İnsan Odaklı Liderliğin Önemi: 2023 Liderlik Yetkinlikleri

2023’te Liderlerin Sahip Olması Gereken Öncelikli Yetkinlikler

Küresel pandemi, enflasyon, kesintiye uğramış tedarik zincirleri, politik karmaşa, dijital dönüşüm ve finansal istikrarsızlık; hem iş hem de ev ortamında çalışanları ve liderleri büyük bir stres altında bıraktı. Bu artan belirsizlik ve değişiklikler, farklı bir lider tipinin ortaya çıkmasına yol açtı. İş merkezli liderlik ve stratejik düşünme, finansal anlama gibi yetkinlikler her zaman önemini korurken, insan odaklı liderlik becerileri, günümüzde başarılı olmak için en önemli liderlik yetkinlikleri listesinin başına yükseldi.

İster bunu insan-merkezli, ister çalışan-merkezli liderlik olarak adlandırın, Araştırmacı Josh Bersin’e göre bu terimler, “ İnsanların neyin altında geliştiğini, şirkette yaratıcılığın ve problem çözmenin neyin tetiklediğini ve değişim, stres ya da bozulma dönemlerinde insanlara nasıl destek olabileceklerini anlayan liderler ” için kullanılıyor.

Peki, bu insan odaklı liderlik yetkinlikleri iş yerinde nasıl bir şekle bürünüyor? İşte insanlarınızı motive etmek, ilham vermek ve onlarla bağlantı kurmak için yöneticilerin, müdürlerin ve üst düzey liderlerin sahip olması gereken 8 temel liderlik yetkinliği:

İlham Veren Liderlik İletişimi

Her şeyin sürekli değiştiği bu dönemlerde, çalışanların tam da ihtiyaç duyduğu şey; işe bir amaç katma, vizyonu tekrar vurgulama ve bireyleri harekete geçmeye teşvik etme kabiliyetine sahip liderlerdir. Hikâye anlatma becerisi ve ilham verici mesajlar verme yeteneği, 2023’te liderlerin üzerinde durması gereken bir konudur.

Psikolojik Güvenliğin Yaratılması

Liderlik ve Yönetim alanında Novartis Profesörü olan Amy Edmondson’ın tanımlamasına göre psikolojik güvenlik; bireylerin fikir, soru, endişe veya hatalarını paylaşırken cezalandırılmayacaklarına veya küçümsenmeyeceklerine dair inançlarıdır. Ancak, McKinsey’in 2021’deki küresel anketine göre, liderlerin çok azı bu tür bir ortamı oluşturacak davranışları sergiliyor. Psikolojik güvenliği yaratma konusundaki yatırımlar ve liderlik yetkinlikleri arasında doğrudan bir bağlantı vardır.

Bağlantı Kurma ve Güvenilir İlişki

Liderler için çalışanlarla bağlantı kurmak ve güvenilir ilişkiler inşa etmek en temel hedef olmalıdır. Özellikle son yıllarda yapılan araştırmalar, etkili liderliğin anahtarının güven üzerine kurulu olduğunu ortaya koyuyor. 2022’de yapılan bir çalışma buna ışık tutuyor: 113,000’den fazla lider üzerinde yapılan analizler, çalışanların liderlerine duyduğu güvenin, liderlerin sonuçları çalışanların esenliğiyle dengeleme yeteneğiyle doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Doğrudan raporlama yapanların liderlerine güvendiklerinde, bu çalışanların liderlerinin onlara değer verdiğini ve esenlikleriyle ilgilendiğini düşündüğünü gözlemledik.

Peki liderler çalışanlarla bağlantı kurmak ve güven inşa etmek için ne yapmalıdır? Harvard Business Review’da yayımlanan bir makale, 87,000’den fazla 360 derece lider değerlendirmesi analiz ederek bu soruya cevap aradı ve direkt raporlama yapanlar tarafından güvenilen liderlerin davranışlarında ve yetkinliklerinde üç ana ortaklık buldu:

Pozitif İlişkiler: Güven, bir liderin çalışanlarıyla nasıl bağlantılar ve pozitif ilişkiler kurduğuna doğrudan bağlantılıydı. En yüksek güven seviyelerine sahip liderler, sonuçları direkt raporlama yapanların esenliğiyle dengeleme yeteneğine sahip olmanın yanı sıra, çalışanların sorunlarına ve endişelerine sıkça müdahil olma, iş birliği ve uyumu teşvik etme, çatışmaları çözme ve yapıcı geri bildirimde bulunma gibi yetenek ve yetkinliklere sahipti.

