5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının yedinci bölümünü oluşturan “Hürriyete Karşı Suçlar” kategorisi altında 123. maddede “ kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu ” yer verilmiştir.

Madde 123-(1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir.

Suçun uygulama alanı çok geniştir. Ancak kanun maddesinde önemle durulan konu telefon edilmesi ve gürültü yapılması hususu olmuştur. Kanun hükmüne göre özel kastla işlenen bir suçtur.

Kanun hükmüne bir kişi başka bir kimseyi rahatsız etmek veya huzurunu kaçırmak amacıyla yapacağı her türlü eylemi hukuka aykırı kabul etmiştir. Yani evimizde zıplamak suç değildir. Ancak patırtıyı yapmaktaki amaç eğer alt komşumuzu rahatsız etmek ise işte o zaman bu suç devreye girecektir.  Müzisyen olarak basgitar çalan birisi eğer komşusunu rahatsız etme saiki gütmüyorsa kendisine bu suçtan dolayı ceza verilmeyecektir. Kabahatlar kanununa göre cezalandırılması talep edilebilir.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu son zamanlarda , tehdit suçu ve hakaret suçu ile birlikte artmaktadır. Çoğu zamanda bu suçlarla birlikte işlenebilen bir suç türüdür.  Özellikle her alan da haberleşmenin artmasıyla telefon ile etkileşimin fazlalaşması bu suçların artmasına sebebiyet vermiştir.

Bu suçlarda kimi zaman şikayetin konusu avukatlar olmaktadır.Aavukatı şikayet etmek isteyen kişilerin başvurduğu bir yol haline gelmiştir.  Banka ve kurum avukatlığı yapan meslektaşların borçlularına ulaşmak için seçtiği bu yol ile borçlular şikayet haklarını kullanabilmektedirler.

Ancak şunu bilmek gerekiyor ki; “Hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz..”

Şöyle diyelim; Avukat, borçlusu ile telefon ile irtibat kurduktan sonra borçlunun talebi üzerine kendisi arıyorsa ve bazı istisnai durumlar gerçekten avukat peş peşe borçlusunu aramak zorunda kalabiliyor.  Borçlu kişi, kendisi bu durumu yaratarak eğer ki avukatı tuzağa düşürüp şikayet hakkını kullanıyorsa bu suçun oluşumundan söz edilmemesi gerekir.

Kimi zaman avukat bey/hanım beni arayıp bilgilendirir misiniz? beni arayın şu an bankaya ödeme yapmaya gidiyorum diyerek avukatı yanlış yönlendirmeleriyle karşı karşıya kalınmaktadır. Avukatın son durum için ardı ardına araması durumunda bu suçun işlenemeyeceği düşünülmelidir. Ancak kişiye defalarca mesaj atılması, mesajın içeriğinden de artık kişiyi sırf rahatsız etmek amacı güdülmesi anlaşıldığı takdirde TCK 123 maddesi söz konusu olabilecektir.

Rahatsız Kavramı Nasıl Tespit Edilir ?

Suçun oluşumuna hayatın olağan akışı ve oluş biçimine göre değerlendirme yapılmalıdır.  Gece vakti daha önce tanımadığı veya trafik trafiği olmayan bir kişiyi ısrarla aramanın hukuki uygunluk sebebi yok ise açıklaması biraz zor olacaktır.

Kişinin, kendisini yaraladığı gerekçesiyle daha önce davalık olduğu tarafın gecenin bir saatinde ısrarla telefon ile araması ve öleceksin diyerek tehdit etmesi kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile birlikte tehdit suçunun oluşumuna sebebiyet verecektir.

Gizli numaradan arayarak ses dinlemek yine bu suçun oluşuma sebebiyet verecektir.  Suçu işleyen failler genelde bu suçlar işlerken telefon numaralarını görünmeyecek hale getirip gizli numaradan arayarak rahatsızlık vermektedirler. Şikayet halinde savcılık tarafından arayan telefon numarası tespiti yapılmaktadır.

Bu suç instagram, facebook, twitter, watsapp uygulamaları içinde geçerlidir. Yani karş ıtarafla etkileşim kurularak rahatsız edilen her eylem işleniş biçimine bakılarak bu suç kapsamında değerlendirilir. Watsapp’tan ısrarla yazan kişinin engellendikten sonra sms atarak rahatsız etmesi suçun oluşumuna örnek gösterilebilir.

Yazı İçeriği

Kabahatlar Kanununa göre Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu

Bu madde hükmüne göre ise komşularınız gürültü çıkarıyorsa burada insanlarla münakaşa etmek yerine kolluk görevlilerine haber verdiğiniz takdirde ceza davası açılmadan kolluk tarafından idari para cezası uygulayacaklardır.

