İş kazası; işçinin işini yaparken, işine giderken veya işiyle ilgili herhangi bir faaliyeti esnasında kaza geçirmesidir. İş kazası davalarında işverenin kusuru bulunması zorunlu değildir Kimsenin kusuru olmaksızın kaçınılmaz olarak kazanın gerçekleştiği hallerde dahi sosyal devlet ilkesi gereğince işverenin sorumluluğuna gidilmektedir.
İşveren işçiyi başka bir iş için iş yeri dışında görevlendirmiş ve kaza o işin yapımı sırasında meydana gelmişse iş kazası tazminat davası açılabilir..
İşverence tesis edilen bir taşıtın bulunması ve işçinin işin yapıldığı yere getirilip götürülmesi esnasında kaza geçirmesi hali iş kazası olarak kabul edilmektedir. Örneğin işverenin kiraladığı bir minibüs veya iş yerine ait servis aracı ile sigortalının sabah evinden iş yerine, işin bitiminde de iş yerinden evine getirilip götürülmesi sırasında meydana gelen trafik kazası bu kapsamdadır. Fakat sigortalının iş çıkışında evine gitmek için kullandığı servis aracından indikten sonra yolun karşısına geçerken trafik kazası geçirmesi veya araçtan inerek üst geçide doğru yürürken beyin kanaması geçirmesi bu kapsamda değildir.
İşyeri sınırları içerisinde gerçekleşen her kaza, mesai saatleri dışında gerçekleşse dahi iş kazası olarak değerlendirilmektedir. Yargıtay Kararları da bu yöndedir.
Kaza geçiren işçi öncelikli olarak kendisini tedavi eden doktorundan raporunu iş kazası olarak tutmasını istemelidir. Hastane polisine veya diğer kolluk kuvvetlerine şikayetçi olunduğu ifade edilmelidir. İşveren kazayı SGK’ya bildirmediyse kuruma verilecek dilekçeyle bildirim yapılmalıdır. İşverene karşı açılacak tazminat davası ile ilgili iş kazası avukatı ile iletişime geçilmelidir. Belirtilen hususlar açılacak davada ispat kolaylığı bakımından önemli olmakla birlikte bunların hiçbirini yapmamış olsanız dahi dava açabilirsiniz.
Bir olayın iş kazası olarak nitelendirilebilmesi için dört unsurun gerçekleşmesi gerekir. Bunlar;
İşveren tarafından, emniyet güçlerine hemen haber verilmesi ve gerekli tahkikat işlemlerinin gerçekleşmesine katkı sağlaması gerekir. Sosyal Güvenlik Kurumuna da iş kazası bildirimleri kazanın meydana geldiği tarih itibariyle en geç 3 (üç) iş günü içerisinde bildirilmelidir. Şayet kaza işverenin hakimiyet alanı dışında meydana gelmiş ise bildirim tarihi işverenin iş kazasının meydana geldiğini öğrendiği tarih itibariyle başlayacaktır. Bildirimin işveren tarafından gerçekleştirilmemesi halinde işçinin bu bildirimi yapması gerekir.
İşverenin iş kazası nedeniyle tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için öncelikle kazanın iş kazası olarak nitelendirilebilecek kriterleri taşıması gerekmektedir. Buna ek olarak kazanın meydana gelmesinde işverenin kusuru da bulunmalıdır. Kusur yok ise tazminat yükümlülüğü de doğmaz. Yalnızca iş kazasının meydana gelmesi değil aynı zamanda tazminat yükümlülüğünü doğuracak bir hasarın yani iş kazası sonucunda bedensel veya ruhsal bir zararın ya da ölümün ortaya çıkması ve uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
İşçi meydana gelen kaza neticesinde uğradığı zararların giderilmesi için maddi ve manevi tazminat talepli olarak dava açabilir. İşçinin kaza neticesinde ölmesi durumunda ise işçinin ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kalanlar da tazminat talebinde bulunabilirler. Buna “destekten yoksun kalma tazminatı” adı verilir.
Sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde bildirmeli
Sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde
İş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın