Göze duyduğu hayranlıkla kariyerinde ilerledi

Tıp öğrenciliğinin ilk yıllarından bu yana gözün fiziksel yapısına, fizyolojisine ve teknoloji ile iç içe olmasına hayranlık duyan Prof. Dr. Emin Özmert’le öğrencilik yıllarından bu güne süregelen başarılı kariyer yolculuğunu konuştuk.

Göz doktoru olmaya nasıl karar verdiniz, bu seçiminizde ailenizin etkisi oldu mu, bahseder misiniz?

Göz çoğu kişi tarafından lokalize / küçük bir organ gibi düşünülse de, çok yaygın bir şekilde sistemik olaylara katılmaktadır. Bu nedenle genel tıpla ilgili bilgilerin hatırlanması için bizi motive edebilmektedir. Göz doktoru olma kararı, tamamen kendi kararım idi. Babam, açık olarak söylemese de, bu kadar okuduktan sonra dâhiliyeci veya genel cerrah olmam gerektiğini ima ederdi.

Kısaca akademik geçmişinizden bahseder misiniz?

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini dereceyle bitirdikten sonra, aynı fakültenin göz kliniğine asistan olarak girdim. O sıralar Anabilim Dalı Başkanımız rahmetli Prof. Dr. Sabahat Abadan hocamız idi. Asistanlığımın son aylarında, Türkiye’ ye uçan göz hastanesi ORBIS gelmişti. Bu uçakta, zamanın ileri teknolojileriyle donatılmış muayene/tetkik odaları ve bir ameliyathane vardı. İlk defa ektrakapsüler katarakt ameliyatı ve göz içi lens implantasyonu, göz içi gaz tamponadını ve ileri vitreoretinal cerrahi tekniklerini burada yapılan ameliyatlarda görmüştüm. Vehbi Koç Eğitim Vakfı’nın bursu ve Project ORBIS’ in de destekleri ile New York’daki Cornell Medical Center’e vitreoretinal cerrahi konusunda eğitime gönderildim. Burada başta Dr. Stanley Chang olmak üzere, Dr Harvey Lincoff ve Dr Jackson Coleman gibi isimlerle çalıştım. Bu sırada; Dr Robert Machemer, Dr. Donald Gass, Dr Lawrence Yannuzzi gibi medikal ve cerrahi retina alanının efsane isimleriyle, kısa süreli de olsa çalışma imkânım oldu.

YENİ YÖNTEM KEŞFİ!

Biyonik göz operasyonu sırasında yeni bir yöntem keşfettiniz, bu yöntemi nasıl oluşturdunuz?

Dünyada bu güne kadar, son aşamaya gelmiş ve belirli kriterlere sahip yaklaşık 180 retinitis pigmentosa hastasına, FDA, CE ve TC Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış protez implantasyonu (biyonik göz) ameliyatı yapılmıştır. Bu uygulanan ameliyat yöntemleri standart olup, ameliyatın belirli aşamalarında kontrolsüz / körlemesine girişimler yapılmakta, bu da önemli komplikasyonlara ve yetersiz prognoza neden olabilmektedir. Ben, yıllardan beri klasik vitreoretinal cerrahi ameliyatlarının belirli aşamalarında, oftalmik mikroendoskopu kullanmaktayım. Biyonik göz implantasyon ameliyatını dünyada ilk olarak endoskop görüntüsü altında yaptım, böylece komplikasyonların engellenmesi, körleme girişimlerin görülebilir ve kontrollü bir hale gelmesi mümkün oldu.

Diğer yeni uygulamalarınızdan da bahseder misiniz?

Dr. Stanley Chang’ ın başkanlığında, vitreoretinal cerrahinin temel malzemesi olan sıvı perflorokarbonların geliştirilmesi çalışmalarında bulundum. Rockefeller Üniversitesinde hücre kültürü çalışmaları yaparak, deneysel çalışmalarda kullanılan PVR hayvan modeli oluşturdum. Türkiye’ ye dönerek 1986 yılında, tüm yöntemleri ile birlikte modern vitreoretinal cerrahiyi başlattım; bunun eğitimi ve ülkemizde yaygınlaşması için bu konunun diğer öncüleri ile birlikte, pek çok eğitim çalışmalarında bulundum. Tüm dünyada ve ülkemizde, göz doktorlarının eğitim açığı ve talebi gittikçe artmaktadır. Bu nedenlerden dolayı ülkemizde ilk defa, kliniğimizde çok gelişmiş wet-lab ve simülasyon laboratuarları kurdum. Merkezimiz, Avrupa Göz Üst İhtisas Okulu ESASO’nun (European School for Advanced Studies in Ophthalmology) dünyadaki birkaç merkezinden birisidir. Her yıl uluslararası katılımlı interaktif “Medical and Surgical Retina” modülleri düzenlemekteyiz.

Kariyerinizdeki sıçrama noktaları nelerdir?

İlk ve önemli sıçrama noktası, asistanlık eğitimime Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda başlamamdır. Kliniğimiz; efsaneleşmiş hocaları, departmanlar şeklindeki yapılanması ve her zaman öncü çalışmaları ile ülkemizin ve Avrupa’nın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Hayatımdaki ikinci sıçrama noktası ise; Amerika’ ya eğitim için gönderilmem ve burada Prof. Dr. Stanley Chang gibi dünyaca bilinen ve vitreoretinal cerrahide öncü olan bir bilim insanı ile birlikte çalışmamdır.

BAŞARININ SIRRI

Sizce başarıda etkili olan faktörler nelerdir?

Sağlığa, aileye, dostluğa, insan ilişkilerine ve doğaya değer vermek en önemli şarttır. Hayal etmeye, ekip çalışmasına, zamanı ve zaman kırıntılarını etkin kullanmaya, planlamaya ve kayıt tutmaya önem vermek ve zaman ayırmak çok önemlidir. Genellikle kazananlar, kaybetmeyenler değil vazgeçmeyenlerdir. Başarısızlıklar karşısında demoralize olmamalı, bunları bir öğretmen olarak görmeliyiz. Hayatta para dışında, çok daha değerli ve farklı kazanım türleri vardır. Belirli bir konuda uzmanlaşmaya çalışmak, bunun için kuvvetli bir teorik zemin oluşturmak, hastadan ve başkalarının tecrübelerinden bir şeyler öğrenmeye gayret etmek çok önemlidir. Kendimizi koruyacak şekilde, gerekirse ve değecekse risk almaktan kaçınmamalı ve bunun için yılmadan, küsmeden inatla çalışmalıyız.

Geleceğe yönelik hedef ve idealleriniz nelerdir?

En önemli hayalim; oftalmologların eğitiminde, simülatörleri ve üç boyutlu canlı cerrahi gösterisini de içeren, farklı bilgi ve pratik seviyelerine hitap eden kurumsallaşmış bir interaktif eğitim modeli oluşturmak; bunu ulusal ve uluslararası kullanıma açmaktır.

Dünyada çok az merkezde; daha önceden görmesi olmuş ama çeşitli nedenlere bağlı olarak iki gözünü de kaybetmiş hastalarda uygulanmak üzere kortikal implantlar üzerinde ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Kliniğimizin Eğitim & Araştırma Binasında bulunan biyofizik laboratuarları, gelişmiş rehabilitasyon merkezi ve multidisipliner nörolojik araştırmalar merkezi, kortikal implant çalışmaları için önemli imkanlar sunabilecektir. Şu an, bu çalışmalarda yer almak ve gelişmelere katkıda bulunmak, görme fizyolojisinin serebral yönünü anlayabilmek en önemli amacımdır.

Ophtalmology Life 2016 24. Sayı