Işık Kirliliğinin Hayvansal Organizmalar Üzerine Olumsuz Etkileri

Prof. Dr. Elif YAMAÇ

Eskişehir Teknik Üniversitesi

Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü

Zooloji Anabilim Dalı

İnsanlar yaşam konforlarını sağlarken doğal hayat üzerinde olumsuz etkiler oluşturmakta ve bu durum hem insanları hem de gezegenin canlı ve cansız diğer bileşenlerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Canlıların doğal yaşam alanlarının kontrolsüz bir şekilde dönüştürülmesi/yok edilmesi, doğal kaynakların tüketilmesi, canlıların ticaret ya da av gibi nedenler ile öldürülmesi biyoçeşitliliği ve ekosistemleri geri döndürülemez bir şekilde yok etmektedir. Yapılan detaylı çalışmalar hiç hesaba katılmayan insan kaynaklı bazı faktörlerin de doğal yaşam üzerine ciddi tehditler oluşturduğunu göstermektedir.

İlk insanların ateşi bulmalarından günümüze kadar olan süreçte dünyanın karanlık periyodu kontrol altına alınmaya başlanmış, insanoğlu geliştirdiği yöntemler ile geceyi gündüze dönüştürmeyi başarmıştır. Bu durum gündüz aktivite gösteren insan türünün günlük etkinlik süresini arttırmış ve ışık kaynakları sayesinde yaşam konforunun gelişmesine olanak sağlamıştır. Diğer taraftan dünyanın doğal olarak gerçekleşen aydınlık/karanlık periyodunun canlılığın günümüze kadar olan evrimsel gelişiminde büyük bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Dünyanın aydınlık/karanlık periyoduna bağlı olarak gündüz ya da gece aktif olan türler şekillenmiş ve yaşamsal etkinliklerini ışığın varlık ya da yokluğuna göre biçimlendirmişlerdir. Aydınlık/karanlık periyoduna göre oluşan biyolojik ritimler türlerin beslenmesi, korunması, hareket etmesi, üremesi gibi birçok biyolojik olayın şekillenmesinde rol oynamıştır. Ancak karanlık periyodu aydınlatan insan kökenli ışık kaynakları milyonlarca yıllık evrimsel süreç içinde doğal ışık periyodlarına uyum gösteren türler için tehdit oluşturmuştur.

Işık kirliliği, dünyanın karanlık periyodunda gökyüzünün yapay olarak aydınlanması ve doğal aydınlık/karanlık süreçlerin bozulması olarak tanımlanmaktadır (Longcore ve Rich 2004). İnsanlar tarafından kullanılan bina, kule, sokak ve anayol aydınlatmaları, karasal araç ışıkları, liman ve balıkçı teknelerinin ışıkları, güvenlik/uyarı ışıkları, açık deniz petrol platformlarındaki aydınlatmalar ve hatta deniz altı araştırma gemilerindeki ışıklar gibi ışık kaynakları ışık kirliliğine neden olan tehditlerin başında gelmektedir. Yapılan çalışmalar, günümüzde, dünyamızın karasal alanlarının dörtte birinin ışık kirliliğine maruz kaldığını göstermektedir. Işık kirliliği aydınlık zamanın, ışık yoğunluğunun ya da spektrumunun değişmesi gibi farklı etmenlere bağlı olarak çeşitli yollarla canlıları etkileyebilmekte ve evrimsel süreç içinde karanlık ya da aydınlık beklentisi içinde olan birçok türün yaşamsal aktivitelerinin ve isteklerinin bozulmasına neden olmaktadır (Sanders ve ark. 2021).

Işık kirliliğinden öncelikle gece aktif olan hayvan türlerinin etkileneceği belirtilmektedir. Omurgasız hayvanların %60’ı omurgalı hayvanların ise %30’ u gece aktif olan türleri kapsamaktadır ve bu türlerin önemli kısmının ışık kirliliğinden zarar göreceği öngörülmektedir (Hölker ve ark. 2010). Yapılan çalışmalarla ışık kirliliğinin hayvansal organizmaların fizyolojisi, günlük ve mevsimsel aktiviteleri, yaşam döngüleri ve populasyon/komunite üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu gösterilmiştir (Sanders ve ark. 2021).

Işık kirliliğinin olumsuz etkileri detaylandırıldığında öncelikle av-avcı ilişkisi üzerindeki tehditlerinden bahsedilebilir. Ortamın aydınlık ya da karanlık olması hem av hem de avcı konumunda olan türlerin birbirleri ile etkileşimlerinde değişikliklere neden olabilmektedir. Örneğin fokların ( Pagophilus groenlandicus ) yapay ışıklandırılmış alanlarda toplanan genç alabalıkları karanlık ortamlara göre daha fazla avladıkları ve balıklar üzerinde büyük bir avcı baskısı oluşturdukları bilinmektedir (Yurk ve Trites 2000). Bir başka çalışma, gece ışık kaynakları etrafında toplanan böceklerin yarasa gibi böcekle beslenen avcılar tarafından daha fazla avlandıklarını göstermektedir. Bu durum av konumunda olan böcekler için olumsuz bir etki oluştururken avcı konumunda olan bazı yarasa türlerinin daha fazla besin kaynakları bulmasını sağlamaktadır. Diğer taraftan gece yapay ışıkta avlanma özelliğine sahip olamayan rakip yarasa türlerine ait populasyonlar rekabette başarısız olarak tehlike altına girebilmektedirler (Minnaar ve ark. 2015; Pauwels ve ark. 2019). Ayrıca gece üreme ve beslenme gibi nedenlerle aktif olan ve av durumunda olan bazı omurgasız hayvanlar, balıklar, sürüngenler ve memelilerin yapay ışıklar nedeniyle avcılarına karşı korunma amacıyla faaliyetlerini azalttıkları ya da durdurdukları da bilinmektedir (Longcore ve Rich 2004). Yine, bir omurgasız hayvan olan deniz pirelerinin ( Daphnia ) karanlık periyodda su içinde gerçekleştirdikleri dikey göçlerini yapay ışık altında azalttıkları belirtilmektedir. Alg ile beslenen Daphnia ’ ların dikey göçlerini azaltmaları neticesinde alg populasyonunun artacağı ve su kalitesinin düşeceği öngörülmektedir (Moore ve ark. 2000).

Yapay ışıklar hayvansal organizmaların yönlerini bulması ve göç davranışları üzerinde de olumsuz etkilere sahip olabilmektedir. Örneğin ülkemizde de dağılım gösteren bir deniz kaplumbağası olan Caretta caretta yavrularının yumurtadan çıktıktan sonra deniz yerine yapay ışık kaynaklarına doğru gittikleri bilinmektedir (Silva ve ark. 2017). Deniz kaplumbağası yavruları yuvadan ayrıldıklarında ışığa doğru yönelirler. Doğal ortamlarında ışık denizden yansımaktadır. Oysa yuvalarının bulunduğu bölgelerde var olan yapay ışık kaynakları yavruların yerleşim yerleri olan iç kesimleri deniz olarak algılamalarına neden olmaktadır. Bu durum her yıl çok sayıda Caretta caretta yavrusunun denize ulaşmasını engellemektedir.

Yapay ışıkların türlerin hareket yönlerini değiştirmeleri ile ilgili bir başka örnek deniz kuşlarından gelmektedir. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bazı deniz kuşu türlerinde yavruların kıyıdaki yapay ışıklara doğru yöneldikleri bilinmektedir. Yapay ışık kaynaklarına yönelim sonucunda ya ışık kaynaklarına çarparak ya da yere konmaları sonucunda araç çarpması, avlanma gibi nedenlerle öldükleri bilinmektedir (Rodríguez ve ark 2017). Deniz kuşlarının olduğu kadar karasal kuş türlerinin de gece yapay ışıklar nedeniyle binalara çarptıkları ve sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl milyonlarca kuşun öldüğü ile ilgili bilgiler bulunmaktadır (Lao ve ark. 2020). Yine bazı kanatlı böcek türlerinin ışık etrafında toplanarak ölene kadar uçtukları bilinmektedir (Hölker ve ark. 2010).

Yapılan birçok çalışma yapay ışıkların gece göç eden kuş türleri üzerinde olumsuz etkilerini de göstermektedir. Çalışmalardan elde edilen verilere göre kuşlar karanlıkta hareket etmeye uyum gösterdikleri için yapay ışık ile karşılaştıklarında farklı davranışsal özellikler göstermektedirler. Yapay ışık uyaranı ortadan kaldırılıncaya kadar uçuş hızlarını azaltıp, ışık etrafında toplanarak dairesel hareketler yaptıkları ve yüksek sesler çıkarttıkları tespit edilmiştir (Van Doren ve ark. 2017).

Yapay ışık kaynaklarının hayvansal organizmalarda sıra dışı davranışlara neden olmasına ilişkin diğer bir örnek, karanlık beklentisi içinde rutin etkinliklerini sürdüren çeşitli hayvanların şiddetli bir ışık kaynağı karşısında hareketsiz kalmalarıdır (Longcore ve Rich 2004). Yapay ışıklandırma nedeniyle hayvanların görme duyularında oluşan olumsuz etki, bazı insanlar tarafından ateşli silahlarla avlanma yöntemi olarak etik dışı bir biçimde kullanılmaktadır. Doğası dışında bir etken ile çaresiz bırakılan hayvanların bu gibi yöntemlerle avlanması ise bu kişiler tarafından ne yazık ki bir beceri olarak değerlendirilmektedir.

Yapay ışık kaynakları, ayrıca, hayvansal organizmalarda iletişim bozukluklarına neden olarak üreme davranışlarının ve üreme başarılarının olumsuz yönde etkilenmesi ile de sonuçlanabilmektedir. Örneğin ateş böceklerinin eş seçmek için kullanıldıkları ışıklarının etkisinin yapay ışık altında azaldığı tespit edilmiştir (Firebaugh ve Haynes 2016).

Her ne kadar yapay ışıklar insanın yaşam kalitesini arttırıp birçok yönden kolaylık sağlasa da, doğal olmayan ışıkların diğer canlı türlerinde olduğu gibi gündüz aktif olan insan türü için de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Aydınlık/karanlık periyodların en önemli etkilerinden biri hormonlar üzerinde fizyolojik olarak ortaya çıkmaktadır. Beyinde yer alan epifiz (pineal) bezi melatonin hormonunun salgılanmasından sorumlu olan bölgedir. Melatonin biyolojik ritmin oluşması, kan basıncının düzenlenmesi gibi farklı süreçleri kontrol eden bir hormondur. Karanlık periyod melatonin hormonunun salgılanmasında aydınlık periyod ise baskılanmasında rol oynamaktadır. Dolayısıyla yapay ışıklandırmalar normalde melatonin salgılanması gereken süreçler üzerine etki ederek bu hormonun seviyesinin düşmesine neden olmaktadır. Bu durum ise kalp hastalıkları ve kanser gibi birçok olumsuz durumun ortaya çıkması ile sonuçlanmaktadır (Gaston ve ark. 2014; Russart ve Nelson 2018).

İnsanlığın yaşam koşullarını kolaylaştıran ve artık vazgeçilmesi mümkün olmayan yapay ışık kaynaklarının doğal yaşam üzerine etkisini yok etmek mümkün değilse de, en azından azaltmak amacıyla araştırmacılar farklı önerilerde bulunmaktadırlar. Özellikle yoğun yapay ışıkların olduğu yerleşim alanlarının belli bölgelerinde karanlık noktalar oluşturmak, ışık kaynağını sadece ihtiyaç duyulan yere yönlendirmek, fazla aydınlatmaları söndürmek, gecenin sadece belirli zamanlarında aydınlatma yapmak (Gaston ve ark. 2014), göç dönemlerinde hayvanların etkilenmesini önlemek için gece göçü sırasında ışığı azaltmak/söndürmek önerilerden bazılarıdır (Van Doren ve ark. 2017). Ayrıca aydınlatma amaçlı kullanılan ışıkların özelliklerinin değiştirilmesi de tavsiye edilmektedir. Mavi ışık kırmızı spektrumdaki ışığa göre daha fazla olumsuz etkilere sahiptir. Ayrıca LED ışıkların ekonomik olmasına rağmen doğal yaşam üzerine olumsuz etkileri olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla doğal yaşam üzerine daha az etkileri olduğu bilinen aydınlatma tiplerinin kullanılması önerilmektedir (Russart ve Nelson 2018)

