Maden sahalarının haritanlaması ve dijital yönetim sistemleri üzerine faaliyet gösteren Geografik, 2020 yılına yeni bir ürün ile adım attı. Firma, yeni ürünü olan Hİ-Target ile GPS cihazının salt noktasal veri üretmesinden çok öte, projeye dair önemli sorgulamaların yapılabilmesine imkan sağlıyor. Ayrıca Hi-Target ile birlikte sunulan CAD yazılımları sayesinde ofiste ürettiğiniz proje verilerini doğrudan sahada da kullanmaya başlayabiliyorsunuz. Geografik firmasının yeni ürününü, 2019-2020 hedeflerini ve faaliyetlerini firmanın sahibi Tahir Turan ile konuştuk
2019 yılı nasıl geçti? Hangi projelerde yer aldınız?
2018’ in ikinci yarısından itibaren yaşanan döviz krizi, lokomotif sektörümüz olan inşaat sektörünü oldukça olumsuz etkiledi. Neredeyse bütün projeler durunca müteahhit firmalarla olan döngümüz oldukça yavaşladı. Fakat bildiğiniz gibi, döviz yükselirse ihracat yapan sektörler de bilakis nefes alı yorlar . Bu durum doğal olarak madencilik sektörüne olumlu yansıdı. 2019 başından itibaren ise MAPEG kurumunun yeni yönetmelikleri devreye alması ile harita verilerinin daha da önemli hale gelmesini sağladı. B u gelişmelerde kendimize önemli bir rol biçtik ve 2019 yılında maden ölçmeleri üzerine yoğunlaşarak tamamladık. Bu döneme kadar c oğrafi bilgi teknolojileri tedarikçiliğini ön plana çıkartırken, 2019 yılında bu kaleme ölçme hizmeti ve süreç yönetimine dair danışmanlık&eğitim ini de ekledik. Biliyoruz ki maden üreticisi salt teknoloji tedarikçiliğinden öte, çözümler bütünü istiyor. Kendi t eknik ekiplerinin teknolojik bilgi birikimi ile donatılmasından tutun da, hızlı harita üretimi anlamında bizlerden hizmet de talep edebiliyorlar. İnsansız hava araçları ile harita üretimi konularındaki pozisyonumuzu özellikle vurgulamak istiyorum. Geçtiğimiz 2019 yılı içerisinde birçok önemli maden kuruluşu, drone ve fotogrametri konusunda Geografik’ten destek aldı. Gerek sürecin oryantasyonu ve gerekse teknoloji tedariği konusunda oldukça iddialı yız.
Kaynağımızı mesleki bilgi, beceri ve deneyimlerimizden alıyoruz. 2019 yılının başından bu yana M APEG standartlarında veri üretebilmek için gerekli tüm ölçme ve değerlendirme ekipmanlarının tedariğini yapıyoruz, bu süreçlerin tamamının eğitimini veriyoruz ve talep halinde Türkiye’nin herhangi bir noktasındaki maden sahalarının haritalandırma hizmetlerini yürütüyoruz. Bu anlamda marka vizyonumuzu geliştirerek ‘Coğrafi Çözümler’ sloganını benimsedik.
Geografik olarak yeni yıla yeni bir ürün ile girdiniz. Bu ürün hakkında detaylı bilgi verir misiniz?
Konumlama teknolojilerilerinin gelişimi çok ilerledi. Saha ihtiyaçlarımızı artık doğrudan bu gelişmeler belirliyor. Birkaç on yıl öncesine kadar yön tayininden alan tespitine, birçok önemli parametrenin tespitinde zorlanırken, son yıllarda hassassiyetler, 5-10 metre bile olsa el tipi GPS alıcıları sayesinde kolaklıkla saha çevirebiliyor, uzaklıklar ölçülebiliyor, bulunduğumuz konumu görebiliyor ve rota belirleyebiliyoruz. Daha hassas GNSS alıcıları ile de imalata dayalı veriler üretebiliyoruz. Peki, bütün bu gelişmeler beklentilerimizi oldukça büyütmüşken araziden alacağımız 5-10 metre doğrulukla verileri artık işe yarıyor mu? Eğer cevabınız hayır ise Hi-Target Qmini tam da bu noktada devreye giriyor. Hi-Target Qmini’yi Android tabanlı bir akıllı telefon gibi düşünün. Toz ve su geçirmezlik özelliklerle donatılarak arazi kuşullarına adapte bir akıllı telefon. Üçünçü parti yazılımların bu konum bilgisini kullanabilmesini sağlayarak elde tutulan bir GPS cihazının salt noktasal veri üretmesinden çok öte, projeye dair önemli sorgulamaların yapılabilmesine imkan sağlıyor. Geografik olarak bu cihazlara birlikte sunabilidiğiniz CAD yazılımları sayesinde ofiste ürettiğimiz proje verilerini doğrudan sahada da kullanmaya başlayabiliyorsunuz. Özellikle yaygın olarak kullanılan CAD yazılımlarının NCZ DWG DXF formatlı vektör verilerini ve bir çok raster veriyi sahada açabiliyor. Wmini modellerinde 20 cm’ye, Qpad modellerinde ise 2 cm’ye kadar hassas konum doğruluğu ile projeleri denetleyebiliyorsunuz.