Kabahatlar kanuna Madd e 36

(1) Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye , elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.

(2) Bu fiilin bir ticarî işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

(3) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına kolluk veya belediye zabıta görevlileri karar verir.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu şikayete tabi suçlardandır. Şikayetçi, şikayet hakkını fail ve fiili öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde kullanmalıdır. Dikkat edilmesi gereken husus şikayetçi daha sonradan faili öğrenmesi halinde davanın zamanaşımı süresi ise 8 yıldır.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçunda Uzlaşma

Bu suçlar uzlaşmaya tabi suçlar arasındadır.  Uzlaşma prosedürü uygulandıktan sonra anlaşmazsa sağlanamazsa dava açılır.  Dava sırasında da uzlaşma hükümleri çerçevesinde anlaşılabilmektedir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçunda Görevli Mahkeme ve Yetki

Bu suç için görevli mahkeme, asliye ceza mahkemeleridir.  Ayrıca suçun işlendiği yer mahkemesi yetkiliyken telefon ile suçun işlenmesi durumunda etki yaratıldığı yer yani mağdurun suç esnasında bulunduğu yer mahkemesindedir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Yargıtay Kararları

18. Ceza Dairesi         2019/3664 E.  ,  2019/12182 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Beraat

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- Tehdit eylemine ve yükletilen suça yönelik katılan … vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hükmün temyizine gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Katılanın, sanığın kendisini sürekli telefonla arayarak rahatsız ettiğini savunması karşısında, katılanın kullandığı telefona ait HTS kayıtları getirtilip sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .


18. Ceza Dairesi         2019/3649 E.  ,  2019/12010 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
1- Tehdit suçundan verilen kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildi ği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, sanık …’nun temyiz iddiası yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak Yerel Mahkemenin redde ilişkin ek kararının ONANMASINA,
2- Diğer hükmün temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun niteliği gereği, hukuka aykırı eylemin ısrarla yapılmasının zorunlu olması nedeniyle, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmaması,
Kanuna aykırı ve sanık …’nun temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak, “TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmasına dair kısım çıkarılarak, netice adli para cezasının 1.500 TL’ye indirilmesi” suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .


18. Ceza Dairesi         2017/6477 E.  ,  2019/11936 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Hükmün açıklanmasına neden olan ve TCK’nın 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun, CMK’nın 253/3. maddesindeki “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” ibaresini madde metninden çıkaran 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle uzlaştırma kapsamına girmiş olması, CMK’nın 253/3. maddesindeki “uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz” biçimindeki düzenleme nedeniyle mala zarar verme suçu ile birlikte işlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun da suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında olmaması ancak anılan Kanunun 34. maddesiyle yapılan değişiklik nedeniyle hükmün açıklanmasına neden olan ve birlikte işlenen her iki suçun da uzlaşma kapsamına alınmış olması karşısında, sözü edilen suçlardan mahkumiyeti içeren ihbara konu ilam yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı bir suçtan mahkum olup olmadığı tespit edilip, sonucuna göre, hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .


18. Ceza Dairesi         2018/2093 E.  ,  2019/11939 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma , tehdit
HÜKÜMLER : Beraat

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Dosyada mevcut HTS kayıtlarına göre sanığın katılanı bir gün arayla üç kez telefon ile aradığı ve katılan telefonu açmayınca mesaj attığı şeklindeki eylemlerinin bir bütün halinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçuna vücut verece ği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu sanığın beraatine karar verilmesi ,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .


18. Ceza Dairesi         2017/6276 E.  ,  2019/11923 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Sanık hakkında Sincan (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/236 esas, 2014/518 karar sayılı ve 13/05/2014 tarihli dosyasında katılan …’a yönelik, aynı eylem ile ilgili olarak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan dava açılarak, yargılama yapılıp hüküm verilmi ş olduğunun anlaşılması karşısında, bahse konu dosyanın tasdikli bir suretinin dosya arasına alınması, aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle dosyanın derdest olması halinde ise dava dosyalarının birleştirilmesine karar verilerek oluşacak yeni duruma göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Sanık hakkında cinsel taciz suçundan kamu davası açıldığı, sanığın eyleminin soruşturma aşamasında uzlaşma kapsamında olmadığı, ancak yapılan yargılama neticesinde sanığın eyleminin uzlaştırma kapsamına giren kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu olarak kabulü karşısında aynı Kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca her iki suç için uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .


18. Ceza Dairesi         2017/6256 E.  ,  2019/11763 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma , tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanık hakkında tehdit suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildi ği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’in tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen kişilerin huzur ve sükununu bozma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesinin “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir .” hükmü karşısında, 20 TL olan yargılama giderinin Hazine üzerine bırakılması yerine sanıktan tahsiline karar verilmesi ,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu husus, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası hüküm fıkrasının yargılama gideri ile ilgili kısmının çıkartılıp yerine “5271 sayılı CMK’nın 324/4. fıkrasına 6352 sayılı Yasanın 100. maddesince eklenen ek cümle gereğince terkin sınırı altında kalan 20,00 TL yargılama giderinin Devlet Hazinesine yüklenmesine,” ibaresinin eklenmesi biçiminde tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .


18. Ceza Dairesi         2019/7044 E.  ,  2019/11757 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma , hakaret
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;
1- Sanık … … hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan verilen beraat hükmü yönünden;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan … vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2- Sanık … hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyizine gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak,
a) Suç tarihinde uzlaşma kapsamında olmayan tehdit suçu ile uzlaşma kapsamında olan hakaret suçlarının birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma hükümlerinin başlangıçta uygulamayacağı ancak sanığın tehdit suçundan beraat etmesi karşısında, hakaret suçunun, CMK’nın 253/3. maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi hale geldiği anlaşılmakla, CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) TCK’nın 53/1-b maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin, 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması, yine anılan kanunun 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet , vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .


4. Ceza Dairesi         2015/4487 E.  ,  2019/11980 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A-Sanık … hakkında tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından kurulan hükümler yönünden,
1-TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde TCK’nın 61. maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanunun 3. maddesindeki fiilin ağılığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur ilkesi de gözetilerek, seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonra da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekir.
Adli sicil kaydında sabıkası bulunmayan sanık … hakkında, katılan …’na karşı yaralama ve hakaret suçlarından hüküm kurulurken, yeterli gerekçe gösterilmeden seçenek yaptırımlardan hapis cezasının tercih edilmesi,
2-Sanık hakkında hakaret suçundan hüküm kurulurken, olayın meydana geldiği iddia edilen sokak üzerinde evin önünün aleni yerlerden olup olmadığı saptanıp sonucuna göre TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,,
3-5237 sayılı TCK’nın 51/3. maddesinde, cezası ertelenen sanık hakkında, 1 yıldan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresinin belirlenebileceğinin belirtilmesine karşın, sanık hakkında yaralama ve hakaret suçlarından dolayı denetim süresinin 3 ay 10 gün ve 2 ay 15 gün olarak belirlenmesi,
4-Sanığın, tehdit suçunu katılanlar … ve …’na karşı tek fiille gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nın 43/2. maddesi gereği artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Tehdit ve yaralama suçları nedeniyle dosyaya yansıyan ve talep edilen somut (maddi) bir zararın bulunmaması, manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmaması, sanığın duruşmadaki hali olumlu görülerek takdiri indirim uygulanması, yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılarak hükmolunan hapis cezasının ertelenmesi karşısında, engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, kanuni olmayan gerekçeyle, ertelemeden daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi ,
B-Sanık … hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
1-Bir kimseye telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması eylemlerinin ısrarla yapılması halinde, TCK’nın 123. maddesindeki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşacağı gözetilmeden, sanığın, katılan …’nun birlikte yaşadıkları evi terkederek anne-babasının evine gitmesinden sonra annesi ve kızkardeşini de yanına alarak katılan ile konuşup onu geri dönmesi için ikna etmek amacıyla olay mahalline gitmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun özel kast unsurunun ne şekilde oluştuğu açıklanmadan yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi ,
2- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu nedeniyle dosyaya yansıyan ve talep edilen somut (maddi) bir zararın bulunmaması, manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmaması, sanığın duruşmadaki hali olumlu görülerek takdiri indirim uygulanması, yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılarak hükmolunan hapis cezasının ertelenmesi karşısında, engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, kanuni olmayan gerekçeyle, ertelemeden daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi ,
3-Kabule göre de;
a-TCK’nın 51/3.maddesi uyarınca; cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirleneceği, bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamayacağı halde, huzur ve sükunu bozma suçundan verilen ve ertelenen hapis cezasında denetim süresinin 1 yıl yerine mahkumiyet süresi kadar tayin edilmesi suretiyle noksan denetim süreleri belirlenmesi,
Kanuna aykırı ve o yer Cumhuriyet savcısı ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, her iki sanık yönünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi .