Sağlıklı olarak bilinen birçok gıda maddesinin bizim bünyemizde birçok olumsuz etkiyi meydana getirebileceği, sağlığımızı etkileyebileceği unutulmamalı, bu nedenle de son derece hassas davranılması gerekir. Sağlıklı olduğu hakkında şüphe duyulmayan önemli besin kaynaklarının sindirim aşamasında sorun oluşturması ve bu aşamada yararlı olmasına karşı bazı gıdalara tepkiler oluşmaya başlar. Ortaya çıkan bu etkilere ise gıda intoleransı denilmektedir.
Beslenme işlevinin başlanmasıyla birlikte ağız içerisine alınan besinler bu aşamadan sonra düzenli olarak işleme tabi tutulmaktadır. Midede gerekli işlemlerin tamamlanması ardından bağırsaklara sevk edilmesi ile süreç devam etmektedir. Burada çok daha küçültülmesi ile bünyemize transfer edilmek üzere hazırlanır. Proteinlerin ihtiyaç duyulan yerlere sevkinin başlaması ile vücut tepki vermeye başladığında ortaya çıkan sorun yaşam kalitesini oldukça düşürecek etkiler gösterebilir.
İstenilen özelliği gelmeden vücut organlarımıza kullanılmak üzere gönderilen maddelere bünyemiz kendini korumak için zararlı maddelere gösterdiği etkiyi göstererek savunma sistemini çalıştırabilir. Bu aşamada alarm veren bünyemiz halsizlik, bünyenin yavaşlaması, sindirim sisteminin düzenli çalışmaması gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Düzenli olarak bu tür besin maddelerinin tüketilmesi sonucunda ise ise etkiler kronik hale dönüşebilir.
Gıda İntoleransının alerji ile aynı olmadığı bilinmeli, yaşamsal tehlike boyutuna ulaşabilecek etkiler meydana getirebileceği unutulmamalıdır. Bazı besin gruplarına alerjisi olanların bir saat kadar kısa bir süreçte şoka girerek ölüm ile burun buruna gelebilirler. Gıda intoleransı ise yirmi dört saate kadar etkisini gösterir.
Gıda intoleransı belirtileri;
Gıda intoleransı tedavisi, intoleransa sebep olan besinlerin beslenmeden çıkarılması ya da vücudun tolere edebileceği kadar tüketilmesiyle gerçekleştirilir. İntoleransa sebep olan besinler vücudun alması gerekenler arasındaysa o besin ya da besinlerin yerine aynı özelliklere sahip başka besinler tüketilmelidir. Gluten intoleransı sebebiyle buğday tüketiminin olmaması B vitamini alımında yetersizliğe sebep olabilir. Bu durumda ise kişiler buğday tüketimi yerine gluten olmayan besinleri tüketebilir. Bunlar; mısır unu, esmer pirinç, kinoa, karabuğday ve benzeri gibi besin gruplarıdır.
Gıda intoleransı, insanların kilo almasına da neden olabilen sorunlardan biri olarak değerlendirilmektedir. Bu gibi durumlarda fazlalık kilolarından kurtulmak isteyen bireyler beslenme uzmanlarından destek alarak diyet yapabilmektedir. Gıda inroleransı olanların nasıl diyet yapacağı ise hemen hemen her hasta tarafından merak edilmektedir.
Gıda intoleransı olup diyet yapmak isteyenler için diyetisyenl er tarafından özel beslenme programları hazırlanmaktadır. Genellikle insanlarda oluşan bu durum süt ve süt ürünlerine karşı görülebilirken, bu durumda diyet listesine süt ve süt ürünleri yerine aynı besin değerine sahip farklı besinler ilave edilebilmektedir. Örneğin; inek sütüne intoleransı olan bir hasta için diyet listesine keçi sütü eklenebilmekte ya da her ikisine karşı intoleransı olanlar için badem sütü önerilebilmektedir. Yine buğday intoleransı olanlar için de kinoa ve diğer kurubaklagiller önerilerek uygun bir diyet programı hazırlanabilmektedir. Gıda intoleransı ile karşı karşıya olan kişilerin bu şekilde diyet yapabilmesi de mümkündür.
Gıda intoleransında uygulanan diyet için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar da bulunmaktadır. Örneğin; hastanın hangi besinlerine intoleransı olduğunu anlayabilmek için mutlaka testten geçirilmesi gerekmektedir. Bunun nedeni ise bazı hastalarda tahmin edilmeyecek besinlere karı intolerans oluşabilmesidir. Bu gibi durumlarda herhangi bir besine karşı intoleransı olan ve diyetinde o besini tüketen hastanın kilo vermesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle de bir diyet listesi oluşturulmadan önce mutlaka her gıdadan emin olunması gerekmektedir.