Sevgili Show Tv izleyicileri iyi Pazarlar iyi hafta sonları. Güzel bir hafta sonu geçirmenizi temenni ediyorum. Daha önce de konuğum olan tanıdığınız, Doktor Sertaç Kızılkaya, diş hekimi ve yine sizinle birlikte olacak. Çok güzel konular anlatacak size eminim ki sizde bu soruların cevaplarını hep merak ediyorsunuz. İmplant nedir? Ne zaman takılmalıdır? Amalgam dolguları zararlı mı? Biyolojik uyum nedir? Yapılan porselenler ya da zirkonyum kaplamalar uyumlu mu vücuda? Biz de dilimiz döndüğünce konuşmaya çalışacağız. Ben sözü Sertaç hocaya veriyorum. Sertaç hocam hoş geldiniz. Nasılsınız?
Dr. Sertaç Kızılkaya: Merhaba, hoş bulduk, teşekkür ederim. İyi yayınlar diliyorum
Sağ olun çok teşekkür ederim. Şeref verdiğiniz ikinci kez geldiniz. Sizinle çok şey konuşacağız. Diğer programda da çok şey konuşacağız. Bilimle uğraşan hekimleri seviyorum. Bilim adamlarını seviyorum. Çünkü bilim insanları yalan yanlış yaptırmıyor. Çünkü biz halkın bilimini yapıyoruz. Halkın bilimi halka yanlış yaptırmıyor. Ben halk adına teşekkür ediyorum.
Dr. Sertaç Kızılkaya: Biz teşekkür ederiz
Sağ olun. Sertaç hocam tıpta ve diş hekimliğinde merak edilen biyolojik uyum, nedir biyolojik uyum?
Dr. Sertaç Kızılkaya: Evet uyum her şeyden önce çok kıymetli bir şey. Yani toplumun birbiriyle uyumu, insanların uyumu, ailenin uyumu derken vücutla uyuma geliyoruz. Burada vücuda bazen dışarıdan bir takım malzemeler kullanmak gerekiyor. Bazı organ eksikliklerinde ya da işlev eksikliklerinde bunları gidermek için implantlar, lensler, kulak protezleri, kalp kapakçık protezleri gibi birçok tıbbi müdahale gerekiyor. Bunları uygularken vücut tarafından reddedilmemesi.
Yani yabancı cisim reaksiyonu olmaması gerekiyor diyorsunuz.
Dr. Sertaç Kızılkaya: Kesinlikle yani yabancı cisim reaksiyonu vermeyen aynı zamanda da uzun süre işlev gören malzemeler. Bu malzemeleri araştıran bilim dallarında biyolojik uyum adı altında topladıkları biyolojik uyumlu malzemeler artık kendisini ispatlamış, birçok deneyden başarıyla geçmiş ve insan üzerinde uygulanabilir patenti almış ürünler kastediliyor. Bunlara temel olarak baktığımızda ben diş hekimi olduğum için genelde de en fazla ortopedi ve diş hekimliğinde vücuda dışarıdan madde uyguluyoruz ve uzun süre bunları kullanmak istiyoruz. Üzerinde fonksiyon yapmak istiyoruz. Biyolojik uyum bizim diş hekimliği mesleğinde daha büyük bir önem taşıyor. Diğer branşlarda göz doktoru göz merceği içerisine lens yerleştiriyorlar ya da gözün üzerine silikon lensler kullanılıyor. Kulak Burun Boğaz doktorları işitme cihazlarını implant olarak uyguluyorlar. Kalp damar cerrahları kalp kapakçıkları yapay damarlar hatta aortun bile yapay malzemelerle fonksiyon sağladığını biliyoruz. Ortopedide yine kalça eklemleri, diz kapağı eklemleri son derece kullanım alanı bulan tıbbi müdahaleler. Bunların geneline baktığımızda malzeme olarak vücudun en çok kabul ettiği reaksiyon göstermediği titanyum ve zirkonyum ön plana çıkıyor. Bunlarda korozyona karşı dirençli olmak, vücut sıvılarına dayanıklı olmaları, kuvvetler karşısında dayanıklılık göstermesi ve fonksiyon aldıkları zaman