[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dünyada, iklim krizini hafifletebilecek yeni teknolojiler üzerine araştırmalar devam ederken, global işletmeler gözünü, lojistik alanında kullanılabilecek yeşil çözümlere çevirdi. McKinsey’in araştırma verilerine göre, dünyada iklim hedefinin nötr düzeye ulaşabilmesi için yeşil teknolojilere yatırımların, 2025 yılından itibaren her yıl yaklaşık 1,5-2 trilyon Dolar’a ulaşması gerektiği belirtiliyor. Bu hedefe göre iklim nötr politikaların başarıya ulaşabilmesinde birçok alanda, özellikle ulaşımda çevre dostu enerjilere ve uygulamalara geçilmesine ve bu anlamda bilincin dört koldan gelişmesine ihtiyaç var. Global pazarda lojistik faaliyetlerin sürdürülebilirliğe uygun çalışılmasına odaklanılan yeşil lojistik konusunu sizler için derledik.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Yeşil Lojistik uygulamaları: üretim, paketleme ve dağıtım süreçlerinin ekolojik önlemler çerçevesinde sürdürülmesini; çevre faktörüne göre lojistiğin tüm süreçlerinin özenle planlanması ve uygulanmasını; elektrikli araçlar, EURO 4, 5 standartları uygulanan araçlar gibi çevre dostu motorlu araçların ve gürültü önleyici donanımlı araçların kullanımını; depo ve tesislerde enerji tasarrufunun sağlanmasını; paketleme ve dağıtımda atık ve geri dönüşüme uygun çalışılmasını ve yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesini kapsar.
Depolamada yeşil enerjilerin uygulanması ilgili tedbirlere eklenmelidir. Yeşil dostu enerjiler; rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerjiler, yer altı ısıtması ve yeni teknolojiler sayesinde eklenebilecek yeni yeşil enerjiler, depo içinde ve açık alanlarda çalışmaların düzenlenmesinde kullanılmalıdır. Depolarda ısınmanın soğumanın karbon türevleri dışında, karbon nötr hedefiyle yeşil kaynaklarla gerçekleştirilmesi, şehir içi dağıtımlarda fosil yakıt kullanılmayan yeşil enerjiyle çalışan araçların dağıtımlarda kullanılması, lojistik işletmelerini yeşil lojistiğe taşıyan uygulamalardır. Ayrıca, atık yönetiminin ve geri dönüşümün randımanlı uygulanması da lojistik işletmelerinin dönüşüm çalışmalarına eklenmelidir.
Dünya çapında yeşil lojistik uygulamalarına bakıldığında, gelişmiş ülkelerde dağıtımlarla ilgili farklılıklar dikkat çeker. Örneğin, Hollanda’da elektrikli araç kullanımıyla oluşturulan özel şehir dağıtım sistemi, İsviçre’de ise kargo tramvayı gibi çevre dostu araçlar kullanılıyor. Barcelona, Dublin, Londra gibi birçok bölgede gürültü önleyici bir sistemle donatılan kamyonlarla geceleri veya yalnızca belirlenen saatlerde kamyonlar, malların taşınma hassasiyetle göre planlanan dağıtım koşullarına uygun şekilde belirli saatlerde trafiğe çıkarılıyor. Başka bir deyişle kısa ömürlü, hassas, soğuk hava zinciri nitelikli malların transferi ile uzun ömürlü ya da ısı dayanıklılığı olmayan ürünler kategorize edilerek, dağıtımı niteliğe göre tasarruf getirecek saatlere ayrıştırılmaktadır. Gece dağıtımının yanı sıra, geri dönüşüm ve atık konusunda da öncü çalışmalar düzenlenmektedir. Örneğin İsveç’te tesis çalışmalarında, zararlı maddelerin geri dönüştürülmüş karton ve kâğıttan geçişini etkili şekilde sağlamak üzere faaliyet gösterilmektedir. Yine İsveç’te SEEC Energy Store isimli bir marka, çevre dostu bina teknolojisi ve jeotermal ısıtma alanında yenilikçi çözümler sunmaktadır. Bu çözümlerde güneş pilleri, rüzgâr enerjisi veya hidroelektrik gibi sıfır karbon emisyonlu enerjiler kullanılmaktadır. Jeotermal ısıtma, depolamada ve konutlarda çevre dostu bir uygulama olarak kullanılabilen bir yeşil enerji kaynağıdır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
İlgili yaptırımların artması, işletmelerin tasarruf ve regülasyon taahhütlerinin incelenmesi ve global arenada bu taahhütlere göre başarının derecelenmesi gibi çözümlerle, işletmeler yeşil lojistiğe daha çok teşvik edilmeli. Bu sayede işletmelerde yeşil lojistiğe yönelmeyi sağlamak üzere, düzenlemeler, denetimler ve teşvikler artırılarak yaygınlaştırılmalı. Alternatif kaynak kullanan işletmeler için fonlar ve ticari alanda imtiyazlar oluşturulmalı. Gelişmekte olan ülkelerde, AB taşımacılık standartları ve yeşil taşımacılık kurallarına ve yaptırımlarına paralel düzenlemeler ve politikalar benimsenerek denetlenmelidir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
İşletmeler, yeşil etiketli ürünlerin taşınmasında, depolanmasında ve yeşil zincirin bozulmaması için teknolojinin nimetlerinden faydalanmak zorundadır; bunun için de yeşil lojistik uygulamalarına yatırım yapan lojistik firmalarıyla iş birliklerini deklare etmenin ötesinde, bunu bağlayıcı bir iş birliğiyle sürdürmelidir. İş birliği yapılacak lojistik firmalarından nasıl hizmetler beklediğine ilişkin bilinçli bir tutum sergilemelidir. İşletmelerin lojistik sözleşmelerinde, Yeşil Lojistik konusunda özeller maddeler eklemesi, anlaşma şartlarının içinde net bir şekilde yer alması ve filo yönetiminde yine bu maddeler doğrultusunda faaliyetlerini düzenlemeleri büyük önem taşımakta. İşletmelerin dürüst ve somut adımlarının yanı sıra, çevre kirlenmesinin kontrolü için de lojistik hizmetlerinin düzenli ve kontrollü şekilde denetlenmesi ve raporların şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşılması da etkili çözümler arasında sayılabilir.
Bir satış, pazarlama ve stratejik iletişim politikası olarak da yeşil lojistik benimsenmeli. PR çabalarında, duyarlılığın dile getirilmesi ve bütünsel bir yaklaşımla tüm operasyonların yanı sıra itinayla uygulanması için alınan aksiyonlar çeşitli PR eylemleriyle ifade edilmelidir. Tüketici açısından bakıldığında, yeşil etiketli ürünlerin tüketilmesi, yeşil lojistik ve çevre dostu tedarik zinciri etiketleri konusunda bilinçli tercihlerde bulunmaları da buna eklendiğinde çok boyutlu bir etki yaratmak mümkün hale gelir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]