İŞ KAZASI NEDENİYLE AÇILACAK MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?

İş kazası ve meslek hastalığı kavramı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda düzenlenmiştir.

5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde hangi hallerin iş kazası olarak kabul edileceği sayılmıştır. Buna göre iş kazası;

  1. a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  2. b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  3. c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  4. d) Bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  5. e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır.

  1. maddeye göre, bir olayın iş kazası olarak kabul edilebilmesi için öncelikle sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hale getirmesi, ayrıca kişiyi engelli hale getiren bu durumun da maddede sayılan koşullar altında gerçekleşmesi gerekmektedir.

Meydana gelen olayın iş kazası olup olmadığı değerlendirilirken, sigortalı için prim ödenmiş olması veya sigortalının belirli bir süre çalışmış olması gibi koşullar aranmayacağı gibi, iş kazasının meydana geldiği tarihte sigortalının yaşının küçük olması veya sigortalının emekli iken çalışıyor olması da önem arz etmeyecektir. Aynı şekilde, sigortalının kısmi zamanlı veya tam zamanlı çalışması da iş kazası yönünden fark yaratmayacaktır . Ancak önemle belirtmek gerekir ki kazaya uğrayanın fiilen sigortalı olması yani sigortalılık niteliklerine sahip olması şarttır. Bu bağlamda, gerçekte bir hizmet ilişkisine bağlı olarak fiilen çalışmadığı halde sigorta primleri yatırılan ve sadece kayden sigortalı görünen bir kişinin kazaya uğraması halinde, iş kazasının varlığından söz edilemeyecektir.

Öte yandan elliden az işçinin çalıştığı tarım ve orman işleri İş Kanunu’nun kapsamı dışında kalmasına karşın, söz konusu işlerde sürekli olarak çalışan tarım işçileri 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı kabul edildiklerinden, bu kişilerin maruz kaldıkları kazalar da iş kazası olarak kabul edilmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da vermiş olduğu bir kararında “…Sigorta olayı iş kazası niteliğindedir. Çünkü sigortalı emzikli bir kadındır. Toplu sözleşmenin 64. maddesi uygulanarak kendisine, saat 7-9 arasında kullanılmak üzere, işveren tarafından 2 saat emzirme (süt) izni verilmiş bulunan sigortalı, bu izin süresi içerisinde saat 8.30 sırasında işyerine gelmek üzere yolda karşıdan karşıya geçerken, davalının kullandığı motorlu taşıtın çarpması sonucu vefat etmiştir. İş Kanununun 62/d maddesine göre “emzikli kadın işçilerin çocuklarına süt verme için belirtilen süreler” iş süresinden sayılır ve iş süresinden sayılan zaman içerisinde işyerine gelirken uğranılan kaza da iş kazasıdır. Nitekim 506 sayılı SSK’nın 11/A-d maddesi de “emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda meydana gelen sigorta olaylarının, iş kazası sayılacağını” belirtmiş bulunmaktadır. Her iki Kanun hükmünün insani düşüncelerle kabul edilmiş, sosyal içerikli, işçileri koruyan ve aslında çalışma yok iken, varsayan, farazi bir çalışmayı öngören kurallar olduğu ortadadır” denilerek süt izni saatleri içerisinde yolda karşıdan karşıya geçen kadın işçinin uğradığı kaza iş kazası olarak kabul edilmiştir. ( HGK, 10.06.1983, 10-328/652 )

Yargıtay’a göre, işveren tarafından iş kazasına uğrayan sigortalının tedavisinin özel sağlık kuruluşunda yapılması halinde, sigortalının sağlık durumunun gerektirmesi sebebiyle işveren tarafından yapılan muayene ve tedaviye dair masrafların SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyat tarifesi ile sınırlı olmaksızın Kurum tarafından karşılanması, özel harcamalar, refakatçi gideri, oda hizmetleri gibi masrafların ise SUT fiyat tarifesine göre ödenmesi gerekmektedir. ( Yargıtay 10. HD., 05.10.2017, 2015/17260 E., 2017/6399 K.)

İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Açma Süresi

(Zamanaşımı)

İş kazası nedeniyle tazminat davası açma süresi, diğer bir deyişle zamanaşımı süresi; iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır (BK m.146). İş kazası neticesinde yaralanma (maluliyet) veya ölüm olması arasında genel zamanaşımı bakımından herhangi bir fark yoktur.

Detaylı bilgi için bize ulaşın…