Bu senenin konusu günümüzde hızla değişime uğrayıp gelişimini sürdüren, dünya ve geçmiş arasında bağlantı kurmayı hedefleyen, “Dördüncü Nesil İnsan Hakları” idi.
10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler, Eleanor Roosevelt’in uzman yardımıyla, bir çizgi çizdi; her insanın iddia edebileceği ve sahip olması gereken 30 hakkı listeleyen ilk belge olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni hazırladı. Bu beyanname, günümüzde en çok çevirisi yapılan ve onur üzerine kurulu insan varoluşunun normunu düzenleyen, sosyal ve politik yaşantımızın yansımalarını her yönüyle etkisi altına alan, bir beyanname olma niteliği taşımaktadır. Bu konferansa katılarak, bu önemli günü bir daha anma fırsatını elde ettik.
Kulübümüzün üyeleri bu simülasyon boyunca çözüm önerileri sunmaya çalıştıkları ve bu senenin temasıyla ilişkili olan birbirinden farklı konular hakkında münazara ettikleri 10 farklı komiteye dağıldılar. Diğer katılımcılarla karşılıklı fikir alışverişlerinde bulundular; düşüncelerini ve görüşlerini anlamaya çalıştılar. Böylece her katılımcıya kendini ifade etme fırsatı veren sağlıklı ve demokratik bir tartışma ortamı yarattılar.
Uluslararası bu modelizasyonun en önemli noktası şüphesiz ki katılan insanların çeşitliliği idi. MFINUE, dünyanın dört bir köşesinden çeşitli katılımcıları bir araya getirdi ve bu münazaraların zenginleşmesine katkı sağladı. Sainte Pulchérie Fransızca MUN kulübü için yeni katılımcılarla tanışmak sadece bir zevk değil, aynı zamanda bir onurdu. Ana dilleri Fransızca olan katılımcılarla konuşmak ve birbirlerinden değerli fikirlere sahip olan farklı delegasyonların perspektiflerinden olayları dinlemek Fransızca iletişim seviyelerini geliştirmelerinde onlara eşsiz bir katkı sağladı.
Saint Joseph Lisesi’ne bu muhteşem konferans için teşekkür ederiz. Seneye yüz yüze bir konferansta buluşmak dileğiyle…
Kulüp üyelerimizin konferans hakkındaki yorumlarını okuyabilirsiniz:
Ayda : “İkinci MFINUE deneyimim de maalesef uzaktan oldu. Bu konferans, Fransızca kullanımı açısından çok önemli bir role sahipti; çünkü en büyük uluslararası konferanslardan biriydi. Çeşitli ülkelerden gelen delegelerle tanışma ve fikirlerimizi paylaşma fırsatı bulduk. Fransızca ana dili olanlarla kolayca iletişim kurabildiğimizi gördük ve bu bizi cesaretlendirdi. Çok eğlenceli anlar da geçirdik. Başkanlar oldukça sempatikti ve bize yardım etmeye daima hazırlardı. Açıkça söyleyebilirim ki, bu benim için unutulmaz konferanslardan biriydi.”
Çınay: “MFINUE’nün uzaktan olmasına rağmen bu kadar eğlenceli bir konferans olacağını hiç düşünmemiştim. Üç gün boyunca Dünya Sağlık Örgütü Komitesinde beslenme bozukluklarına ve zihinsel sıkıntılara çözümler bulmaya çalıştık. Delegelerin büyük bir kısmı yabancıydı ve herkes çalışmaya odaklanmıştı. Münazaralara katılan çok fazla delege vardı ve bütün konferans boyunca elimden geleni yaptım. Farklı yerlerde olmamıza rağmen evde kendimi yalnız hissetmedim. Bu konferansa katılmış olmaktan çok mutluyum.”
İklim: “Benim için tam anlamıyla mükemmel bir konferanstı. Üçüncü kez bir mahkeme komitesindeydim; ancak bu sefer işlenen dava biraz farklıydı. “Mavi Yüzgeçli Orkinoslar”la ilgili, Yeni Zelanda ve Avustralya’nın Japonya’ya karşı açtığı davayı işlediğimiz için komitemizin ekolojik bir yanı da vardı. Bu konuya pek bayılmasam da, bu tip komitelerin özel prosedürleri çok hoşuma gidiyor. İnanıyorum ki, mahkeme komitelerini bu kadar seviyor olmam, üniversitede ne okumak istediğim hakkında kararımı netleştirmeme çok yardımcı oluyor. Ayrıca, komitemin başkanları, arkadaş canlısı bir ortam yaratmayı başardı ve bu konferansı hoş hale getirdi. Bu unutulmaz üç günün gerçekleşmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.”
Çağan: “Saint Joseph Lisesi’nin düzenlediği, THIMUN organizasyonuna bağlı MFINUE konferansına ikinci katılışımdı. İlk deneyimimde, Güvenlik Konseyi’nde Belçika delegasyonunu temsil ediyordum; fakat bu sefer, MFINUE’21’de, UNESCO komitesinin başkan yardımcısıydım. Organizasyon ekibiyle yazdan önce çalışmaya başladık, böylece rapor yazmaya ve bu konferansı MFINUE tarihinin en iyisi yapmaya zaman bulabildik. Yaratılan ortam çok iyiydi; ama birlikte çalıştığım insanlar sayesinde muhtemelen en iyisi haline geldi, özellikle de tanışma mutluluğunu yaşadığım komitemin sıcak başkanı Defne sayesinde. Konferans süresince, delegeler şu konular hakkında önergeler yazdılar ve üzerine münazaralar yaptılar: “Uzay Enkazının Yarattığı Riskler” ve “Fikri Mülkiyetin Jeopolitik Sorunları”. Bu görevleri delegelerimiz, en rahat şekilde başarabilsin diye, elimizden gelenin en iyisini yaptık. Katılımcılardan, münazaraları yönetim ve onlara yardım ediş şeklimiz hakkında iltifatlar alınca, emeklerimizin boşuna olmadığını fark ettim. Önümüzdeki yılın MFINUE’22 konferansında, hepsini bizzat görmek istediğimi ifade ederek, yaptıkları mükemmel çalışmalardan ve unutulmaz bir deneyim yaşamamı sağladıkları için kendilerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.”
Ege: “Bir yıl sonra MFINUE’ye ikinci kez katıldım; ancak bu sefer İnsan Hakları Komitesi’nin başkan yardımcısı olarak. Konferans için hazırlık çok erken başlamıştı, yaz başından beri bunun için hazırlanıyordum. Komitemizde iki farklı konu başlığı vardı: ”Demokrasinin Restorasyonu: Dünyadaki Otoriterliğin Yükselişiyle Nasıl Mücadele Edileceği“ ve ”Yaşlıların Bakımının İyileştirilmesi”. İkinci konu hakkında, bütün yaz boyunca, bir rapor yazmıştım. Konferans toplam üç gün sürdü. Öncelikle delegeler konulara yönelik siyasi eğilimlerine göre üç gruba ayrıldı. Ardından, konu başına 3 önerge aldık, bu da toplamda 6 önerge anlamına geliyor! Neyse ki, bunlardan beşi komiteden geçti. Sonunda, en iyi olan, Genel Kurul sırasında tartışılma şansı buldu ve çoğunluğun oylarıyla geçti. Öte yandan, bence komitemiz her açıdan çok özeldi. Delegeler durmadan tartıştılar ve gerçekten iyi çalıştılar. Delegelerden konferans ve komitenin çalışma şekli hakkında çok olumlu geri bildirimler aldım. Kısacası, asla unutamayacağım harika bir konferanstı. Öncelikle özel dostluğuyla konferansta bana her zaman eşlik eden başkanım Elif’e, katılan tüm delegelere ve organizasyon ekibine teşekkür ediyorum. Gelecek yıl tekrar katılmayı umuyorum.”