Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma Nedeniyle Tazminat Davası

Konu Başlıkları

Koruma tedbirlerinden olan haksız tutuklama, gözaltı, arama ve el koyma nedeniyle tazminat davası 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141.maddesine dayanılarak devlet aleyhine karşı açılabilir.

5271 sayılı Yasa ile sadece yakalama, tutuklama, gözaltı, arama ve el koyma işlemleri bakımından tazminat ödenmesi öngörüldüğünden diğer koruma tedbirlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan zarar CMK 141. maddesi kapsamında karşılanmayacaktır.

Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma Nedir?

Koruma tedbirlerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırı bir şekilde uygulanması halinde “haksız tutuklama”, “haksız gözaltı”, “haksız yakalama” “haksız arama” ve “haksız el koyma” söz konusu olur.

Koruma tedbirlerine hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında başvurulabilir. Ancak bu koruma tedbirleri ölçülü, orantılı, geçici ve kanuni bir şekilde uygulanmalıdır.

Adli makamlar tarafından tutuklama, yakalama, gözaltı, arama ve el koyma gibi koruma tedbirleri uygulanarak yapılan soruşturma veya kovuşturma sonucunda şüpheli veya sanığın suçsuz olduğu anlaşıldığında; yani mahkeme tarafından beraat kararı veya savcılık tarafından takipsizlik(Kovuşturmaya yer olmadığı) kararı verildiğinde koruma tedbirlerinin de haksız bir şekilde uygulanmış olduğu ortaya çıkar. Bu durumda, haksız koruma tedbirleri uygulanan kişinin maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı doğacaktır. Uygulamada, haksız tutuklama tazminatı haksız koruma tedbirleri nedeniyle en çok dava konusu edilen tazminat türüdür

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Davası Nedir?

Koruma tedbirlerinin haksız bir şekilde uygulanmasından dolayı açılacak tazminat davasıdır. Bu dava devlet aleyhine Maliye Hazinesi’ne karşı açılmaktadır. Bu dava türü 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 141. maddesinde düzenlenmiştir.

Tazminat Nedenleri Nelerdir?

Mağdurların devletten hangi sebeplere dayanarak tazminat talep edebileceği CMK 141. maddesinde tek tek belirtilmiştir. Tazminat nedenleri şunlardır;

Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

1. Kanunlarda Belirtilen Koşullar Dışında Yakalama, Haksız Tutuklama veya Tutukluluğun Devamına Karar Verilmesi (CMK m.141/1-a)

Kişi hakkında yakalama, tutuklama veya tutukluluğun devamı kararları için gerekli şartların mevcut olmamasına rağmen bu işlemlerden birinin uygulanması devletin tazminat sorumluluğuna yol açmaktadır.

2. Kanuni Gözaltı Süresi İçinde Hâkim Önüne Çıkarılmaması (CMK m.141/1-b)

Ceza Muhakemesi Kanunu 91. Maddesine göre göre bireysel suçlarda gözaltı süresi 24 saati geçemez. CMK’nın düzenlemesine göre, toplu olarak işlenen suçlarda gözaltı süresi delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle Cumhuriyet Savcısının yazılı emriyle her defasında bir günü geçmemek üzere en çok üç gün süreyle uzatılabilir. Gözaltına alınan kişiler bu süreler içinde hâkim karşısına çıkarılmaz ise devletin tazminat sorumluluğu doğacaktır.

3. Kanuni Hakları Hatırlatılmadan Veya Hatırlatılan Haklardan Yararlandırılmada İsteği Yerine Getirilmeden Tutuklama (CMK m.141/1-c)

Tutuklanan kişiye CMK 147. maddesi kapsamında haklarının bildirilmesi bir zorunluluktur. Eğer bu bildirim yapılmamış ise ve kişi örneğin bir müdafiinin hukuki yardımından yararlanmak yahut tutuklama kararının aileye haber verilmesi hakkından yararlandırılmamış ise devletin tazminat sorumluluğu doğacaktır.

4. Kanunu Uygun Tutuklanıp Makul Sürede Yargılama Mercii Huzuruna Çıkarılmama Veya Bu Süre İçinde Hüküm Verilmemesi (CMK m.141/1-d)

Tutuklanan kişi makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmalı ve kişinin hakkındaki hüküm makul bir süre içinde verilmelidir.

5. Kanuna Uygun Şekilde Yakalandıktan veya Tutuklandıktan Sonra Haklarında Kovuşturmaya Yer Olmadığına Veya Beraat Kararı Verilmesi (CMK m.141/1-e)

Kanuna uygun şekilde yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ya da beraat kararı verilen kişi devletten tazminat talep edebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları beraat kararı sayılmadığından bu kararlar nedeniyle tazminata hükmedilmez.

6. Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılması, (CMK m.141/1-f)

Kişinin gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süre mahkûmiyetine karar verilen süreden fazla ise devletin tazminat sorumluluğu doğacaktır. Ancak dikkat edilmelidir ki, koşullu salıverme (şartlı tahliye) süresinin aşılması bir tazminat nedeni değildir.

