İşyerinde Çalıştığı Halde Sigortasının Yapılmaması konusunu içeren ALACAK davası ve YARGITAY KARARI sitemizde sizlerle paylaşılmıştır. Tokat ili ve çevresindeki benzer hususlar için uzman avukatlara sitede yer alan telefon numaralarından ulaşım sağlayabilirsiniz.
10. Hukuk Dairesi 2021/7804 E. , 2021/15333 K
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi
Dava, prime esas kazanç tutarlarının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının işveren yanında çalıştığı halde sigortası yapılmadığı için açtıkları …. İş Mahkemesinin 2014/35 Esasında hizmet tespitine karar verildiğini, kararın 09/05/2018 tarihinde kesinleştiğini, yine işveren aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/627 Esasından alacak davası açıldığını, emsal ücret araştırmasında işten çıkış itibari ile davacının ücretinin brüt 2.372,65-TL olduğunun tespit edildiğini, ancak Kurumca davacının 02/01/2003-30/11/2004 ve 20/12/2004-30/08/2008’de sigortalı çalıştığı tarihler arasında prime esas ücretin asgari ücret olarak alındığını, Kurumun mahkeme kararına uymadığını ileri sürerek davacının … 3. İş Mahkemesinin 2014/35 Esas sayılı dosyası ile tespit edilen hizmet sürelerine ilişkin asgari ücret üzerinden yatırılan primlerin brüt 2.372,65-TL’ye tamamlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı şirkete dava dilekçesi tebliğ edilmiş, ancak davaya cevap verilmemiştir.
Feri müdahil Kurum vekili, primlerin kuruma bildirilmesinin işveren sorumluluğunda olduğunu kurum kayıtlarının işveren tarafından yapılan bildirimlere uygun düzenlendiğini, mahkeme kararı ile davacının hizmet süresinin tespit edildiğini ancak SPEK konusunda bir karar verilmediğinden işverenin alt sınırdan düzenlediği belgeler ve mahkeme kararına göre işlem yapıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ
Davacı vekili, davacının sigortalı olarak çalıştığı dönemlere ilişkin prime esas değerin asgari ücret üzerinden değil, brüt ücret üzerinden hesaplanması gerekirken davalı kurumca mahkeme kararına uyulmaması nedeniyle … SGK İl Müdürlüğüne başvuru yapıldığını, ancak kurumca altmış gün içinde bir cevap verilmediğinden taleplerinin reddedildiğini, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, müvekkilinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzlarının mahkemece göz önünde bulundurulmadığını, bordro tanıklarının müvekkilinin iş yerinde müzisyen olarak çalıştığını beyan ettiklerini, davacının ücretinin meslek örgütlerinden araştırıldığında iddialarının doğrulandığını beyanla ilk derece mahkemesinin kararını istinaf etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesince, “Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, kendileri tarafından ücrete ilişkin 3 adet yazılı belge sunulmuş olmasına rağmen yazılı belge sunulamadığından istinaf başvurusunun reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca hizmet tespiti davasında kararın temyiz edildiğini, ancak onama ile kesinleştiğini, Kuruma primlerin düzeltilmesi için başvuruda bulunduklarını anacak Kurumca cevap verilmediğini, bu nedenle huzurdaki davayı açtıklarını, sundukları delillerin yeterince incelenmediğini belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 77. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 80. maddesidir. Söz konusu maddelerde prime esas kazançların nasıl belirleneceği düzenlenmiş olup, “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi unsurlar da girmektedir. İdare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında sigortalıya yapılan ödemeden düşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20/10/2010 gün ve 2010/10-480 Esas – 2010/523 Karar, 20/10/2010 gün ve 2010/10-481 Esas-2010/524 Karar, 20/10/2010 gün ve 2010/10-482 Esas – 2010/525 Karar, 19/10/2011 gün ve 2011/10-608 Esas – 2011/649 Karar, 19/06/2013 gün ve 2012/10-1617 Esas-2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasa dönemi açısından;
5510 sayılı Kanunun 80/1-d maddesinde de; “4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
… d)Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82’nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmazı ve 102’nci madde hükümleri uygulanmaz.” denilmiştir.
Davacının, davalı şirkette en son aylık brüt 2.372,65-TL ücretle çalıştığının tespiti istemli açılan eldeki davada; davacının, davalı Simtan Turizm Tic. Ve San. A.Ş.’nde 02/01/2003-30/11/2004 ve 20/12/2004-30/05/2008 tarihleri arasında çalıştığının tespitine … 2. İş Mahkemesinin 2014/35 E. sayılı dosyasında verilen 2017/419 K. sayı ve 25/04/2017 tarihli ilam ile karar verildiği ve söz konusu hükmün Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 09/05/2018 günlü onama ilamı ile kesinleşmiş olduğu, diğer taraftan davacının davalı şirkete karşı açmış olduğu (…. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/627 Esas, 2018/1916 Karar sayılı) işçilik alacakları talepli davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosyada alınan bilirkişi raporunda davacının fesih tarihindeki aylık ücretin net 1.650,00-TL, brüt 2.372,65-TL üzerinden yapılan hesaplamaya göre kıdem tazminatı ve diğer alacakları yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karar ile hüküm altına alınan alacakların tahsili için de … İcra Müdürlüğü’nün 2019/781 Esas sayılı dosyasından davalı şirket aleyhine takibe geçildiği ve davalı şirket tarafından 12/02/2019 tarihinde 56.032,41-TL. tutarında ödeme yapıldığına dair tahsilat makbuzlarının işbu dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, Mahkemece, işçilik alacaklarına yönelik davada verilen karar sonrasında davacıya işverence yapıldığı bildirilen ödemeler araştırılıp, öngörülen yöntem izlenmeli, buna göre ödemenin yalnızca hizmetin gerçekleştiği son ayın prime esas kazancına dahil edilebileceği dikkate alınarak, toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
3- Öte yandan, 6552 sayılı Kanunun 11/09/2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiş olup, davanın prime esas kazanç tespitine ilişkin olup, davalı kurumun davada işlemi tesis eden yasal hasım durumunda olması sebebiyle fer’i müdahil olarak kabul edilemeyeceği dikkate alınarak karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek
halinde davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine 02/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.