Genital bölgede oluştuğu zaman genital siğil olarak isimlendirilen siğiller cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında yer alırlar. Genital bölgede görülen siğillere Human Papilloma virüsü neden olmaktadır. Cinsel partner sayısı fazla olan kişilerde daha sık görüşen genital siğiller, başka hastalıklara da neden olabilir. İstanbul’da genital siğil tedavisi alanında hizmet veren Dr. Ahmet Batkı tarafından yazılmış olan bu yazıda; genital siğil nedir, neden oluşur, nasıl bulaşır, tanısı nasıl konur, risk faktörleri nelerdir, belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir gibi pek çok sorunun cevabını bulabilir ve genital siğil tedavisi seçenekleri hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Cinsel yolla bulaşma olasılığı yüksek olan hastalıklar arasında yer alan HPV, genital bölgede meydana gelmesi durumunda genital siğil olarak adlandırılmaktadır. Genellikle oral, anal ya da vajinal cinsel temas ile bulaşabilen genital siğiller yüksek enfeksiyon yapma potansiyeline sahiptir.
Human papilloma’ya vücudun çeşitli bölgelerinde rastlanabilmektedir. Anatomik olarak açıklayabilmek için kadın ve erkeklerde HPV’nin görülebildiği bölgeleri detaylı şekilde şöyle sıralamak mümkün:
Erkeklerde;
Kadınlarda;
HPV’nin neden olduğu siğiller her zaman belirti vermek zorunda değildir, bazen bu siğiller hiç belirti vermeden ilerleyebilmektedir. Deri üzerinde kabarık, pembe-kahve tonlarında ve yassı şekilde et benine benzer kabartılar görüldüğünde genital siğilden şüphelenmek mümkündür. Başlangıçta milimetrik olan genital siğiller zaman içinde birkaç santime ulaşabilirler. İmmunsupresif yani bağışıklık sistemi baskılanan hastlarda ise genital siğiller daha çok nodül olarak görülmektedir.
Dış genital bölgede meydana gelen siğiller daha çok “kaşıntılar” ile fark edilirken, iç genital bölgede yer alan siğiller kanamaya neden olabilmektedir. Cinsel ilişki sırasında da kanayabilen bu genital siğillerin bulaşıcı olabileceği ihtimali göz ardı edilmemeli ve ilişki esnasında prezervatif kullanımına özen gösterilmelidir.
Genellikle testis, kasık ve makat bölgesinde görülebilen genital siğiller nadiren anüs ve idrar yolunda da görülebilmektedir.
HPV bulaşma şüphesi barındıran cinsel ilişkiler sonrasında lezyonun görülme süresi 3 hafta ile 24 ay arasında değişmektedir. Kişinin bağışıklık sistemi ve başka enfeksiyon bulunması durumları ise HPV’nin ortaya çıkışını hızlandırabilir. Hekim tarafından istenebilen HPV testi veya fiziksel muayene ile genital siğilin tanısı mümkündür.
Anogenital siğillerin tespiti klinik muayene ile mümkün olabilirken atipik yani normalin dışında görünümü olan durumlarda histopatolojik inceleme yapılması gerekebilir. Eş zamanlı HPV değerlendirilmesi alınan doku örneği ile yapılabilir. Klinik olarak siğil görülmeyen kadın hastalarda ise smear testi incelemesi daha uygundur. HPV-DNA varlığına PCR ile bakılmasının ardından kesin sonuç belirlenebilir. Erkekte HPV varlığı alınan üretral sürüntüye yapılacak multiplex PCR testi ile tespit edilebilir.
Genital siğil tedavisinde kullanılan yöntemler, ilaçlar ve kremler hastalığın derecesi ve bulunduğu alana göre farklılık gösterebilmektedir ve tedavi, hasta ile doktorun ortak kararı sonucunda başlatılır.
Genital siğil tedavisinde cerrahi müdahale yöntemleri anogenital siğillerin yoğun ve iri kümelenmesi (büyük kondilomlar) durumunda tercih edilir. Genital sistemin görünür bölümlerinde “büyük kodinomlar” bulunması durumunda büyük parçalar eksizyonel yöntemler kullanılarak çıkarılır ve medikal tedavilerin yanında yapılan destrüktif yöntemlerle tedavi devam ettirilir. Büyük kondinomlar lokal veya genel anestezi altında yapılan cerrahi işlemlerle kesilerek çıkartılır.
Bipolar koter yöntemi HPV odaklarının lokal anestezi altında yakılması işlemidir. Dış genital organlarda rastlanan kondilomların giderilebilmesi için ideal bir yöntem olan elektrokoterizasyon işleminin bazı durumlarda tekrarlanması gerekebilmektedir.
Genital siğillerin tedavisi karbondioksit bazlı lazer destrüksiyon yöntemi ile yapılabilmektedir. Lokal anestezi ile uygulanabilen bu yöntem ile iz kalma ihtimali neredeyse sıfıra indirilebilmektedir.
Likit nitrojen kullanılarak lezyon çevresini dondurma temeline dayanan kriyoterapi, siğil tedavisinde oldukça sık kullanılır. Elektroterizasyon yöntemine kıyasla daha kolay ve ağrısız uygulanabilen kriyoterapi anestezik ilaç ya da enjeksiyon gerektirmez.