Sanayileşmiş 7 ülkenin liderlerini bir araya getiren G7 Zirvesi, İtalya’nın Taormina beldesinde yapıldı. ABD, Almanya, İngiltere, Japonya, Fransa, Kanada ve İtalya’dan oluşan G7 ve AB liderleri, 43. G7 Liderler Zirvesi’nde bir araya geldi. Liderler ilk günkü çalışmalarına, Taormina’nın antik Yunan döneminden kalma dünyaca ünlü amfi tiyatrosunda aile fotoğrafı çektirerek başladı. Fotoğraf çekimi öncesinde ev sahibi İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, konuk liderleri tek tek karşıladı. Karşılamaya en geç gelen lider ise ABD Başkanı Donald Trump’ dı. G7 liderleri, ilk iki oturumda dış politika ve güvenlik meselelerini ele aldı. İngiltere’nin Manchester kentinde hafta başında yaşanan terör saldırısı bağlamında DEAŞ başta olmak üzere terörle mücadele ve diğer güvenlik konuları masaya yatırıldı. Kuzey Kore’nin son dönemde artan balistik füze denemeleri, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, sığınmacı krizi, Rusya’nın Suriye ve Ukrayna’daki faaliyetlerinin de zirvede ele alınan diğer konular arasındaydı. G7 liderlerinin aile fotoğrafı ve ilk gün oturumlarının yapılacağı Taormina’da kent merkezi tamamen kapatıldı. Kentte her sokak ve köşe başını bir asker ve bir polis tuttu. Alınan yoğun güvenlik önlemleri dolayısıyla gazeteciler yanı sıra Taormina’da yaşayanlar ve çalışanlar da iki aramadan geçirilerek şehir merkezine alındı. Zirve öncesinde “ Almanlar kötü ” diyen Donald Trump’a Almanya Başbakan’ı Merkel yanıt verdi: “ Avrupa’nın tümüyle ABD ve İngiltere’ye bel bağladığı günler artık geride kaldı ”. Dünya ekonomisinin yüzde 60’ını oluşturan gelişmiş 7 ülkenin bir araya geldiği G7 Zirvesi’ne Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ABD Başkanı Donald Trump ‘a verdiği yanıt damga vurdu. Merkel, Avrupa’nın tümüyle ABD ve İngiltere’ye bel bağladığı günlerin geride kaldığını söyledi. Merkel’in bu sözleri, “Almanlar kötü” diyen ABD Başkanı Donald Trump’a yanıt olarak görüldü. Merkel, G7 zirvesiyle ilgili olarak gazetecilere “Zor ve tatmin edici olmaktan uzak” açıklamasını yaptı. Trump’ın G7 Zirvesi öncesi ülkesinin Almanya ile ticaret açığına değinerek “Almanlar kötü, çok kötü” açıklamasında bulunmuştu. Bu sözleri “uygunsuz” olarak değerlendiren Merkel, zirvede Trump ile konuyu görüştüğünü ifade etmişti. Avrupa’nın artık müttefiklerine güvenemeyeceğini ve kendi kaderine kendisinin karar vermesi gerektiğini söyleyen Merkel, ABD Başkanı Donald Trump ‘ın adını vermemekle birlikte, Avrupa’nın tamamen müttefiklerine güvendiği günlerin “bir ölçüde geride kaldığını” ifade etti. Merkel, “Son günlerde buna tanık oldum… Bu nedenle şunu söyleyebilirim ki biz Avrupalılar artık kendi kaderimizi kendimiz belirlemeliyiz. Elbette bunu ABD ile İngiltere ile, ve Rusya dahil, mümkün olduğunca tüm diğer ülkelerle dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri içinde yapacağız” dedi. Almanya, ABD, İngiltere, Japonya, Fransa, Kanada ve AB liderlerinin, İtalya’nın ev sahipliğinde buluştuğu 43. G7 Liderler Zirvesi, terörle mücadele hususunda tam mutabakat ile sona ererken, iklim değişikliği üzerindeki anlaşmazlıkların giderilemediği bir zirve olarak tamamlandı. Sicilya Adası’ndaki tatil beldesi Taormina’nın iki gün ev sahipliği yaptığı G7 Zirvesi’nin açıklanan sonuç bildirgesinde, küresel sınamalara ve yurttaşların endişelerine iş birliği ruhu çerçevesinde çözüm bulmaya çalışılacağı, ortak değerler olan demokrasi, barış, güvenlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı etrafında birleşildiği belirtildi. Liderler, toplumların, kaliteli eğitim, iş, ekonomik fırsatlara erişimde eşitlik ve daha temiz bir çevre gibi ihtiyaç ile taleplerinin, politikalarının merkezinde yer alacağı hususunda mutabık kaldıklarını bildirdi. Bildirgede, G7 liderlerinin, dış politikada, milletler arasında barışı, devletlerin egemenlik ve toprak bütünlüğünü, siyasi bağımsızlıklarını koruyan, kollayan ve insan haklarının korunmasını sağlayan kurallara dayalı bir uluslararası düzeni güçlendirme hususunda hemfikir oldukları ifade edildi. Bildirgede, Suriye halkının, 6 yıldır büyük acılar çektiği belirtilerek, bu trajik krizin bitirilmesi için bir fırsat olduğu ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararı ile Cenevre Anlaşması uyarınca geçiş yapılması gerektiği vurgulandı. Suriye’deki DEAŞ ve El-Kaide özelinde uluslararası terörü bitirmek için kararlı olunduğunun vurgulandığı bildirgede, Esed rejimi üzerinde nüfuzu olanlara, özellikle de Rusya ve İran’a bu trajedinin bitirilmesi için gerçek bir ateşkesin sağlanması, kimyasal silah kullanımının durdurulması, güvenliğin tesis edilmesi, acil ve şartsız şekilde ihtiyacı olanlara insani yardımın önünün açılmasında ellerinden geleni yapma çağrısında bulunuldu. Ayrıca Astana sürecinin, şiddetin azaltılması yönünde etkin bir katkı yapabileceği ifade edildi. G7 liderleri, Ukrayna’daki krize kalıcı bir çözümün ancak bütün tarafların Minsk Antlaşması çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeleri ile ulaşılabileceği konusunda mutabık kaldıklarını gösterdi. Liderler, Rusya’yı Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygılı olmaya davet etti. Zirveye ev sahipliği yapan İtalya’nın Büyük önem verdiği göç konusunda da ulusal ve uluslararası alanda çabaların eşgüdüm içerisinde yürütülmesinin önemine değinildi. Bildirgede, göç konusunun paylaşılan bir sorumluluk olduğunun bilincinde olunduğu, bununla birlikte mültecileri kendi ülkelerine mümkün olduğu kadar yakın bölgelerde destekleme ve güven içinde ülkelerine dönmelerini sağlama gerekliliğine işaret edildi. G7 Taormina Zirvesi’nde ayrı özel oturumun yapıldığı Afrika için güvenlik istikrar ve sürdürülebilir kalkınmanın G7 liderleri için öncelikli konulardan olduğuna işaret edilerek, G20’nin bu yöndeki çabalarına da değinildi. Ekonomi alanında iyileşmenin hız kazandığı, bununla birlikte büyümenin mütevazı seviyelerde kalmaya devam ettiğine dikkat çekilen bildirgede, en önemli önceliğin daha yüksek yaşam standartları ve kaliteli iş alanları yaratmak olduğu vurgulandı. Bildirgede, serbest adil ve karşılıklı fayda sağlayan ticaret ve yatırımın büyüme ve yeni iş alanları yaratma hususunda temel faktörler olduğuna, uluslararası yatırımın büyüme ve iş alanları oluşturmada önemli rol oynayabileceğine işaret edildi. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri olarak nitelenen G7 grubunun (ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada) yıllık zirve toplantısı tüm bu yaşanan gelişmeler ışığında tamamlandı. Bu ülkeler dünya zenginliğinin yüzde 64’ünü ellerinde bulunduruyorlar. Buna Avrupa Birliği (AB) de dahil edilince bu rakam yüzde 70’e ulaşıyor. İlk zirve G6 olarak 1975 yılında yapılmış, daha sonra Kanada’nın katılımı ile G7 olmuştu. Rusya’nın da üye yapılması ile G8 olmuş ama 2014’te Kırım’ı ilhakı nedeniyle Rusya ihraç edilmiş ve yeniden G7 şekline dönülmüştü. Zirvelerin amacı global sorunlar, özellikle finansal sorunlar konusunda koordinasyon sağlamak ve çözümler üretmeye çalışmaktır. Sicilya adasındaki Taormina’da yapılan 43. G7 zirvesine ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere Başbakanı Theresa May, İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ilk kez katıldılar. Ekonomi konusunda korumacı, iklim değişikliği konusunda şüpheci olan ABD Başkanı Donald Trump’ın zirvede ne yapacağı merakla bekleniyordu. Trump dışındaki G7 liderleri serbest ticaretten yana. NATO zirvesinin hemen ardından gerçekleşen bu önemli zirvede terörle mücadele, iklim değişikliği, global ekonominin ve ticaretin durumu, Afrika ile ilişkiler, göç, gıda güvenliği, enerji ve cinsiyet eşitliği gibi sorunlar ele alındı. G7 zirvesi Manchester’deki korkunç terör saldırısından sonra gerçekleşti. Terörle mücadele dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri. G7 zirvesinde liderler terörle mücadele için yeni bir eylem planında anlaşarak ortak bir bildirgeye imza attı. Bu bildirge zirvenin başarılarından biridir. Manchester’de terör saldırısına uğrayan insanlarla dayanışma ifade eden liderler terörizmin her türünü kınadıklarını, terörle mücadelenin G7’nin öncelikleri arasında olduğunu vurguladılar. Terörist saldırıların engellenmesi, vatandaşların güvenliğinin sağlanması, terör eylemi yapanların cezalandırılması konusunda kararlılık ifade ettiler. Maalesef terörle mücadele konusunda sağlanan ortak kararlılık iklim değişikliği ile mücadele konusunda sağlanamadı. İklim değişikliği insanlığın en önemli sorunlarından biri. Belki en önemlisi. G7 zirvesinde ABD Başkanı Donald Trump’ın malum görüşleri nedeniyle iklim değişikliğiyle mücadele konusunda fikir birliğine varılamadığı açıklandı. Bilindiği gibi Trump ABD’nin Paris İklim Değişikliği Anlaşması’ ndan çıkması gerektiğini savunuyor. Küresel ısınmanın insan eylemlerinden kaynaklandığını kabul etmiyor. ABD Başkanı’nın G7 toplantılarında bu duruşunu koruduğu açıklandı. 2015 Paris İklim Anlaşması’nın korunması ve hayata geçirilmesi tüm insanlık için yaşamsal öneme sahiptir. ABD’nin katılımı olmadan bunu sağlamak mümkün değil. ABD halkı Trump’ı başkan seçerek iklim değişikliği ile mücadeleyi zora soktu. Bakalım sonuçta Trump ne yapacak? Beyaz Saray ekonomi danışmanı Gary Cohn, Trump’ın iklim değişikliği konusundaki görüşlerinin evrim geçirdiğini, değişebileceğini, zirveye öğrenmek için geldiğini söyledi. Umarız değişim iklim değişikliği tehlikesini kabul etme yönünde olur ve insanlığa ağır bir fatura ödetmez. Zirvede terörizmle mücadelenin yanı sıra diğer güvenlik konuları da ele alındı. Ortadoğu’daki durum, Suriye’de ve Libya’da devam eden iç savaşlar, Kuzey Kore’nin nükleer programı, dünyadaki diğer anlaşmazlıklar masadaydı. Rusya ile ilişkiler önemli gündem maddeleri arasındaydı. Bu bağlamda Ukrayna krizi sonrası Rusya’ya uygulanan yaptırımların kaderi önemli. Zirveye katılan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk yaptırımların devam etmesi gerektiğini söyledi. G7 ülkeleri Suriye gibi konularda Rusya ile işbirliği ihtiyacını biliyorlar. Rusya ile diyaloğu sürdürürken Ukrayna sorunundan kaynaklanan kararlılıklarından geri adım atmaları hiç beklenmiyor. Burada önemli olan husus diyalogla caydırıcılık arasında doğru dengeyi sağlamaktır.