İcra Takibi Nedir?

Borçlu tarafından borcun ödenmemesi halinde alacaklı icra marifetiyle alacağına kavuşabilir. Ancak alacaklının alacağını tahsil edebilmesi için öncelikle icra takibi başlatması gerekir. Alacaklının borcu sözleşmeye, faturaya, çek, bono veya poliçeye dayanabilir. Hatta icra takibinin başlatılması için elde alacağı gösteren bir belgenin bulunmasına dahi gerek yoktur.

Ayrıntılara girmeden önce ilamsız ve ilamlı olmak üzere iki tip icra takibi olduğunu belirtmekte fayda vardır. Eğer bir takip mahkeme kararına yani ilama dayanıyorsa bu takip ilamlı takiptir. Ancak takibin dayanağı sözleşme, kambiyo senedi, fatura vb ise yapılacak takip ilamsız takiptir.

İcra takibi alacaklı tarafından icra müdürlüğüne takip talebinin verilmesiyle başlar. Yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeri olan icra dairesi olabileceği gibi borçlu ile alacaklı arasındaki sözleşmenin akdedildiği yerdeki icra dairesi de olabilir. Belirtmek gerekir ki eğer ilamlı takip yapılmış ise bütün Türkiye’deki icra daireleri yetkilidir. Takip talebinde alacaklı ve borçlunun isimleri varsa vekilleri ve adresleri, alacağın miktarı, takibin dayanağı olan belge ve takip yollarından hangisinin seçildiği belirtilir. Alacaklı bahsi geçen bilgileri içeren belgeyi icra dairesine verir. İcra dairesi 3 gün içerisinde ödeme emrini hazırlayıp borçluya tebliğ etmesi gerekmektedir. Bu noktada belirtilmesi gereken bir husus da icra takibine başlayabilmek için herhangi bir alt limitin bulunmadığıdır. İster 100 TL olsun ister 1.000.000 TL alacaklı alacağı miktar üzerinden takibe geçebilir.

Ödeme emri, alacaklı tarafından hazırlanan takip talebine dayanılarak icra dairesi tarafından oluşturulur. Ödeme emri borçlunun takip talebinde belirtilen adresine tebliğ olunur. Tebligat bizzat borçluya yapılabileceği gibi kanuni temsilciye, aynı konutta oturan kişilere de yapılabilir. Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesinden sonra süreler başlar.

Ödeme emrini tebliğ alan borçlunun başvurabileceği birkaç seçeneği bulunmaktadır. Genel haciz yolu ile takip yapıldığı düşünüldüğünde, borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde borcu ödeyebilir. Bu noktada genelde ödeme emrini alan kimseler borcum yok zaten bir şey olmaz diyerek herhangi bir girişimde bulunmamaktadırlar. Ancak icra hukukunda sürelerin kaçırılması durumunda kişi borçlu olmasa dahi borçlu konumuna düşebilir. Bu sebeple mutlaka gelen ödeme emri dikkatle incelenmeli ve borç yoksa mutlaka itiraz edilmelidir. Eğer borçlu, borcun kendisine ait olmadığını düşünüyorsa borca itiraz edebilir. Borç kambiyo senedine dayanıyorsa imzaya itirazda bulunabilir. İcra takibi yetkisiz yerde açılmış ise yetki itirazında bulunabilir. Eğer İcra İflas Kanununda belirtilen durumlardan birisi mevcut ise borçlu süreli veya süresiz şikâyet yoluna başvurabilir.

Eğer borçlu borcu olduğunu düşünmüyorsa borca itiraz edebilir. Borca itiraz iki şekilde olabilir kısmi veya tam itiraz. Herhangi bir hak kaybına uğramamak için kısmi itirazda itiraz edilen kısım açık bir şekilde belirtilmelidir. Borca itiraz dilekçesinde “borcun tamamına ve ferilerine itiraz ediyorum” ya da “borcun şu kadarlık kısmına ve ferilerine itiraz ediyorum” gibi ifadeler bulunmalıdır. Buradaki önemli nokta borçlunun tereddütte yer vermeyecek şekilde borcu inkâr etmesidir. Borçlu tarafından borca itiraz edilmesi durumunda alacaklı elinde bulunan belgelere göre hareket edecektir. Eğer alacaklının elinde imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dâhilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belge varsa alacaklı 6 ay içerisinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açabilir. Sayılan belgeler güçlü belgeler olup kanun tarafından alacaklıya itirazın kaldırılması davası açma hakkı tanınmıştır. Eğer alacaklının elinde sayılan belgelerden biri yoksa alacaklı borca itiraz tarihinden itibaren 1 yıl içinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir. Buradaki genel mahkemeden maksat borçlu ile alacaklı arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre belirlenecektir. Eğer borçlu ile alacaklı arasında kira alacağından kaynaklanan uyuşmazlık varsa itirazın iptalinde görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olacaktır. Eğer borçlu ile alacaklı arasında alacak meselesi varsa duruma ve tarafların sıfatına göre ya asliye hukuk mahkemesi ya da asliye ticaret mahkemesi görevli olacaktır.

Borca yapılan itirazın icra mahkemesi tarafından kaldırılması veya itirazın genel mahkeme tarafından iptal edilmesi durumunda alacaklı haciz işlemlerine devam edebilir.

İcra hukuku ve icra takip işlemleri teknik bilgiler içermesi sebebiyle mutlaka bir avukat aracılığıyla takip edilmelidir.