Maçka’da İki Yiğit

Çınlasın gökyüzü,

Karadeniz ağlasın.

Yıldızsın, aysın,

Eren iyi ki varsın.

8 kız çocuğu, 5 oğlan çocuğum var. Şimdi 4 oğlan kaldı 8 kız. Kızların 3’ü evli, 3 tane yanımda. Sığırlarımız var, koyunlarımız var. 7 aylarda yaylaya geliyoruz . 11. aylarda gidiyoruz. Zaman geliyor yevmiyeye gidiyoruz. Biliriz, yoksuluz isterler bizi işte. Oradan alırız 5 kuruş. Zor işte bu hayatı yaşamak zorundasın. Seni Cenab-ı Allah dünyaya getirmiş. Eren’in gücünden çok çılgınlığı yazı yazıyordu. Kendi gücü yoktu ama. İş buyurduğum zaman hiç yapmam tepkisi almazdım ondan. İmam Hatip 2. sınıfa gidecekti. Maçka’da okuyordu. Eren’in zamanında insan boyu kar olurdu. Buradan aşağı bu karı yarardı kah karın üstünde. Çantaya koyardı, çantanın üstünde yüzerek okula giderdi. Evimiz soyuldu, yiyeceklerimizi aldılar. Geldi, baktı dediler burayı PKK soydu. PKK soydu dedikten sonra ben Eren’i nereye bıraktım. Camisinin yanında amcasına bıraktım. Fındık topluyor yevmiye yapmaya. Bıraktım, yaylaya gittim. Çarşamba akşam üzeri bıraktım onu. Cuma günü cuma saatinden sonra. Geldiler, aldılar onu güvenlik güçleri camii de. Eren namazdaydı. Oradan aldı, geldiler buraya. Buraya gelir gelmez olay oldu. Beni buradan komşular aldı. Sizin orada çatışma var dedi. Ben hemen anladım. Çatışma var deyince hemen Eren’i aradım. Telefonu Eren’in çalıyor, cevap vermiyor. Komşu yayladan aşağı geliyordu. Aldı beni arabaya. Maçka’dan yukarı çatak derler oraya öl geldi. Dediler bana ki sen eve git. Eren iyidir, dizinden ameliyat oldu, gelecek. Hayır dedim. Dizinden ameliyat olan adam benim telefonumu açmaz mı ? Telefon çalıyor burada kapıda düştüğü yere. Telefon çalıyor, kimse açmıyor. Hayır dedim. Beni Eren’in ameliyat olduğu hastaneye götürün. Hastanenin kapısına gittim ki yıkılıyor. Zaten arabanın içerisini gördüğüm an anladım. Bana kimse demedi ki Eren’i kaybettik. Ben dışarıdan anladım. Burada taziye çadırı kuracak yer yoktu. Benim büyük eniştem. Çataktan az yukarı su kenarı olur. Oraya taziye çadırını kurdurdular. Cenaze oraya geldi. Oraya gömdüm. Oradan aldık geldik yerine odur budur. Eren’in iki tane abisi İstanbul’da askerlik yaptı. Şöyle otursak burada derdi işte : “Siz askerlik mi yaptınız ?” İstanbul’un göbeğinde askerlik yaptınız. Ben Doğu’ya gideceğim. Doğu’da askerlik yapacağım derdi o zaman. Anlamıyorum, aklım kesmiyor. Anlamıyorum aklım kesmiyor. Diyorum ki ona oğlum : Doğu’da olan askerlerin çoğu vuruluyor. Vurulsan kim seni oradan gelip şehit olursun. Anne derdi : Ben şehit olmayı istiyorum. Cenab-ı Allah sözünü tuttu. Kapının önünde şehit oldu. Çocuğumun şehit olmasıyla gurur duyuyorum ama acısını yenemiyorum. Şimdi yemiş, içmiş, gezmiş, görmüş çocuk olsa dersin ki : Ben bu dünyada ona vereceğimi verdim. İlahi takdire kalmış. onun da takdiri oradanmış gitmiş. Yani inşallah burada çektiği çileyi orada görmez. Allahımdan ben onu temenni ediyorum. Buradaki hayatı karanlık geçti. Orada ışık yerde seçsin. Ben Cenab-ı Allah’ımdan onu diliyorum. Şehitlik duygusunu da blr şey demiyorum. Bu mertebeye herkes erişemez. Bu köyden değil de dışarıdan bana diyenler oluyor ki : Teyzem biz de senin gibi şehit ailesi olsak. Şehit anası olsak. Tamam oraya ben bir şey demiyorum ama ben Eren’in çektiği yoksulluklara, garipliklere ben onlara yanıyorum. Allah razı olsun sesimiz duyulduktan sonra bize herkesin yardımını gördük. Devletimiz mezarlığımızı yaptı. Allah razı olsun cumhurbaşkanımız yanımıza geldi. Bizi dinledi, derdimizi dinledi, gerekeni yaptı. Yapacağım da yine dedi. Bizi duyup da bizim amacımıza ortak olanlardan Allah razı olsun. Benim diyeceğim Eren’in bu dünyada çektiği çile çok. İnşallah orada çekmez. Cenab-ı Allahım inşallah orada yerini aydın yapar.

