HIPEK; Hipertermik karın içi kemoterapi, “Hyperthermic Intraperitoneal Chemotherapy” son yıllarda dünyada birçok merkezde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Tıp alanında kanser tedavisinde pek çok farklı yöntem kullanılmaktadır. Karın içi sıcak kemoterapi uygulaması, hastanın yaşam süresinin uzatılması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi bakımından kanser tedavisinde atılan önemli adımlardan biridir.
Karın içi organlardan kaynaklanan apandiks, kolon, over ve primer periton kanserlerinde, cerrahi tedavi öncesi veya sonrası verilen sistemik kemoterapi beklenen yanıtı vermeyebilir. Bu durumda, uygulanan tedavilere istenen yanıt alınamadığında, hastalık giderek ilerler ve sonunda hastanın yaşamı tehlikeye girebilir.
Cerrahinin amacının kanser hastalarını tam sağ kalım ile tedavi etmek veya uzun sağ kalımlara ulaştırmak olduğu düşünüldüğünde HIPEK uygulaması belirli vakalarda kaçınılmazdır.
Kanser tedavisine beklenen cevabın alınamadığı durumlarda “karın içi sıcak kemoterapi- HIPEK” seçeneği gündeme gelir. 1980’li yıllarda tümör biyolojisi ile ilgili yapılan çalışmalarda peritoneal metastazların lokal bir yayılım olarak kabul edilmesi ve etkili tedavi yöntemlerinin denenebileceği fikri ortaya atılmıştır.
Periton-kan bariyerinin sistemik yayılımı engellemede etkili olduğu gösterilmiştir. 1980 yılında Spratt ve arkadaşları tarafından Kentucky üniversitesinde İlk sitoredüktif cerrahi denemesi Apandiks müsinöz tümörü ve periton yayılımı olan hastaya sitoredüktif cerrahi ve HIPEK uygulanmıştır. Nüks kolon tümörlerinin yaklaşık %10-35, nüks mide tümörlerinin %50’sinin peritoneal yayılım şeklinde başvurduğu düşünülürse gastrointestinal tümörlerde sitoredüktif cerrahinin önemi açıktır.
Kanser; karın boşluğuna dökülme yoluyla yayılabilmektedir. Karın içi kanserlerde tümör peritona da sıçrayabilir. Bu gibi bir durumda, hastaya damar yoluyla uygulanan kemoterapotik ajanlar peritona ulaşamayabilir ve tedavi yetersiz kalabilir. Periton ile birlikte tutulmuş organlar cerrahi olarak çıkarılır, bu işleme “sitoredüktif cerrahi” denilmektedir.
Karın boşluğu belirli bir sıcaklıkta kemoterapotik ajanlarla yıkanarak, karın içinde yayılan tümör hücreleri mümkün olduğunca etkisiz hale getirilmeye çalışılır. HIPEK genellikle 40-42 derecede ısıtılmış solüsyonlar ile yapılır. Sitotoksik etki 39 derecede başlar ve 43 derecede azalır. Sitoredüktif cerrahi bittikten sonra karın içerisine iki adet ısı takip probuyla 4 adet silikon dren, karın içi tüm kadranlara yerleştirilir.
Kemoterapötik ajanların eklendiği 3-5 litre hacimdeki ısıtılmış sıvı özel bir pompa sistemi aracılığı ile daha önce karın içine yerleştirilen 2 adet slikon drenden karın içine verilir, benzer özellikteki diğer 2 slikon dren yardımı ile karın içinden alınıp filtre edilerek sıvının devir daimi sağlanır.
Sitotoksik ajanın perfüzyonu 60-120 dk. sürer. Kemoterapotik ajanların ısıtılarak verilmesiyle ilacın doku içine nüfus etmesi kolaylaşır ve kemoterapik ajanın kanser hücrelerini öldürme etkisini artırır. Belirli ısı düzeyleri kanser hücrelerini öldürücü etkiye sahiptir. Karın içine verilen kemoterapotik ajanlar belirli bir ısıyla karın içindeki tüm yüzeylere eşit bir şekilde dağılır ve ulaşır.
Kanserin ileri evresinde periton tutulumu olan hastalarda hastanın yaşam süresini uzatacak ve yaşam konforu sağlayacak HIPEK tedavisi gündeme gelir. Bu işlem ile peritonun kendi kanserlerinde, apendiks kanserinde, kadınlarda over kanserinde, mide ve kolon kanserlerinde başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Kanser tedavisinde hastaya bütüncül bir şekilde yaklaşılmalıdır. Bu şekilde gerçek manada tümörle mücadele başarıya ulaşabilir. Hastalarda gerekli durumlarda öncelikle sistemik kemoterapi ile başlanıp, sonrasında tümörün rezeksiyonuyla birlikte sitoredüktif cerrahi+ peritonektomi + HIPEK ve ardından sistemik kemoterapi ile tedaviye devam edilmelidir. Tek başına HIPEK uygulaması nadir durumlarda tercih edilebilir, örneğin belirli sebeplerle sitoredüktif cerrahiye uygun olmayan asitli hastalarda sadece şikayetleri biraz hafifletmek amacıyla uygulanabilir.
Genel olarak sitoredüktif cerrahi ve HIPEK uygulamaları hangi hastalara yapılmamalıdır (kontrendikasyonlar) aşağıda sıralanmıştır.
HIPEK ile beraber en sık hematolojik ve renal komplikasyonlar görülür. Oxaloplatin kanama komplikasyonlarını artırır. Cisplatin böbrek fonksiyon bozukluğuna sebep olur. Bu nedenle ilacın kullanımında hidrasyon önemlidir.
Bu tür komplikasyonlar deneyimli merkezlerde deneyimli ekiplerce organize edilerek minimalize edilebilmektedir. Ameliyat sonrası hastayı kaybetme riski ortalama binde 0 -7 arasındadır. Bu tür ileri evre ve ciddi kanser olgularında,bu tedavi yöntemiyle elde edilen hayat konforu ve sağ kalım süresi göz önüne alındığında söz konusu olabilecek komplikasyonlar ve ölüm riski kabul edilebilir düzeydedir.
Primer Tümör Ortalama Sağ Kalım
Kolorektal Tümör 13-34 ay
Gastrik Tümör 11 ay
Pseudomiksoma Peritonei 104-130 ay
Over Tümör 22-54 ay
Peritoneal Mezotelioma 34-92 ay
Doç.Dr. Hasan ABUOĞLU
Genel Cerrahi