” Eğitimdir ki bir ulusu, özgür , bağımsız ve şanlı bir toplum halinde yaşatır, ya da yoksulluğa ve tutsaklığa sürükler.” (M.Kemal ATATÜRK)
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörüsünün ne denli önemli ve yerinde olduğunu Bursa’daki eğitim uygulamalarından somut biçimde görebiliyoruz. Eğitim, nitelikli olursa imece yöntemi ile yapilan Köy Okulları, tarihe altın harflerle yazılan Köy Enstitüleri kurulur. Eğitim geriye gittikçe, insanlar yoksullaşır, toplum geriye gider.
Eğitim, bir bilim dalında, belli bir konuda bilgi ve beceri kazandırmaktır. Yeni kuşakların toplumsal yaşamda yerlerini almaları için kişiliklerini geliştirmektir. Bireylere iştendik davranışlar kazandırmak, onları her yönden geliştirmektir.
Bu tanımlara ne denli uyulmakta; ne denli özen gösterilmektedir? Bursa özelinde eğitim uygulamaları bize gereken yanıtı verecektir sanırım.
Marmara depreminin üzerinden yıllar geçti. İki yıldır da Corona salgını ile uğraştık. Okulların açılacağı tarih, aylar öncesinden duyuruldu. Her nedense okulların yıkım kararı , okulların açılacağı zaman açıklandı.
Resmî makamlardan alınan bilgilere göre (24) yirmidört okul için yıkım kararı alındı. Gerekçe , deprem riski taşımalarıymış. Duyumlara göre yıkılmış ya da yıkılacak okul sayısı yetmiş (70) dolayında. Yıkım kararı alınan yirmidört(24) okuldan dokuzu (9) aynı bahçedeki öbür bloklara; onbeşi (15) ise kayıt çevresine yakın okullara yönlendirildi.
Tarihsel değeri olan Tophane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Demirtaşpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yıkıldı ama yerine yenileri yapılmadı. Bursa sanayisine ara eleman yetiştiren bu okulların yıkılması, meslek okullarına vurulmuş bir darbedir.
Ilkokul öğrencilerinin , lise binalarına yönlendirilmesi, çocuklar için sorunlar yaratıyor. Liselerin fiziksel koşulları , ilkokul öğrencileri için uygun değil. Örneğin oturdukları sıralara yetişemiyorlar.
Kent içinde taşımalı eğitim uygulanıyor. Alınan bilgilere göre 900- 2000 öğrencinin bir bölümü toplu taşıma araçlarıyla okullarına gidiyor ; kimileri ise servislerle taşınıyor. Öğrencilerin bir arada bulunmaları salgın riskini artırıyor.
Taşımalı eğitim nedeniyle okullarda ikili üçlü öğretime geçildi. Öğrenci ve öğretmenler, gün ışımadan sabahın kör karanlığında yollara düşüyor; öğleciler ise gece geç saatlerde evlerine ulaşıyorlar. Bu durumda sağlıklı ve nitelikli bir eğitim sisteminden söz edilebilir mi?
Bir başka riskli yerler ise derslikler. Dersliklerde öğrenci sayısı ( sınıf mevcudu) 45- 50 arasında değişiyor. Çalışmakta olan öğretmenlerden edindiğimiz bilgilere derslikleri havalandırmada sorunlar yaşanıyor. Teneffüslerin kısa süreli olması nedeniyle derslikler yeterince havalandırılmıyor. Bu yüzden öğretmenler , ders boyunca pencereler açık olarak ders yapıyor. Cereyanda kalan öğretmen ve öğrenciler başka hastalıklarla uğraşıyorlar. Daha önceleri altıyüz (600) dersliğin karantinada olduğu bilinirken şimdilerde bu sayının bin( 1.000) dolayında olduğu söyleniyor.
Türkiye’de bulunan üç Tarım Meslek Lisesi’nden biri olan Bursa Tarım Meslek Lisesi’nin tümüyle karantinaya alındığını da öğrenmiş olduk.
Dikkat çeken bir nokta da okulların adı. Nedense adı Atatürk olan, Cumhuriyet olan, Zübeyde Hanım olan okulların yıkılacak olması. Bir rastlantı olmadığı apaçık ortada.
Yıkılacak okullara bir göz atalım:
1- Gemlik Atatürk İlkokulu
2- Zübeyde Hanım Anaokulu
3- Karacabey Cumhuriyet İlkokulu
4- 14 Eylül İlkokulu
5- Kestel Musa Fırat Coşkun Ortaokulu
6- Mudanya Şükrü Çavuş İlkokulu
7- Mustafa Kemal Paşa Yalıntaş Ortaokulu
8- Nilüfer Nedim Öztan İlkokulu
9- Orhangazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
10- Atatürk İlkokulu
11- Sölöz Ortaokulu
12- Osmangazi Hürriyet Anadolu Lisesi
13- Hüma Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
14- Merinos İlkokulu
15- Sönmez İlkokulu
16- Sönmez İmam Hatip Ortaokulu
17- Yunuseli Hacı Naciye Kanaliçi İlkokulu
18- Mithatpaşa İlkokulu
19- Başaran İlkokulu
20- Yenişehir Akçeşme İlkokulu
21- Yıldırım Çelebi Mehmet Anadolu Lisesi
22- Namazgah İhsan Dikmen İlkokulu
23- Ahmet Hamdi Tanpınar İlkokulu
24- Yıldırım Şerif Artış İlkokulu
Yıkım kararı alınan okulların pek çoğu Yıldırım İlçesinde. Bu ilçe göç alan bir bölge. Ailelerin eğitim düzeyi çok düşük. Maddi durumları yetersiz. Bir de öğrenciler , evlerinden uzak okullara gidiyor. Bu öğrenciler nasıl başarılı olacak?
Kalabalık sınıflar, aşıları tamamlanmamış öğretmenler, aynı binada birden çok yönetici ve öğretmen bulunan okullarla nitelikli eğitimden söz edilebilir mi?
Bursa’daki eğitim içler acısı. Eğitim ölmüş de ağlayanı yok.
Zeki Baştürk
GDP Bursa İl Başkanı
234 toplam okunma