Eşim adam gibi adamdı. Askeriyeyi karşıma koysanız ve şehitlik en çok kime yakışır deseniz, eşime şehitlik çok yakışırdı ve çok yakıştı. Layık olduğu gibi gitti. Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’in eşi Cemile Gedik Eşinin, şehit düştüğü bölgeyi çok sevdiğini anlatan Gedik, şöyle konuştu: Oranın insanını çok seviyordu. Gümüşhane ve Trabzon onun için vazgeçilmezdi. Dağlardan eve gelmiyordu. Orada kime sorsanız bunu söyleyecektir. Orada terörün olmasından çok rahatsızdı. 4 yıldır canla başla çalıştı. En son 1,5 ay önce geçici görevle Maçka’ya verildi. Coğrafyasının çok zor olduğunu söylüyordu ama ‘O bölgeden o teröristleri alacağız, başka yolu yok’ diyordu. Sürekli o bölgeyi temizleyeceklerini ifade ediyordu. ‘Terör bitecek ve oradaki insanlar huzur bulacak’ diyordu. O uğurda kendini feda etti, bunun başka bir adı yok. Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik Ferhat Gedik şehit olduğunda 40 yaşındaydı. 12 Ağustos günü 41 yaşına basacaktı. Ta ki 11 Ağustos 2017 tarihine kadar PKK’lı teröristler ile Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’in ekibi çatışmaya girdi. Çatışmadan 10 dakika önce fotoğraf çekilmişlerdi. Geriye tek kalan Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’in telefonundan çekilen o fotoğraf oldu bize kalan. İhanet sürecinde Doğu’ya göreve giden Ferhat Gedik, 2012 yılında Ankara’ya tayini geçti. Ankara’da Karadeniz’deki terör faaliyetlerle ilgileneceği ancak Maçka’daki terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla geçici görevle Trabzon’a verildiği bildirildi. Bölgedeki diğer jandarma personelinin fikir danıştığı Gedik’in, tüm yolları, yaylada yaşayan insanları, buralarda meydana gelen terör olaylarını tarihi, saati ve hikayesiyle aklında tutan, zeki ve işine titiz kimliğiyle de takdir topladığı kaydedildi. Bölgedeki diğer jandarma personelinin fikir danıştığı Gedik’in, tüm yolları, yaylada yaşayan insanları, buralarda meydana gelen terör olaylarını tarihi, saati ve hikayesiyle aklında tutan, zeki ve işine titiz kimliğiyle de takdir topladığı kaydedildi. Şehit Gedik’in, Gümüşhane ve Giresun bölgesinde 2015 ve 2016’da terör örgütü mensuplarıyla sağlanan 5 sıcak temasa ilişkin istihbarat çalışmasını yürüttüğü, teröristlerin bölgeden ne zaman geçeceği yönündeki ipuçları sağladığı öğrenildi. Eşi Cemile Hanım yaptığı açıklamada “Oranın insanını çok seviyordu. Gümüşhane ve Trabzon onun için vazgeçilmezdi. Dağlardan eve gelmiyordu. Orada kime sorsanız bunu söyleyecektir. Orada terörün olmasından çok rahatsızdı. 4 yıldır canla başla çalıştı. En son 1,5 ay önce geçici görevle Maçka’ya verildi. Coğrafyasının çok zor olduğunu söylüyordu ama ‘O bölgeden o teröristleri alacağız, başka yolu yok’ diyordu. Sürekli o bölgeyi temizleyeceklerini ifade ediyordu. ‘Terör bitecek ve oradaki insanlar huzur bulacak’ diyordu. Gerçekten de öyle oldu Ferhat komutanın öncülüğünde askerimiz de polisimiz de terörle mücadele de başarılara imza attılar. Ferhat Gedik, o uğurda kendini feda etti.” Şehidimiz annesiyle yaptığı telefon görüşmesinde de annesi Hatice Hanım “Gitme, senin görev yerin Ankara’ya çıktı'” demesine karşılık “Anne, orayı temizleyip geleceğiz. Oradakiler beni bekliyor” şeklinde karşılık veren fedai ruhlu bir insandı. Ferhat komutanın ne kadar büyük bir kahraman olduğunu ailesinin açıklamalarından da görüyoruz, şehidimiz vatan görevinden bir adım geri atmamış her işte canla başla mücadele etmiş, milletinin kaderini kendi kaderiyle birleştirerek vatan yolunda şehit olmuştur. Emekli olduğunda eşiyle dünya turuna çıkma planları yaptıklarını dile getiren Gedik, tek hayallerinin bu olduğunu ifade etti ve asıl hedef Eren Bülbül değil Ferhat Gedik idi.

Kaynaklar

Eren Bülbül – Yeni Şafak

Kaynak :
Sözcü – Şehit Ferhat Gedik’in telefonundan Eren Bülbül’ün son fotoğrafı çıktı.
Karar – Şehit Astsubay Ferhat Gedik’in Ankara’ya tayininin çıktığı öğrenildi.
TaLeBe – Fedailiğin Adı: Ferhat Gedik Komutan
Anadolu Ajansı – Şehit Jandarma Kıdemli Başçavuş Gedik’in eşi Cemile Gedik: Eşime şehitlik çok yakıştı