Türkiye’de fuhuş suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesinde düzenlenmiştir. Hüküm gereğince bizzat fuhuş yapmak suç olmayıp bir kimsenin fuhuş yapması için teşvik etme, aracılık yapma, yer temini vb. eylemleri gerçekleştirmek cezalandırılmaktadır. İlgili yasal düzenleme yapılırken kişiler, özellikle de fuhşa sürüklenen çocuklar düşünülerek, gerçekleştirilen fiillerin hangi koşullarda suç oluşturacağı hususu belirlenmiştir ve bu yapılırken ülkemizin fuhuşla mücadele hakkındaki uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülükleri göz önünde bulundurulmuştur. Maddenin gerekçesi incelendiğinde de bu hususların açıkça belirtildiği görülmektedir.

Yazı İçeriği

Fuhuş suçuna bakan avukat öncelikle Türk Ceza kanunun ilgili maddelerinde düzenlenmiş suç tiplerinden hangisinin kişiye isnat edildiğinin teşhisini yapacaktır. Aşağıda suç tiplerinde fuhuş suçu cezası ayrı olarak düzenlenmiştir. Fuhuş davası avukat için ayrı bir dava alanı değildir. Ceza davaları üzerine çalışan avukatlar yani kişilerin ceza avukatı olarak nitelendirdiği ancak avukatlık mevzuatında olmamasına rağmen avukatların üstlenebileceği bir suç tipidir.

Fuhuş Suçu Avukat Tutmak Zorunlu mu?

Fuhuş suçu avukat tutmak zorunlu mu sorusunun cevabı için bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak suçun düzenlendiği ceza aralıkları etkili bir savunmayı gerektirdiğini açıkça göstermektedir.

Fuhuş Suçu Avukatlık Ücreti

Fuhuş suçu avukatlık ücreti olarak değil ancak mahkemelerde görülen dava tiplerine göre her yıl baronun belirlemiş olduğu asgari ücret tarifesi yer almaktadır. Tabiki avukatlar bu miktarların altında kalmamak kaydıyla müvekkil ile arasında özgürce bir avukatlık ücreti belirleyebilirler.

Fuhuş Suçu Cezası

5237 sayılı TCK’nın 227. maddesine göre fuhuş suçu olarak nitelendirilerek cezalandırılan suçlar şunlardır:

  1. Çocuğun fuhşu suçu (TCK 227/1),
  2. Fuhşa teşvik etme suçu (TCK 227/2),
  3. Fuhşu kolaylaştırma suçu (TCK 227/3),
  4. Fuhşa aracılık etme suçu (TCK 227/3),
  5. Fuhuş için yer temin etme suçu (TCK 227/2),
  6. Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhşa sevk etme veya fuhuş yapmasını sağlama şeklindeki nitelikli suç (TCK 227/4)

——————————————————————————————————————-

Türk Ceza Kanunu Madde 227;

(1)Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.

(2) Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.

(3) (Mülga: 6/12/2006 –5560/45 md.; Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/18 md.) Fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya yayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(4) Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

(5) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(6) Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(7) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(8) Fuhşa sürüklenen kişi, tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi tutulabilir.

Fuhuş Suçunun Unsuru

Fuhuş suçunun konusu mağdurun bedenidir. Fuhşu, bir insanın arasında duygusal bağ olmayan başka bir kimseye, ayrım gözetmeksizin, maddi veya manevi bir yarar karşılığı vücudunu kullanma izni vermesi biçiminde tanımlayınca, bu suçun konusunun insan vücudu olduğu ortaya çıkacaktır.

Bu durumda, telefon hatları vasıtası ile telefonda yapılan ya da internet üzerinden gerçekleştirilen cinselliğe yönelik konuşmalar fuhuş sayılmayacağından, insanın vücudu dışındaki şeyler, örneğin bir kimsenin sesi veya görüntüsü bu suçun konusunu oluşturmayacaktır.

