KÖTÜ AĞIZ KOKUSUNUN NEDENLERİ VE ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ

Ağız kokusu insanları rahatsız ederek utanç verici hale gelebilecek bir durumdur. Ağız kokusunun asıl sebebi, genellikle kişinin ağız hijyenini tam olarak sağlayamamasından kaynaklıdır. Ağız hijyeninin sağlandığı düşünülse de genellikle kontrollerde ilk görülen yeteri kadar sağlanamamış olmasıdır. Fakat ağız hijyeninin sağlanmasına rağmen uzun süreli ve rahatsız edici bir koku varsa bu, diğer hastalıklara bağlı da gelişebilir.

Geçmeyen ağız kokusunun nedenlerinin mutlaka araştırılması gereklidir. Ancak genellikle sabahları rahatsız edici bir koku olması fizyolojik olarak normal kabul edilmektedir. Akşam yenilen veya içilen gıdaların diş aralarına girmesi ve dilde birikmesi sonucu olmaktadır.  Bu yüzden gece yatmadan önce mutlaka ağız bakımı yapılmalıdır. Ağız bakımı yapıldıktan sonra geçecektir.

Yetersiz Ağız Hijyeni Dışında Ağız Kokusuna Sebep Olabilecek Diğer Nedenler

· Ağız içi mantar enfeksiyonları
· Diş çürükleri (oyuklar)
· Sinüzit
· Bademcik iltihabı
· Mide ve bağırsak sistemleri hastalıkları
· Uzun süreli açlık
· Alkol kullanımı
· Sigara ve tütün ürünleri
· Ağız kuruluğu
· Diyabet
· Böbrek rahatsızlıkları
· Burun ve burun eti rahatsızlıkları sayılabilir.

Ağız boşluğunda yaşayan bakteriler ve artıklarından oluşan sülfürlü bileşiklerin neden olduğu ağız kokusu sosyal hayatta bireylerin özgüvenlerini kaybetmelerine neden olup evlilikleri bile etkileyebiliyor.

Tedavi Yöntemleri

Tedavi için öncelikle ağız kokusuna yol açan etmenler detaylı olarak araştırmalıdır. Ağız kokusunun temelinde yatan ağız hijyeninin tam sağlanmaması olabilir. Ağız kokusu, ağız hijyeninin tam olarak sağlanması ile tedavi edilir. Ağız kokusu tedavisinde doğru teşhis ve tedavi uygulanması durumunda %90’lara varan başarı elde edilebilmektedir. Ağız kokusu tedavisine öncelikle ağızda gıda birikimine yol açan bozukluklar, diş taşları, çürük dişler varsa bunların tedavisi ve ağız hijyeninin sağlanması ile başlanır.

Ağız kokusunu önlemek için dişlerin günlük temizliğini en iyi şekilde gerçekleştirmek ve ağızda %100 hijyen sağlayan ağız duşu kullanmak gibi basit yöntemler işe yarayabilmektedir.

Ağız Kokusunu Önlemek İçin Ağız Bakımı Nasıl Yapılmalıdır?

Ağız hijyeninin sadece fırça ile olacağını zannetmek en büyük hataların başındadır. Fırçanın ulaşmadığı yerlerde biriken atıklar ağız kokusuna neden olacaktır. Ağız kokusunu önlemek için ağız bakımı günde en az 2 defa doğru tekniklerle dişler fırçalanmalıdır. Ancak diş fırçası kullanmak yeteri kadar hijyen sağlamayacağı için bu yüzden tazyikli suyla dişleri temizleyen ağız duşu tercih edilmelidir. Bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış, Aquapick Ağız Duşu kullanarak derinlemesine temizlik sağlayabilirsiniz.

Ağız kokusu yaşadığı için Aquapick kullanan veya diş hekimi tavsiyesi ile yeterli hijyen sağlayamadığı için Aquapick önerilen 10binlerce hastanın hepsinde görülmüştür ki 1. günden itibaren ağızda büyük değişimler meydana gelmiş, sağlanan tam hijyen ile ağız kokusu tamamen durmuştur. Atıkların uzaklaştırılması, kan sirkülasyonunun arttırılması ve bakteri plağının tamamıyla ortadan kaldırıldığı bir ağızda ağız kokusunun olmadığı görülmüştür.

Aquapick, ağız duşu sektöründe 2 farklı modeli ile fark yaratıyor. AQ-300 modeli ile dakikada 2200 su atışı yaparken, AQ-350 modeli ile ise dakikada 2400 su atışı yaparak ağızda derinlemesine temizlik sağlıyor.
Aquapick’in atış tekniği, Türkiye’de ve dünyada üniversitelerde on binlerce insan üzerinden yapılan bilimsel çalışmalarda fırçanın ulaşamadığı her noktaya %100 oranında girdiği, güçlü basınç ve etkin atış tekniği ile girdiği her noktadaki bakteri plağını ve atıkları ortan kaldırdığı, ayrıca ağızda yapmış olduğu masaj etkisi sayesinde kan sirkülasyonunu %150 oranında arttırdığı, 3. günün sonunda diş eti kanamaları ve çekilmelerini %98 oranında durduğu kanıtlanmıştır. Her yemekten diş ve ağız temizliği yapılması gerekiyor. Aquapick Ağız Duşu, hızlı ve maximum hijyen sağlayarak en çok tercih edilen ağız bakım ürünleri arasında yer alıyor.
Ağız ve diş sağlığı iyi bakımı yapılmasına rağmen ağız kokusu kaybolmuyorsa o zaman altta yatan diğer sebeplere bakılması gerekmektedir.