yeni bir satıra geçmek için onun tekrar yanışını beklemiştir?Fenerin denize olan aşkını biri yazmış mıdır bilinmez fakat o kaç aşka vesile olmuştur ilham verdiği yazarların kitaplarında. Bir fikriniz var mı? Bir insan, ömrü boyunca saysa kaç defa yakalar fenerin sönüp tekrar yandığını? Ben bu yazıyı bitirene kadar kaç defa sönecek kim bilir?
Fener söner, ömür biter, fener yanar, o ömrün sahibi eserleriyle hatırlanır.
Zonguldaklı şair ve yazarlar dediğimizde akla ilk gelenler -Yılmaz Ağabey sayesinde- Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu oluyor. Zonguldaklı bir şair olan Gülden Işık’ın şiiri birbirlerine ve hayata şiirle sarılmış olan bu iki dostun hayatını özetliyor:
“Mevsimsiz renklerin zamansız yalnızlığında,
Birlikte şiir yazdılar,
Birlikte âşık oldular
Ve yine gençliğin şairce onuruyla
Şiirle yaşayacaklarını bilmeden,
Birlikte ölüme koyuldular”
Gülden Işık, Sevgiyi Elinle Tut ve Çakıl Taşları kitaplarının sahibi… Aynı şehre kadın gözüyle bakmış olan diğer kalemlerimiz; Avniye Baruönü, Saniye-Aynur Demir(Saltukovalı kız kardeşler olarak da biliniyorlar), Kübra Teke ve hem müzisyen kimliği hem de şairlik vasfıyla tanınmış Ülker Anadol Baççıl…
Fener söndü, yandı.
Devrek sanat adına bereketli topraklara mı sahiptir? Yoksa; sanatçı bir aileden gelen öğretmen şair yazar Müfide Güzin Anadol, dört şiir kitabı yayımlamış Mithat Yaban, “Ankara Edebiyat” dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapan yazar Mustafa Kademoğlu, Trt-2de program sunuculuğu yapmış olan yazar Metin Köse, araştırmacı yazar Sefer Köse,öykü ve roman türlerinde ürünler veren yazar Sami Sülük ve gazeteci şair yazar İbrahim Tığ’ın Devrekli olmasına tesadüf mü deriz? Devrekli şair Rüştü Onur’un yaşamda iken önce “Şehir” daha sonra da “Petek” adıyla yayınlamak istediği ama bir türlü çıkaramadığı dergiyi, İbrahim Tığ R. Onur’un ölümünün altmış ikinci yıldönümünde “Şehir” adıyla yayınlamış ve “Şiiri ve şiire ilişkin söyleyeceği olanları Şehir’e bekliyoruz” demiştir.
Fener söndü, yandı.
Fransızca öğretmeni İrfan Yalçın, Ölümün Ağzı kitabıyla 1980 TDK Roman Ödülü’nü ve Yorgun Sevda kitabıyla 2009 yılı Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır. Mesleği imam-hatiplik olan Kenan Tunç üç kitap yazmış ve grizu şehitleri için yazdığı şiirde;
“Tarih 3 Mart 1992, yer Zonguldak Kozlu’ydu
Yer gök o gün gözyaşı ve ağıt doluydu
Ağlayan sadece Zonguldak değil, bütün Anadoluydu… ” diyerek acının tarifini yapmıştır.
Demir Farabi Anadol, lise ve üniversitelerde ders kitabı olarak kullanılan iki kitap yazmıştır. Doktor Kemal Yurtbay ise hekimlere edebiyat konusunda örnek olan önemli yazarlarımızdan.
Fener söndü, yandı.
Mehmet Çelikel Lisesi’nde öğrenim görürken gözlerini yitiren Ziya Mısırlı’nın yirmi sekiz kitabı bulunuyor. Öyle görülüyor ki şair hem kendi karanlığını hem de farklı yaşamları mısralarıyla aydınlatmış. Edebiyat öğretmeni Seyfettin Ceylan şiirler yazıyor ve çalıştığı okulda sahnelediği bir tiyatro eseri bulunuyor. Veli Karanfil,Ceylan gibi öğretmen olan bir başka yazarımız.. Erol Çatma ise “Kömür Tutuşunca ” ve “Asker İşçiler” kitaplarının sahibi. “Şair kendini diri diri toprağın altına gömen insandır; toprağın biraz altında azar azar sızan ışık demetlerine bakarak yazar şiirini.” diyerek A. Ertan Mısırlı bizlere şiirin nasıl yazıldığını betimliyor adeta. Gazeteci ve köşe yazarı Hikmet Bila’nın ise Türkiye politik tarihi hakkında yazılmış üç kitabı bulunuyor.
Fener söndü, yandı.
Tahir Karauğuz, Zonguldak’ta birçok “ ilk ” e imza atan ve birçok “ ilk ” in önderliğini yapan kişiydi. “Karaelmas” adının ilk kullanılışı, ilk gazete(Zonguldak), ilk matbaa(Zonguldak Karaelmas Basımevi), ilk resim sergisi… Karauğuz önderliğinde 29 Mayıs 1949 tarihinde, Zonguldak’ın ülke çapında ilk “Şiir Günü ve Gecesi”gerçekleştirildi.Karauğuz birçok şairin katıldığı şiir günü etkinliği sonrasında bu önemli ilk için “Bir havza edebiyatı doğdu.” demiştir. Oğlu Doğu Karaoğuz, babasının gölgesi altında kalmamış ve çok geçmeden o da babasının bahsettiği “havza”nın içine dâhil olmuştur. Petrol Yüksek Mühendisi olan Doğu Karaoğuz “Karaelmas’ın İlk Madencileri” ve babası Tahir Karauğuz hakkında yazdığı “Kuvayı Milliye Ruhuyla Bir Ömür” adında iki kitap yayımlamıştır.
Fener söndü. Ama yanacak!
Yandıkça bu yazıya dâhil olan olmayan şair ve yazarlarımız hatırlanacak.
MERVE ERTOP
BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