Kanal İstanbul’un bilinmeyen tarihi gerçekleri

CemTV. de  hafta   çarşamba   günü  yayınlanan “Çevre Dosyası” programının başarılı  ve  cesur sunucu Şeyma DUMRUL’UN  bu haftaki konuğu İstanbul Çevre Konseyinin Kurucu Genel Sekreteri ve Doğa Savaşçıları Çevre Örgüt Başkanı Zafer Murat ÇETİNTAŞ ile ” Kanal İstanbul’un bilinmiyen yönleri” hakkında sohbet edilecektir .

Şeyma DUMRUL    : Kanal İstanbul Türkiye’nin gündeminde.İstanbul il çevre ve şehircilik md.lüğünde 10 gün süre ile askıda olan Çed raporu yayınlandı.Uzmanlar,bölgenin ekolojik dengesini bozar dediği halde,İktidar Türkiye’yi kurtaracak bir proje diyor.Buyrun söz sizde.

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : Kanal İstanbul’a hiç gerek olmadığını,AKP.nin kendi içinde çelişkiye düştüğünü söyliyebilirim.Çünkü AKP hükümet olduktan sonra  Türk boğazlarında,ondan önce sürekli kaza oluyordu ve %90 oranında kazalarda artış söz konusuydu.

Ancak;bizlerden istenen  ve oluşturduğumuz kamuoyu ve STK.ların gücüyle bütün dünyaya duyurduk.

Uluslararası denizcilik örgütü(IMO)’ya Türk boğazlar tüzüğünü kabul ettirdik.bu AKP.nin başarısıydı.Ciddi anlam da Montrö açısından güçlü olabilmek için hertürlü kozu kullandılar.

Türk boğazlarında çift gidiş-geliş varken tankerlerin istediği saatte  gelip geçerken,oluşturduğumuz Türk boğazı tüzüğüyle,Tankerler beklemeye alındı.200 metre üzerindeki tankerler römork ile geçti ve gemiler sağ taraftan aktı.Karşılıklı trafik durduruldu.

Boğazlar  yaşanabilecek fırtınalı ve özellikle lodoslu havalarda  gemi trafiğe kapatıldı.

Türkiye’de o yıllarda ; yılda 54 bin gemi  geçiyordu. Bu günkü koşullar da  gemi sayısı 45 bine düştü.

12 bin tanker geçiyordu 9 bine düştü.Buna rağmen Türk boğazlar tüzüğünde AKP çok ciddi oranda başarı sağladı.Tankerler beklemeye alındı,200 metre üzerindeki gemiler römork eşliğinde geçti.Şimdi  ise AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan diyor ki “Montrö ne aldı,ne götürdü.Montrö sayesinde başarılı olduk.

Montröyü şimdi tartışmaya gerek yok.Boğazlar tüzüğünün  hemen arkasından yine 2001 yılında,WTE sistemlerinin kurulması için temel atılmıştı.

WTE: Türk boğazlarında 365 gün  24 saat uydudan radar aracılığıyla,Türk boğazlarından geçen tüm gemileri,çıktıkları limandan boğazlara kadar geçene kadar takip eden bir sistemdir.

Geminin kazay sebebiyet  verip vermediğini ,kaza olma ihtimalini anında gören bir sistemdir.Olay anında kıyı emniyet römorklerini uyarmaktadır.Römorkler de hemen o bölgeye intikal ederek kaza riskini enaza indirmektedir.

Şeyma DUMRUL    : WTE sistemi kurulduktan sonra Türk boğazlar  başarı oranı nedir?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : WTE kurulduktan sonra(4’ü Çanakkale’de,diğerleri İstanbul’da olmak üzere 365 gün 24 saat boğazlar uydudan izlenmeye başladı.Bugün ABD projesi olan Kanal İstanbul’da bu WTE sisteminin  ihalesini kazanan bir ABD firmasıdır.Bu sistemi yapılması için 40 milyon dolar  para verildi.

Dolayısıyla;

-AKP.nin 17  yıllık iktidarında, en önemli başarıları,WTE sistemini tamamlamalarıdır.Böylelikle,boğazlar da  kazalar %90 oranında azaltılmıştır.

Buna rağmen dünya ticaret hacminin küçülmesiyle;

*54 bin gemi 45 bine   ;  12 bin tanker 9 bine düşmüştür.

Kanal İstanbul’u gündeme getiren  hükümetin genel başkanı kendileri ile çelişiyor.Montrönün hiçbir eksiği  yok,tam tersi haklarımızı koruyoruz.Bu sistemler bittikten sonra boğazlarda römork satyısa da artmıştır.Boğaz da kırmızı yalıy çarpan 200 metreden büyük gemi römork almamıştı.

Şeyma DUMRUL    : Römork almak isteğe bağlı mıdır?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : 200 metre ve daha uzun gemiler de römork almak zorunludur.Merkezi İngiltere’de olan Uluslararası Denizcilik örgütü bunu kabul etmiştir.Kaza  olayında kıyı emniyeti genel md.lüğü römork alınmamasını gizlemiştir.

Türk boğazlarında başka birşey daha var!!!

Bugün gemiler,yalılar ve tarihi eserler yandığında ;kıyı emniyetinin yüksek debi de deniz suyunu alarak GS.Ünv.söndürülse de bina çöktü.

Halbuki Deniz İtfaiyesi kursak,kuru köpükle söndürülse idi o bina yerinde kalırdı.

Şeyma DUMRUL    : Türk boğazların da eksik bir husus olan Deniz İtfaiyesinin kurulmaması mıdır?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : İBB.nin kontrolünde Deniz itfaiyesi kurulmalıdır.Başka bir şey daha var.Yine Türk  boğazlardan geçen gemilere ve balıkçılığa hizmet edecek en önemli unsurlardan biri de  deniz ambulansının kurulmasıdır.

Gelişmiş ülkelerde;

Deniz ambulansı ile denizden hava ambulansı ile hastaları alıp  hastaneye yetiştiriyorlar.Biz de böyle bir sistem yok.Bir Amerikan projesi olan  Kanal İstanbul’da bu ısrar niye?

Devlette devamlılık esatır.Bakanlar kurulu ile yapılan bir baraj yoktur.Ali bey barajı var.Hamzalı barajı Çatalca- Çorlu arasında Kestanelik bölgesinde planlandı.Sondaj da yapıldı.Siz binlerce insanın arazisine  su havzası diye imar yapılamaz şerhi koyuyorsun.Kendileri ile çelişkiye düşüyorlar.Kanal İstanbul yaparak,hem kendi planladığınız  Hamzalı barajını yok sayıyorsunuz hem de mevcut gölleri yok sayıyorsunuz.Peki 16 milyon insana su nereden gelecek?

Şeyma DUMRUL    : Kanal İstanbul’un 1250 sayılık çed raporu yayınlandı.Maliyeti 75 milyar dolar olarak hesaplandı.İşin içine girildiği zaman  hepimiz biliyoruz ki bu maliyetler artacak.Bu projeyi hayata geçirme ömrü olarak da 7 yıl öngörülüyor.

Az önce DSİ.den bahsettiniz.DSİ.nin  Kanal İstanbul için Sazlıdere barajını  ve Terkos gölünü devreden çıkaracağı görüşü,çed raporunda dikkate alınmadı hususu var.Görüşleriniz nelerdir?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : Bakanlar kurulunda üç bakan Kanal İstanbul’a karşılar.

Şeyma DUMRUL    : Hangi bakanlıklar karşılar?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : M.S.B.lığı başta olmak üzere,Çevre ve Şehircilik Bakanlığının alt  birimleri ve DSİ.leri karşı çıktılar.Oysa bunlar devletin devamlılık araz eden  kuruluşlarıdır.2017 yılında İBB.Meclisinde bir caddenin genişletilmesi için DSİ.den görüşistendiği halde neden çed dosyasında DSİ.nin görüşlerine yer verilmiyor.

Şeyma DUMRUL    : Gerek terkos gölünün yıllık 140 milyon metreküp,gerekise yıldızdağlarından gelen 235 milyon metreküp ve Sazlıdere barajından gelen 52 milyon metreküp suyun  elden çıkması,İstanbul’un bir anda  susuzlukla karşı karşıya kalması riskini nasıl değerlendiriyorsunuz?Ama bu görüş çed raporunda yer almadı.

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : Geçmişte  Terkos gölünden kaçak kum çıkartılıyordu.Helikopter ile  çekim  yapıldığı zaman Terkos gölünün  denize doğru kaydığını tesbit edildi.İSKİ’ye bildirdik.İski bu çalışmayı ciddiye alıp denizin kenar kısmına beton döktüler.

İSKİ gerekli önlemleri almasaydı,bugün Terkos gölünden değil deniz  suyunu içmiş olacak idik.

Dolayısıyla AKP Hükümeti bu olayı yok sayması mantıksızdır.İstanbul Çevre Konseyi olarak,Doğa Savaşçıları Çevre Örgütü olarak,İstanbul Çevre ve Şehircilik Md.lüğüne  dilekçe verme hazırlık yapıyoruz.

3071 sayılı dilekçe kanuna göre,vatandaş orjinal kimliği ile müracaat ettiği taktirde dilekçeyi almak zorundadır.

Biz STK.lar;Türk boğazlarının sivil gücüyüz.Montrönün delinmemesi için hertürlü çabayı  gösteriyoruz.

Şeyma DUMRUL    : İsterseniz çed raporunu detaylandıralım.Kanalın 45 km.olacağı,derinliğinin ise 25 km.bilgisi var.6 tane arıtma tesisi devre dışı bırakılacak.Buna karşılık; 4  adet arıtma tesisi yapılacak.Ayrıca Karadeniz’de su seviyesi 4-5 cm düşecek,Marmara 2 cm yükselecek,28 milyon 141  metrekare alanda kazı yapılacak .Marmara ve Karaniz çok önemli.Alt akıntılar var.Bu dengeler değişince  Istanbul’da ve Marmara’da,hatta Türkiye’de  neler olacak?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : Rus bilim adamı  Alexandır Makarov; 1881 yılının başlarında boğazlarda su akıntılarıylka ilgili su hipotezini ispatlyn kişidir.Akdeniz’den gelen suyun alt akıntının  saniye de 8 bin metreküp,alt akıntını da saniye de  saniye de 6 bin metreküp olarak geri döndüğünü ispatladı.

Akdenizden gelen tuzlu su olmasaoranın tatlı göl olacağını ispatladı. Alexandır Makarov öldükten sonra yapılanların ,denizaltıların geçişi için 1nci dünya savaşına hazırlık olduğu anlaşılıyor.Alfred Möttö; aynı araştırmayı yaptı.

Alexandır Makarov’un bu hipotezini bugüne kadar kimse çürütemedi.Bu hipotezi, ODTÜ WTE sistemlerinin yapılması esnasında,aynısını görmüştür.Tebliği olduğundan yeni bir rapor yazılamamıştır.

Burada bırakın deniz akıntısını,dengenin değişmesini,direk olarak etkileyecek en önemli şey; Tuna,diyapen   gibi nehirlerden gelen kirlilik,üst akıntı kanalıyla kaal istanbul’a akacaktır.Ve biz Karadeniz’debindec3 oln tuzlu sudan başka kirli suyu Kanal istanbul’a yükleyeceğiz.Kanal istanbul aracılığıyla da Marmara Denizine akacaktır.Çünki dip akıntısı saniye de 8 bin metreküp.bu 8 bin nötron bombası demektir.

Şeyma DUMRUL    : Karadenizin 150-200 metre altında  hayat yok.abaunda hidrojen sülfür gazının büyük etkisi var.Kanal İstanbul yapılırsa,Karadeniz patlar mı?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : Zatenşırı bir şekilde kirlilik var.Siz Karadeniz’e  2 milyar metreküp toprak dökeceksin. Elbette onunda bir hacmi var.Bir yanardağ gibi patlar.Karadeniz tamamiyle biter.Tusunami meydana gelir.Bu patlama Karadeniz’de kaymaaya neden olur.Bu da depremi tetikler.

