Alex Tew’in bir milyonluk dolarlık fikrinden sonra ilgimi çeken en iyi fikirlerden biri.
“ Tribe wanted “: Kabile aranıyor.
5.000 kişi, emsalsiz bir kabile, gerçek bir ada…
Dünyanın hertarafından gelecek 5.000 kişi ile yaratılacak bir sanal topluluk daha sonra sanal olmaktan çıkıp gerçek bir kabile hayatı yaşayabilir mi?
26 yaşında iki girişimci İngiliz, Mark James ve Ben Keene işte bu 5.000 kişiyi toplamaya çalışıyorlar bugünlerde. Becerebilirlerse bir ilki gerçekleştirmiş olacaklar. Sanal ortamda yaratılan, kuralların ortak belirlendiği bir topluluğun daha sonradan unutulmayacak bir deneyime dönüşeceği kabile hayatı. Tarih yazacak bir macera oyunu.
Macera Adası’nda elektrik, yol, içme suyu gibi şeyler yok. Kabile üyeleri, adayı ziyarete gitmeden önce, sanal ortamda birbirleriyle tanışıp, sohbetleyecekler ve adada oluşacak yeni komünitenin yapılanmasına bilgisayar başında karar verecekler: Kabilenin adı, kabileyi yönetecek 12 şef’in kim olacağı, adada kullanılacak altyapının nasıl kurulacağı, adada yapılacak aktivite ve maceraların seçimi, kişilerin birbirleriyle iletişim altyapı ve sosyalleşme sürecinin ne ve nasıl olacağı, çevreye duyarlı bir ada topluluğu yaratılma yöntemleri gibi çok sayıda kararlar olacak bunlar. Yani sanal ortamda herkes bu adada yaratılacak kültürel ve yaşamsal gereksinimlere birlikte karar verecek ve daha sonra bunları adada yine birlikte uygulayıp hayata geçirecekler.
Mark James, Pasifik Okyanusu’nun güneyindeki gerçek adı Vorovoro olan bu bakir Fiji adasının sahibi (erkek kardeşi ve aileleriyle adada 2 ufak barınakta yaşayan tek yerliler) Tui Mali ile anlaşıp adanın 3 yıllık kullanım hakkını elde etmiş.
Karşılığında (üyelerden toplayacağı paraların bir kısmıyla) çevre adalardaki yerli komünite projelerine destek olacak; okul yapımı, balıkçı teknelerine motor temini ve yerlilere yeni iş imkanları yaratmak gibi. Üyelik ücretini veren herkes bu maceraya katılabilir, ancak Mark ve Ben özellikle çevreye duyarlı maceraperestlerin katılımını bekliyorlar. Ne yapılırsa yapılsın, herşey çevreye aşırı hassasiyetle yapılacak. Yani otel ve benzeri hiç bir betonarme olmadan, doğada yaşayan hiç bir bitkiye, hayvana dokunmadan.
3 çeşit üyelik seçeneği var:
Bu ücretlere yeme içme, havaalanından transfer ve tribewanted.com topluluğuna üyelik dahil. Ülkenizden Fiji adalarına yolculuk parası ise size ait.
Scuba dalışı, sörf, dağcılık, orman sporları, balık, güneş, deniz, kumsal… Macera Adası’ındaki tüm gelişmeler ve yaşam 3 yıl boyunca filme alınacak ve tribewanted.com’da yayınlanacak (üyelere de ufak bir ücret karşılığı izleme imkanı verilecek). 5.000 üyesi olacak bu kabilenin, ancak adada aynı anda en fazla 100 kişi yaşayacak. Herkes önceden zaman planlaması yapmak zorunda.
Şimdi basit bir hesap yapalım: 3 farklı üyelik seçeneğine göre kişi başı ortalamanın 420 dolara geldiğini varsayalım. (En ciddi masrafın yolculuk parası olacağını düşünürsek, kişilerin gecelik maliyetini azaltmak için 1 haftadan fazla kalmak isteyeceklerini varsayıyorum.) Bu 420 doların 120 doları maliyet olsa (ki sanmam; çünkü adada yiyecek ve içecek oradaki imkanlarla sağlanacak; doğa ne sunuyorsa… Maliyet tahmin hesabımda yerliler için ayrılacak destek bütçesi dahil). Televizyon yayın haklarından elde edilecek gelirleri ise yok sayalım. Bu projenin ünlü olmasıyla sponsor olmak isteyecek firmaların sıraya gireceğini de yok sayalım. Adam başı 300 dolar net kar. Çarpı 5.000 kişi:
1.5 milyon dolar!
Evet bu fikir Alex’in ki kadar zahmetsiz ve hızlı geri dönüş sağlamıyor belki ancak yine de çok kuvvetli ve çok daha eğlenceli (Bu arada Alex de kaydını yaptırmış!). Bir topluluğa ait olma ihtiyacı, bu topluluk içinde kararlara katılabilme, yönlendirme güdüsü, sanal ortamdan çıkıp gerçek bir maceraya dönüşecek bir projenin parçası olup kısa süreliğine de olsa cennet gibi bir tatil yapma ihtiyacı, vs vs… Ben bu yazıyı yazdığım sırada üye sayısı 173’tü, 4.827 kişi var 5.000’e. Tahminim en geç 2-3 ay içinde bulurlar bu sayıyı. (Üye listesinde henüz bir Türk ismi yok. Ancak böyle bir tecrübenin bana çok cazip geldiğini itiraf etmeliyim!).
Mark James ve Ben Keene… Bu iki girişimci hem çok severek, eğlenerek ve büyük deneyimler elde edecekleri tüm dünyanın dikkatini çekecek bir işe kalkışıyorlar, hem de ceplerini dolduruyorlar. Kaba bir hesapla toplam kazançları 1.5 milyon dolar’dan fazla. Şimdiden yaratıcı girişimleriyle dünya medyasının ilgisini çekmeye başladılar bile.
Turizm hep vardı, uzak doğu, keşif edilmemiş yerleri görme, kaçamak yapma, macera arzusu da… Aynı şekilde sanal ortamda yaratılan topluluk veya komüniteler de. Bu iki unsur birleşince ortaya yakın zamanda adından sıkca bahsettireceğine inandığım yepyeni bir fikir çıktı.
Ülkemizin tanıtımından ve Turizm’den sorumlu yetkililerin (her nekadar gündemleri şu an – ne tezattır ki – el değmemiş koyları yapılaşmaya açmak olsa da!) buna benzer projelerden ne kadar haberdar olduğu; 70 milyonluk nüfusun içindeki beyinlerden ne kadar faydalandığı ve bu tarz yaratıcı girişimciliği ne kadar desteklediği kocaman bir bilinmez… Turizmin sadece çok yıldızlı ve etrafı tellerle örgülü oteller yapmak olduğunu düşünen bir turizm-inşaat sektörümüz var. Ve artık zaman; bu söktörün, fakir yabancı turistleri memnun etmeye çalışmaktan sıyrılıp; farklı bakış açıları ile tüm dünyada ses getirecek girişimleri sahiplenmesinin zamanı…
(Her nekadar görünümü hoş olsa da, İstanbul’a 3 milyon lale yle makyaj ( ! ) projemizi hatırladım birden!).