Hamilelik esnasında annenin vücudunda pek çok biyokimyasal, fiziksel ve hormonal değişiklikler meydana gelir. Bu sebepten dolayı hamilelik esnasında psikolojik değişiklikler sıklıkla yaşanabilir. Özellikle hamilelik sürecinin ilk ve son zamanlarında hamileler çok kırılgan ve hassas olabilirler. Duygusal tepkileri uçlarda olabilir. Yaşanan olay olağan bir durum olsa da ağlayabilir, devamında gülebilirler. Tüm bu durumlara ek olarak yaşanan doğum heyecanı ve gerginliği, doğum sonrası stres ve uykusuzluk, aşırı yorgunluk hali, çocuğun sağlığı ile ilgili endişeler, etraftaki kontrolsüz kalabalık, annenin sütünün gelip gelmemesi, geldiği takdirde yeterli olup olmadığı düşüncesi hamilelik süreci sonrasında annenin bunalıma girmesine sebep olabilir.
Lohusa sendromu olarak adlandırılan bu süreç doğal bir sonuç olsa da olabildiğince kaçınmak gerekir. Her anne adayının hamilelik sürecinde duygusal olarak dalgalanmalar yaşayabileceği ve hamilelik süresince beklenmeyen pek çok olayla karşılaşabileceği hem anne adayı hem de çevresindeki insanlar tarafından bilinmelidir. İlk hamilelik sürecinde zorluklar yaşayan anne, aynı süreci tekrar yaşamaktan korktuğu için ikinci hamilelik psikolojisi içerisine girebilir ve tekrar çocuk doğurmak istemeyebilir. İkinci hamilelik psikolojisini atlatabilmek için psikolog desteği alabilirsiniz. Mutlu Yaşam yetişkinler için psikolog desteği ile yetişkinlik döneminde psikolojik destek almanın önemine dair bilgi sahibi olabilir, Mutlu Yaşam’ın online psikolog desteği ile olumsuz süreçleri daha kontrollü bir şekilde atlatabilirsiniz.
Kadınların yaşamında kritik bir dönüm noktası olan ilk hamilelik dönemi, süreç içerisinde karşılaşılan pek çok farklı durum ile anne adayının ilkleri yaşamasına neden olur. Anne adayı ilk hamilelik sürecinde hem fiziksel hem de psikolojik olarak birçok olayı ilk kez deneyimler. Değişikliklerin baskın olduğu bu süreçte son haftaların yaklaşmasıyla birlikte doğumun gerçekleşeceği anla ilgili kaygılar artar, son haftalar hamilelik döneminde oldukça stresli bir süreçtir.
İkinci hamilelik psikolojisi bu yanıyla ilk hamilelikten ayrılır. İkinci kez anne olan kişi, önceki deneyimlerine bağlı olarak daha bilinçli ve rahat hissedebilir. Elbette, yaşanan olumsuz deneyimler anneyi yeniden çocuk sahibi olmaktan alıkoyabilir ancak pek çok anne ikinci doğumunun ilkine oranla çok daha kolay gerçekleştiğini dile getirir. İkinci hamilelik psikolojisi ve fiziksel dönüşümün yarattığı etkiler, ilkine oranla daha azdır. Hamilelik süreci yaşanan deneyimle birlikte daha anlaşılır ve rahat bir hale gelir. Anne adayı ilk hamilelik sürecinde hamileliğin verdiği özel hissetme halini yaşar. Dergi, gazete, makale ve internet sitelerinden sürece ve yaşanacaklara dair sürekli olarak araştırma yapar.
İlk hamilelik sürecinde anne adayı yaşadığı her farklı detay sonrasında endişelenir ve doktora danışma ihtiyacı hisseder. İkinci hamilelik psikolojisi, ilk hamilelikten bu taraflarıyla ayrılır. İkinci kez anne olan kadınlar, annelik duygusunu deneyimlediği için annelik sürecinin nasıl yaşanacağından çok ilk çocuğun kardeşi ile etkileşimi hakkında düşünür. Yaşanan iki hamilelik dönemi arasındaki en önemli değişiklik daha önce çocuk sahibi olan annenin tecrübelerine dayanarak kendinden emin davranacak olması ve rahat hissetmesidir. Hamilelik sürecini kolayca atlatmak ve sürecin getirdiği stresi yönetmek için psikolojik destek alabilirsiniz. Online psikolog desteği sunan Mutlu Yaşam sayesinde evinizin konforunda terapiye ulaşabilirsiniz
Hamilelik döneminin ilk aylarında uyku isteği, yorgunluk, bulantı, kusma, göğüslerde hassasiyet ve tansiyon düşüklüğüne bağlı olarak baş dönmesi görülebilir. Devam eden haftalarda kabızlık, diş eti kanaması, varis, sık sık idrara çıkma, kasık ağrısı, sırt ağrısı, midede yanma hissi, reflü ve hemoroit oluşumu yaşanabilir. Özellikle hamileliğin son aylarında el ve ayaklarda şişlik görülebilir, bacaklara kramp girebilir. Bu süreçte idrar kaçırma normaldir. Fiziksel etkiler annenin psikolojik olarak etkilenmesine sebep olur.
