Özel hastane patronu Sayın Sağlık Bakanı hekimlerin beş dakikada hasta bakmasına, uzun saat çalışma saatleri ve nöbete, sağlıkta şiddet ve emeğin karşına alamamasına, Covid-19’un meslek hastalıkları tanımına alınmaması gibi çoğu kendi bakanlığı döneminde ortaya çıkan sorunların çözümüne duyarsız kalmıştır. Yapılan uygulamalar adeta hekimleri kamudan uzaklaştırıp özele transfer etme, ucuz işgücüne dönüştürme hamleleridir.
Diğer meslek grupları bireysel çalışarak devletin her kurumuyla iş yapabiliyorken, doktorlarımızın bireysel çalışma olanakları neredeyse imkansız hale getirilmiştir. Çeşitli yaptırımlar ve SGK çifte standartlarla özel hastanelere ödeme yaparken, özel muayenehanesi olan hekimlere muayene, tetkik, reçete ve müdahale ödemesi yapmaması sonucu kendi işinde çalışamamakta, özel hastanelerde ucuz işgücü statüsüne ve ağır çalışma koşullarına mahkum edilmektedirler.
Sağlıkta dönüşüm denilen özelleştirmeci, piyasacı, sermayeye devredilmiş, ticari meta haline dönüştürülmüş sağlık sistemi sorunların kaynağıdır. Sistemdeki ağır sorunlar hekimler ve sağlık emekçileri ile vatandaşımızı yüz yüze getirmekte, sağlıkta şiddeti artırmaktadır.
Şehir Hastaneleri ile koruyucu sağlık hizmeti yok sayılarak, üzerine halktan saklanan yüz milyonlar ödenerek sağlık hizmeti müteahhit şirketlere devredilmiştir. Sağlık sistemi hasta garantili hastane sistemine indirgenerek, halkı hasta etmek için adeta teşvik edilmektedir. Bunun acısını hekimlerimiz ve halkımız ağır bir şekilde yaşamaktadır ve daha ağırlaşarak yaşayacaktır.
Hekimlerimize ‘Giderlerse gitsinler’ demek hiç kimsenin haddi değildir. İlk seçimde kimin gideceği bellidir.
Hekimlik mesleği usta çırak ilişkisi altında alınan bir eğitimdir. Meslekte en önemli unsur da tecrübedir. Hakkını isteyen uzmanlar ve tecrübeli hekimler gitsin biz asistanlarla ve yeni hekimlerle idare ederiz demek hekimlerin emeğine saygısızlığın yanı sıra nitelikli sağlık hizmetinden mahrum edilecek halkımıza verilecek en büyük cezadır.
Hekimler olarak buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz. Dün 14 Mart 1919’da İstanbul’un işgaline karşı bir başkaldırı olarak bağımsızlık coşkusuyla kutladık. 104 yıl sonra bugün aynı bilinç ve fedakarlıkla kutluyor, ‘Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz’ diyen Atamızın izinde halkımızın sağlık hakkı ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya devam ediyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi nitelikli, ücretsiz, kamucu sağlık anlayışı ile sorunların çözümünü üstlenmeye hazırdır. Hekimlerimiz başımızın tacıdır. Her durumda sağlık hizmetinin başı olan hekimlerimizin özlük hakları ile güvenli bir ortamda çalıştıkları, insanca yaşam koşullarında ücret aldıkları, hastasına yeterli süre ayırabildikleri, ve meslek örgütlerinin sorunların çözümünde öncelikle muhatap alındığı bir yönetim anlayışı ile sorunları çözeceğiz. Hekimlerimizin yanındayız.
Hayatımızı, sevdiklerimizi ve geleceğimizi emanet ettiğimiz, büyük bir fedakarlıkla mesleğini icra eden tüm hekimlerimizin 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun!