[vc_row][vc_column][vc_column_text]Gebelik süreci, kadınlar için bedensel ve psikolojik değişimlerin en hızlı ve en yoğun olduğu süreçlerden biridir. Gerek salgılanan hormonların etkisiyle gerekse psikolojik açıdan açıdan yaşanan değişimler, gebelik için olmazsa olmazlardandır.
Hamileliğin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi adına gerekli olan bu hormonlar annelik hissinin gelişmesi açısından da yarar sağlarlar.
Hamilelik sürecinde yaşanacak bedensel değişikliklere dair farkındalığınızı arttırmanız ve daha sağlıklı bir gebelik yaşamanız için bu yazımızda gebelikte salgılanan hormonları tek tek anlatacağız:
Bedensel olarak, hamile kalındığında salgılanan ilk hormon Beta HCG Hormonu olarak bilinir. Östrojen ve progesteron salınımına yardımcı olan bu hormon, yapılan hamilelik testleri nde belirgin bir şekilde algılandığı durumda hamileliğin habercisi olarak yorumlanır.
Hamileliğin 5 ila 6. gününde kanda belirmeye başlayan bu hormon, bulantı hissini tetikler. Bu bağlamda, hamileliğin saptanması amacıyla yapılan en temel testlerden olan Beta HCG testi, kişide gebeliğin anlaşılmasına yardımcı olur.
Hamileliğin üçüncü ayından itibaren HCG hormonunun salgılanması yavaşlar. Böylelikle mide bulantısı semptomunda da hissedilir derecede azalma başlar.
HCG Hormonu, hamileliğin ilerleyen dönemlerinde plesantaya dönüşecek olan hücreler tarafından salgılanır. Özellikle anne adayının düşük yapma olasılığını ortadan kaldıran hormon olan progesteron salgılanmasına yardımcı olan HCG’nin kandaki miktarının düzenli olarak takip edilmesi gerekir.
Hamileliğin 6. gününden itibaren kandaki HCG miktarı düzenli olarak iki katına çıkmalıdır. Düzenli olarak yapılması gereken doktor kontrollerinde “sağlıklı hamilelik” baz alınan en önemli değişkenleden biri budur.
Kandaki HCG düzeyinin olması gerekenin altına düşmesi durumu düşük olasılığının habercisi olabilir. Hamilelik evrelerinde HCG hormonu değerleri şu şekilde olmalıdır:
HCG hormonu , gebelik harici durumlarda da yükselebilen bir hormondur. Özellikle gastrit, pankreas kanseri, karaciğer tümörü gibi semptomlarda da yükselme olasılığı mevcuttur.
Bunun haricinde, hamilelikte HCG hormonun yükselmesi sağlıklı bir gebelik için gerekli bir durumdur. Hormonun yükselmesiyle anne adaylarında bulantı hissi ve kusma gibi belirtilerde de artış gözlemlenir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, HCG hormonu sağlıklı bir hamilelik için belirli dönem aralıklarında salgılanması gereken bir hormondur. Ortalama olarak 12. haftaya kadar salgılanan bu hormon, düzenli bir şekilde 13 hafta itibariyle düşüşe geçer.
Bu doğrultuda düzenli olarak yapılması gereken doktor kontrollerinde olması gerektiğinden daha düşük bir HCG değeri saptanırsa, düşük ya da dış gebelik riskinin mevcut olduğu anlaşılır.
Hem erkekte hem de kadında yoğun olarak salgılanan östrojen hormonu , genel olarak adet periyotlarının ve üreme işlevinin düzenlenmesinden sorumludur. Hamilelikte ise embriyonun rahme sağlıklı bir şekilde yerleşebilmesi östrojen salgılanması ile mümkün olur.
Hamileliğin ilk dönemlerinde, olması gerektiğinden biraz daha fazla salgılanan östrojen özellikle 3. aydan itibaren 50 katı gibi bir değere yükselebilir.
