Kentsel dönüşüm ve güçlendirmede hukuki zorlukları aşmak için çözüm önerileri

İnşaat Dünyası Dergisi Kahramanmaraş’taki 7,7 ve 7,6’lık depremler sonrası Mart-Nisan 2023 sayısında “Deprem Özel Sayısı” hazırladı. Sektör paydaşlarına ve bilim insanlarına depreme dirençli kentler ve binalar için görüş ve önerilerini sorduk. Kahramanmaraş depremleri sonrası Türkiye genelinde kentsel dönüşüm ve bina güçlendirmesi ile ilgili hukuki zorluklar bir kez daha gündeme oturdu. Kamuoyunda Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen Kanun’un 10 yıllık süreci tamamladığına dikkat çeken Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Av. Ali Güvenç Kiraz acilen yapılması gerekenleri sıraladı.

Yaklaşık olarak her 20 yılda bir ağır bir deprem felaketi yaşıyoruz. Bu noktada her deprem sonrası ülkemizin bir afet ülkesi olduğunu sadece deprem de değil sel, heyelan, kurak bölgeler gerçeğini göz ardı etmeye çalışıyoruz. Yaşanan her felaket sonrasında tedbirler alınması gerektiğini ve bu konularda neler yapılması gerektiğini konuşuyoruz. İşte bu noktada depreme dayanıklı yapılar yapabilmek için güçlendirme ve yıkıp yeniden yapma süreçlerini nasıl daha hızlı hale getirebiliriz?

2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kamuoyunda bilinen adıyla Kentsel Dönüşüm yasası 10 yıllık sürecini tamamladı. Çokça yasa da yönetmelik de değişiklikler gören düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından da birkaç defa bazı maddeleri iptal edildi. Bu noktada yapılması gerekenler ise;

BİNA YENİLEME KAVRAMI KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI’NA DÖNÜŞTÜRÜLMELİ

  1. Mevcut düzenleme kapsamında binalarımızı daha düzenli ve dayanıklı hale getirmenin ilk yolu 6306 sayılı yasayı ciddi bir şekilde yeniden düzenlemektir. Bir imar uygulaması olan ve fakat bina yenileme kavramına sıkıştırılan bu yasanın artık çok yönlü bir kentsel dönüşüm yasası haline getirilmesi ve uygulama yönetmeliğinin de buna göre yeniden düzenlenmesi şarttır. Riskli yapı, riskli alan, rezerv yapı alanı ve 6A uygulama alanlarından oluşan yasa içeriğinde konu sadece bina yıkıp yenileme olarak değil bütüncül bir imar uygulaması mantığı ile ele alınmalıdır.

REZERV YAPI ALANI SİSTEMİ EKSİKSİZ ÇALIŞMAK ZORUNDA

İSTANBUL’DA KOOPERATİF VE KURUM ÇALIŞANLARI SİTELERİ SORUNU

RİSKLİ YAPILARDA SÜRECİ TIKAYAN YASA VE YÖNETMELİKLER

  1. Riskli yapı tespit sürecinin hızlanması ve tespit yapıldıktan sonra maliklerin hakları da korunacak şekilde maliklere tebligat yapılmadan raporların komisyona gönderilmesi ve incelemenin hemen nihayetlenmesi gerekmektedir. Normal şartlarda 2+4 ay süren karot alımı ve itiraz süreci bu şekilde 3 ay ile bitirilebilir hale gelecektir.
  2. Riskli yapı kesinleştikten sonra belediyeler tarafından verilen tahliye süreleri normal şartlarda 2+1 ay şeklindedir ancak bu süreler o apartman veya sitede oturmayan kişilere de tebligat şartı nedeniyle 2+1+3/4 aylara hatta yurt dışı tebligatlarda 2+1+8/10 aylara kadar çıkmaktadır. Bu tebligatların doğrudan kapıya yapıştırılması sağlanmalı ve süre kapıya yapıştırma tarihi itibariyle başlamalıdır.
  3. 2/3 ile karar alınması ve karara katılmayan 1/3 azınlığa önce 15 gün ihtar gönderilmekte ve sonra payları açık arttırma ile satışa çıkarılmaktadır. 15 gün içinde imzalamayan malikin payları satışa çıkarılmaktadır. İşte bu noktada 1/3’ün hem süreci tıkamaması hem de onların da mülkiyet haklarının korunması için SPK lisanslı değerleme şirketleri devreye girerek eski proje ve 2/3 ile kabul edilen yeni proje değerlemesi yapılmalı hakkını aldığı ve bir hak ihlali olmadığı kararı verilirse rapor tarafından bu durumda 1/3 sözleşmeyi imzalamış gibi kabul edilerek 2/3 kararı ile inşaat ruhsatı alınabilmelidir. Bu durumda hem açık arttırma ile hak ihlali ortadan kalkacak hem de süreç çok ciddi şekilde hızlanacaktır.

KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI’NA UYGUN GÜÇLENDİRME YÖNETMELİĞİ ÇIKARILMALI