Cesaretiyle, girişimciliğiyle, ileri görüşlülüğüyle, başarılı çalışmalarıyla göz dolduran örnek bir iş insanı, örnek bir ziraat mühendisi Sayın Yusuf Kaynak. 2015 yılında kurduğu Turagro Tarım’ı profesyonelliğiyle kısa süre içinde marka yapan Sayın Kaynak, tarıma ve ticarete çok yönlü bakışıyla dikkat çekiyor. Özellikle tarımda birlik ve dayanışma ruhunu geliştirmek için yoğun çaba sarf eden Turagro Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Yusuf Kaynak’ı bu ayki sayımıza konuk ettik.
Sayın Yusuf Kaynak, çocukluğundan itibaren hep ticaretle iç içe olmuş. Öyle ki okuma yazmayı daha okula başlamadan babasının iş yerinde öğrenmiş. Ticari bilgisini günümüzde ziraat mühendisliği ile bütünleştiren Sayın Kaynak, idealist ve kararlılığıyla başarıyı yakalamış. Sayın Kaynak, ticaret hayatını ve tarım sektörüne giriş hikayesini şu sözlerle anlatıyor: “1981 yılında Kahramanmaraş’ta doğdum. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü mezunuyum. Sektöre ilk adımımı Antalya’da 2006 yılında bir firmada Satış ve Pazarlama Temsilcisi olarak attım. 2012 senesine kadar Anamur Bölge Sorumlusu olarak görevime devam ettim, sonrasında Antalya’ya yerleştim. 2015 yılına kadar aynı şirkette başarıyla çalıştım ve kendi işimi kurmak amacıyla ayrıldım. Turagro Tarım, 2015 yılının Haziran ayında kuruldu. Daha önce çalıştığım şirketin zirai ilaç pazarlamasını bırakmasıyla biz partner olduğumuz firmaların toptancılığını ve distribütörlüğünü alarak yolumuza devam ettik. İlk çalışmaya başladığımız firma Koruma Klorür A.Ş. ve Astranova oldu. Sonrasında piyasa şartları ve müşterilerimizin talepleri doğrultusunda yeni ürünlere girme gereksinimi duyduk. O dönemlerde ilk Biriz Tarım ile partnerliğimiz başladı. 2017’de dünyada globalde büyük bir gübre üreticisi olan Haifa’nın Antalya bölge distribütörlüğünü aldık. Bu firmalardan aldığımız güçlerle şirketimizi büyüttük. Uygun şartların oluşmadığı bazı firmalarla anlaşmalarımızı sonlandırdık. Aslında Turagro’yu krizler büyüttü. Kurulduğumuzdan buyana 3 kez ekonomik kriz gördük. Krizleri fırsata çevirdik diyebilirim bir anlamda. Önümüze gelen her imkana atlamadık, daha çok bizi büyütecek, beraber büyüyeceğimiz, bizi bir üst basamaklara çıkaracak firmalarla partner olmak istedik. Bu sebeple Sumi Agro ile 2020 yılında el sıkıştık. Sumi Agro’nun partnerliği bize daha fazla güç kattı. Şuanda Zirai İlaç grubunda Sumi Agro ve Koruma, besleme grubunda Biriz Tarım ve Haifa gibi güçlü firmalarla bölgemize hitap ediyoruz. Muğla Köyceğiz’den Mersin Aydıncık’a kadar sahil şeridinde satış ve pazarlama ağımız mevcut. Satış ve Pazarlamaya bakan 4 Ziraat Mühendisimiz bulunmaktadır. Antalya bölgesinde 500’e yakın bayiye hitap ediyoruz. Aktif çalıştığımız bayi sayımız 200’dür.”
Çıraklığını bilmediğin işin ustalığını yapmayacaksın
“Hayattaki felsefem şudur, çıraklığını bilmediğin işin ustalığını yapmayacaksın” diyen Sayın Kaynak, tarım sektöründe ve iş hayatında yakaladığı başarının sırrını veriyor. Sayın Kaynak, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “İş hayatında başarılı olmamın sebebi, ticaret kökenli bir aileden gelmem oldu. Çocukluğumdan beri ticaretin içindeyim. Okuma yazmayı bile iş yerimizde öğrendim. Bizden sonraki nesillere tavsiyem, dürüst, net, sabırlı olsunlar. Doğru yerde doğru zamanda iş hayatlarına başlasınlar ve kontrollü büyüme yolunu seçsinler. Ticaret risktir, risk almak gerekiyor, ama o riski sübvanse edebilecek kadar risk alınmalıdır. Çalışmak, işin başında bulunmak, işi takip etmek, düzgün firmalarla partner olmak, her şeye para gözüyle bakmamak gerekiyor. Her şeyi satmak, her müşterinin istediği ürünü alıp satmak çözüm değildir.”
Tarım sektörünün sorunları ortak akılla çözülür
Sayın Kaynak, tarım sektörünün çözülemeyen sorunlarını sadece devlete bağlamıyor. Sektörde birlikteliğin, ortak aklın sağlanmasıyla sorunların çözüleceğini düşünüyor Sayın Kaynak: “Sektörümüzde birçok sorun var ve çözülemiyor. Büyük bir sektörüz, dünya Türkiye’yi tarım ülkesi diye biliyor. Ülkemizin her bölgesi zengin bir tarım çeşitliliğine sahip. Biz büyük bir sektör olarak gözüküyoruz, ancak değiliz. Sektörde birliktelik olduğu sürece her şey çözülür. Her şeyi devletten beklememek lazım. Devlet talep gelmezse kendi karar almak zorunda kalıyor. Birliktelik olur gerekli makamlara talepler iletilir ise sorunların çözümü kolaylaşacaktır. Derneklerimiz, Odalarımız, Birliklerimiz var, fakat bunlar yeterli değil. Çünkü zor bir iş yapıyoruz. Tüm tarım paydaşlarının ortak fikri, ortak aklıyla zorlukların üzerinden gelinecektir. Benim Tarım Toplantıcıları Birliği kurulması yönünde bir önerim oldu arkadaşlarıma. Ziraat Mühendisleri Odamız var, ancak sektördeki faaliyet gösteren firma temsilcisi arkadaşlarımızın hepsi ziraat mühendisi değil. Bu Birlik sayesinde mühendis olmayan arkadaşlarımız da aramıza katılacak, ortak akılla üst mercilere sorunlar aktarılacak ve ileriye dönük problemlerin çözümü noktasında başarı sağlanacağı düşüncesindeyim. Ülkemizde maalesef devlet iki kademeli çalışıyor. Bir bürokrasi kısmı var, bir de siyasi kısmı var. Bürokrasiye ulaşan insanlar siyaset engeliyle karşılaşıyor, siyasete ulaşan insanlar bürokrasi engeliyle karşılaşıyor. Özellikle bizim tarım camiasında bu biraz daha fazla. Birliklerde, Derneklerde, Odalarda görev yapan arkadaşlarımız hep bu konudan dert yanıyor. Ortak akılla, güzel ve doğru anlatımla %100 olmasa bile bize destek olacaklarını düşünüyorum hem bürokrasinin hem siyasetin. Önümüzde bir gıda krizi konuşuluyor. Bu gıda krizi yaşanacak, gıda krizinden sonra su krizi bekleniyor. Bu açıdan tarım dünyada şimdikinden daha fazla vazgeçilmez sektör olacak. Ondan dolayı Türkiye ekonomisinde sanayiden sonra en büyük sektörün tarım olacağı kanaatindeyim.”
Biz nasıl denetleniyorsak hallerde denetlenmelidir
Turagro Tarım, Sayın Yusuf Kaynak’ın önderliğinde ağırlıklı olarak örtü altı sebze ve meyve üretimi yapılan bölgelerde hizmet veriyor. Bölge çiftçilerinin bir kısmının sebzede taban ve tavan fiyat uygulanması isteğini sorduğumuz Sayın Kaynak, şu cevabı veriyor: “Ülkemiz şartlarında sabit fiyatlı ürün alınıp satılması mümkün değil, doğru da değil. Örtü altı yetiştiricilikte arz talep ilişkisi fiyatı belirliyor. Örtü altı sebzelerde taban veya tavan fiyat uygulaması yerine serbest piyasada fiyatın belirlenmesi şuan olduğu gibi daha doğru. Devletin Hal Yasası ile ilgili çalışmaları var, ama bir anda uygulanabilirliği olamaz. Devletin yapması gereken tek şey, halleri çok iyi denetlemesi gerekiyor. Zirai ilaç satan toptancıları, bayileri nasıl sıkı denetliyorsa, halleri de o şekilde denetlemelidir. Sadece hale giren ürünlerin analizi değil de onun dışında yaptıkları ticaretlerin bilinmesi lazım. Önüne gelen herkes komisyoncu, tüccar olmamalıdır. Bunların da eğitime tabi tutulması, belli bir olgunluğa geldiklerinde belge verilmesi gerekiyor. Ülkemiz şartlarında isteyen herkes komisyoncu olabiliyor. Komisyonculuk finans işidir. Ülkemizde maalesef farklı işliyor. Çiftçinin para kazanmasını istiyoruz biz, tarım ürünlerinin para etmesini istiyoruz. 5 milyon çiftçi var ise, 80 milyon tüketici var, onları da düşünmek lazım. Domates 5 liraya düşmesin, 50 liraya da çıkmasın. Ayrıca çiftçilerimiz de ne yazık ki bilinçli değil. Çocukluğumuzda YAYÇEP’ler vardı, çiftçi bilinçlendirme sistemleri vardı Tarım Bakanlığının. Bu uygulamaların geri gelmesi lazım. Bu hükümet dönemimde çıkarılan her köye bir ziraat mühendisi sisteminin işletilmesi şart. Çiftçi kullandığı ürünün ne olduğunu bilmiyor, bilmesi gerekiyor.”
Sumi Agro ile partnerlik yapmaktan çok memnunuz
Sayın Yusuf Kaynak, 2020 yılında iş ortaklığına başladığı Sumi Agro ile başarılı çalışmalara imza attıklarını ve örnek projelere imza atacaklarını dile getiriyor. Sumi Agro’nun ağırlıklı kaliteli tarım ilaçlarını bayilere ulaştırdıklarını kaydeden Sayın Kaynak, “Teknolojinin buluştuğu bir Japon firması Sumi Agro. Çözüm odaklı, üstün nitelikli ürünleri var firmanın. Sumi Agro denilince aklıma kaliteli ürün, başarılı bir satış ve pazarlama ağı ile güven geliyor. Sattığı her ürünün arkasında duran nadir firmalardandır. Sumi Agro ile partnerlik yapmaktan çok memnunuz” diyerek sözlerini noktalıyor.