Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Kira sözleşmesi, belirli ve belirli olmayan bir süre için yapılabilen Borçlar Kanunu’nda sayılan bir sözleşme türüdür.
Kira sözleşmesi içerisine koyulacak olan kiracının belirli koşullarda tazminat ödemesini öngören hükümler geçersizdir. Kiralananda bir hasar olması veya kiralanan malın sözleşme sonunda iade edilmesinde oluşan hasarlara ilişkin koyulacak ek tazminat maddeleri geçersiz olacak, kiraya veren kanunun sağladığı koşullar çerçevesinde kiracıdan tazminat talep edebilecektir.
Kiracı, kiralananı aldığı şekilde geri vermekle yükümlüdür. Kira sözleşmesinin en temel koşullarından biri olan bu durum kira sözleşmesi sona erdikten sonra kiracının ev sahibinin izni olmadan yaptığı değişiklikleri eski hale getirmek ve evde oluşan zararları onarmak zorunda olduğu kuralını göstermektedir. Kiraya veren evi nasıl vermiş ise kiracı da yaptığı değişiklikler ve kullanımından kaynaklı hasarları onararak kiralananı kiraya verene geri vermelidir.
Ev sahibinin yazılı izni ile yapılmış olan evdeki değişiklikleri kiracının geri verme sırasında eski hale getirme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Ayrıca kiracı, kiralananı ne durumda teslim almışsa kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri vermekle yükümlüdür. Bu sebeple kiracı, kiraladığı taşınmaz ve üzerindeki eşyalara gerekli özeni göstermez ise maddi tazminat talep edilebilecektir. Bu özen ve düzgün kullanma yükümlülüğü objektif bir yükümlülüktür. Kiralayanın sanki kendi eviymiş gibi özen göstererek kullanması kast edilmektedir.
Kiracı, kendisinin gidermekle yükümlü olmadığı ayıpları kiraya verene gecikmeksizin bildirmekle yükümlüdür yoksa bundan doğan zarardan sorumlu tutulacaktır. Ayıp olarak bahsedilen kiralanan taşınmazda veya üzerindeki eşyalarda ortaya çıkan hasarlardır. Yani malın olması gerektiği gibi olmamasıdır. Eğer kiraladıktan sonra kullanım esnasında ortaya ayıp çıkarsa kiracı zamanında haber vermelidir. Yoksa ortaya çıkan ayıbın yarattığı maddi anlamda değer kaybını kiracı karşılamak zorunda kalacaktır.
Kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla kiralananda meydana gelen eskimelerden ve bozulmalardan sorumlu değildir. Kiracının, sözleşmenin sona ermesi halinde, sözleşmeye aykırı kullanmadan doğacak zararları giderme dışında, başkaca bir tazminat ödeyeceğini önceden taahhüt etmesine ilişkin anlaşmalar geçersizdir. Sadece kullanmadan kaynaklı olarak verdiği olağan dışı hasarlar için maddi tazminat talep edilebilecektir.
Kiraya veren, geri verme sırasında kiralananın durumunu gözden geçirmek ve kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bu bildirim yapılmazsa, kiracı her türlü sorumluluktan kurtulur. Ancak teslim alma sırasında olağan incelemeyle belirlenemeyecek olan eksikliklerin ve ayıpların varlığı halinde, kiracının sorumluluğu devam eder. Kiraya veren, bu tür eksiklikleri ve ayıpları belirlediğinde, kiracıya hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bu koşullara uyulmazsa kiraya veren, kiracıdan maddi tazminat talebinde bulunamayacaktır.
İade edilen kiralananın hasarlı olması sonucunda talep edilecek tazminat için Borçlar Kanunu kesin bir zamanaşımı belirlememiştir. Bu sebeple Borçlar Kanunu’nda belirtilen genel zamanaşımı olan 10 yıllık zamanaşımı kuralı bu tazminat içinde geçerli olacaktır.
Kira sözleşmeleri kanunda belirli şartlara bağlanmış, kiraya verene ve kiracıya sorumluluklar yükleyen bir sözleşmedir. Bu sözleşme sonucunda tazminat talepleri de gündeme gelmektedir. Ayrıca evin tahliye edilmesi, muayene ve ihbar külfeti, yazılı bildirim yapılması gibi birçok hukuki adım da kira sözleşmelerinde geçerli olmaktadır. Kiralananın muayene edilmesi ve kiracıya hasarın ihbar edilmesi, sözleşmede yazılı olan hususlar, ceza koşulu gibi sözleşmenin genel ruhuna aykırı maddeler olmak üzere ciddi anlamda kişileri maddi zarara uğratabilecek durumlar ortaya çıkmaktadır. Kiracının ve kiraya verenin; yanlış işlemler yapmamaları, her ikisi açısından da haksız bir tazminat kazanmaları veya haksız bir yükümlülük altında kalmaları, kiralananın onarımına ilişkin maddi kayıplar yaşamaları gibi çok ciddi sonuçlar ortaya çıkmaması için hukuki yardım almak önemlidir. Hak kaybı yaşamamak için bir avukattan hukuki yardım almak isabetli olacaktır.
Görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi veya davalının bulunduğu yer mahkemesidir. Kısacası taşınmazın bulunduğu veya davalının bulunduğu yerin Sulh Hukuk Mahkemesi bu davada görevli ve yetkili mahkemedir.