İKTİDAR – MUHALEFET DİYALOĞUNDA YENİ KAPI RUHU DEVAM EDİYOR

Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi 22 Ağustos tarihinde Çankaya Köşkü’nde yapılan Zirvede ağırladı.

Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi 22 Ağustos tarihinde Çankaya Köşkü’nde yapılan Zirvede ağırladı. Saat 10.00’da başlayıp

üç saat süren görüşme Başbakanlık Resmi Konutu’nda basına kapalı yapıldı. Başbakanlık kaynaklarından gelen bilgiye göre zirvede Irak ve Suriye’deki gelişmeler değerlendirildi ve Türkiye’nin terörle mücadele süreci masaya yatırıldı. Bu arada mini anayasa paketi de görüşüldü. Ayrıca HDP’nin adının terör örgütüyle birlikte anılmaması için PKK terör örgütüne karşı kesin tavır takınması ve FETÖ ile mücadelede yapılacaklar, izlenen yol haritası gibi

konular ele alındı. Üç liderin en önemli gündem maddesi ise Gaziantep’teki terör saldırısıydı. Kılıçdaroğlu saldırıyla ilgili olarak istihbarat zafiyeti bulunduğu, Gaziantep’teki IŞİD yapılanmasıyla ilgili iddianamelere konu olmuş bilgilerin araştırılmadığı, FETÖ’cü hâkimlerin yürüttüğü Ergenekon, Balyoz kumpaslarının yeniden incelenmesi gerektiği ve FETÖ ile mücadele ederken başka cemaatlerin öne çıkmaması gerektiği şeklinde eleştirilerde bulunarak özel harekât polisi alımları için KPSS şartının kaldırılmasına yönelik endişelerini ve TSK’nın emir-komuta yapısını bozan kararnamelerle ilgili duyulan rahatsızlığı ifade etti. Görüşmede ele alınan bir diğer konu da idam tartışmalarıydı. Ceza kanununa göre sanığa verilen idam cezasının geriye dönük işlemediğini hatırlatan MHP Genel Başkanı Bahçeli, idam cezasının terör örgütü elebaşı olan Abdullah Öcalan ve FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’e işlemeyeceğini belirtti. Başbakan Yıldırım ise bunun üzerine Bahçeli’ye “Acaba bu süreci bilen biri olarak siz mi bir açıklama yapsanız” önerisinde bulundu. Bu arada mini anayasa paketi için çalışma yürüten temsilcilerin sunduğu rapor göz önünde bulundurularak anayasa değişikliğini genişletme konusunda mutabık kalındı ve son dönemde hızla artan terör saldırıları konusunda alınacak yeni önlemler ile ilgili bilgi paylaşımında bulunuldu. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgide “ Yenikapı Ruh ”nun devamının sağlanması için zirvenin önemine dikkat çekildi ve Başbakanlıktan yapılan açıklamada “Terörle mücadele süreci ele alındı. FETÖ ile mücadele liderlere anlatıldı” denildi. Söz konusu AK Parti-CHP-MHP arasındaki zirvede 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlayan uzlaşma yolları arayışında en belirgin adım anayasa değişikliği konusunda atıldı. Üç parti arasında hala görüşmeleri devam eden mini anayasa paketiyle geçtiğimiz dönemde partilerin, uzlaştıkları 60 maddelik anayasa değişikliğini gerçekleştirmek için fikir birliği sağlandı.

Yeni Anayasa Çalışmalarında

Uzlaşılan Bazı Maddeler

* Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü.

* Devletin şekli,

* Temel hak ve hürriyetler,

* Hayat hakkı,

* İşkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleyasağı

* Zorla çalıştırma ve angarya yasağı

* Kişi hürriyeti ve güvenliği

* Kişisel bilgi ve verilerin korunması

* Yerleşme ve seyahat hürriyeti

* Bilim ve sanat hürriyeti

* Düzeltme ve cevap hakkı

* Mülkiyet ve miras hakkı

* Çalışma ve sözleşme hürriyeti

* Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemehakkı

* Başvuru ve bilgi edinme hakkı

* Yabancıların durumu

* Sağlık hakkı

* Sosyal güvenlik hakkı

* Konut ve barınma hakkı

* Çalışma, iş güvenliği ve adil ücrethakkı

* Devletin sosyal ve ekonomik görevlerininsınırı

* Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasıve geçici olarak durdurulması
* Temel hak ve hürriyetlerin korunması
* Kıyıların korunması ve kıyılardan yararlanma gibi konularda uzlaşıldı; ancak

112 maddeye muhalefet şerhi konulduğu ve AK Parti’nin başkanlık önerisi sebebiyle yürütme bölümünün de bulunduğu bazı başlıkların görüşülmediği belirtiliyor. Öte yandan üç parti arasında 15 Temmuz darbe girişiminin ardından mini anayasa paketi kapsamında gerçekleştirilen, yargıyı yeniden revize edecek değişikliklerin de ele alındığı ifade ediliyor. Daha önce AK Parti-CHP-MHP temsilcilerince ‘ yargı ağırlıklı ’ mini anayasa değişikliği paketi çalışmaları konusunda aşama kaydedildiği açıklanmıştı. Bu konudaki değişiklik önerisi ise Kılıçdaroğlu tarafından yapılmıştı. Ancak şu andaki çalışmalar yoğunlukla Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK’nın) ikiye ayrılması ve üye seçiminde ise tarafsızlık ve bağımsızlık sağlanması için gereken yol ve yordamın bulunması çerçevesinde yürütüldüğü söyleniyor. Halen çalışmaları süren ve uzlaşı konusunda değişik seçeneklerin de irdelendiği mini anayasa paketinde, önceki dönemde dört partinin mutabık kaldığı 60 maddenin Meclis açılınca yeniden gündeme gelebileceği zirveden çıkan sonuçlardan biri olduğu belirtiliyor.