da uzun zaman hizmet etmeleri en büyük özellikleridir. Titanyum dediğimizde zaten hemen herkes biliyor akla gelen diş implantlarıdır. Diş implantlarının ana malzemesi titanyumdur. Tabi titanyumun da belirli fizikokimyasal özelliklerinin olması gerekiyor. İşte implant kalitesi dediğimiz veya sertifikalı ve kaliteli implant dediğimizde de burada bu titanyumun kalite derecesi, fizik ve kimyasal özellikleri devreye giriyor. Bir implantın vücutta uzun süre işlem yapabilmesi için t4 gri dediğimiz sınıflandırmada vakum altında oksijensiz bir ortamda yüksek standartlarda işlenmiş olması gerekiyor. Aslına bakarsanız titanyum fabrikasına gittiğimiz zaman görüyoruz uzun inşaatlarda kullanılan demir çubuğu gibi bir çubuk bunu torna makinelerinde yivli bir hale getirip kesip içerisine vidalar yerleştirilecek pozisyona getirildikten sonra yüzeyini de kemikle uyum sağlayan ve yabancı cisim reaksiyonu oluşturmayıp kemik hücrelerinin bu titanyum üzerine tutunabileceği mikro yüzey şekillendirmesi yapılıyor. Şimdi uygulanan implantlarda en çok sorulan implantın fiyatı nedir? İmplantın fiyatı kullanılan malzemeye göre değişiyor. Aynı vida şeklinde gördüğümüz 8-10-12 mmlik bir titanyum implant neredeyse firmalar arasında son kullanıcıya 2-3 katı fiyat farkında sunulabiliyor. Burada sadece fiyatın yüksek olması kaliteli olduğunu göstermez. Ancak iyi bir implantın da ucuz olamayacağını söylemekte fayda var.
Peki şimdi yabancı cisim vücuda konulduğunda doğal olarak orada bir korozyon oluşuyor. Lokositler saldırıyor mmünglobulin saldırıyor. Noldu deniliyor. Titanyumun örneğin zirkonyuma göre ya da yapılan başka implantlara göre veya yapılıyor mu başka implantlar? Bir artısı ve eksisi var mı? Sonuçta ağır metal
Dr. Sertaç Kızılkaya: Evet. Vücutla uyumlu malzemeler olarak zirkonyum implantlar da gündeme geldi. Üretildi ve kullanıldı. Ancak mekanik özellikleri kuvvetler karşısındaki dayanım güçleri titanyuma karşı daha az oldukları için kırılmalara karşı yeterli direnci göstermedikleri için titanyumla devam ediliyor. Artık firmalar zirkonyum maddesinden yapılan implant gövdeleri üretmiyorlar. Ancak titanyum implantın üzerine daha güzel bir estetik vermek için zirkonyum dayanaklar üretiliyor ve o dayanağın üzerine de kaplamalar koyuluyor. Her ikisi de tabi yabancı madde ve vücuda girdiği andan itibaren hangi biyouyumlu malzeme olursa olsun vücut ilk başta bir enflomasyon, akut enflomasyon tepkisi veriyor. İmplant yapıldığı andan sonra vücut bunu farkediyor aslında yabancı cisim olduğunu ve oraya savunma hücrelerini gönderiyor. Zaten implant yapıldığının ertesi günü çok fazla olmasa da hafif bir şişlik vücudun doğal bir savunma reaksiyonudur. Ardından steril şartlarda uygulama yapıldıysa bunu vücut artık kabul edip burada bir tehlike olmadığını anlayıp savunma hücrelerini pasifize ediyor. Kemik osteoplazları implantla tanışıp orada işte o uyum süreci başlıyor ve osteoplastlar titanyum üzerine yapışmaya başlıyor. Yivlerin arasını dolduruyor. Oseointegrasyon dediğimiz kaynaşma süreci implant uygulandıktan sonra tamamlanınca üzerine diş yapılabilir hale geliyor.
