DSP Genel Başkanı AKSAKAL, İstanbul İl Örgütü ile video konferans yoluyla bayramlaştı. Konuşmasına iyi bayramlar dileklerinde bulunarak başlayan AKSAKAL, gündemi de değerlendirerek sözlerine şöyle devam etti; “Dünyanın içine düştüğü Korona pandemisinin gölgesinde yaşamak zorunda kaldığımız bu güzel bayram gününde, kadim kültürümüzün geleneklerini gerektiği biçimde yerine getirememiş olmanın burukluğuyla teknolojik olanakları kullanarak sizlerle buluşabilmekten duyduğum memnuniyeti belirtmek isterim.
Bu güzel toplantıyı organize eden değerli arkadaşlarımıza başta İl Başkanımız sayın Çiğdem MERCAN olmak üzere emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Bu kısıtlı yaşam koşullarının uzunca bir süre daha süreceği anlaşılıyor. Zira gerek ülkemiz halkının, gerekse diğer dünya milletlerinin yaşam biçimi, özünde insani reflekslerin tezahürüyle zaman zaman kontrol edilemez düzeylere kadar çıkabiliyor. Bu da elbette virüs yayılımının zeminini genişletiyor, etkileşim düzeyini artırıyor, vaka sayısında yükselmelere ve bunun doğal sonucu olarak da can kayıplarının çoğalmasına neden oluyor.
Bu badireli süreci en az hasarla ve en az kayıpla tamamlama sorumluluğu tüm bireyler olarak hepimizin omuzlarındadır. Elbette tarihsel geçmişte bu tip salgın hastalıklar dünyanın değişik bölgelerinde –belki daha da şiddetlileri- yaşanmış, bundan sonraki süreçte daha da tehlikeli ve etkilerinin yaşanması ihtimal dahilindedir.
Bilim ilerledikçe ve teknoloji geliştikçe, biyolojik çalışmalar zaman zaman dünyaya hakim olma gayreti içerisindeki emperyalist sistemin acımasız yöntemlerinin de çeşitlenmesine, daha da keskinleşmesine yol açmaktadır. Bu durumda Türk milleti olarak yapacağımız en önemli çalışma, ortaya koyabileceğimiz en etkili strateji kendi kendimize yetecek bir ekonomik sistem, kendimize ait yeni buluşlarla oluşturacağımız bir teknoloji ve sağlık sistemini yaratmak olmalıdır.
Elâleme muhtaç vaziyette yaşam sürme zorunluluğunda olan ülke olmaktan bir an önce kurtulmanın yollarını bulmak zorundayız. Aksi halde onların istediği kadar sağlıklı, onların istediği kadar eğitimli ve onların lâyık gördüğü koşullarda yaşamaya mahkûm olmak durumunda kalırız.
Şu husus artık kabul edilmelidir ki; Korona sonrası dünya, korona öncesi dünyadan çok daha farklı yaşam biçimlerini kanıksayacağımız bir dünya olacaktır. Alışkanlıklarımız, geleneklerimiz, kurallarımız, ilişkilerimiz ve prensiplerimiz bundan böyle yeni biçimlendirmeler ve tanımlamalar içerecektir.
Demokratik Sol Parti olarak bu süreçte milletimizin gündeminden bir an olsun kopmadık. Yaşanan ve yaşanması muhtemel tüm gelişmeleri anında değerlendirip buna göre duruşumuzu oluşturduk. Çok şükür, bugüne kadar hiçbir öngörümüz boş çıkmadı, hiçbir önerimiz karşılıksız kalmadı. Belki anında yerine gelmedi ama bir müddet sonra kendi düşünceleriymiş gibi kamuoyuna lanse edilip hayata geçirildi. Önemli olan halkımızın bu çalışmalardan olumlu yararlanabilmelerini sağlamaktır.
Bu süreçte Başkanlık Kurulumuz her hafta toplandı ve çalıştı. Bunu sizler de takip ettiniz. Marmara, Ege, Akdeniz bölgesi İl Başkanlarımızla yine bu platformlar aracılığıyla toplantılar gerçekleştirdik.
Demokratik Sol Parti olarak her geçen gün daha bir ilgi gösterilen, politikaları ve duruşu itibariyle daha bir aranan siyasi zemin olma yapımız güçlenmektedir.