Dolayısıyla; boğaz ortadan kalkar.

Şeyma DUMRUL    : Hükümet Türkiye’nin Enerji koridoru geçişi olacak diye açıklamaları var.Boru hatlarının durumu nedir?Alınan karar nedir? Boru hatlarının mesderesi ne olacak?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : Cumhurbaşkanlığı 1426 sayılı kararname ile Türk boğazları tüzüğünde 04.08.2019 tarihinde  bir değişiklik yaptı. Türk boğazlar daha çok güçlendi.

AKP Boğazlar da  kzaları ortaya koyarak  boru hatlarını ortaya koydu.

Rus ,Azeri doğalgaz boru hatları ile taşınınca,boğazlarda gemi trafiği de azaltıyor.2000 kmlik boru hattının  1200 km.si bizden geçiyor.İşin ilginçi bütün önlemleri Montröye göre alıyorsunuz.

Montrö’ye dayanarak boru hatlarını ortaya koyuyorsunuz?Yine kanl İstanbul diyorsunuz?Bütün dünyanın enerjinkoridoru Türkiye’den geçiyor.Doğal gaz htları bizden geçtiği halde  doğal gaz fiyatları neden artıyor?

-Dünya’Da su savaşları çıkıyor ve Suriye’ye su vermezsek savaşçıkacak.Siz İstamnul’Un suyunu yok edeceksiniz.Sonr suyu şurdan-burdan  su getiriyorum diye 4-5 kat su faturası çıkarcaksınız.Kısaca  75milyar dolar vatandaşın sırtından çıkacak.

Şeyma DUMRUL    : Rusya’nın bu projeyi  desteklediklerine dair son günler de dedikodular arttı.Ama siz dediniz  ki ruslar bu projeyi desteklemiyor.Gerçekten de istiyormu istemiyor ?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : Dünya ticaretin % 87’si  denizden,Türkiye’de  ise % 83’ü.Ruslar boğazlardan zaten geçiyor,neden para versin ki.Kızıldeniz de tatlısu ile tuzlu su karışmadan akarken siz Karadeniz’de birleşik kap modelini ortaya koyuyorsunuz?

Palamut,lüfer balığı  yok neden?  24 derece  olması  gereken  deniz suyu,dağlardan eriyen karlar nedeniyle 11 dereceye düştü.Balıklar da kaçtı.

-Kızıldenizden gelen balon balığı,Türkiye’ye geldi.Kanalın yapılması durumunda,o tür yabancı menşeli  balıklar da artacaktır.

Hiçbiri ileri derecedeki biyolojik arıtmayı çalıştıramıyorlar.Çalışsa denizler kirli olmaz.Bütün kıyılarımızda ileri derecedeki biyolojik arıtma kurulmadan kıyılarımız  kirlilikten kurtulamaz.3 ncü Hava limanı yapılırken,çok miktarda arazi el değiştirdi.Mega projeler yapılırken araziler kapatılıyor.

Şeyma DUMRUL    : Karadeniz’deki yangınlar konusunda neler diyorsunuz?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ :   69 nokta da  Karadeniz de yangın biran  da çıktı.Sabotaj ihtimali  üzerinde duruluyor.Kesinlikle sabotaj olduğuna inanıyorum.

Şeyma DUMRUL    : 2019 yılı çevre olaylarını bir değerlendirirmisiniz?Termik santrallere verilen teşvik konusunda ne diyorsunuz?

Zafer Murat ÇETİNTAŞ : Karapınar’da Güneş Enerji Santralleri kuruluyor? Halbuki buralar da obruklar oluştu.Sebebini ilgililere sordum.Cevap alamadım.Bu kadar savurganlık olmaz.2019 yılı çevre felaketleri ile geçti.Çevre konusunda sınıfta kaldı.Bu şekilde gidilirse 2020’de daha çok çevre felaketleri olacağına inanıyorum.

Anayasanın 56 ncı maddesi “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” diye belirtilmektedir.Bu sebeple ;Her vatandaşın çevreyi korumak ve kollamak   vatandaşlık görevidir.

HABER : BÜLENT ÖZGEN