İçindekiler
İş Ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu; Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme yapma hakkına sahiptir. İş ve çalışma hürriyeti, kişinin gelir elde etmek amacıyla, mal ve hizmet üreterek, serbestçe çalışma, sözleşme yapma ve teşebbüs kurma hakkı olarak tanımlanmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 117/1. maddesinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetini ihlali suçu ile korunan hukuki yarar, bireyin her türlü baskıdan uzak, üçüncü kişilerin olumsuz müdahalelerine maruz kalmadan serbestçe çalışabilmesidir. İş ve çalışma hürriyetini ihlali suçu, mağdura karşı cebir, tehdit kullanılmasıyla veya başka hukuka aykırı bir davranışla, çalışma hürriyetinin ihlal edilmesiyle oluşur.
Türk Ceza Kanunun ikinci Kısım Yedinci Bölümünü oluşturan Hürriyete karşı suçlar içinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetini ihlali suçunda, kazanç elde etmek amacıyla faaliyette bulunma hakkı ile çalışma hürriyetinin korunması amaçlanmıştır.
İş ve Çalışma Özgürlüğü Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler bölümünün, 49. Maddesinde ”Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Çalışma hakkı uluslararası insan hakları hukukunda da temel bir insan hakkı olarak kabul edilmektedir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. Maddesinde; herkesin çalışma, çalışacağı işi seçme, adil, uygun ve elverişli koşullarda çalışma, işsizliğe karşı korunma, ayrımcılığa maruz kalmama, eşit iş için eşit ücret, çalışan herkese kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak düzeyde adil ve elverişli ücretlendirilmesi, çalışanların çıkarlarını korumak için sendika kurma ya da sendikaya üye olma haklarına sahip olduğu belirtilmiştir.
“ Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.
Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”
İş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunun basit hali soruşturma ve kovuşturma şartı olarak şikayete tabidir. Buna göre cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı bir eylem ile iş ve çalışma özgürlüğünün ihlali halinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için suçtan zarar görenin şikayeti zorunludur. Şikayet süresi, suçun failinin ve suç teşkil eden fiilin öğrenilmesinden itibaren altı aydır. Bu süre içerisinde usulüne uygun, geçerli bir şikayette bulunulmazsa şikayet hakkı düşecektir. Yapılmış olan şikayetten vazgeçme mümkündür. Suçun mağduru olan kişi, soruşturma evresinde şikayetinden vazgeçerse takipsizlik kararı veya kovuşturmaya yer olması kararı (KYOK), kovuşturma (dava) aşamasında vazgeçerse kamu davasının düşmesi kararı (düşme) verilir.
Suçun basit hali, uzlaşmaya da tabidir. Soruşturma aşamasında bir atanacak bir uzlaştırmacı gözetiminde uzlaştırma süreci yürütülecektir. Tarafların bu süreçte uzlaşamamaları halinde bir sonraki safha olan kovuşturma aşamasına geçilecektir.
İş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunun maddenin 2,3 ve 4. Fıkralarında düzenlenen halleri şikayete tabi olmadığı gibi bu fıkralar kapsamına giren fillerde uzlaşma hükümleri de uygulanmaz. Suçtan zarar gören (mağdur) şikayetçi olmadığını ve uzlaşmak istediğini söylese bile soruşturma ve kovuşturmaya devam olunacaktır.
İş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunda zamanaşımı süresi sekiz yıldır. Ancak ceza hukukunda zamanaşımı epeyce karmaşık bir konudur. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde savcı huzurunda ifadesinin alınma veya sorguya çekilme, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararı verilmesi, suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi gibi zamanaşımını kesen (TCK m. 67/2) veya Soruşturma ve kovuşturma yapılmasına , izin veya karar alınması gibi zamanaşımını durduran bir işlem (TCK m. 67/1) mevcut değilse dava zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilecektir. Dava açılmış ise bu süre en fazla temel zamanaşımı süresinin yarısına kadar uzayacaktır. (TCK m. 47/4) zamanaşımı süresi içerisinde sona ermez ise dava düşecektir.
TCK Md. 119’ da ortak hüküm olarak eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Daha ağır bir yaptırıma tabi tutulan bu haller suçun icrasını kolaylaştıran ve mağdurun karşı koymasını zorlaştıran durumlar için öngörülmüştür.
Suçun silahla, kendisini tanınmayacak bir hale koymak suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunun nitelikli hali söz konusu olacak ve verilecek ceza bir kat artırılacaktır.
