Kök Hücre ile ‘Referans’ Başarısı

Türk doktorlarının 2008 yılından beri gerçekleştirdiği kök hücre çalışması COVID-19 pandemisiyle birlikte önem kazandı. Dünya Sağlık Örgütü Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim-Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş, İstinye Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erdal Karaöz ve ekibinin gerçekleştirdikleri ‘Kritik Covid-19 Hastalarında Ek Kök Hücre Tedavisi’ konulu araştırmasını 2021 yılının referans yayınlarından biri olarak ilan etti. Çalışma ile solunum cihazına bağlı ağır hastalarda ek kök hücre tedavisi uygulandığında ölüm oranının yüzde 50 azaldığı saptandı.

Haber-Röportaj: Nilay Akgün

Kök hücre çalışmalarıyla 2008’den günümüze kendilerinden söz ettiren Prof. Dr. Erdal Karaöz, Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş ve ekibinin deneyim, bilgi, birikimleri; kritik COVID-19 hastalarının ikinci kez yaşama dönmesinde etkin rol oynadı. Çalışmada; solunum cihazına bağlı ağır hastalar üzerinde objektif parametreler ve çift kontrollü olarak gerçekleştirildiğinde, kök hücre tedavisinin ölüm oranını erken dönemde net yüzde 50 azalttığı saptandı.

Covıd-19 nedeniyle hasar gören organları onarmayı başardılar…

Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim-Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş elde edilen başarı ilgili olarak şunları söyledi: “The Systematic Effect of Mesenchymal Stem Cell Therapy in Critical COVID-19 Patients: A Prospective Double Controlled Trial- Kritik COVID-19 Hastalarında Mezenkimal Kök Hücre Tedavisinin Sistematik Etkisi: Prospektif Çift Kontrollü Deneme’ projesini ile hayata geçirdik. Çok sayıda kritik COVID-19 hastasının ek kök hücre tedavisi ile ikinci kez yaşama tutunması bizlere anlatılmaz gurur, mutluluk, motivasyon veriyor.

Şu an COVID-19 tedavisinde uygulanan yöntemlerin hiçbiri vücutta hasar gören organları onarma, yeniden yapılandırma cevabını oluşturmuyor. Dışarıdan kontrollü olarak verilen kök hücre tedavisi hem vücutta meydana gelen sitokin fırtınasını kontrol etmekte hem de ağır enfeksiyon nedeniyle hasar gören organların onarılmasına (rejenerasyonuna) yardımcı olmaktadır. Daha önceki farklı alanlarda yaptığımız kök hücre çalışmalarından edindiğimiz bilgi-deneyimlerin klinik olarak uygulanmasıyla COVID-19 döneminde hastaların sağlığına kavuşmasında kök hücre tedavisi etkin rol oynadı.

Akciğer dokusu; elastik genişleyebilen yapısıyla vücut için gerekli hava alışverişini yaparak ihtiyaç duyulan oksijeni sağlar. Şiddetli akciğer enfeksiyonlarında oluşan hasar nedeniyle fibrosiz-akciğerlerin sertleşmesi meydana gelir, elastik yapısı bozulur, efektif çalışamaz. Daha önceki çalışmalarımızdan kök hücrelerin onarma ve tamir mekanizmaları ile sitokin fırtınasını düzenleyebildiğini biliyorduk. Çünkü kök hücre: vücutta herhangi bir nedenden dolayı bir şey fazla ya da az salındığı zaman bunu normal değerlerine getirebilme-düzenleyebilme özelliklerine sahiptir. Bu nedenle COVID-19 pandemisi döneminde sitokin fırtınası üzerine yoğunlaştık.

Vücutta meydana gelen tehlikenin hücresel haberleşme ağı ile üst merkezlere iletmesiyle sitokin fırtınası oluşur. Prof. Adaş, “En üst merkez beyin ve altındaki diğer haberleşme ağlarından gelen sinyallere göre vücut savunma sistemleri önlem alır. Haberleşme sırasında iletişim ağı çok yoğun çalıştığında bütün savunma hatları ve hücresel yapılar alarma geçmesi ile kargaşaya oluşur. Bu tabloda organizma bazen kendisine zarar verebilir. Normal koşullarda düzelebilecek karmaşık yapı aşırı uyarılmada düzelene kadar geçen sürede ana organlarda hasar hatta yetmezlikler oluşturabilir. COVID-19 enfeksiyonuna yakalanan hastada ek olarak diyabet, KOAH, aşırı kilo, kanser, kalp, tansiyon ve oto immun gibi kronik hastalıklar varsa daha ağır tablo oluşturabilir hatta ölümcül olabilir. İşte kök hücre burada devreye giriyor” diyerek konuya açıklık kazandırdı.

Kök hücre nedir?

Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş, bilimsel yaklaşım-araştırmaların bilinmeyeni anlama, yapılmayanı belirli kurallar-düzen çerçevesinde yapma üzerine kurulu olduğunu, kök hücre çalışmalarının da bu nedenle yapıldığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Kök hücre bir anlamda ‘akıllı hücre’ demektir. Bilinenin ya da sanılanın aksine kök hücreler vücudumuzun birçok yerinde vardır. Göbek kordonu bunlardan sadece biridir. Bel çevresindeki yağlarda, diş pulpasında, kemik iliğinde, karaciğer gibi farklı organda kök hücre bulunur. Erkekte sperm, kadında yumurtanın birleşmesi ile insanın ilk kök hücresi ‘Mother Cell’ adı verilen ana hücre / zigot oluşur. Bu hücre matematiksel olarak bölünerek her gün ikiye katlanarak 1-2-4-8-16 çoğalır.

