Gözle Görülmeyenin Yok Olduğunu Sanma!

Merhaba 20 yaşım.

Bugün tekrar yanına gelebilseydim sana söylemek istediklerimi anlatacağım ki neleri doğru yapıyor nelerde yolu şaşıyor olduğunu anla.

Hani akranların “parti parti gezelim” dediğinde senin içinde derin bir boşluk oluşuyor ve “neden dişe dokunur bir şeyler yapmak yerine bu akıl tutulması yaşatan gecelere kendinizi bırakıyorsunuz ki…” diye serzeniyordun ya… Ben nedenini anladım. Dişe dokunur bir şey yapmak kendinle mutlak bir yüzleşmeyi mecbur kılıyor 20 yaşım. Ve çok az insan bu yüzleşmeden korkmuyor, kaçmıyor. Sen aralarda uyum sağlamak için gitsen de bil ki sorun sende değil. Hani kendi kendine “ben niye herkes gibi olamıyorum” diye düşündüğün zamanlar var ya… Sarıl onlara. Herkes gibi olmak zorunda değilsin aslında. Tabi ki yalnız kal da demiyorum. Uyum sağlamak, iletişimde kalmak zorundasın başkaları ile ama kimse gibi olmak zorunda değilsin. Parmak izine bak ve biricikliğine sahip çık.

Haklıymışsın biliyor musun? Daha o zamanlar emin olmasan da “bir insanın bir diğerini anlaması dünyadaki en büyük mucize bence.” derdin ya. “Çok büyük laf derdi” bazıları. Bazıları da “yok be daha büyük mucizeler var” derdi. Sen ısrarla “hayır” derdin. “İnanın en büyük mucize iki kişinin birbirini gerçekten anlaması. Evren aslında iletişim üzerine kurulu.” derdin. Haklıymışsın. Bugün bilim “ilişkisel bütünsellik” diye bir kavramı tüm kavramların tepesine oturtmaya çalışıyor. Bir şey ekleyeceğim sadece. Bu mucize herkesle başarabileceğin bir mucize değil. Bazen çok istesen de başaramamayı da kabul etmeyi unutma. Bazen o mucizenin gerçekleşmemesi gerçekleşmesinden daha iyi olabilir.

Yanıldığın şeylere gelince. Bu dünyada bir takım sıfatlarının olması, yaptığın işin diğerleri tarafından alkışlanması, herkesin bakınca “vay be” diyeceği güzellikte olmak, insanların senin hakkında “ne şahane biri” demesi, güzel mekanlarda evinin olması, kapının önünün motosiklet haremine dönmesi, garajında istediğin arabanın hazır duruyor olması, bankada harcamaya ömrünün yetmeyeceği kadar paranın olması sandığın gibi insanı bu yaşamda anlamlı kılan şeyler değil. Anlam çok başka ilişkilerde gizli. Anlam asıl senin içinde gizli. Diğerleri ile iletişim içinde ama kendinle olan iç huzurunda, kendini, evreni ve diğerlerini nasıl konumladığında gizli… Diğer saydığım ve sana “bir gün bunların hepsine kavuşacağım” dediğin maddi şeylere kavuştuğunda sadece yolu uzattığını anlayacaksın. Bu yüzden yol yakınken içine dön. O hep sana bas bas bağıran, “öyle diyorlar ama boşver sen burdan git” diyen sesi duyumsamayı bırakma. Kalabalıkların sesini değil iç sesini dinle.

Unutma ki her birimiz dünyaya bambaşka yaşam deneyimlerinin içinde olmak için geldik. Parmak izin kadar biricik bir yolun var senin bu dünyada. O yola sahip çık. Diğerlerine ne zaman kulak tıkayacağını bil. Bu ilk zamanlar seni yalnızlığa itiyor gibi görünecek ama inan bana sen kendi yolunda gittiğinde bir bakacaksın öyle çok alkışlayanın, öyle çok “helal olsun be” diyenin çıkacak ki…

Maddi kavuşmalara değil manevi tarafa daha çok kafa yor. İç sesinin maneviyatla direkt bağlantısı var. Kesin bilgi.

Dünyada sana gösterilen, öğretilen, “bu budur” deyip ötesini görmeni engelleyen tüm bilgiyi hep yaptığın gibi sorgulamaktan sakın vazgeçme. Çünkü bir an gelecek aksini asla düşünmediğin, yıllardır sarıldığın, sahip çıktığın, inandığın yüzlerce dünyevi doğrunun gözünün önünde bir anda yok olduğuna şahit olacaksın. Şaşacaksın. Reddetmek isteyeceksin çünkü bu kolay olanı. Alıştığına sahip çıkmak kolay yol. Sonra iç sesini öldürmediğin için o sana doğru ve zor yolu gösterecek. İlmek ilmek yıkılan doğrularının yerine yenilerini inşa edecek ve birden dünyanın hiç de sana öğretilen gibi bir yer olmadığını anlayacaksın. Buna hazır ol 20 yaşım.

Matematiksel olarak imkansız olan pek çok şeyin mümkün olduğunu tarihine dönüp baktığında görebilirsin. Tüm dünya nasıl olur da Çanakkale Zaferi’nde bir avuç Türk askerinin matematiksel olarak yenilmesi imkansız görünen sayıdaki düşmanları bertaraf edebildiğine şaşadursun, matematiğin iyi bir yol gösterici ama tek gerçek olmadığını, sen inandığın sürece evrende gözle görülmeyen sistemlerin çalıştığını, görülmedikleri için de yok sayıldıklarını unutma! 5 duyu organının dışındaki duyularının farkına var. Gözle görülmeyenin yok olduğunu düşünme.

Çok daralıp, kapkaranlık bir suda en dibi gördüğün zamanlarda gülümse 20 yaşım. En dibi görmenin şahane bir yanı vardır. Daha aşağısı olmadığı için hareket etmek adına yapılacak en akıllıca şey tekrar yukarı çıkmaktır ve ayakların yere değdiği için kendini itme gücün vardır. Bunu aklından çıkarma.

Son olarak bu yol senin yolun. Diğer herkes senin başrol olduğun yolda sana yar ve yardımcı. İyisi de kötüsü de sana öğretmek sana deneyimlettirmek için hayatında. Bu yolda iyi bir yolcu olmak için aynada gördüğün o bal gözlü kıza sahip çık. Son nefese kadar seni asla terk etmeyecek yegane kişidir o. Onu sev. Onun yaradılışına güven. Ona inan. Ona iyi bak.