Sağlam Karar Verme ve Uzmanlık: Beklendiği gibi, çalışanlarıyla yüksek seviyede güven ilişkisi kurabilen liderler aynı zamanda sağlam bir karar verme yeteneği ve uzmanlığa sahipti. Pratikte, bu liderlerin iyi kararlar alabildiğini, fikirleri ve görüşleri için bu liderlere başvurduklarını, bilgi ve uzmanlık derinlikleriyle düşünce liderleri olarak görüldüklerini ve problemlere hızla cevap verebildiklerini gözlemleyebiliriz.

Tutarlılık: Söylediklerini yaparak örnek olma, çalışanların liderlerini güven konusunda yüksek oranda değerlendirdiği bir başka davranıştı. İş yerinde bu liderler, eylemlerinin kelimelerinden daha yüksek sesle konuştuğu, sözlerine her zaman sadık kaldığı, verdiği sözleri tuttuğu ve duruma ne olursa olsun ekstra mil gitmeye istekli olduğu iyi bir örnek olarak görülüyor.

Çalışanlara Koçluk Etme ve Gelişimlerini Takip Etme

İnsan-merkezli liderlik kavramı, temelde çalışanlarına öncelik veren liderleri tanımlar. Bu, sadece bir tanım ya da geçici bir trend değil; aynı zamanda iş dünyasında gerçekten etkili ve başarılı olmak için takip edilmesi gereken bir liderlik ilkesidir.

İnsan-merkezli liderler, çalışanlarına olan bağlılıklarını koçluk yaparak gösterirler. Özellikle mevcut dönemde, tüm dünyayı etkisi altına alan büyük ve hızlı değişimlerin yaşandığı bu zamanlarda, çalışanlarına rehberlik edebilen bir liderin değeri paha biçilmez hale gelmiştir. Ancak, bu değeri tam olarak anlamak ve benimsemek her lider için mümkün değil.

Ne yazık ki, birçok lider koçluk konusunda yeterli yetkinliğe sahip değil. Yapılan bir araştırmada liderlere kendi koçluk etkinliklerini değerlendirmeleri istendi ve bu değerlendirmeler doğrudan rapor veren kişilerin görüşleriyle eşleştirildi. Sonuçlar oldukça şaşırtıcıydı: Liderlerin %24’ü koçluk yeteneklerini ciddi şekilde abartmış, kendilerini ortalamanın üzerinde olarak değerlendirmişken, çalışanları onları gruplarının en alt sıralarına yerleştirmişti.

Bu, liderlik ve yönetimde derinlemesine bir değişimin gerekliliğini ortaya koyuyor. Liderlerin sadece kendi öz değerlendirmelerine dayanarak hareket etmemesi, aynı zamanda geri bildirimi alarak, öğrenerek ve kendilerini geliştirerek daha etkili koçlar haline gelmeleri gerekmektedir.

Gerçekten etkili koçluk yapabilmek için liderlerin, koçluk ve çalışan gelişimine yönelik bilgi ve becerilerini geliştirmeleri için eğitime ihtiyaçları vardır. Bu, sadece kendi kişisel gelişimleri için değil, aynı zamanda tüm organizasyonun daha üretken, motive edilmiş ve bağlı bir çalışan grubuna sahip olmasını sağlamak için de kritik bir öneme sahiptir.

Otonomi Sağlama: Delegasyon ve Sorumluluk

Çalışanlar, işleri üzerinde özerkliğe ve sahipliğe sahip olmayı arzular. Liderin emir ve kontrol tarzında liderlik yaparak yönettiği günler geride kaldı. 2023’te çalışanlarının ihtiyaçlarını ön planda tutan bir insan merkezli lider olmak için, liderlerin bağımsızlık için elverişli bir ortamda liderlik yapma yetkinliklerine sahip olması gerekmektedir.

Başarılı bir ortam oluşturmanın ve aynı zamanda tamamen serbest bir yapıdan kaçınmanın yolu, görevlendirme ve sorumluluk prensipleri üzerinden gerçekleşir. Görevlendirme olmadan özerklik başarılı olamaz. Görevlendirme, birine bir proje, görev veya sorumluluk atama eylemi iken; sorumluluk, bir çalışanın bir söz verip bu sözüne sadık kaldığı ve eylemlerinden sorumluluk aldığı durumlarda ortaya çıkar. Bu iki prensip birbirinden bağımsız düşünülemez.

