Sağlık meslek örgütleri, 23 Ekim 2017 tarihinde Türk Tabipleri Birliği (TTB) toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısı ile Olağanüstü Hal’in (OHAL) yarattığı mağduriyetlere dikkat çektiler. Basın toplantısına TTB Genel Sekreteri Dr. Sezai Berber, Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Başkanı İlker Cebeci, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, SES Mali İşler Sekreteri Ali Önal, Devrimci Sağlık İş Sendikası (Dev Sağlık İş) Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-Der) adına Nezaket Özgür ve Türk Eczacıları Birliği adına Erdal Kart katıldılar. Basın açıklamasını Dr. Arzu Çerkezoğlu okudu.
23.10.2017
BASIN AÇIKLAMASI
OHAL MAĞDURİYET YARATMAYA DEVAM EDİYOR:
GECİKEN ATAMALAR, UZAYAN GÜVENLİK SORUŞTURMALARI HEM SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ANAYASAL HAKLARINI HEM DE HALKIN SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞİMİNİ ENGELLİYOR
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK), birçok mağduriyet yaratmaktadır. Bunlar arasında; mezunların gecikmiş atamaları, güvenlik soruşturması nedeniyle kamu görevine başlamanın engellenmesi, herhangi bir yargılama sürecine tabi tutulmadan ihraç edilen sağlık çalışanlarının kamuda çalışma hakkının engellenmesi ve asistan sağlık çalışanlarının anayasal hak olan eğitim hakkının engellenmesi de bulunmaktadır .
2016 yılının ikinci yarısından itibaren sağlık emekçileri başta olmak üzere okullarından yeni mezun pek çok kişi atamaları yapıldığı halde görevine başlamak için beklemektedir. Devlet memurluğuna başlamak için tebligat bekleyenler uzunca bir süre yanıt alamamakta, söz konusu bekleyişin ne zaman sona ereceğini öğrenebilecekleri herhangi bir kurum bulunmamakta, ilgili bakanlığa ulaşabilenler açısından ise aldıkları tek yanıt güvenlik soruşturmalarının devam ettiği yönünde olmaktadır.
Sağlık çalışanları bu süre zarfında mesleğe başlayamamaları nedeniyle maddi kayba uğramakta, yaşamlarını ertelemek zorunda kalmakta, aynı zamanda da ciddi bir gelecek kaygısıyla yüz yüze kalmaktadırlar.
Hemen her fırsatta yetkililer ülkemizde sağlık personeli açığı olduğunu söylemektedirler. Buna rağmen, hastalar hizmet beklerken sağlık çalışanlarının atandıkları görevlere başlayamaması anlaşılır bir durum değildir. Mevcut çalışanlar, göreve başlayamayan sağlık çalışanlarının yükünü de üstlenmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum, artmış iş yükü ve güvensiz çalışma koşulları nedeni ile hasta güvenliğini tehlikeye atmakta ve toplum sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.
Yine güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanan az sayıda arkadaşımıza iletilen tebliğde yalnızca “657 sayılı DMK’nın 48. maddesinin 1. fıkrasının 8 numaralı bendinde belirtilen şartları taşımadığınızdan atamanız yapılmamıştır” denilmektedir. İlgili bent; KHK ile kanuna eklenen güvenlik soruşturması ve/veya arşiv taraması yapılması bendidir.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarda çalıştırılmak üzere atanacak sağlık çalışanları yönünden güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasını haklı kılacak bir neden bulunmamaktadır. Çünkü sağlık çalışanları sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışmakta, hasta görmekte, tanı, tedavi, bakım, ilaç sunumu işlevlerini sürdürmekte, eğitim-öğretim çalışmalarına katılmaktadırlar. Sağlık çalışanlarının ulaşabileceği bilgi ve belgeler de, yürüttükleri bu çalışmalara ilişkin bilgi ve belgeler ile sınırlıdır.
Oysa 657 sayılı Yasa’nın 48. maddesinde, devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartların sayıldığı (A) bendine 29.10.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 676 sayılı KHK ile eklenen 8. fıkra ile, “güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” koşulu gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin olduğu görevler için uygulanabilecektir.
Önceki Sağlık Bakanı Recep Akdağ konu hakkında Şubat ayında yaptığı açıklamada, bu durumdan kendisinin de rahatsız olduğunu, güvenlik soruşturması nedeniyle sağlık emekçilerinin aylarca göreve başlatılmamasının doğru olmadığını belirtmiş ve “Bunu hem Emniyet Genel Müdürümüz hem de İçişleri Bakanımız ile görüştük; aslında mesele çözüldü. Başlangıçta güvenlik soruşturması dediğimiz daha geniş kapsamlı bir şey bekliyorduk. Bundan vazgeçtik; arşiv araştırması dediğimiz sadece kayıtlara bakılan bir yönteme döndük. Güvenlik soruşturması onun peşinden devam edecek. Yani arşiv araştırmasında bir olumsuzluğu olmayan kişileri biz atayacağız; peşinden güvenlik soruşturmamızda sorun çıkarsa ona göre muamele yapacağız.” diyerek bu konunun yasaya aykırı biçimde uygulandığını ifade etmiştir. Ancak, aradan aylar geçmesine rağmen halen herhangi bir adım atılmamış, geçmiş dönemlerde mezun olan arkadaşlarımız işe başlatılmadığı gibi yeni dönem mezunlarımız da aynı şekilde bekleme sürecine girmişlerdir.
Ayrıca, ilgili yönetmelikte “Güvenlik soruşturması ve arşiv taraması yapılması isteminin ilgili makama ulaşmasından itibaren arşiv taraması sonuçları en geç 30 gün, güvenlik soruşturması sonuçları en geç 60 gün içinde cevaplandırılır.” ibaresi yer almasına rağmen devlet memurluğuna başlamak için beklenen tebligatlar 6-7 ayı bulabilmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’de verilen, güvenlik soruşturması nedeniyle işe başlatılmayan hekim sayısı ve güvenlik soruşturmalarının mahiyetinin sorulduğu yazılı soru önergesine, henüz yanıt alınamamıştır.
Halkımızın nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için sağlık hizmetlerindeki istihdam açığının bir an önce kapatılması, yaptıkları iş nedeniyle güvenlik soruşturması gerekli olmayan sağlık çalışanlarının soruşturmaya tabi tutulmadan görevlerine başlatılması ve güvenlik soruşturmasıyla eğitim hakları elinden alınan asistan hekimlerin eğitimlerini sürdürmelerinin sağlanması için yetkilileri göreve çağırıyoruz.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ (TTB)
TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ (TDB)
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ (TEB)
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI (SES)
DEVRİMCİ SAĞLIK İŞ SENDİKASI (DEV SAĞLIK İŞ)
TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİ (THD)
TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ
SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ (SHUDER)
TÜRK MEDİKAL RADYOTEKNOLOJİ DERNEĞİ (TMRT-DER)
TÜM RADYOLOJİ TEKNİSYENLERİ VE TEKNİKERLERİ DERNEĞİ (TÜM RAD-DER)