İstiklal Marşının Açıklaması, 10 Kıta İstiklal Marşının Anlamı

Birinci Fıkra: Bu bentte Türk milleti ele alınır. Ülkemizde bir kişi kalana kadar bu vatanı savunacağız. Bir Türk vatan topraklarında kalsa da istiklalimizi ve bayrağımızı savunacaktır. Bayrağımız dalgalandığı yerden indirilmez, zaptedilemez, endişe edilecek bir durum yoktur. Bayrak Türk milletinin yıldızıdır. Bayrağımız her daim parlayacak, milletimiz yaşayacaktır. (Eski bir inanışa göre herkesin bir yıldızı vardır, yıldız parladıkça halk yaşar. İstiklal marşımızda şair buradadır, bayrağımız milletimizin yıldızı sayılır.)

İkinci paragraf: Bu beytte şair ilme çağırır. Ey korkak bayrağımız, milletimizi hor görme (ilmin hilali kaş gibidir). Milletimiz sizi göklerde uçuramayacak kadar çok kan döktü. Kaşlarını çatarsan senin için dökülen kan senin yerini tutamaz. Bağımsızlık milletimizin hakkıdır.

Üçüncü paragraf: Ben tarih boyunca hür bir milletim. Sonsuza kadar özgür yaşayacağım. Beni hapsedip zincire vurmak isteyenler deli olabilir. Çünkü tarih boyunca her türlü zulme karşı direnmeyi kim bilebilir; Ben yoluna çıkan her engeli büyük bir sel gibi aşan bir milletim. Bizdeki istiklal aşkı uçsuz bucaksız denizlerle boy ölçüşemeyecek kadar bol ve kuvvetlidir.

Dördüncü Fıkra: Bu fıkrada, Batı’nın teknik gücünün geliştirdiği silahların, iman gücüne karşı etkili olmayacağı ifade edilmektedir.
Medeniyetin temsil ettiği ve getireceği propagandasıyla doğulu aydınları aldatan, Doğu’yu kendine mal eden ve sömüren Avrupalıların sözde, vahşi ve sahte medeniyeti anlamına geldiği için medeniyeti bir “canavar” olarak görmektedir. Bu canavar milletinize uğursuzluk getirmeye çalışsın, nafile. Çünkü bana olan inancı, kötü sesiyle bastırılmayacak.

Beşinci paragraf: Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İtilaf Devletleri vahşetlerini Anadolu’nun işgali sırasında göstermişlerdir. Şair bunu “ahlaksız sürü” sözüyle ifade eder. Türk milleti bu işgale çok zor şartlar altında direnmiş ve güçlü silahlarla kendi vücuduna seslenmiştir. Tanrı’nın kurtuluş vaadi çok yakın bir gelecekte gerçekleşecektir.

Altıncı Değişiklik: Bastığınız yerleri adi toprak sanmayın. Vatan sıradan bir toprak parçası değildir, binlerce şehidin kanı pahasına kazanılmıştır. Bu toprağın altında binlerce şehit var, sen de onların evladısın. Atalarınızı incitmeyin. Ayrıca ülkemiz eşsiz doğal güzellikleri ile cennet gibidir. Sana dünyaları verseler de bu güzel ülkeyi vermiyorlar.

Yedinci Değişiklik: Toprağı sıkıştığında şehit kanlarıyla dolup taşacak olan bu cennet vatan için her insan kendini feda eder. Canımı, sevdiklerimi, bütün malımı alsın, yeter ki Rabbim beni vatanımdan ayırmasın, yaşadığım müddetçe.

Sekizinci Fıkra: Rabbim, senden istediğim budur. Dinen mukaddes sayılan yerlere (camilere) yabancı el değdirmeyin. Dinin temeli olan ezan, memleketimin üzerinde ebediyen duyulsun. (Ezan şehadetlerinde Allah’ın birliği ve Hz.

Dokuzuncu Fıkra: Bu isteklerim yerine geldiğinde, ben ölsem bile, memleketimde bir mezar taşım kalsa, o bile sana şükranlarını sunmak için vecd içinde secdeye kapanacaktır. Kanlı gözyaşlarım her yaradan akıyor. Bedenimde neşe ve mutluluk dolu bir ruh olarak sana doğru göğe yükselen, en yüksek doruklarına ulaşsın.

Onuncu Fıkra: Aydınlık ve güzel günleri müjdeler, Şafak gibi dalgalanır şanlı bayrağım! Senin adına akıttığımız bütün kanlar sana helal olsun. Sonsuza kadar Türk milletiyle yaşayacaksın. Hürriyet, Allah’a tapan milletimin ve tarih boyunca hür yaşamış ilmimin hakkıdır.

İçindekiler

Bağımsızlık marşı

Korkma, kızıl bayrak dalgalanıyor bu sönmez şafaklarda;
Memleketimde son soba daha sönmeden tütüyor.
O benim milletimin parlayan yıldızıdır.
Benimdir, milletimindir.

Düşme kurban olayım yüzün ürkek hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Nedir bu şiddet, bu şiddet?
Kanımız izlenir, erimezsiniz…
Allah’a kulluk edenlerin hakkı, milletimin istiklalindendir!

Ezelden beri hür yaşadım ve hür yaşayacağım.
Hangi deli beni bağlayacak? Ben şaşırdım!
Gürleyen bir sel gibiyim, beni çiğniyor, yetişiyorum.
Dağları parçalayacağım, gökleri aşacağım ve yine de akacağım.

zırhlı çelik duvar,
Sadık sandığım gibi sınırlarım var.
Milletten korkma! Bu inanç nasıl bastırabilir,
medeniyet! Tek dişli canavar mı dedi?

arkadaş! Piçlerin ülkeme girmesine izin verme, verme.
Vücudunu tuzağa düşür, bu ahlaksız sürüden bahsetmiyorum bile.
Allah’ın size söz verdiği günler gelecek…
Kim bilir belki yarın, belki de yakın gelecekte.

Bastığın yerler “toprak!” Söyleyip gitme, biliyorsun:
Altında kefensiz yatan binlerce insanı düşünün.
Senden öncekilerin rezaletinden zarar görmeyen bir şehidin oğlusun.
Ama umarım beni dünyadaki tek gerçek vatanımdan mahrum etmez.

Cennet vatan uğruna kim fedakarlık yapmaz ki?
Şehitlerin akışı için dar şehitler!
Huda alsın canımı ve bütün malımı
Dünyadaki yalnız evimi gölgede bırakmama izin verme.

Canımın Senden dileği şudur Allahım:
Umarım rezil eliyle şakağıma dokunmaz.
Bunlar, şehadetleri dinin esası olan kulaklardır.
Benim sızlanmamda sonsuz ev.

Sonra trans halinde bine secde ederim,
Tüm Serham’dan, benim ilahi, mutlak ve kanlı sünnim,
Bir ruh gibi akıyorum topraktan.
O zaman başım bir güle layık olabilir.

Şafakta ey şanlı hilal, sıra sende!
Şimdi tüm yasal kanımı akıtın.
Senin için sonsuzluk yok, benim ırkım için yok İzmaillal:
Bu onun hakkı, özgür yaşadı, bilgimin özgürlüğü;
Hakka tapan, milletimin istiklali haktır.

“Andromache Tiyatro Oyununun Özeti ve Konu Özeti Yalnızız, Bayami Safa”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]