Şimdi implant takılınca inflamasyon oluşuyor. Yara iyileşmesindeki 0-2 gün akut inflamasyon dönemidir. Kanamanın bozulma dönemidir. Doğal olarak o süreçte artık küçük küçük sinir uçları, küçük küçük atardamarlar oluşuyor. Biz psikonöroimmünolojide hastalarımıza iki gün aç kal, su iç, yoğurt ye, ayran iç. Çok basit yiyebiliyorsan sebze meyve ye. Protein alma balık et peynir yeme iki gün vücuttaki savunma mekanizmaları yara yerine saldırsın. Annesinin memesini emen bir çocuk hasta olduğunda memeyi emmez aç kalır. Dağdaki bir hayvan hasta olduğunda ot yemez aç kalır, geçer bir gölgeye ve iyileşir. Vücut kendi doğal rejenerasyon mekanizmasını devreye koyuyor ve iyileşiyor. Bir de şöyle bir şey var zirkon kaplamalar yanlışım ve eksiğim varsa düzeltin lütfen yine psikonöroimmünolog olarak konuşuyorum ben. Şimdi porselen kaplamalara göre zirkon kaplamalar daha az bakteri tutuyor. Ana dişlere yakın bakteri tutuyor. Bizim psikonöroimmünolojideki bilgimiz bu ve o açıdan ben de hastalarıma şunu öneriyorum; zirkon kaplama yaptırın diyorum. Bu konuda bir katkınız olacak mı?
Dr. Sertaç Kızılkaya: Biyolojik uyumu olan malzemeler kendi aralarında sınıflandırılıyorlar. Burada bazen fiziksel özellikleri çok güçlü olduğu halde bakterilere karşı koyma ya da vücut tarafından kabul edilme, korozyona karşı dirençleri, korozyon vücut sıvıları ile malzemenin kimyasal bozulması anlamında. Her birinin farklı özellikleri ön plana çıkabiliyor. Daha güçlü olabiliyor. Porselenler altındaki metalle birlikte uygulanmak zorunda kaplama maddesi olarak kullanıldığında bunlar kabul edilebilir biyolojik uyumlu sınıfında ancak daha dayanıklı daha estetik daha iyi sonuçlar veren vücut reaksiyonlarının bakteri plağı toplanmasının daha az olduğu zirkonyum malzemesi metal içeren porselenlere göre çok daha fazla ön plana çıkmış durumda. Hem de zirkonyumların yapılış işlenişi olarak da bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli üretim aşamaları ile üretilmeleri ağız içerisinde çok hassas diş etleri, yandaki dişler, karşıdaki dişler gibi bazı fiziksel özellikleri de karşılamasına sebep oluyor. Yani hatasız bir üretim istenilen bir diş eti seviyesinde yan dişlerle istenilen kontaktta karşı dişle istenilen oklüzyon basıncı altında neredeyse kendi dişiniz gibi diyebileceğimiz diş kaplamaları yapmak mümkün. Tabi estetik olarak dişi daha iyi taklit edebilmeleri de en çok bilinen özelliği onu söylemek lazım.
Dr. Sertaç Kızılkaya: Şimdi her şeyden önce şöyle, tıbbi olarak gereklilikleri karşılamış, sertifikasını almış bir implantta yabancı cisim reaksiyonu olmaz. Literatürde böyle bir şey yok. Ancak metal porselenlerde metalin içerisindeki bir takım elementlere karşı ki en çok nikel elementi alerjik reaksiyon yapar. Bazen diş dolgularında kullanılan amalgamın içerisindeki kalay, kobalt, cıva alerjik reaksiyon yapar. Bazen iskelet protezlerin metal alaşımlarında olabilir. Vücutta zaten inanılmaz bir tepki başlar, vücudun değişik bölgelerinde göğüste kollarda kafa derisinde kaşıntı kızarıklık, kişide huzursuzluk, bazen ateş yükselmesi burada yapılması gereken şey reaksiyona sebep olan maddeyi uzaklaştırmak. Uzaklaştığında bir iki gün içerisinde hiçbir şey olmamaış gibi eski haline döner ancak bazen insanlar bunu farke demiyor diş taktırıyor iki gün sonra başlıyor vücudundan kızarıklar rahatsızlıklar doktora gidiyor testler, incelemeler tomografiler hiçbir şey bulunamıyor. Birkaç hafta iyice perişan olduktan sonra işte doktor sorarsa size bir şey takıldı mı bir şey yapıldı mı diye? Hastanın da aklına gelirse dişlerimi yaptırdım deyip bana da gelip bu şekilde dışarılarda yaptırmış metalleri söktüğümüz ve bu durumdan da kurtulan hastamız oldu.