İkinci hamilelik psikolojisi ilkine oranla daha az endişe içerse de annenin desteklenerek daha iyi hissetmesi sağlanmalıdır. Vücudun çeşitli yerlerinde koyulaşma meydana gelebilir. Yüz ve boyunda, göğüs başlarında, koltuk altında, karında ve genital bölgede koyulaşma olabilir. Tüylenme artışı yaşanabilir. Hamilelikle birlikte yaşanan bu değişiklikler hamilelik sonrası kendiliğinden kaybolur. Bu değişiklikler hakkında fazla düşünerek ekstra endişe ve stres oluşturmak yaşanan süreci uzatabilir.
Fiziksel olarak geçmeyen bazı durumlar vardır. Örneğin; kilo alımı ve karnın büyümesine bağlı olarak başta göbek olmak üzere kalça, bacak ve göğüslerde çatlak oluşur. Doğum sonrasında geçmeyen bu çatlakların, hamilelik sürecinde doktor kontrolünde kullanılacak bazı ürünler yardımıyla etkisi azaltılabilir. Anne ilk hamilelik sürecinde yaşadığı deneyimleri, fizyolojik ve psikolojik yapısıyla bağlantılı olarak ikinci hamilelik döneminde yeniden yaşayabilir. Özellikle hamilelik diyabeti, hamilelik tansiyonu gibi sürece bağlı oluşan bazı rahatsızlıklar ikinci hamilelikte de kendini gösterebilir. İkinci hamilelik psikolojisi bu yanıyla yıpratıcı olabilir. Hassasiyetin arttığı bu süreçte annenin çevreden aldığı desteğin yanı sıra psikolog desteği alması da tavsiye edilir.
İlk doğum şekli ikinci hamilelik sürecini etkileyen faktörlerden değildir. Fakat hamileliğin sonlanmasını yani doğum şeklini değiştiren bir durumdur. İkinci hamilelik sürecine has bir durum oluşmadıysa ilk hamilelikte tercih edilen doğum şekli ikinci hamilelikte de tercih edilmelidir. İlk doğum şeklinin anne üzerinde bıraktığı etki sebebiyle ikinci hamilelik psikolojisi daha farklı seçimler yapılmasına sebep olabilir. Bazı anne adayları farklı istekler içerisinde olabilir. Çoğunlukla ilk doğumda normal doğum yapmayı tercih eden anneler doğum sürecinde yaşanan zorluklar sebebiyle sezaryen doğum yapmayı isteyebilir. Tıbbi açıdan bir gereklilik oluşmadığı sürece bu isteğin tekrar değerlendirilmesi tavsiye edilir.
İnsan bedeni bir hafızaya sahip olduğundan aynı deneyimleri tekrarlarken yaşanan zorluk tekrara bağlı olarak azalır. Bu nedenle ikinci doğum ilkine oranla daha kolay tamamlanır. Bir başka tercih olarak da ilk doğumu sezaryen şeklinde gerçekleşen annelerin normal doğum yapma isteğidir. Bu durumda da doktor değerlendirilmesi ile tercih yapılması daha sağlıklı sonuçlar elde edilmesini sağlar.
İlk doğum, ikinciye oranla daha zor ve uzun sürelerde gerçekleşir. İkinci doğum, annenin daha bilinçli olması, doğum ağrılarını tanıması, ıkınma konusunda tecrübe sahibi olması nedeniyle daha kolay tamamlanır. Doğum süreleri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ortalama süreler ele alındığında ilk doğumlar yaklaşık olarak 11- 12 saat sürer. Daha önce doğum yapmış kişilerde bu süre ortalama olarak 7- 8 saate kadar düşer. Bu süreler normal doğum için geçerlidir. Çoğunlukla aynı bölgede yapılan ikinci ameliyat, ilkine göre daha sancılı geçer. Bu sebeple ikinci sezaryen doğumda daha ağrılı bir süreç yaşanabilir, doğum süresi ilkine oranla artış gösterebilir.
İkinci hamilelik psikolojisi tıbbi olarak sezaryen doğum yapmak durumunda kalan ya da sezaryen doğum yapmayı tercih eden annelerde daha stresli olabilir. Annenin yaralarının iyileşme ve bedensel olarak kendini toparlama süreci sezaryen doğumda daha uzun olabilir. İkinci hamilelik psikolojisi, tecrübeden kaynaklı olarak iyi deneyimlerin bir araya geldiği bir süreç olabileceği gibi beklenmedik olumsuz durumlar karşısında yaşanan pek çok güçlüğü de beraberinde getirebilir. Online psikolog desteği alarak yaşanan süreci psikolojik olarak daha konforlu geçirebilirsiniz.
Önceki yazımızı https://www.mutluyasam.com.tr/yanlis-arkadasliklarin-secimlerimizde-etkisi/ linkinden okuyabilirsiniz.
İçerikler