Fuhuşun Suçunda Fail

Fuhuş suçunun faili herkes olabilmektedir. 5237 Sayılı TCK’da bu suçun faili olabilecek kimsede belli bir nitelik aranmamıştır. Bu sebeple de suç, faili bakımından özgü suç niteliğinde değildir. Ancak maddenin 5. fıkrasında sayılan bazıkişiler (eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle suçu işleyenler) tarafından suçun işlenmesi cezanın arttırım nedeni olarak gösterilmiştir. Fuhuş yapan kişinin fail olup olamayacağı, yani bizzat fuhşun suç teşkil edip etmediği konusu datartışılmıştır. Fuhşun suç olmamasının, bu işe atılmak konusunda kişileri tahrik edeceğini, fuhşun diğer suçların işlenmesi hususunda da zemin hazırlayacağını, bu nedenle bizzat fuhşun suç sayılmasını savunan taraftarlar olsa da bu eylemin kişilerin vücutlarını başkalarına zarar vermemek şartıyla istediği gibi kullanabilmesi hakkından yola çıkıldığında suç teşkil etmemektedir ve hukukumuzda da suç sayılmamaktadır.Fuhuş yapan kimse işin mağduru olduğundan fuhuş yaparken yakalandığında hastaneye sevk edilmekte ve ilgili tüzük hükümleri uygulanarak ahlak bürosu tarafından tescil edilmektedir. Bu kişiye para vererek onunla cinsel duygularını tatmin eden kişinin eylemi ise 227. maddede tanımlanmadığından fail konumunda olmayacaktır.Fail ve mağdur kavramlarının ayrılması önem taşıyan bir husustur ve uygulama açısından sorun yaratabilecek niteliktedir; çünkü fuhuş yapan kimsenin bu eylemi kendi rızası ile gerçekleştirdiğinin ya da buna zorlandığının tespiti her zaman kolay olmamaktadır.

Türk Ceza Kanun’ları hükümleri uyarınca bizzat fuhuş eylemi suç olmamakla birlikte, Fuhuşla Mücadele Tüzüğü uyarınca genel kolluk gizli fuhuş yapanları tespit etme ve bu durumu delillendirme yetkisine sahiptir. Fuhuş yapanların ve onlarla birlikte olan müşteri konumundaki kişilerin yakalanıp savcılığa sevk edilmesinin amacı,haklarında ceza soruşturması başlatmak değil, gizli olarak fuhuş yapanların zührevi hastalıkları yayma ihtimaline karşı kamu sağlının korunması ve tehdit edilmesinin önlenmesi ile bu kişilerin haklarında ilgili tüzük hükümleri uyarınca işlem yapılmasıdır. Fuhuş fiiline ilişkin delilin doktor raporuna dayanması esastır, ancak bazı durumlarda zaman ve yerin şartları uyarınca fuhuş yapıldığı kanaatinin kesin olarak verilebilmesini sağlayan durumların tutanak ile belirlenmiş olması durumunda doktor raporu alınması mümkün olmasa da tutanağa dayanılarak işlem yapılması mümkün görülmektedir.

Fuhuş suçunun temel şeklinin seçimlik hareketleri şunlardır:

Fuhuş Suçu Zamanaşımı

Yetişkinlerin fuhuş suçu nedeniyle yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Çocuğa karşı işlenen fuhuş suçunun zamanaşımı süresi 15 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süreleri içerisinde her zaman soruşturulabilir, ancak bu zamanaşımı süreleri geçtikten sonra soruşturma yapılamaz. Ancak belirtmek gerekirki Türk Ceza Kanunu 77/h Maddesi,  “Zorla fuhuş yaptırmak suçu”nu , insalığa karşı işlenen suçlar kategorisinde düzenlenmiştir;

T.C.K 77 .Maddesinde zorla fuhşa sevketme fiilinin siyasal, felsefi, ırki, dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı planlı olarak gerçekleştirilmesi cezalandılırmıştır.

Buna göre Türk Ceza Kanunu 77/4 fıkrasına göre “zorla fuhuş yaptırmak” suçunun zamanaşımı süresi bulunmamaktadır.