Gerek iktidar partisinin 18 yıl zarfında içine düştüğü güç zehirlenmesinin yarattığı kibir ve “her şeye hakim olma” ruh hali, gerekse parlamentodaki muhalefetin iktidar olma arzusundan uzakta sadece bireysel ikballerini ayakta tutabilme zaafiyeti, toplumun beklentilerini boşa çıkarmış, demokrasinin evrensel ilkeleri, cumhuriyetin kuruluş değerleri, Türk milletinin binlerce yıllık gelenek ve görenekleriyle kadim kültürünün yoğun bir erozyon etkisiyle dejenerasyona uğraması, halkta yeni arayışları gündeme getirmiştir.
Bugün iktidar blokunu oluşturan unsurların dahi rahatsız olmasına yola açan bu dejenerasyon belli ki bir müddet daha bu şekilde devam etmesi durumunda top yekün bir yok oluşun başlangıç noktasını oluşturacaktır. Buna asla izin vermememiz gerekiyor!
Uluslararası emperyalist sistemin 100 yıl önceki hayallerini gerçekleştirmek için ortaya koyduğu stratejileri boşa çıkarmak, vatanı ve milleti ile bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşatılması görevini lâyıkıyla yerine getirme sorumluluğumuz vardır.
Büyük önder Mustafa Kemal ATATAÜRK’ün verdiği bu görevi yerine getireceğimize dair sözümüz vardır.
Demokratik Solcular olarak sözümüz namustur, biz var oldukça Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.
Elbette hepimiz partililer olarak neler yapmak zorunda olduğumuzu bilmekteyiz. Türkiye yeni bir siyasi sürecin eşiğindedir. Demokratik Sol Partinin yer almadığı bir parlamentoda ancak bu kadar siyaset yapılabiliyor. Korona sürecinde parlamentonun neden açılmadığını sorgulamayı siyaset sayan, ama parlamento açıkken en can alıcı yasa çalışmalarına bile etkili katılım sağlamayan bir muhalefet yapısıyla karşı karşıyayız. Türk milleti buna müstahak değildir! Dolayısıyla önümüzdeki dönemde DSP olarak mutlaka parlamentoda yer alma mecburiyetimiz vardır.
Mevcut yasal koşullar çerçevesinde ittifak yapılanmalarının dışında kalarak bunu gerçekleştirebilme olanağı kalmadığını artık hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla doğru planlama ve doğru stratejilerle Demokratik Sol Parti’nin yeni dönemde mecliste yer almasını sağlamak hepimizin görevi ve sorumluluğudur. Bu yöndeki çalışmalarımızı hiç vakit geçirmeden yoğunlaştırmak durumundayız.
Gündemi kaybeden her şeyi kaybedecektir!
Bugün halka dayatılan “ekmek mi, özgürlük mü?” ikileminde “hem ekmek, hem özgürlük!” seçeneğini yaratabilecek kararlılık, donanım, kadro ve inanç sadece Demokratik Sol Partililerde mevcuttur.
Çünkü Demokratik Sol Parti, milliyetçi, vatansever, sol bir partidir!
Çünkü Demokratik Sol Parti, halktan yana, halk için çalışan bir partidir!
Çünkü Demokratik Sol Parti, ATATÜRK devrimlerini ve ilkelerini, ECEVİT’in ışığında hayata geçirebilmiş, mazisi temiz, kadroları dürüst bir partidir!
Çünkü Demokratik Sol Parti, uluslararası platformda Türkiye’nin ve Türk milletinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutabilmiş, önce vatan, sonra parti diyebilmiş tek partidir!
Onun için Demokratik Sol’dayız, en sağlıklı yoldayız!
Hepinizden yarından itibaren tüm zeminlerde yurttaşlara ulaşabilme konusunda yoğun bir mesai bekliyorum. İstanbul örgütümüz diğer tüm örgütlerimize her zaman rehberlik yapabilmiş, yol gösterici olabilmiş örnek bir örgüttür.
Gündeme gelmesi kuvvetle muhtemel bir seçimde en hızlı vaziyet alabilecek şekilde çalışmalarımızı şimdiden planlayıp, çalışma programlarımızı güncelleyerek dosyalarımızı hazır hale getirmeliyiz, milletvekili aday adaylarımızı bugünden hazırlamalıyız, gösterilecek aday sayısının en az üç katı aday dosyasını bugünden masamızın üzerine koyabilmeliyiz.
Bunu başaracağınıza yürekten inanıyorum, sizlere güveniyorum! Yolumuz ve bahtımız açık olsun. Kucaklaşamadığımız, sevdiklerimize kavuşamadığımız buruk geçen bugünde hepinizin Bayramını yürekten kutluyorum. Sağlık ve mutluluk içinde sevdiklerinizle birlikte nice bayramlara erişmenizi diliyor hepinize saygılar sunuyorum.
Sağ olun, var olun!” sözleriyle konuşmasına son verdi.