Bu nedenle, liderlerin hangi görevleri ve nasıl görevlendireceklerini anlamaları, aynı zamanda çalışanlarından bu sorumlulukları yerine getirme konusunda taahhüt almayı nasıl başaracaklarını bilmeleri esastır. Özerklik vermek ve 2023’te liderlik yapmak için liderlik özellikleri ve yetkinliklerini bu şekilde inşa etmek şarttır.

Özerklik ve sahiplik kavramlarının altında, çalışanların kendi kararlarını alabilme yeteneği, öğrenme ve deneme-yanılma yoluyla büyüme fırsatı bulunmaktadır. Ancak bu, liderlerin gözetiminde olmadan her şeyi tamamen serbest bırakmak anlamına gelmez. Liderler, çalışanlarının özerkliğini desteklerken aynı zamanda stratejik hedeflere ulaşmak için gereken yapıyı ve sınırları belirlemelidir. Özerklik ile sorumluluğu dengede tutmak, hem bireysel hem de organizasyonel başarı için kritik öneme sahiptir.

Büyüme Zihniyetinin Benimsenmesi

Günümüzün hızla değişen iş dünyasında büyüme zihniyetine sahip olmak sadece bir trendden çok daha fazlasını ifade eder; değişimin karmaşıklığına yön verebilmek için liderler için temel bir gereklilik haline gelmiştir. Psikolog Carol Dweck tarafından tanımlanan büyüme zihniyeti, bireylerin yeteneklerinin ve becerilerinin statik olduğuna inanan sabit bir zihniyetin karşısındadır. Büyüme zihniyetine sahip olanlar, çaba, öğrenme ve dirençle yeteneklerini ve zekalarını geliştirebileceklerine inanırlar.

Değişime Uyum: Modern dünya, teknolojik devrimler, tüketici davranışlarındaki değişiklikler ve öngörülemeyen küresel olaylarla karakterize edilir, tüm bunlar liderlerin çevik olmasını gerektirir. Bir büyüme zihniyetine sahip lider, değişimi bir tehdit olarak görmek yerine öğrenme ve yenilik yapma fırsatı olarak görür. Aktif olarak yeni bilgiler ararlar, stratejilerini adapte ederler ve ekiplerini de aynısını yapmaları için teşvik ederler. Bu çeviklik, karar vermelerinin proaktif yerine reaktif olmasını sağlar.

Sürekli İyileşme: Büyümeye odaklı bir lider, mükemmeliyete ulaşma yolculuğunun sürekli olduğunun farkındadır. İlerlemeyi mükemmeliyetten daha çok değerlendirerek, ekiplerinin her zaman bir gelişme halinde olmalarını sağlarlar. Bu sürekli iyileştirme arayışı, çalışanların yeteneklerini zorlamalarını ve yenilik yapmalarını teşvik eden bir kültür yaratır.

Tersliklerle Başa Çıkma: Her lider zorluklar ve tersliklerle karşılaşacaktır. Ancak büyüme zihniyetine sahip olanlar, bu engelleri başarısızlık olarak değil, öğrenme deneyimleri olarak görürler. Hataları detaylı bir şekilde incelerler, dersleri çıkarırlar ve stratejilerini tekrar şekillendirirler.

Ekipleri Güçlendirme: Büyüme zihniyetine sahip liderler, her bireydeki potansiyeli tanır. Ekiplerine gelişme, zorlukla başa çıkma ve deneyimlerinden öğrenme fırsatları sunarlar. Her takım üyesinin değerli ve büyümeye muktedir olduğu bir kültürü teşvik ederek, daha yüksek seviyede bağlılık ve verimlilik sağlarlar.

2023 yılında, büyüme zihniyeti sadece bir avantaj değil, bir zorunluluktur. Bu perspektifi benimseyen ve onu yansıtan liderler, sadece değişime daha verimli bir şekilde adapte olmakla kalmaz, aynı zamanda organizasyonlarını beklenmedik zorluklara yükselmeye ve yeni fırsatları yakalamaya da teşvik ederler.

Dayanıklılık ve Cesaret

Çalışanlar, baskı ve stres altında çöken liderler istemiyorlar. Karşılaştıkları engellerden daha güçlü dönen, stresi yöneten ve olumlu bir şekilde çatışmaları çözebilen birine ihtiyaç duyuyorlar. Tüm belirsizliklere rağmen cesur bir lider arayışındalar. Rekabetçi ve karmaşık bir dünyada liderlerin dayanıklılık ve cesaret yetkinliklerini geliştirmesi, VUCA (değişkenlik, belirsizlik, karmaşıklık ve belirsizlik) ortamında yol göstermek için 2023’te olmazsa olmazdır.

