Kilo vermek, daha fazla kalori yakmak ve açlık hissini minimuma indirerek fiziksel zindeliğe ulaşmak modern insanın en büyük tutkularından biri. Daha zinde ve sağlıklı bir vücut için seçeneklerinizi gözden geçirirken popüler beslenme biçimlerinden bir olan ketojenik diyet dikkatinizi çekmiş olabilir. Ketojenik diyeti, hızlıca kilo vermenizi sağlayan şok diyetlerden ayırmanız gerekiyor. Zira ketojenik beslenme, sizi tüm yeme alışkanlıklarınızı değiştirmeye davet ediyor.
Son dönemin en trend yaşam biçimi haline gelen ketojenik beslenme hakkında merak edilenleri birlikte keşfetmeye ne dersiniz?
Ketojenik beslenme, sıkça denenen düşük karbonhidrat diyetlerine oldukça benziyor. Ketojenik beslenmede, ya da kısaca keto diyetinde, karbonhidrat tüketimini büyük ölçüde azaltmanız gerekiyor. Karbonhidrat tüketiminin azaltılması, vücudun ketozise girmesini sağlıyor. Ketozis gerçekleştiğinde ise vücut enerji için yağ yakmaya başlıyor. Daha anlaşılır bir dille ifade edecek olursak vücudumuz yakıt olarak karbonhidrat yerine birikmiş yağları yakmaya başlıyor.
Standart bir keto diyetini ana hatlarıyla şöyle tanımlayabiliriz: Tükettiğiniz gıdanın %70’i yağ, %20’si protein ve %10’u da karbonhidrat kaynaklı olmak zorunda. Oldukça ince ve hassas bir matematikle oluşturulan keto diyetleri, bu oranların dağılımına göre de farklılık gösterebiliyor. Örneğin, vücut geliştiriciler ve sporcular tarafından tercih edilen hedef odaklı keto diyetinde karbonhidrat oranı artıyor. Yüksek proteinli keto diyetinde ise karbonhidrat oranı %5’e kadar düşüyor. İşte ketojenik beslenmenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydaları:
Keto diyetleri, kısa vadede kilo vermek isteyenler için en ideal diyetler arasında yer alıyor. Düşük karbonhidrat tüketimiyle glikoz depolayamayan vücut, çok daha fazla yağ yakmaya başlıyor. Ancak hızlı kilo kaybı için aralıklı oruç da şart. Aralıklı oruç, vücudun daha hızlı bir biçimde ketozise girmesini sağlayarak kilo kaybına yardımcı oluyor.
Yüksek kan şekeri ve bozulmuş insülin düzeni tip-2 diyabetin nedenleri arasında gösteriliyor. Ketojenik beslenme, kan şekeri yönetimini iyileştirerek insülin direnci üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Yapılan klinik araştırmalar keto diyetlerinin tip-2 diyabet, prediyabet ve metabolik sendrom üzerinde olumlu sonuçlar doğurduğunu kanıtlıyor.
Ketojenik beslenme; HDL kolesterol seviyesi, kan basıncı ve kan şekeri gibi risk faktörlerine karşı vücutta olumlu etkiler yaratabilir ve kalp sağlığınızı korumaya yardımcı olabilir.
Nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan ketojenik beslenme, epilepsi üzerinde olumlu sonuçlar doğurabiliyor. Yapılan araştırmalar, keto diyetlerinin epilepsi nöbetlerini önemli ölçüde azaltabildiğini gösteriyor.
Ketojenik beslenme ile polikistik over sendromunun semptomlarında iyileşme sağlanabilir.
Şu ana kadar yapılan araştırmalar, keto diyetlerin Alzheimer ve Parkinson hastalığı üzerinde olumlu sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Ketojenik beslenme ile her iki hastalığın da semptomlarının azaldığını gösteren sonuçlar mevcut.
Tüm sağlıklı beslenme şekillerinde olduğu gibi keto diyetinde de ana öğünleriniz ağırlıklı olarak protein içerebilir. Somon ve uskumru gibi balık ürünleri ve kırmızı et ürünleri, ketojenik diyete en uygun protein kaynaklarının başında yer alıyor. Beslenme düzeninize eklemeniz gereken diğer temel gıdalar ise şöyle sıralanabilir:
Yeşil yapraklı brokoli, karnabahar, lahana, mantar gibi nişasta içermeyen sebzeler
Keçi peyniri ve çedar gibi işlenmemiş peynirler
Gezen tavuk yumurtası
Ceviz, badem, Antep fıstığı ve kabak çekirdeği gibi yağlı tohumlar
Sızma zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı ve avokado yağı gibi bitkisel sağlıklı yağlar
Ketojenik beslenmede uzak durmanız gereken gıdaları ise şöyle örneklendirebiliriz:
Mısır cipsi, patates cipsi ve kraker gibi paketli gıdalar
Şeker içeren kek, pasta ve tatlı benzeri tüm hamur işleri
Ekmek, makarna, pirinç ve kinoa dahil tüm tahıllar
Kavun gibi yüksek karbonhidrat içeren tüm meyveler
Şekerli veya yapay tatlandırıcılı tüm gazlı içecekler
Son olarak ketojenik diyete başlamadan önce risklerin ve faydaların daha iyi analiz edilebilmesi ve vücudunuzun diyete uygun olup olmadığının saptanması için bir uzmana danışmayı unutmayın.