Hamileliğin 3’üncü ayından itibaren yaşanacak olan bu artış, kadında fizyolojik olarak anneliğe ilk adım olarak yorumlanabilir. Bu bağlamda rahim kasları hızlı bir şekilde gelişir dolayısıyla bebeğin anne karnında sağlıklı bir şekilde gelişebileceği ortam oluşur.
Ek olarak göğüslerde süt kanallarının oluşumunu hızlanır.
Hamileliğin son günlerinde östrojen düzeyi maksimum seviyeye çıkar, progesteron seviyesi düşer. Bu hormonal değişim anne adayının doğuma hazır hale gelebilmesi açısından oldukça kritiktir.
Tüm bunların yanı sıra, östrojen salgılanması cildin renginden sorumlu olan pigment maddesinin yoğunlaşmasından da sorumludur. Bu yoğunlaşma kapsamında anne adayının cilt rengi olduğundan daha koyu bir hale gelir ve yüz kısmında bir takım çillenmeler yaşanabilir.
Aynı şekilde yoğun östrojen salgılanması, cinsel isteğin artmasına da neden olabilir.
Eklem kısımlarında gevşemeye neden olan yüksek östrojen düzeyi, hamilelik sürecinde yaşanan bel ve eklem ağrılarının en önemli sebeplerinden biridir.
Hamilelikte progesteron hormonu , genel olarak düşük riskini ortadan kaldıran hormon olarak da bilinir. Bu hormonun genel işlevi, rahim kaslarını güçlendirerek döllenen yumurtanın gelişim sürecine ev sahipliği yapacak olan rahmin; hamileliğin sonuna kadar kapalı kalmasını sağlamaktır. Bu bağlamda, progesteron rahim kaslarının gereksiz yere kasılıp gerilerek gebeliğin erken sonlanmasını veya düşük olasılığını engeller.
Plesenta tarafından salgılanan progesteron hormonu , hamileliğin ilerleyen evrelerinde farklı şekillerde salgılanır. Hamileliğin son evresine kadar oldukça yüksek düzeyde salgılanan bu hormon doğum yaklaştıkça daha düşük seviyelerde salgılanır.
Doğum sonrası plesentanın bünyeden atılmasıyla birlikte anne metabolizmasındaki progesteron seviyesinde ciddi bir düşüş yaşanır.
Progesteron salgılanması, bağırsak fonksiyonlarını ve sindirimden sorumlu kasları da etkilediğinden hamileliğin ilerleyen dönemlerinde kabızlık gibi sorunlarla da neden olabilir.
Hamilelikte salgılanan en önemli hormonlar dan biri olan oksitosin, aşk hormonu olarak da bilinir. Özellikle memelilerde üreme ihtiyacını yani cinselliği tetikleyen bir hormon olan oksitosin annenin bebeğiyle duygusal bağını güçlendiren bir etkiye de sahiptir.
Doğum sırasında kasların gevşemesine ve rahmi saran düz kas hücrelerinin kasılmasına neden olur. Doğumdan sonra ise süt kanallarının açılmasına yardımcı olan bu hormon, daha çok bebek ile anne arasındaki bağı güçlendirir.
Emzirme esnasında bazı anneler tarafından hissedilen rahim kasılmalarının sebebi bu sırada oksitosin salgılanıyor oluşudur.
Oksitoksin hormonu nun bir diğer önemli işlevi; anneyi psikolojik olarak emzirmeye elverişli hale getirmektir. Bebek süt emdikçe yaşanan uyarılma sonucu beyne sinir uyarısı gider ve böylelikle süt üretiminin devamlılığı sağlanır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_separator][vc_column_text]Bu yazımızda sizlere gebelik sürecinde ve sonrasında yaşanan hormonal değişiklikler den bahsettik. Sizler de yaşadığınız tecrübeleri bizimle paylaşabilirsiniz.[/vc_column_text][vc_separator][/vc_column][/vc_row]