*Kök hücreler gelişme potansiyellerine göre kısaca totipotent, pluripotent, multipotent veya unipotent adlandırılır.

*Dördüncü günün sonundaki blastosit evresinde 16 hücre olduğunda; bu hücreler 16 aynı insanı yapacak yeteneğe sahiptir . Buna totipotent güç denilir.

*Dördüncü günden sonra bu hücreler bir alt seviyeye düşer. Bu gücün de adı Pluripotent olup insanı oluşturan tüm hücrelere dönüşebilecek potansiyeli sahip hücrelerdir.

*5’inci gün hücre sayısı 32’ye ulaştığında bu hücrelerin organ oluşturma gücü kaybolur. İnsanı oluşturan yaklaşık 200 kadar farklı hücre tipi vardır. Kök hücre vücuda verildiğinde genetik ve iletişim sisteminden gelen uyarı ile gerekli olan farklı hücreye dönüşebilir.

*Doğumdan sonra bu güç bir alt seviye olan Multipotent ’e düşer. Bu hücreler ise yaklaşık 100 kadar farklı hücreye dönüşebilir.

Totipotent, pluripotent ve Multipotent kök hücreler çok sayıda bilinmeyenlerle doludur. Bilim dünyasındaki kök hücre çalışmaları 100 kadar farklı hücre tipine sahip olan bu Multipotent güç üzerinde yoğunlaşmıştır.”

Kök Hücre nasıl elde edilir?

Kullanılan kök hücreler çok üst düzey steril ortam ve teknolojiye sahip GMP laboratuvarlarında (İnsan Göbek Kordonu) Umblical Cord hücresi ya da bunun içinde bulunan Wharton jelinden elde edilmektedir. Bu hücrelerin önemine gelince, Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş konuyu şöyle açıkladı: “Kök hücre elde edildikten sonra hasarlı bölgeyi tamir etmesi için damar içi, beyin omurilik sıvısı, kas içi veya bronko alveoler verilir. Genel olarak insanın ölümü kalp, karaciğer, akciğer, beyin, böbrek gibi organlarının yetmezliği sonucu oluşur. Bilim adamlarının en büyük hayali organ yapmak yani totipotent gücü elde etmek. Organı yaptıktan sonra çalışması sonra da vücudun onu kabul etmesi gerekir. Burada vücutta oluşan sinyal yolakları önem kazanır. Farklı hücreler farklı yolaklara bağlanırsa o zaman kontrolsüz çoğalma ve kanserleşme riski oluşabilir.”

Dünya ve ülkemizde kök hücre çalışmaları izinle yapılabilir…

Tüm bu çalışmalara başlamak için etik kuruldan ‘tıbbi ve mali etiğe uygun mu?’ iznin alınması gerekir. İkinci adım ise Sağlık Bakanlığı için projenin hazırlanması ve Bilim Kurulu onayıdır. Sonraki süreci Prof. Adaş şöyle anlatıyor: “İstinye Üniversitesi ekibinden Prof. Dr. Erdal Karaöz ile 2008 tarihinden bugüne ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz çalışmaların katkılarıyla hazırladığımız ‘COVID 19 enfeksiyonunda hücresel tedaviler ile ilgili makaleyi; dünyada iyi projelerin kayıta alındığı ClinicalTrials.gov ile paylaştık. Şu an COVID-19 enfeksiyonu tedavisinde uygulanan yöntemlerin hiçbiri hasar gören organı onarma, yeniden yapılandırma cevabını vermiyor. Ama kök hücre hem sitokin fırtınası kontrolünü hem de organ yenilenmesini sağlıyor. Çalışma birçok insan hayatının kurtulmasına yardımcı olmuştur.

Bilimsel çalışmalar; sabır, alt ve üst yapı, bu konu için gerekli bütçe ve deneyimli ekip gerektirmektedir. Bu durumda Türk bilim insanın gayreti ve sabrını takdir etmek gerekir.”

4 Kök hücre nakli ile gelen ikinci yaşam

Hastasından bulaşan virüs ile Covid-19 enfeksiyonuna yakalanan Bakırköy Dr. Sadi Konuk uzmanlarından Dr. Selçuk Köse’nin kalbi durdu, 15 dakika yapılan kalp masajı ile tekrar çalıştırıldı. Sonrasındaki tabloda; normalde yüzde 60-75 olması gereken kalp atım gücü yüzde 25, akciğerlerinin ise yüzde 75-80’i Covid-19 enfeksiyonu ile tutulu, karaciğer, böbrek, beyin gibi ana organlarda yetmezlik olduğu saptandı. Sağlık Bakanlığı’ndan alınan etik izinle kendisine 4 kez kök hücre nakli uygulandı. Bugün görevinin başında, yaptığı cerrahi girişimlerle hastalarına şifa dağıtmaya devam ediyor.

17 yaşında gelen ikinci yaşam

Mikroskobik dünyayı bilinir hale getirmek, bireysel-akılcı hedeflerle insan yaşamını daha konforlu ve sağlıklı kılmak üzere kök hücre çalışmaları üzerinde yoğunlaşan Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş ’ın ismini kamuoyu, top oynarken kalbinin durması sonucu beyin hasarı gelişen makineye bağımlı 17 yaşındaki EÖ’nin hikayesinde duydu. 2017 yılında hastaya uygulanan 4 başarılı kök hücre nakli ile sağlığına kavuşan EÖ şimdi sağlıklı-başarılı olarak yaşamına devam etmektedir. Prof. Adaş bu tedavideki başarılı bilim adamlarımızdan biridir.