Dayanıklılık ve Yeniden Doğma: Liderler, zorluklarla başa çıkabilme yeteneğine sahip olmalıdırlar. Dayanıklılık, sadece zor zamanlarda ayakta kalmak değil, aynı zamanda bu zamanlardan daha bilgili, yetenekli ve motive olmuş bir şekilde çıkmak anlamına gelir. Böyle liderler, ekiplerine de bu zorluklardan nasıl öğrenecekleri ve bunları nasıl fırsata dönüştürecekleri konusunda ilham verir.

Stres Yönetimi: Stres, modern çalışma hayatının kaçınılmaz bir parçasıdır. Ancak liderler, stresi nasıl yöneteceklerini bilen ve bu yetenekleri ekiplerine aktaran kişiler olmalıdır. Dengeyi sağlamak, kendi sağlıklarını ve ekiplerinin sağlığını korumak için önemlidir.

Olumlu Çatışma Çözümü: Her organizasyonda çatışma kaçınılmazdır. Ancak çatışmaların olumsuz bir etkiye sahip olmaması için liderler, bu durumları olumlu bir şekilde çözebilmelidir. İyi bir lider, farklı görüş ve fikirleri takdir eder, bu fikirler arasında köprü kurar ve ekip üyelerinin birbirlerini anlamalarına yardımcı olur.

Cesaret: Belirsizliklerle dolu bir dünyada liderler, risk almalı ve zor kararlar vermelidir. Bu, cesaret gerektirir. Cesur liderler, doğru olduğuna inandıkları şeyi takip ederler, popüler olmayan kararlar alabilirler ve organizasyonlarını bilinmezlikler arasında rehberlik edebilirler.

2023 ve sonrası için liderlikte dayanıklılık ve cesaret, çalışanların liderlerinden beklediği anahtar yetkinlikler arasında yer alacaktır. Bu yetkinlikler, VUCA dünyasında başarılı olabilmek için gereklidir.

Kendini Bilme ve Farkındalık

Kendini bilme ve farkındalık, insan merkezli liderliğin ve 2023’te bir takımı yönlendirmenin merkezindedir. Bu liderler, güçlü ve zayıf yönlerini anlarlar. Bersin Akademisi’ne göre, insan merkezli liderliğin üç temel ilkesi bulunmaktadır.

Empati: Bu liderler, kendi önyargılarına ve ayrıcalıklarına öz-farkındalıkla yaklaşırlar, bu sayede başkalarının perspektiflerini ve yaşam koşullarını anlama ve bu konularda şefkat gösterme yeteneğine sahip olurlar. Çalışanlarına gerçekten önem verdiklerini gösterirler ve yaşamın bazen işin önüne geçebileceğini anlarlar.

Kırılganlık: Öz-farkında olan liderler, çalışanlarının önünde kırılgan olmaktan korkmazlar. Liderlikleri üzerine derinlemesine düşünme zamanı ayırırlar, hatalı olduklarında bunu kabul ederler ve ekiblerinden düzenli olarak geri bildirim isterler.

Alçakgönüllülük: Alçakgönüllülük ve büyüme zihniyeti birlikte gider. Liderler bilgi ve yeteneklerinin farkında olduklarında, öğrenilecek daha çok şey olduğunu varsayarlar. Bu nedenle, bu liderler kendi gelişimlerine öncelik verir ve çalışanlarını da aynısını yapmaya teşvik ederler.

Geleceğin liderleri için öz-farkındalık, çalışanlarına gerçekten değer veren, sürekli öğrenmeye ve gelişmeye açık, ve ekibiyle açık iletişim kurabilen bir liderlik tarzını benimsemek demektir. 2023’te ve sonrasında, bu liderlik tarzı organizasyonların başarılı olması için kritik bir öneme sahip olacaktır.

Özetle; günümüzde liderlerden beklentiler, sadece iş hedeflerini yerine getirme odaklı değil, aynı zamanda çalışanların duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarına da yanıt verme kapasitesine sahip olmalarını içermektedir. Bu nedenle, insan merkezli liderlik yaklaşımı, günümüz iş dünyasının karmaşık zorluklarına cevap verebilmek için hayati bir öneme sahiptir.