Boşanma, TMK gereğince belirli sebeplere dayalı olarak gerçekleşen bir haldir. Bu sebepler var olmadan evlilik birliğini sonlandırmak mümkün değildir. Anayasa’nın koruması altında olan ve toplumun temel taşı kabul edilen ailenin devamı esastır. Keyfi ve herhangi bir sebebe dayanmayan boşanma taleplerini Mahkeme de kamusal ve sosyal açıdan değerlendirerek karar verecektir. Bireysel bir talep olan boşanmanın kanunla belirli sebeplere özgü kılınması ve ancak bu durumların varlığında gerçekleşmesine mahkemece karar verilmesi gerekir.
- Talep edenin boşanma isteminden vazgeçmesi halinden boşanma gerçekleşmeyecektir.
- Boşanma davasına eşlerden birisi katılmazsa ve boşanma açısından da kusurlu değilse yine boşanma gerçekleşmez.
- Kusur bakımından iddialar kanıtlanmamamış ise yine boşanmaya karar vermek mümkün olmaz.
Aşağıdaki hallerde de boşanma gerçekleşmeyecektir:
İçindekiler
Bu durumlar boşanma gerektirecek vakıaların var olmadığına dair hallerdir. Bunları geniş kapsamlı değerlendirmek gerekir. Evlilik ilişkisi içerisinde eşler arasındaki ilişkinin şekli ve devamındaki belirli olgular boşanmaya engel kabul edilebilir.
Boşanmaya engel durumların şunlar olduğu söylenebilir:
Yukarıda sayılan benzer durumlara eş nitelikteki haller de boşanmanın gerçekleşmesine engel olabilir. Ancak bu engellerin Mahkemece takdiri gerekir. O yüzden tam manasıyla boşanmaya engel durumları sayma yoluyla kesin olarak ortaya koymak mümkün değildir.
Boşanma davaları açılma sebebine bağlı olarak titizlikle hazırlanılmasını ve iddiaların ispatı bakımından yerinde ve zamanında delil ikamesini gerektiren davalardır.
Bu nedenle boşanma sebebinin belirlenmesi ve dava dilekçesinin hazırlanmasından, açılan boşanma davalarında karşı dava dilekçesi sunulmasına kadar her aşaması önem arz eden bir yargılama süreci söz konusudur. Dilekçe ve duruşma aşamaları da kendisi içinde bazı usul ve esas ilkeleri içerir. Buna göre Dilekçe aşamaları tamamlanmadan duruşma aşamasına geçilmez ve çekişmeli boşanma davaları uzun bir zamana yayılabilmektedir.
Bu nedenle dava öncesi ön hazırlıklar ve dava açıldıktan sonra da iddia ve ithamlara dair yapılacak hazırlıklar ve iddiaların delillendirilmesi kendine özgü koşulları bulunan yargılama süreçleridir.
Ayrıca boşanmaya karar veren eş, davaya esas delil ve belgeleri toplamalı ve bunların belirli bir sıra ve düzen içerisinde Mahkemeye sunulması için Avukatıyla birlikte planlı çalışma yürütmelidir.
Boşanma davası kusurlu eş tarafından açılmış ise ve diğer eş kusurlu olmayıp boşanmak istemiyorsa Mahkeme talep bakımından Red Kararı verecektir. Bu durumda boşanma gerçekleşmez. Talep edenin boşanma isteminden vazgeçmesi halinden boşanma gerçekleşmeyecektir. Boşanma davasına eşlerden birisi katılmazsa ve boşanma açısından da kusurlu değilse yine boşanma gerçekleşmez. Kusur bakımından iddialar kanıtlanmamamış ise yine boşanmaya karar vermek mümkün olmaz.
Boşanma davasının açıldığı sebebe bağlı olarak delillerin sunulması ve bir suç sebebiyle dava açılmış ise ceza soruşturması ve kovuşturmasına konu olan eylemlere dair delillerin de boşanma yargılamasını yapan mahkemeye sunulması gerekir.
Boşanmanın dayandığı sebep bakımından delil sunmak önemli olduğu gibi delillerin boşanma sebeplerini ispat edecek nitelik ve özellikte olması gerekir. Bu bakımdan boşanmada delil değil, iddiaları ispat etmek ve boşanılan kişinin “kusurlu” olduğunu ortaya koymak önemlidir. Kusuru gösteren her delil ve tanık beyanı, boşanmanın gerçekleşmesinde belirleyici olacaktır.
Boşanma davaları ile ilgili uzman bir boşanma avukatı ihtiyacınız bulunuyor ise hemen OR hukuk ve danışmanlık ile iletişime geçebilirsiniz