7. Yakalama Ve Tutuklama Nedenleri Ve Haklarındaki Suçlamaların Kendilerine Açıklanmaması (CMK m.141/1-g)

CMK 97. Maddesine göre kolluk yakaladığı kişi hakkında yakalama tutanağı düzenler ve bu tutanağın bir örneğini de yakalanan kişiye verir. Yakalama tutanağında kişinin hangi sebeple yakalandığı ve haklarının neler olduğu belirtilir. Eğer kişiye hakları bildirilmemişse bu sebeple devletin tazminat yükümlülüğü doğacaktır.

8. Yakalama Ya Da Tutuklamanın Yakınlara Bildirilmemesi (CMK m.141/1-h)

CMK m.95/1 gereğince yakalanan ya da tutuklanan kişi hakkında yakınlarına gecikmeksizin haber verilmesi gerekir. Bu zorunluluğa uyulmaması devletin tazminat yükümlülüğünü doğuracaktır.

9. Arama Kararının Ölçüsüz Bir Şekilde Gerçekleştirilmesi (CMK m.141/1-i)

Hakkında arama kararının ölçülülük ilkesine uygun olarak yerine getirilmemesi nedeniyle tazminat için devletin sorumluluğuna gidilebilecektir.

10. Koşulları Oluşmadığı Halde El Koyma Kararı Verilmesi, El Konulan Eşyanın Amaç Dışında Kullanılması, El Konulan Eşyanın Korunması İçin Gerekli Tedbirlerin Alınmaması Ve El Konulan Eşyanın Zamanında İade Edilmemesi (CMK m.141/1-j)

Koşulları oluşmadığı halde el koyma kararı verilmesi, el konulan eşyanın amaç dışında kullanılması, el konulan eşyanın korunması için gerekli tedbirlerin alınmaması ve el konulan eşyanın zamanında iade edilmemesi durumunda devletin tazminat sorumluluğuna başvurulabilir.

11. Yakalama Veya Tutuklama İşlemine Karşı Başvuru İmkânından Yararlandırılmama (CMK m.141/1-k)

Yakalanan yahut tutuklanan kişiye kanunda öngörülen işlemlerden birinden yararlanma imkânı verilmemesi devletin tazminat sorumluluğunu doğuracaktır.

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası Açma Süresi

( CMK md.142/1 )

Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren 3 ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen 1 yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir. Eğer kesinleşme şerhi tarafınıza tebliğ edilmişse, tebliğin yapıldığı günden itibaren dava açmak için 3 ay süre bulunmaktadır. Kesinleşmiş beraat kararları ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların ilgilisine tebliği zorunludur. Unutulmamalıdır ki 3 aylık ve 1 yıllık süreler hak düşürücü süredir. Ayrıca vekile yapılan tebligat süreyi başlatmaz.

Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

( CMK md.142/2 )

Dava, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.

Tazminat Davasının Açılması ve Yargılama Yöntemleri

(CMK m.142/3-4-5-6-7-8 )

Tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir.

Dilekçedeki bilgi ve belgelerin eksikliği durumunda mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde tazminat isteminin reddedileceğini ilgiliye bildirir. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddolunur.

Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını 15 gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister. Burada önemli olan hususlardan biri davanın muhatabının yani davalının kim olduğudur. Davanın muhatabı devleti temsilen hazinedir ve husumet hazineye karşı yöneltilmelidir.

İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hâkimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir.

Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.

Karara karşı, istemde bulunan, Cumhuriyet savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilir; inceleme öncelikle ve ivedilikle yapılır.

Tazminata ilişkin mahkeme kararları, kesinleşmeden ve idari başvuru süreci tamamlanmadan icra takibine konulamaz. Kesinleşen mahkeme kararında hükmedilen tazminat ile vekâlet ücreti, davacı veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirimin yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde ödenir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde, karar genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.

Haksız koruma tedbirleri nedeniyle açılan tazminat davası, davanın niteliği gereği herhangi bir harç ve gidere tabi değildir.

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Halinde Tazminat Davası

Kişi hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) kararı verildiği zaman belli bir süre tutuklu kalan kişi maddi ve manevi tazminat davası açabilecektir.

Yukarıdaki iki durumda da denetim süresini usulüne uygun bir şekilde geçirdikten sonra hakkında düşme kararı verilen kişi, düşme kararı verilmesinden itibaren 3 ay içerisinde tazminat davası açabilir. Ama uygulamada düşme kararları çoğu zaman kendiliğinden verilmeyip talep halinde verilmektedir. Bu nedenle düşme kararı verilmesi için ilgili mahkemeye başvuru yapılması ve bunun sonrasında tazminat davası açılması gerekmektedir. (CMK md. 231/10)

Haksız Tutuklama ve Tazminatın Geri Alınması

(CMK md.143)

Kişiye tazminat ödendikten sonra, tazminat ödemeye ilişkin işlemin hukuka aykırı olmadığının anlaşılması halinde ödenen bu tazminat, kamu alacaklarının tahsiline ilişkin mevzuat hükümleri uygulanarak geri alınır.