Fuhuş Suçu Görevli Mahkeme

Fuhuş suçlarında yargılamayı yapacak görevli mahkeme “ asliye ceza mahkemeleri “dir.

Yargıtay Kararları

10. Ceza Dairesi         2018/5507 E.  ,  2018/9139 K.

Suçlar : Fuhuş , cinsel taciz, reşit olmayanla cinsel ilişki, suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Hükümler : Mahkûmiyet, beraat, ret

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
…’nin 08.10.2015 tarihli ve 2012/7 esas, 2015/389 sayılı kararıyla uyuşturucu madde ticareti yapma ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, reşit olmayanla cinsel ilişki, çocuğun cinsel istismarı suçlarından bir kısım sanıklar hakkında beraat hükmü kurulduğu, fuhuş ve cinsel taciz suçlarından bir kısım sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verildiği, hükümlerin Cumhuriyet savcısı, bir kısım sanıklar ve müdafileri ile bir kısım mağdurlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nce 25.10.2018 tarihli ve 2017/7548 esas, 2018/13680 sayılı karar ile mağdurlar …, …, …, … (…), …, …, …, …, … vekilinin temyiz isteminin …, …, …, … hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan verilen beraat hükümlerini de kapsadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarının 5237 sayılı TCK’nın ikinci kitabının “topluma karşı suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “kamunun sağlığına karşı suçlar” başlığını taşıyan üçüncü bölümünde düzenlenmiş olması; belirtilen özelliği gereğince, kişilerin, CMK’nın 237. maddesi uyarınca mağdur veya suçtan zarar gören sıfatıyla bu suçlarla ilgili davalara katılmalarına olanak bulunmaması, kaldı ki; mağdurlar hakkında mahkemece katılma kararı da verilmediği gibi mağdurlar vekilinin temyizinin uyuşturucu madde ticareti suçuna yönelik bir açıklama içermediği, tebliğnamede de bu talebe ilişkin bir görüş bulunmadığı, temyize konu olan mahkûmiyetlere ilişkin diğer suçların ise Dairemizin görev alanına giren suçlardan olmadığı anlaşılmakla; dosyanın davaya bakmakla görevli Yargıtay 18. Ceza Dairesi’ne gönderilmesinin uygun olduğu düşünülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, tebliğnamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararının Ceza Daireleri İş Bölümü ortak hükümler kısmının 7. bendinin 2. fıkrasında yer alan “Temyiz kanun yoluna tabi olmaması nedeniyle ilk bakışta reddedilecek temyiz talepleri görevli dairenin belirlenmesinde göz önünde bulundurulmaz.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi hükmüne göre, dosyayı inceleme görevi Yargıtay 18. Ceza Dairesi’ne ait olduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyanın Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE, 11.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

—————————————————————————————————————————————

18. Ceza Dairesi         2016/8908 E.  ,  2018/16167 K.

SUÇ : Fuhuş
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen fuhuş eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 29/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

———————————————————————————————————————————-

18. Ceza Dairesi         2016/15770 E.  ,  2018/16136 K.

SUÇ : Fuhuş
HÜKÜM : Beraat

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Müşteki …’nun sanık … hakkındaki fuhuş suçunda, doğrudan zarar görmediği ve bu nedenle davaya katılma hakkı bulunmadığı halde mahkemece Kanuna aykırı gerekçeyle kamu davasına katılan olarak kabulünün, mağdura bu niteliği ve dolayısıyla Kanun yoluna başvurmak hak ve yetkisini kazandırmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca müşteki … vekilinin tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE ve dosyanın incelenmeksizin karar mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, 29/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


18. Ceza Dairesi         2016/14401 E.  ,  2018/16143 K. “İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Fuhuş
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir;
Ancak;
1- Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda mağdurların birden fazla fuhuş yapmasına aracılık etmesine rağmen, TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,
2- Adli sicil kaydındaki hükümlülüğü nedeniyle koşulları bulunmasına karşın, sanığın cezasının TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.