Gaziantep’te Canlı Bomba Saldırısı

Zirvedeki görüşmelerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep’teki canlı bomba saldırısına değinerek terörle mücadele konusunda istihbarat zafiyeti olduğunu vurguladığı ve bu zafiyetin görmezden gelinemeyeceğini belirterek IŞİD ile mücadelede sınır güvenliğinin sıkılaştırılmasını istediği ve “Türkiye’deki IŞİD varlığı ve IŞİD içindeki Türkler detaylı bir şekilde ele alınmalı” değerlendirmesinde bulunduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu ayrıca terörle mücadele kapsamında OHAL nedeniyle bazı uygulamalarda basın özgürlüğü ile ilgili büyük sıkıntılar yaşandığını ve yazar Aslı Erdoğan’ın tutuksuz yargılanması gerektiğini savunduğu ve “Biz, hiçbir gazeteci yargılanmasın demiyoruz, tutuksuz yargılansınlar. İstanbul’da tiyatrocuların, akademisyenlerin başına gelenler de doğru değil. İnsan hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğine dair çok sayıda ihbar geliyor. Bu olumsuzluklar FETÖ ile mücadeleye gölge düşürüyor. Hak ihlallerinin azaltılmasına yönelik hızlı bir önlem olarak TBMM Cezaevleri İnceleme Komisyonu’nun bu dönem daha aktif çalışması ve cezaevlerindeki ihbarların üstüne gidilmesi gerekir” şeklinde konuştu. Görüşlerini dile getirmeye devam eden Kılıçdaroğlu yargı mağdurları konusunu da masaya yatırdı. Kılıçdaroğlu “Yargı mağdurlarının durumları hala düzeltilmiş değil. Balyoz, Ergenekon gibi kumpas davalarında yargılanan savcı ve hâkimlerin verdikleri kararlar gözden geçirilmeli. Onların adil olmayan kararları tespit edilsin, mağdurlara itibarları iade edilsin” diyerek bir sonraki gündem maddesi olan Suriye, İran ve Rusya ile ilişkilerin normalleşmesini desteklediklerini ifade etti ve iç siyasette ise HDP’nin dışlanmaması gerektiğini söyledi. CHP liderinin özellikle parlamentoyla ilgili adımlara HDP de dâhil edilsin önerisine karşılık Başbakan Yıldırım’ın öncelikle adının terör örgütüyle birlikte anılmaması için HDP’nin PKK’ya tavır alması gerektiğini aktardığı belirtildi. Zirvede Başbakan Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Bahçeli arasında idam cezası hakkında kısa bir konuşma gerçekleşti. Bahçeli ilk olarak dönemin koşulları ve AB açısından önemini belirterek idam cezasının zamanında hangi nedenlerle kaldırıldığını açıkladı ve ardından “Ancak şu an idam gelse Abdullah Öcalan ve Fethullah Gülen asılacakmış gibi bir izlenim var meydanlarda. Bu yanlış. İdam kararı bu isimleri etkilemez. MHP olarak terör suçları ve savaş halinde idam cezasını destekliyoruz” diyerek konuya ilişkin görüşlerini dile getirdi. Binali Yıldırım ise Bahçeli’nin bu ifadelerinin ardından “Son olarak Elazığ’a gittim. Orada da bu izlenim sürüyor. Ben bir açıklama yaptım ama bu, meydanları tatmin etmedi. Acaba bu süreci bilen biri olarak siz mi bir açıklama yapsanız” diyerek Bahçeli’ye öneri sunduğu ifade edildi. Zirve’de konuşulanlar bu kadardı ancak Başbakan Binali Yıldırım Çankaya Köşkü’nde yapılan ve 8 saat 15 dakika süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından zirve ile ilgili olarak Yenikapı ruhunun devamı niteliğinde muhalefete ılımlı mesajlar verdi ve iktidar-muhalefet ayrımı yapmadan ülkenin meselelerinde, tüm konuları uzlaşarak çözmenin gayreti içinde olacaklarını ifade edip “Birlik, kardeşlik ve uzlaşma ortamını devam ettirmek için iktidar partisi olmanın sorumluluğunu bilerek daha dikkatli davranacağız. Bu sabahki toplantıda sayın genel başkanlara ülkemizin başını ağrıtan birkaç temel konuda bilgi verme fırsatı bulduk. Özellikle uzun süreden beri devam etmekte olan terörle, PKK terörüyle yaptığımız mücadelede geldiğimiz noktayı ve bundan sonraki hareket tarzımızı anlatma fırsatı bulduk. Düşüncelerimizi ve bundan sonraki hareket tarzımızı da paylaşma fırsatı bulduk. Özellikle Suriye konusunda bundan sonraki süreç için neler yaşanabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunma fırsatımız oldu” dedi. Başbakan Yıldırım açıklamasında Gaziantep katliamını da dikkate alarak “Çok ciddi tedbirler alınmasına rağmen diyelim ki 100 tane ihbarı değerlendirip gereğini yapıyorsunuz ama bir tanesi kaçıyor. Henüz faile ilişkin ipucu bulunabilmiş değil. Bu sadece bir tahmin, görgü tanıklarının anlattıklarından. Saldırıyı kimin, hangi örgüt adına yaptığına dair erken kanaatler doğru değil. Arkasında kimler var ortaya çıkarılacak. Bunlarda bir şüphe yok” ifadelerini kullandı. Suriye için ‘toprak bütünlüğü’ mesajı da veren Başbakan Yıldırım görüşmede masaya yatırılan Suriye sorunu konusunda Türkiye’nin tutumunun nasıl olacağı yönünde bilgi verdi ve “Suriye konusunda duruşumuz çok nettir. Suriye, enerjisini günden güne kaybediyor. Milyonlarca vatandaşı ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Artık akan kanın daha fazla sürmemesi, huzur ve istikrarın yeniden sağlanması bölge için yapılacak en önemli işler arasında yer almış durumda. Burada taraflar var. Taraflar kim? Rejim, muhalifler ve terör grupları. Diğer tarafta koalisyon güçleri ve rejimin davet ettiği Rusya var. Bütün tarafların aklıselim bir araya gelip akan kanın durdurulması esastır. Bizim önemle üzerinde durduğumuz konu nettir. Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesidir. Bazı gayretler var. Türkiye’nin güneyinde bir Kürt oluşumu meydana getirmek. Bu asla Türkiye olarak kabul edebileceğimiz bir şey değil” sözleriyle zirve ilişkin görüşlerini böylece belirtmiş oldu. AK Parti, CHP ve MHP liderleri son olarak İstanbul Yenikapı’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla gerçekleştirilen ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde bir araya gelmişti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişimi sonrasında Beştepe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Bahçeli’yi ağırlamış ancak HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ bu görüşmeye davet edilmemişti. Zirvede ele alınan konular ile zirve sonrası kamuoyuna yansıtılan açıklamalara bakıldığında geçmiş dönemlere göre liderler arasında beklenen uyumun başlatıldığı ve önemli sonuçların alındığı ya da alınmaya başlandığı kanısına ulaşılabilir. Verilen mesajların özü irdelendiğinde başarısız darbe sonrası duruma geçici (sanal) bir uyumun söz konusu olduğu tanısı konulabilir. Bunu belirginleştirmek için görüş birliğinin çok zayıf ancak çok önemli olan bir iki noktanın altının çizilmesi yeterli olacaktır. Örnek olarak bunlardan ilki idam cezasının geri getirilmesi ile ilgilidir. Hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan ve hem de Bakanlar, getirilecek yeni cezanın geriye işlemediğini bildikleri halde halka sürekli gerçekleşecek mesajını vermeye devam etmeleridir. İkinci ve üçüncü örnek için HSYK ve ona ilişkin yaklaşım (yeni yapılan atamalarda liyakata pek dikkat edilmediği kanısı), FETÖ gözaltı ve tutuklama uygulamaları ile “Adli Yıl” açılışında gösterilen direnç ve uzlaşmaz tutum, siyasilerin hemen hemen tamamının yaşanan olaylardan (kuramda belki ama uygulamada) yeterince ders almadığı ve bu nedenle de yakın gelecekte “sanal” uyumun da sona ereceğinin önemli işaretleri olduğu iddia edildi.