CMK 143. maddede belirtilen bu düzenlemeye göre; Kişinin aldığı tazminatın haksız olduğu ve kişinin haksız yere zenginleştiği belgelenip, Cumhuriyet Savcısının talebi ve mahkeme tarafından alınacak bir karar neticesinde ödenen tazminat geri alınacaktır. Cumhuriyet savcısı bu halde, hazinenin istemini beklemeden mahkemeye yazılı başvuru yapmalıdır. Mahkemenin görevi ise yalnızca geri alınacak tazminatın miktarını belirlemek değil, geri isteme koşullarının oluşup oluşmadığını da incelemektir. Mahkemenin belirleyeceği karara itiraz edilebilir.

Devlet, üçüncü kişilerin yalan tanıklık yapmaları ve iftira atmaları nedeniyle veya devlet görevlilerinin kusuru sebebiyle tazminat ödemişse, bu kişilere ve devlet memurlarına karşı rücu hakkına sahiptir. Kusurlu bulunmadan kasıt; görevi kötüye kullanma, rüşvet gibi bir suçla görevin gereklerine aykırı davranma halidir.

Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder. (CMK md. 141/4)

Haksız Tutuklama ile Tazminat İsteyemeyecek Kişiler

(CMK md.144)

5271 sayılı Kanunun 144.maddesi 1.fıkrasına göre, Kanuna uygun olarak yakalanan veya tutuklanan kişilerden aşağıda belirtilenler tazminat isteyemezler:

a) Gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilenler. Yani haksız bir şekilde tutuklu ve gözaltında kalanlar geçirdikleri bu süreyi diğer bir mahkûmiyetinden mahsup edilenler tazminat davası açamazlar. Ama Yargıtay kararlarına baktığımız zaman “haksız yere tutuklu kalan kişilerin geçirdikleri süre başka bir hükümlülüğünden mahsup edilmiş dahi ise sembolik bir miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilir” şeklindedir. ( Ceza Dairesi  2015/11835 E.  ,  2016/9718 K.)

b) Tazminata hak kazanmadığı halde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hale dönüşenler.

c) Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler. *Zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi durumunda ise kişi maddi ve manevi tazminat alabilecektir. ( Ceza Dairesi 2017/33 E.  ,  2017/3188 K.)

d) Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.

e) Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.

Maddi Tazminata Neler Dahildir ve Miktarı Nasıl Belirlenir?

Haksız tutuklanan davacının isteyebileceği maddi tazminat kalemlerinden bazıları şunlardır:

a) Tutuklu kaldığı süre boyunca çalışamamaktan veya işyerinin kapalı kalmasından dolayı oluşmuş kazanç kayıpları;
b) Uzun süreli tutuklanma nedeniyle işten çıkarılmışsa, işverenden alamadığı ücret, ikramiye ve sosyal yardımlar ile yoksun kaldığı kıdem tazminatı;

c) Haksız tutuklanan kişinin herhangi bir işi ve kazancı olmasa bile, tutuklu kaldığı süreye göre asgari ücretten hesaplanacak tazminatı;

d) Ceza mahkemesinde avukatla temsil edilmişse, avukata ödediği vekalet ücreti(ibraz edilen serbest meslek makbuzunun tazminat talebinin dayanağı olan beraat karar tarihinden sonra düzenlenmemiş olması gerekir. Ayrıca, kesilen serbest meslek makbuzu tutarı, beraat karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan vekalet ücreti mahsup edilmek suretiyle hesaplanır);

e) Ve maddi anlamda “her türlü zararları” istenebilecektir.

Maddi tazminat miktarının belirlenmesinde tazminat talebinde bulunan davacının ekonomik durumunun araştırılması gerekir. Kolluk görevlileri marifetiyle yapılan araştırmanın dışında, mahkemece re‘sen tapu kayıtları, trafik tescil kayıtları, vergi kayıtları vb. kayıtlar da incelenebilir. Ayrıca, başvurucu bizzat ücret bordrosunu ya da çalıştığı yerden alacağı ücretini gösterir bir belgeyi mahkemeye sunabilir. Başvurucunun herhangi bir gelirinin olmaması halinde, asgari ücret üzerinden hesaplama yoluna gidilir. Burada kıstas brüt ücret değil, net asgari ücrettir. Uygulamalarda koruma tedbirleri nedeniyle maddi tazminat hesabında davacıların gerçek zararı tespit edilmeye çalışılmakta, bunun mümkün olmaması halinde ise kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayacak, insanca yaşamasına olanak tanıyan en düşük net asgari ücretin tamamı üzerinden belirlenecek miktarın maddi tazminat olarak hesaplanması

Manevi Tazminata Neler Dahildir ve Miktarı Nasıl Belirlenir?

Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir ölçü olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminat miktarının davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak belirlenir.

Detaylı bilgi ve danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.