İçerikte Neler Var ?
Bir suçla ilgili soruşturma sürecinde veya kovuşturma sürecinde koruma tedbirlerine başvurmak mümkündür. Koruma tedbirleri; arama, gözaltı, tutuklama, adli kontrol gibi kararlardır. Ancak haksız olarak koruma tedbiri uygulandığı zaman kişinin maddi – manevi zararı Devlet tarafından tazmin edilir. Buna tutuklama da buna dahildir.
Tutuklama tazminatı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 141 ve devamı maddelerinde düzenleniyor. Buna göre şu hallerde Devletten maddi ve manevi tazminat almak mümkündür:
Bu gibi hallerde kişi Devletten maddi ve manevi tazminat talep edebilir.Ayrıca haksız tutuklama da bunlardan birisidir ve neredeyse en önemlisidir. Hem usulsüz tutuklama hem de haksız tutuklamanın maddi manevi tazminat davasında şarttır.
Kanunun açıkça hak kaybı olarak gördüğü ve tazminat hakkının kesin olduğu hususlardır. 141. madde bunun haricinde açıkça hakim ve savcıların bu sayılanlar dışındaki kusur, haksız fiil de diğer sorumluluk hallerinde maddi manevi tazminat talep edilebileceğini söylüyor. Bu da Devletten talep edilen bir tazminattır.
Devlet ödediği tazminattan ötürü bir yıl içerisinde haksız muamelede bulunan hakim veya savcıya kusuru oranında rücu eder.
Haksız gözaltı ya da tutuklama nedeni ile hakkında işlem yapılan kişi doğrudan dava açabilecektir. Şayet davacı kısıtlı ise vasi dava açabilir; ancak bunun için vasinin sulh hukuk mahkemesinden izin alması gerekmektedir.
Tazminat davaları avukat aracılığı ile açılacaksa vekâletnamede bunun için ayrıca özel yetki verilmiş olması gerekmektedir.
Vasinin dava için izin almamış olması ya da vekâletnamede yetki bulunmaması hallerinde mahkemece eksikliklerin giderilmesi amacıyla 1 aylık süre verilmelidir. Eksikliğin süresi içerisinde giderilmemesi halinde açılan davanın reddine karar verilecektir.
Yargılama esnasına davacının vefat etmesi halinde mirasçıların açılan davayı devam ettirmeleri mümkündür.
Haksız tutuklama ve diğer koruma tedbirleri nedeniyle açılacak tazminat davaları CMK’nın 141. maddesi uyarınca devlet aleyhine açılır. Bu doğrultuda haksız tutuklama nedeniyle açılacak tazminat davasında husumet Maliye Hazinesine yöneltilir.
Haksız tutuklamaya veya haksız diğer koruma tedbirlerine maruz kalan kişiler tazminat davasını ikamet ettikleri yerde bulunan Ağır Ceza Mahkemesinde açar. Eğer haksız tutuklama uygulamasını zaten bu ağır ceza mahkemesi yapmış ise bu sefer dava en yakın yerde bulunan ağır ceza mahkemesinde açılacaktır.
Eğer kişinin ikamet ettiği yerde birden fazla ağır ceza mahkemesi varsa, haksız muamelede bulunan mahkeme dışındaki ağır cezalar davaya bakabilir. Tek ağır ceza mahkemesi varsa en yakın ağır cezaya gidilecektir.
Haksız tutuklama veya diğer tazminata neden olan kararları; sulh ceza hakimi, ceza mahkemesi hakimi vermiş olabilir. Dolayısıyla bu uygulamada bulunan mahkeme tazminat talebini inceleyemez.
Ceza Muhakemesi kanunu madde 142 düzenlemesinde süreye ilişkin hüküm vardır. Haksız tutuklama veya yukarıda bahsettiğimiz haksız veya usulsüz uygulamalara maruz kalan kişilerin burada yer alan süre içerisinde tazminat talepli dava açması gerekiyor.
Buna göre, tazminata neden olan karar veya hükmün kesinleştiği hususu ilgiliye tebliğ edilir ve bu tebliğden itibaren 3 ay içerisinde tazminat davası açılır. 3 aylık süre hak düşürücü olduğu için bu süreden sonra artık tazminat talep etmek mümkün olmaz.
Her halükarda tazminata neden olan olayın üzerinden 1 yıl geçmesiyle artık tazminat talep etmek mümkün olmaz. Dolayısıyla sürelerin geçirmemeye önem vermek gerekmektedir.
CMK’nın 144. maddesinde kanuna uygun olarak yakalanan veya tutuklanan bazı kişilerin tazminat talebinde bulunamayacağı hükme bağlanmıştır. Bunlar;
a. Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenler,
b. Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler,
c. Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler,
d. Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.
– Tutuklu kalınan sürede çalışamamaktan, işyerinin kapalı olmasından dolayı kazanç kayıpları,
– Özellikle uzun süreli tutukluluk nedeniyle kişinin işten çıkarılması halinde işverenden alamadığı kıdem tazminatı, ücret alacağı, ikramiye alacağı ve sosyal yardımlar,
– Herhangi bir işi ve geliri bulunmayan kişiler açısından tutuklu kaldığı süreye göre asgari ücretten hesaplama yapılacaktır.
– Soruşturma aşamasında ya da ceza yargılamasında kendisini bir vekil ile temsil etmiş ise avukata ödediği vekalet ücreti,
– Bu tazminat kalemleri bunlarla sınırlı olmayıp ispatlanması ve tutuklama ile nedensellik bağı bulunan diğer maddi tazminat kalemleri de davanın konusu olabilir.
Yargıtay haksız tutuklama nedeniyle manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak bazı kriterleri belirlemiştir.
Yargıtay 11.Ceza Dairesi’nin 16.03.2005 tarih 2004/4610 Esas 2005/1116 karar sayılı ilamı ; “…manevi tazminat talebinde bulunan davacı hakkında, objektif bir kriter olmamakla birlikte hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumuna hal ve mevkiin icabına, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar gözetilmek suretiyle, zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde hak ve mesafet kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekir.”
Son olarak haksız tutuklama nedeniyle tazminat taleplerinde faiz istenebilmektedir. Faizin başlangıç tarihi hukuka aykırı işlemin tesis edildiği tarihtir.
Haksız tutuklama nedeniyle açılan tazminat davalarında, mahkemece dava kabul edilip başvuran lehine tazminata hükmedilmesinden sonra bu kararda hükmedilen tazminatın devletten yani Maliye Hazinesinden tahsili için öncelikle mahkeme kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Karar kesinleştikten sonra da öncelikle idareye yazılı olarak başvurulması gerekmektedir.
CMK’nın 142. maddesinde kesinleşen mahkeme kararında hükmedilen tazminat ve vekalet ücretinin ödenmesi için öncelikle idareye yazılı başvuru yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. İdare, yapılan başvurudan itibaren 30 gün içerisinde bu bedeli bildirilen banka hesabına yatırmak zorundadır. Eğer idare bu 30 günlük süre içerisinde bildirilen banka hesabına ödemeyi yapmazsa icrai işlemler yapılabilir.
Haksız tutuklama ve diğer koruma tedbirleri nedeniyle açılacak tazminat davaları ve ceza davaları ile ilgili olarak hukuki bilgi ve görüş almak üzere ceza hukuku alanında uzman Erzincan avukat ile iletişime geçebilirsiniz.
Daha fazla makale için tıklayınız.
Avukata Danışmak Ücretli Midir?
Avukata Vekalet Nasıl Verilir ?