Cebir veya tehdit kullanarak veya hukuka aykırı bir davranışla mağdurun çalışma ve iş görme hürriyetini ihlal eden kişi 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
Suçun bir kimsenin çaresizliğinin, içinde bulunduğu zor durumun veya bağlılığının kullanılarak bir kimsenin çok düşük bir ücretle çalıştırması veya bu durumdaki kişinin insan onuruyla bağdaşmayacak koşullarda çalıştırma veya konaklama koşullarına tabi tutulması halinde fail, 6 aydan 3 yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılır.
Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya daha önce anlaşılmış olan sözleşme koşullarından farklı koşullarda anlaşmaları kabul etmeye zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine neden olan veya durmuş olan işin yeniden başlamasına engel olan kişiye de altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Örneğin aşağıda alıntılanan kara konu olayda daha önce anlaşılmış sözleşme şartlarını değiştirmek için işçilerin işyerine girmesine engel olan alt yüklenicinin fiili bu kapsamdadır. Bu fıkrada belirtilen yaptırım, yalnızca hapis cezasıdır. Diğer fıkralardan farklı olarak bu hal için adli para cezası seçenek yaptırım olarak öngörülmemiştir. Bu nedenle mahkeme tarafından tayin olunan sonuç ceza koşulları varsa adli para cezasına çevrilebilecektir. Buna karşılık maddenin ilk üç fıkrasında yaptırım olarak hapis cezası ya da adli para cezası seçenek olarak belirtilmiştir. Seçeneklerden birisi adli para cezası olduğundan, hakim, hapis cezasını tercih ederse bir yıldan kısa süreli olsa bile artık bu ceza adli para cezasına çevrilemeyecektir.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun işlenmesi sırasında, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin meydana gelmesi durumunda, fail ayrıca kasten yaralama suçundan da cezalandırılır.
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2019/3830
Karar No : 2021/26340
Tebliğname No : 18 – 2015/144122
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2015
NUMARASI : 2014/399 (E) ve 2015/40 (K)
…KLAR : …, …
KATILAN : … (Vekili: Av. Hüseyin Demirbaş)
SUÇLAR : İş ve çalışma hürriyetinin ihlali, tehdit
SUÇ TARİHİ : 01/01/2014
HÜKÜMLER : Beraat
TEMYİZ EDEN : Katılan vekili
TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama, bozma
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- İş ve çalışma hürriyeti, bireyin gelir elde etmek amacıyla, mal ve hizmet üreterek, serbestçe çalışma, sözleşme yapma ve teşebbüs kurma hakkı olarak tanımlanmaktadır. TCK’nın 117/1. maddesinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetini ihlali suçu ile korunan hukuki yarar, bireyin her türlü baskıdan uzak, üçüncü kişilerin olumsuz müdahalelerine uğramadan serbestçe çalışabilmesidir. İş ve çalışma hürriyetini ihlali suçunun oluşabilmesi için, mağdura karşı cebir, tehdit kullanılması ya da bir başka hukuka aykırı bir davranışla, çalışma hürriyetinin ihlal edilmesi gerekir.
Bu açıklamalar dikkate alındığında; taraflar arasında, alacak verecek meselesi nedeniyle husumet bulunduğu ve sanıkların, katılanın müdürü olduğu işyerine ait şantiye giderek işçileri tehdit etmek suretiyle çalışmalarına engel olduğu biçiminde iddia olunan olayda, tanıklarca eylemlerin doğrulandığı ve iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun unsuru olan, gelir elde etmek amacıyla ekonomik faaliyette bulunma hakkının ihlaline yönelik eylemin bir bütün halinde yalnızca iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturduğu, gözetilmeksizin sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri hususu sabit olmadığından şeklindeki gerekçeyle, tehdit ve iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarından ayrı ayrı beraat kararı verilmesi,
2- UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanık … ’nun 25/02/2021 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanık hakkında açılan kamu davalarının TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, sanık … yönünden başkaca yönleri incelenmeksizin, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine g…ilmesine, 04/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
T.C.
BURSA
8. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2014/399 Esas
KARAR NO : 2015/40
[C.SAVCILIĞI ESAS NO] : 2014/6397
GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : K.H.
KATILAN : …
VEKİLİ : Av. HÜSEYİN DEMİRBAŞ, Demirtaşpaşa Mah. Ankara Yolu Cad. No:36 Tüze İş Merkezi Kat:10/34-35 Osmangazi/ BURSA
…K : …
…K : …
SUÇ : İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali, Tehdit,
SUÇ TARİHİ / SAATİ : 2014
SUÇ YERİ : BURSA
KARAR TARİHİ : 29/01/2015
Yukarıda suçu yazılı sanıklar …ve … hakkında Bursa C. Başsavcılığı’nın 19/03/2014 tarih 2014/3387 sayılı iddianamesi ile sanıkların eylemine uyan TCK.nun 117/1., 106/2-c., 53/1., maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Bursa 10 Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış, Bursa 10 Sulh Ceza Mahkemesinin 14/05/2014 tarih 2014/415 Esas 2014/591 Karar sayılı görevsizlik kararı ile açılan dava mahkememize tevzi edilmekle bu kamu davasının mahkememizde yapılıp bitirilen açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık …… savunmasında, kardeşleriyle birlikte inşaatlardan demir işi alarak soğuk demir işi yaptığını bu uğraşı çerçevesinde de … nın inşaatı olan …Tic. Ltd Şti. nde yaklaşık 8-10 yıldan beri çalıştığını ve ücretinin de bugüne kadar hiçbir sıkıntı olmadan ödendiğini son zamanlarda … inşaat kendi yaptırdıkları inşaatların bir kısmını alt taşeron firmalara vermek suretiyle yaptırmaya başladığını bu durumu sigortalarını taşeron firmalar üzerinden sigorta kurumuna bildirilmesi üzerine bu durumu öğrendiklerini ve taşeron firmalar inşaatlardan alacakları olan bedelleri son 5 ay içerisinde ödemekte güçlük gösterdiklerini ve çalışma ücretlerini alamayınca ve o tarihte … nın da şirkette olmayıp umre ziyaretine gitmiş olması sebebiyle şirkette bulunan … ile görüşmek istediğini … olmadığı için onu temsilen …, …, … ile görüştüğünü bu görüşmelerde sadece ödenmeyen aylıklarını isteyip bunu aldıklarını, taşeron firma … inşaatın kendisine vermiş olduğu 70000 veya 80000 TL lik borç senedi olduğunu, … firması sahibi … … nun işlerinin bozuk olması ve işi terk edeceği duyumlarını alması üzerine bu şahsın … ya ait inşaatta kerestesinin ve malzemelerinin olması sebebiyle bu şirketin yetkililerine sadece bu şahsın verdiği senedi size vereyim sizin inşaatınızda bulunan malzemelerinin karşılığı benim alacağımı ödeyin diye söylediğini bunun dışında oradaki çalışanların işi bırakması çalışmalarını engellemek gibi bir eyleminin olmadığını bu işyerinde kimseyi de tehdit etmediğini o dönemde inşaatta çalışan işçilerin yaklaşık 50-60 tanesini kendisinin bu inşaatlarda çalışması için öncülük yaptığını, kendi memleketinden gelmelerini sağladığını bu sebeple … İnşaattan olan alacaklarını istediği sırada bu işçilerde bu sebepten dolayı çalışmayacaklarını belirttiklerini herhangi bir zorlamasının söz konusu olmadığını tehdit etmediğini suçlamaları kabul etmediğini daha sonra … geldiğinde söz konusu belirtilen borç senedinden dolayı hakkını da kendisi … İnşaatın malzemesini geri alarak ödediğini savunmuş,
Sanık … … savunmasında, … İnşaat şirketine taşören firma olarak tahmini 8 yıldır iş yaptığını, … İnşaatının işini yaparken ……’e demirci kalfası olarak inşaatta 102.000 TL lik bir iş verdiğini ve bu iş sonunda … İnşaat ortağı … yapmış olduğu işin ücretini ilk başlarda alamadıklarını ve yapmış olduğu iş karşılığı alamadığı ücret için …’nın şirketine hiç gitmediğini ve tehditte etmediğini o dönemlerde sağlık nedenlerinden dolayı kalp yetmezliği ve kalın bağırsak ameliyatı olduğunu ve altı ay bir fiil yattığını hiç bir yere gidecek durumunda olmadığını raporlarının mevcut olduğunu gerekirse ibraz edebileceğini … yapmış olduğu işin karşılığı olan ücretini ……’e daha sonra makbuz karşılığı ödediğini atılı suçlamaları kabul etmediğini beraatini talep ettiği,
Müşteki … şikayetinde, sanıkların haksız olarak para talebinde bulunduklarını ve bu taleplerini yerine getirmedikleri içinde işçileri şantiyeye sokmayarak işçileri ve kendisini tehdit ettiklerini, inşaat faaliyetinin de bu yüzden durduğunu, sanıklardan şikayetinin devam ettiğini cezalandırılmalarını talep etmiş,
Tanık … beyanında müştekinin iş yerinde proje müdürü olarak görev yaptığını, olay tarihinde sanıklar şantiyeye gelerek şantiyenin çalışmasını durdurarak işçileri tehdit ettiğini bizim müştekiden alacağımız var ödemezse burayı yıkarız yakarız diyerek tehdit ettiklerini olayla ilgili olarak bilgi ve görgüsünün bundan ibaret olduğunu beyan etmiş,
Tanık … beyanında olay tarihinde sanıklar şantiyeye gelerek müştekiden alacaklarını bahane edip işçilerin çalışmasını durduğunu ve işçileri tehdit ettiklerini, bu olay 3-4 kere tekrarlandığını bunun üzerine polise haber verdiklerini olayla ilgili bilgi ve görgüsünün bundan ibaret olduğunu beyan etmiş,
Tanık … beyanında olay günü sanıklar şantiyeye gelerek müştekiden alacaklarını bahane ederek şantiyede çalışan işçilerin çalışmalarını engelleyerek durdurduklarını ve alacaklarının tahsil edilmesini isteyerek işçileri çalıştıkları takdirde tehdit ettiklerini durumu polise bildirdiklerini olayla ilgili olarak bilgi ve görgüsünün bundan ibaret olduğunu beyan etmiş,
Sanık …… ve … …’nun katılanı tehdit ettikleri ve katılanın şirketinin iş yapmasını engelledikleri iddiaları ile TCK’nın 117/1, 106/2-c, 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için kamu davası açılmış ise de sanıkların müşteki … ya ait inşaatlarda soğuk demir işi yaptıkları ve müşteki adına yürütülen bu inşaatlarda müştekinin alt firması konumunda olan … İnşaat Ltd Şti üzerinden sanıkların sigorta işleminin yapılması ve sanıkların hak edişlerinin bu şirket tarafından ödenmemesi üzerine sanıkların inşaatın asıl sahibi olan müşteki … nın da o tarihte Yurtdışında olması sebebiyle alacaklarını alamadıklarından bahisle mağduriyetlerini dile getirip bu mağduriyetlerin giderilmesi yönünde beyanlarda bulunmaları dışında müşteki çalışanlarından oluşan tanıkların anlatımları dışında ve sanıkların gerek ekonomik durumları gerek sosyal durumlarının … yı tehdit edecek ve iş hayatını engelleyecek derecede olmaması bu durumun hayatın olağan akışını da aykırı olduğu sadece taraflar arasında iş ilişkisinden kaynaklı alacak verecek meselesinin halli noktasında tarafların birbirlerinden şikayetçi olmaları dışında sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri hususu sabit olmadığından beraatlerine karar vermek gerekmiş olup;
Bu yönde mahkememizde oluşan vicdani kanaat ile sanıklar hakkında aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle
Sanık …… ve … …’nun katılanı tehdit ettikleri ve katılanın şirketinin iş yapmasını engelledikleri iddiaları ile TCK’nın 117/1, 106/2-c, 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için kamu davası açılmış ise de sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri hususu sabit olmadığından CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATLERİNE,
Yapılan yargılama giderlerinin kamunun üzerinde bırakılmasına,
Dair, sanık …… ve katılan vekilinin yüzünde, sanık … … ve katılanın yokluğunda, sanık …… ve katılan vekili yönünden tefhimden, sanık … … yönünden tebliğden itibaren CMUK’un 310/1., maddesi uyarınca bir hafta içinde mahkememize sunulacak dilekçe veya bulunduğu yer Asliye Ceza Mahkemesi kanalı ile mahkememize g…ilecek dilekçe ile veya zabıt katibi tarafından tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak başvurmak suretiyle veya bulunduğu cezaevi idaresi aracılığıyla mahkememize g…ilecek bir yazı ile Yargıtay da temyizi kabil olmak üzere temyiz edilmediği takdirde kararın kesinleştirilip infaza verileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2015