Sonuç olarak, insanlık milyonlarca yıllık süreçle şekillenen doğal yaşam üzerinde büyük baskılar oluşturmaktadır. Dünyanın bazı bölgeleri ve canlıları için geri dönüş artık ne yazık ki mümkün değildir. Yapılan birçok çalışma canlıların insan türünün yarattığı olumsuz koşullardan nasıl korunacakları ve bizlerin neler yapması gerektiği konusunda öneriler içermektedir. Yapılması ve yapılmaması gerekenler artık bilinmektedir. Seçim ise ne yazık ki yine insan türünün elindedir. Üstünde yaşadığımız gezegeni paylaştığımız canlı ve cansız bileşenlere olan saygımız, insan olmanın üzerimize yüklediği bir sorumluluk olarak değerlendirilmelidir.

Kaynakça

Firebaugh, A., & Haynes, K. J. (2016). Experimental tests of light-pollution impacts on nocturnal insect courtship and dispersal. Oecologia, 182(4), 1203-1211.

Gaston, K. J., Duffy, J. P., Gaston, S., Bennie, J., & Davies, T. W. (2014). Human alteration of natural light cycles: causes and ecological consequences. Oecologia, 176(4), 917-931.

Hölker, F., Wolter, C., Perkin, E. K., & Tockner, K. (2010). Light pollution as a biodiversity threat. Trends in Ecology & Evolution, 25(12), 681-682.

Lao, S., Robertson, B. A., Anderson, A. W., Blair, R. B., Eckles, J. W., Turner, R. J., & Loss, S. R. (2020). The influence of artificial light at night and polarized light on bird-building collisions. Biological Conservation, 241, 108358.

Longcore, T., & Rich, C. (2004). Ecological light pollution. Frontiers in Ecology and the Environment, 2(4), 191-198.

Minnaar, C., Boyles, J. G., Minnaar, I. A., Sole, C. L., & McKechnie, A. E. (2015). Stacking the odds: light pollution may shift the balance in an ancient predator–prey arms race. Journal of Applied Ecology, 52(2), 522-531.

Moore, M. V., Pierce, S. M., Walsh, H. M., Kvalvik, S. K., & Lim, J. D. (2000). Urban light pollution alters the diel vertical migration of Daphnia . Internationale Vereinigung für Theoretische und Angewandte Limnologie: Verhandlungen, 27(2), 779-782.

Pauwels, J., Le Viol, I., Azam, C., Valet, N., Julien, J. F., Bas, Y., … & Kerbiriou, C. (2019). Accounting for artificial light impact on bat activity for a biodiversity-friendly urban planning. Landscape and Urban planning, 183, 12-25.

Rodríguez, A., Holmes, N. D., Ryan, P. G., Wilson, K. J., Faulquier, L., Murillo, Y., … & Corre, M. L. (2017). Seabird mortality induced by land‐based artificial lights. Conservation Biology, 31(5), 986-1001.

Russart, K. L., & Nelson, R. J. (2018). Artificial light at night alters behavior in laboratory and wild animals. Journal of Experimental Zoology Part A: Ecological and Integrative Physiology, 329(8-9), 401-408.

Sanders, D., Frago, E., Kehoe, R., Patterson, C., & Gaston, K. J. (2021). A meta-analysis of biological impacts of artificial light at night. Nature Ecology & Evolution, 5(1), 74-81.

Silva, E., Marco, A., da Graça, J., Pérez, H., Abella, E., Patino-Martinez, J., … & Almeida, C. (2017). Light pollution affects nesting behavior of loggerhead turtles and predation risk of nests and hatchlings. Journal of Photochemistry and Photobiology B: Biology, 173, 240-249.

Van Doren, B. M., Horton, K. G., Dokter, A. M., Klinck, H., Elbin, S. B., & Farnsworth, A. (2017). High-intensity urban light installation dramatically alters nocturnal bird migration. Proceedings of the National Academy of Sciences, 114(42), 11175-11180.

Yurk, H., & Trites, A. W. (2000). Experimental attempts to reduce predation by harbor seals on out-migrating juvenile salmonids. Transactions of the American Fisheries Society, 129(6), 1360-1366.