E-devlet dönüşüm sürecinde kamu kurumları gerekli tüm verilerini vatandaş ile internet üzerinden paylaşmaya başladı. Bu dönüşüm sürecinde harita temelli verilerle çalışan kurumlar da Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kurarak sürece dahil oldular. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü mülkiyet verilerini web servisleri ile paylaşırken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çevresel tampon alanları paylaşıyor. Belediyeler ise imar planlarına yönelik kent bilgi sistemiriyle vatandaşına hizmet veriyor. Sit alanları, doğa koruma bölgeleri, orman tabiat alanları ve diğer tüm tampon bölgeler bu sistemlere dahil oluyor. Maden kurumlarının da ilerleyen zamanlarda imalat ve ruhsat takiplerini çevrimiçi haritalarla yaparak daha hızlı çözümler sunacağı öngörülüyor.
Üzerine kurulu mobil CBS yazılımı lisansı ile sunulan Qmini A5/A7 cihazları, web servisleri ile sunulan çevrimiçi harita verilerine erişebilecek altyapıdadır. Özellikle ruhsat kontrolü, saha çevirme, sahanın boş ya da ruhsatlı olup olmadığı bilgiler, hassas bir şekilde anlık olarak sorgulanabileceği anlamına geliyor.
Maden sahalarınızda daha etkin denetim faaliyetleri başta olmak üzere, arama sürecinden üretim faaliyetlerine kadar hemen hemen aşamayı daha hassas takip edebilmek için Gi-Target GIS ürünleri ile mutlaka tanışmanızı tavsiye ediyorum.
2020 yılı oldukça sorunlu başladı. Yaşanan savaşların ardından şimdi de covid 19 ile mücadele ediyoruz. Bu kapsamdan baktığınızda 2020 yılı hakkında öngörüleriniz neler?
COVİD-19 yaşamın bütün aşamalarını olumsuz etkiledi. Aslında bakarsanız bütün dünya milletleri teknolojiye rağmen çaresizliği tekrar öğrendi. Bununla birlikte dayanışmayı tekrar öğrendik. Gereksiz hırslarımızdan kurtuluyoruz sanki. Görünen o ki, bu süreç en az birkaç ay daha devam edecek. İş üretmek bir yana, evlere kapanmanın bizlere olumlu katkıları da olmuyor değil. Daha çok düşünmek, daha doğru stratejilere odaklanmak, iş yaşamının kazanımlarını daha yaşamsal parametrelerle donatmak vs. Bütün bunların bizleri daha insani birer iş yaşamı dizayn etmeye zorlaması, bu sürecin en iyi yanı olacaktır diye düşünüyorum.
Covid 19 salgını madencicik sektörünü nasıl etkiler? Öngörülerileniz nelerdir?
Ocak ayından bu yana özellikle Çin ile olan değerli taş ticaretimiz oldukça olumsuz etkilendi. 2018 yılındaki döviz krizi ihracat yapan üreticimize yaramıştı ama, geldiğimiz noktada bu olağan üstü durumun bütün uluslarası ulaştırma hizmetlerine olumsuz yansıması oldukça kötü oldu. Elbette bu durum maden iharcatçısını kötü ekileyecektir. Bununla birlikte yine Ocak ayının ilk günlerinden bu yana zararlı emisyon önlemlerini almadıkları için üretimi durdurulan termik santraller var. Bu da kömür üretiminin yavaşlaması demek. Dolayısıyla istihdamın ve iç pazar ekonomisi de çok içaçıcı görünmüyor. Salgın elbet bitecek. Akabinde hızlı bir toparlanma sürecine girmemiz gerekiyor. Üretim, olmazsa olmazımız. Dolayısıyla ülke olarak ilk üretebileceğimiz ürünler tarım ve madencilik üzerine olmak zorunda. Devletimizin bu iki lokomotif sektörü ivedi bir şekilde sübvanse edeceğine inanıyorum.